Türkiye'den İsrail'e askeri önlem....

Türkiye'den İsrail'e askeri önlem....
Türkiye, kanlı Mavi Marmara baskını için özürdilemeyen İsrail?e yaptırım kararı aldı.İsrail adım atmadıkça geri dönüş olmayacak. Yaptırım kararı...



Türkiye, kanlı Mavi Marmara baskını için özürdilemeyen İsrail?e yaptırım kararı aldı.

İsrail adım atmadıkça geri dönüş olmayacak. Yaptırım kararı aşama aşama güçlendirilecek.

Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni dönem. Özür dilemeyen
İsrail?e 5maddelik yaptırım kararı.

1- Diplomatik ilişkiler ikinci katip düzeyine indirilecek. Bunun üzerindeki tüm görevliler, en geç çarşamba günü ülkelerine dönecek.


2-Türkiye ile
İsrail arasındaki tüm askeri anlaşmalar askıya alındı. Bugüne kadar İsrail?e bu kapsamda tam 2,4 milyar dolar ödenmişti.

3-Doğu Akdeniz?de en uzun kıyısı bulunan sahildar devlet olarak Türkiye, seyrüsefer serbestisi için her türlü önlemi alacak.


4-Türkiye,
İsrail?in Gazze?ye uyguladığı ablukayı tanımamaktadır. Bunun Uluslararası Adalet Divanı?nda incelenmesini sağlayacaktır.

5-Türk ve yabancı tüm mağdurların hak arama girişimlerine gereken destek verilecek.
İsrail adım atmadıkça geri dönüş söz konusu değil.

MaviMarmara saldırısı Türk-İsrail ilişkilerini geri dönülmez bir noktaya getirdi. Türkiye,
İsrail?in özür dilememekte ısrar etmesi üzerine ilk aşamada önemli yaptırımlara imza attı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dün Dışişleri Bakanlığı?nda düzenlediği basın toplantısında bu kararları açıkladı.

Davutoğlu, diplomatik ilişkilerinin ikinci katip düzeyine indirileceğini söyledi. İkinci katip düzeyinin üzerindeki tümgörevliler önümüzdeki çarşamba ülkelerine gönderilecek. İki ülke arasındaki askeri anlaşmaların tümünün askıya alındığını kaydeden Davutoğlu, ?Doğu Akdeniz?de en uzun kıyısı olan sahildar devlet olarak Türkiye?nin seyrüsefer serbestisi için her türlü önlemi alacağını? belirtti.


Davutoğlu, ?Türkiye,
İsrail?in Gazze?ye uyguladığı ablukayı tanımamaktadır. Bunun Uluslararası Adalet Divanı?nda incelenmesini sağlayacaktır. BMGenel Kurulu?nu harekete geçirmek için girişimlere başlıyoruz? şeklinde konuştu. Davutoğlu, ayrıca saldırının Türk ve yabancı tüm mağdurlarının yargıdaki hak arama girişimlerine her türlü desteğin verileceğini bildirdi.

GERİ DÖNÜŞ SÖZ KONUSU DEĞİL


Davutoğlu, gelinen noktanın sorumlusunun
İsrail hükümeti olduğunu vurgulayarak, ?İsrail, gereken adımları atmadıkça bu noktadan geri dönülmesi söz konusu olmayacaktır? dedi. Amaçlarının Türk-Yahudi dostluğuna halel getirmek değil, bilakis İsrail hükümetinin bu istisnai dostluğa sığmayan bir yanlışını düzeltmek olduğunu vurgulayan Davutoğlu, Türkiye?nin bölgesel ve küresel barış ve istikrarı olumsuz etkileyen gelişmelerin önlenmesi doğrultusunda yapıcı bir tavır içinde olduğunu hatırlattı.

Davutoğlu,
Mavi Marmara saldırısı ile İsrail?in uluslararası hukuku, insanlık vicdanını, en temel insani değer olan yaşamhakkını çiğnediğini belirterek, ?Artık, İsrail hükümetinin, kendini uluslararası hukukun üzerinde gören, gayrımeşru eylemlerinin sonuçlarına katlanmasının ve bir bedel ödemesinin vakti gelmiştir. Bu bedel, her şeyden önce Türkiye?nin dostluğundanmahrum kalmaktır? ifadelerini kullandı.

