'Türkiye'nin hassasiyeti üzerinde kimse spekülasyon yapmasın'

'Türkiye'nin hassasiyeti üzerinde kimse spekülasyon yapmasın'
 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 300 bin Iraklıyı kamplarında misafir ettiğini belirterek, "Türkiye'nin hassasiyeti üzerinde kimsenin spekülasyon...

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 300 bin Iraklıyı kamplarında misafir ettiğini belirterek, "Türkiye'nin hassasiyeti üzerinde kimsenin spekülasyon yapmaması lazım" dedi.

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye şu anda 300 bin Iraklıyı kamplarında misafir eden bir ülkedir. Bunu ne İran yapıyor ne de Rusya yapıyor. Bu kadar hassas davranan bir Türkiye'ye karşı böyle bir yaklaşım tarzını biz bir defa, yani Irak'tan da, diğer ülkelerden de yanlış buluruz. Türkiye'nin bu hassasiyeti üzerinde kimsenin spekülasyon yapmaması lazım. Bizim bütün bu hareket tarzımız, bir defa birinci derecede Musul halkının çağrısı üzerine atılmış bir adımdır" dedi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, El Arabiya kanalına verdiği röportajda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Başika kampından çekilip çekilmeyeceğiyle ilgili bir soru üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Başbakanı Haydar el-İbadi'nin Türkiye ziyareti sırasında talebi üzerine Başika'ya eğitimcilerin yerleştiğini, Iraklı yetkililerin de burayı ziyaret ettiklerini anlattı.

 

Suriye'deki gelişmeler ve bu gelişmelerle birlikte bazı adımlar atıldığını kaydeden Erdoğan, bunlardan bir tanesinin de Rusya, İran, Irak ve Suriye'nin oluşturduğu Bağdat'ta kurulan dörtlü ofis meselesi olduğunu ifade etti.

 

Türkiye'yi de bu ofise dahil etmek istediklerini dile getiren Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e, "Ben devlet olarak, meşru bir devlet olarak kabul etmediğim Suriye ile aynı masada nasıl otururum? Onun için bizim oraya gelmemiz mümkün değil" cevabını verdiğini söyledi.

 

Başika kampı adımı, oradaki Peşmergelerin ve zaman zaman da Türkmenlerin eğitimine yönelik adımların kendilerine bir şeyi daha gösterdiğini söyleyen Erdoğan, "'Demek ki' dedik, 'yani bizim biraz daha Bamerni'de bu işi birlikte yürütmemiz gerekiyor' ve daha sonra bu son zamanlardaki gelişmeler olunca Bamerni'ye biz oradan bir miktar askerimizi çektik" ifadesini kullandı.

 

-"Irak Merkezi Yönetimi bir tedbir almamıştır"

 

Irak hükümetinin Başika kampıyla ilgili olarak BMGK'ya başvuruda bulunmasının Türkiye'nin DAEŞ'le mücadele çabalarını nasıl etkileyeceği yönündeki bir soru üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin orada bulunmasının en önemli sebebinin DAEŞ'le mücadele olduğu vurguladı. Bağdat yönetiminin DAEŞ'le mücadele konusunda gerekli adımları atmadığını, atmış olsaydı bu sıkıntıların yaşanmayacağını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

 

"Maalesef hiçbir zaman bu terör örgütlerine karşı Irak Merkezi Yönetimi bir tedbir almamıştır. Şu anda kaldı ki DAİŞ zaten Irak'ın üçte birini işgal etmiş durumda. Orada hala DAEŞ terör örgütü bulunuyor. Peki, Merkezi Yönetim bunlara karşı şu ana kadar herhangi bir şey yapabildi mi? Yapamadı ve biz talep üzerine buraya girmiş bulunuyoruz. Burada Peşmergelerin, Türkmenlerin, hepsinin ciddi bir sıkıntısı var. Eğitim amaçlı buraya girmişiz, bir muharip güç olarak burada bulunmuyoruz. Sadece bizim oradaki bir kısım askerlerimiz, eğitim veren askerlerimizi koruma amaçlı olarak oradadır. Zaten sayı da bellidir. Yani siz o sayıyla zaten orada muharebe yapamazsınız.

 

Türkiye'nin sürekli olarak Irak'tan terör tehdidi alan bir ülke olduğuna ve bu tehdidin sadece DAEŞ'te kaynaklanmadığına dikkat çeken Erdoğan, "Kaldı ki Türkiye şu anda 300 bin Iraklıyı kamplarında misafir eden bir ülkedir. Bunu ne İran yapıyor ne de Rusya yapıyor. Bu kadar hassas davranan bir Türkiye'ye karşı böyle bir yaklaşım tarzını biz bir defa, yani Irak'tan da, diğer ülkelerden de yanlış buluruz. Türkiye'nin bu hassasiyeti üzerinde kimsenin spekülasyon yapmaması lazım. Bizim bütün bu hareket tarzımız, bir defa birinci derecede Musul halkının çağrısı üzerine atılmış bir adımdır" diye konuştu.

 

-"İlişkilerimizin düzelmesinden yanayız"

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Rusya ilişkilerinin durumuna ilişkin soru üzerine, " Bizim şu anda özellikle Rusya ile ilişkilerimizin böyle çok olumsuz bir istikamete gitmesinden değil, bunun bir an önce toparlanarak yine eskisi gibi düzgün bir şekilde diplomatik çerçeve içerisinde düzelmesinden yanayız" dedi.

 

Rus uçaklarının Türkiye'nin hava sahasını ihlali olayına değinen Erdoğan, "Kendilerinin böyle bir yanlışı yapanları uyarması, ikaz etmesi gerekirken, tam aksine burada hava sahası ihlal edilmiş olan bir ülkeye karşı bunu bir tavra dönüştürmeyi ben doğrusu Rusya'nın diplomatik anlayış noktasındaki kusuruna yorumluyorum" diye konuştu.

 

Rusya'nın Suriye'deki bombardımanında Bayırbucak Türkmenlerinin olduğu bölgeler dahil birçok bölgede 800'ü sivil olmak üzere birçok insanı öldüğünü, Rusya'nın saldırılarını acımasız bir şekilde sürdürdüğünü anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

 

"Bunlar DAİŞ'le mücadele etmek yerine, ılımlı muhalefetin üzerine gidiyorlar. Şu anda bunlar eğer 100 kişiyi vurduysa, bunun 90'ı ılımlı muhalefettir, 10'u DAİŞ'tir. Ancak onlar ne diyor? 'Biz DAİŞ'i vuruyoruz'. Doğru konuşmuyorlar, bunların hepsinin tespitleri elimizde var. Çünkü bizim de istihbaratımız var, yani onların istihbarat servisi varsa, bizim de MİT'imiz var. Biz de çalışıyoruz, o da çalışıyor. Bunun yanında tabii ki Amerikan istihbaratı da çalışıyor. Biz nerede, kim ne yapıyor, hepsini bizler de bu bilgileri alıyoruz, dürüst olmak lazım.

 

Zaten DAİŞ'e karşı birlikte bir mücadele verelim. Biz bunu Sayın Putin'e söylediğimiz zaman 'evet' demiş olsaydı, bugün çok daha farklı bir yerde olacaktık, çok daha büyük bir mesafe almış olacaktık ve bunu beraber yapmış olacaktık. Fakat olaylar maalesef arzu ettiğimiz gibi gelişmedi, aksi istikamette gelişti veBayırbucak Türkmenlerinin olduğu Lazkiye'nin kuzeyi ki buradaki hesap tabii çok çok farklı."

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.