'Türkiye'den kimse özür bekleyemez'
Başbakan Davutoğlu, "Herkesin bildiği angajman kurallarını uyguladık. Bunun için kimse Türkiye'yi suçlayamaz. Bunun için Türkiye'den kimse özür bekleyemez" dedi.
ANKARA (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Herkesin bildiği angajman kurallarını uyguladık. Bunun için kimse Türkiye'yi suçlayamaz. Bunun için Türkiye'den kimse özür bekleyemez" dedi.
Başbakan Davutoğlu Azerbaycan Diplomasi Akademisi'nde yaptığı konuşmada, "Türk ve Rus halkları arasında hiçbir sorun yoktur ve olmayacaktır. Buradan Moskova'ya ve bütün Rus halkına seslenerek ifade ediyorum. Rus halkına dönük en ufak bir tereddüt, kaygı ya da en ufak bir olumsuz hissiyat içinde değiliz. Türkler ve Ruslar, Avrupa ile Asya tarihini birlikte şekillendirmiş iki büyük halktır. Rus halkı onurlu bir halktır, biz ona saygı duyuyoruz ama herkes de bilmelidir ki Türk halkı da onurlu bir halktır ve saygı duyduğu halklardan saygı görmeyi bekler" ifadelerini kullandı.
Rusya liderlerine çağrıda bulunan Davutoğlu, "Çağrım, Rusya'daki liderlere, Sayın Putin'e ve bütün Rus liderliğine, gelin meselemizi konuşarak, yüz yüze ele alalım. Ama 15 gün önce zikretmediğiniz, gündemde olmayan iddialarla, 'Türkiye DEAŞ'a destek oluyor' gibi iddialarla soğuk savaş dönemini andıran kampanyaları birbirimize karşı kullanmayalım. Eğer böyle bir iddia var idiyse neden 15 gün önce gündeme getirmediniz" dedi.
"Türkiye'den kimse özür bekleyemez"
Rus uçağının düşürülmesi hakkında Başbakan Davutoğlu, "Biz, bizim hava sahamıza giren milliyeti belli olmayan bir uçağa karşı meşru müdafaa hakkımızı kullanarak, herkesin bildiği angajman kurallarını uyguladık. Bunun için kimse Türkiye'yi suçlayamaz. Bunun için Türkiye'den kimse özür bekleyemez. Biz, sınırlarımızı koruduğumuz için özür dilemeyiz. Hesabımızı da sadece ve sadece, meşruiyetini 1 Kasım seçimlerinde halktan aldığımız aziz milletimize karşı veririz" ifadelerini kullandı.
"Bizler kimseye hasmane bir tutum içinde değiliz"
Azerbaycan'ın, topraklarının yüzde 20'si işgal altında olduğu halde gerilimci, çatışmacı bir politika takip etmediğini ve yükselerek Kafkasya'yı bir refah bölgesi haline getirme çabasını sürdürdüğüne dikkati çeken Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir kez daha burada can Azerbaycan'ın işgal altındaki toprakları işgalden kurtuluncaya kadar Türkiye Cumhuriyeti devletinin her zaman can Azerbaycan'ın yanında olacağını vurgulamak isterim. Ermenistan'a da buradan bir çağrıda bulunmak isterim: Size ait olmayan toprakları barış içinde ait olana devredecek bir barış süreci başlatmanız halinde Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan arasında oluşan bu barış ve vizyon ittifakına sizler de katılabilirsiniz. Bizler kimseye hasmane bir tutum içinde değiliz ama Azerbaycan'ın her karış toprağı azizdir ve bu topraklar mutlaka işgalden kurtarılmalıdır. Barış içinde çözüm odaklı olarak Dağlık Karabağ bağlamında yürütülen görüşmeler konusunda dün Sayın Cumhurbaşkanı Aliyev'den aldığım bilgiler etrafında önümüzdeki dönemde olumlu gelişmeler olacağı inancıyla Türkiye'nin ve Azerbaycan'ın Kafkasya'da mutlak surette barışın sözcüsü, temsilcisi olacağını bir kez daha ifade etmek isterim."
"Nerede bir insani mesele varsa Türkiye mutlaka oradadır"
Haiti'de deprem, Japonya'da, Filipinler'de tsunami yaşandığında oraya ilk Türkiye'ye ait uçağın indiğini vurgulayan Davutoğlu, 20 yıl sonra resmi olarak terk edilmiş Somali'ye de ilk inen uçağın, o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olduğunu, uçakta kendisinin de bulunduğunu belirtti.
Davutoğlu, "Nerede bir insani mesele varsa Türkiye mutlaka oradadır. Nerede bir mazlum, bir mağdur varsa Türkiye mutlaka oradadır. Bu diplomasiye insani diplomasi, vicdani diplomasi diyoruz. Bugün de bütün zorluklara rağmen Suriye'de barbar bir rejimden, katil ve barbar terör örgütlerinden kaçan Suriyeli kardeşlerimize de ev sahipliği yapmaktan büyük onur duyuyoruz" dedi.
Suriye'den Türkiye'ye sığınanları "Sen Müslüman mısın, Hristiyan mısın, sen Arap mısın, Türkmen misin, Kürt müsün, sen Sünni misin, Şii misin' diye sormadan misafir ettiklerini vurgulayan Davutoğlu, "Suriye nüfusunun neredeyse yüzde 10-15'ine yakın bir nüfus şu anda Türkiye'de. İki buçuk milyona yakın mülteciyi barındırıyoruz. Suriye krizinin bütün bedelini neredeyse Türkiye tek başına insani olarak üstlenmiş, götürüyor. Avrupa Birliği'nde bunları tartıştık" diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.