İSRAİL HUKUKUN ÜSTÜNDE DEĞİL


Hukuk dışı saldırının üzerinden yaklaşık 15 ay geçtiğini ancak somut gerçeklerin değişmediğini anlatanDavutoğlu, şöyle devametti:


?İsrail savaşta değil, barış zamanında, askeri değil, sivil bir yardımkonvoyunda, zalimbir abluka altında inleyenmasumbir halka yardımgötürmek için barışçıl bir eyleme katılan sivil insanları katletmiştir. Tablo budur. Üstelik bunu, kendi topraklarında, karasularında değil, uluslararası hukukun en temel ilkelerinden biri olan seyrüsefer serbestisinin hakim olduğu uluslararası sularda gerçekleştirmiştir.
İsrail?in işlediği suç basit bir suç değildir. Çiğnenen uluslararası hukuktur. Çiğnenen insanlık vicdanıdır, en temel insani değer olan yaşamhakkıdır.Hiçbir kisve bu suçu örtemez,mazur gösteremez.Hiçbir devlet hukukun üstünde değildir.NeMavi Marmara?ya saldırı emrini veren İsrail hükümeti ne de bu saldırıyı gerçekleştirenler hukukun üstündedir ya da yargıdanmasundur.Hepsi hukuk karşısında hesap verme konumundadır.Kaldı ki, insanlık vicdanındamahkumolmuşlardır.?

Raporun sızması düşündürücü


Davutoğlu, Başkan Palmer ve yardımcısı Uribe?nin imzalarını taşıyan raporun henüz BMGenel Sekreteri?ne resmen sunulmadan önce sızdırılmasına da tepki gösterdi.


Davutoğlu, ?Bu oldukça düşündürücü. Ben bu konuyu BMGenel Sekreteri Ban Ki-mun?la da konuştum. Kendilerine dahi iletilmemiş bir raporun sızması karşısında büyük üzüntü ve şaşkınlık içinde olduklarını ifade ettiler.Maalesef bu süreçte
İsrail tarafı devlet ciddiyeti içinde vemahremiyeti içinde davranmamıştır? şeklinde konuştu. Davutoğlu, raporda hukuki olmaktan ziyade, bir takım siyasi saiklere dayanan ifadeler bulunduğunu anlatırken ?Türkiye, BM Güvenlik Konseyi?nin oybirliğiyle yaptığı başkanlık açıklamasının lafzı ve ruhuyla bağdaşmayan bu yaklaşımı şiddetle reddetmektedir. Konuyu uluslararası yetkili hukuki mercilere götürmeye kararlıyız? dedi.

Cumhurbaşkanı Gül: Rapor bizim için yok hükmünde


CumhurbaşkanıAbdullahGül,BM SoruşturmaKomisyonu?nun hazırladığı Palmer raporu hakkında ?Bizimiçin yok hükmünde? dedi. Gül, cuma namazını kıldığıTarabyaMerkezCamisi?nden çıkışında basınmensuplarının sorularını cevapladı.Raporla ilgili bir soru üzerine Gül, DışişleriBakanlığınca yapılan açıklamaların, devletin pozisyonu olduğunu söyledi.


DEVAMI VAR


Gül, şunları kaydetti: ?Aslında bu tedbirler daha erken alınacaktı amamüttefik ülkelerin iyi niyetli gayretlerine fırsat vermek için beklenmiştir.Olayların unutulmadığını, vatandaşlarımızın hak ve hukukunun sonuna kadar korunacağını, devletimizin kararlılığını bazıları belki anlayamadı.Alınan tedbirler bunun ilk aşaması.
İsrail?in davranışına göre ileride alınacak başka tedbirler de söz konusu olabilir.? İsrail hükümetinin kendi halkına da yük olduğunu belirtenGül, şöyle devam etti:

?Hiçbir güvenilirliği söz konusu değildir. Ortadoğu?yu en iyi tahlil etmesi gereken
İsrail iken tamamen strateji yoksunu bir durumdadır.Türkiye, bu bölgenin en güçlü ülkesi olarak tümmazlumların hak ve hukukunu korumakta elinden gelen her türlü gayreti gösterecektir.Uluslararası camianın da bunu bilmesi gerekmektedir. Barış ve istikrarın sağlanması için İsrail?in atması gereken adımlar vardır bölgede. Bunları kendileri fark etmiyorsamüttefikleri fark ettirecek şekilde anlatırlar.?

TEPKİLER...


Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zuhri:
Türkiye?nin tavrını memnuniyetle karşılıyoruz. İsrailli Arap milletvekili Hanin Zuabi: İsrail?in insan hayatına karşı saygısızlığına karşı doğru bir cevap. Türkiye haklı.

Birleşik Arap Listesi Ta?al?in Başkanı Ahmet Tibi:
İsrail?in kibri, İsrail hükümetlerinin en kibirli özrüne yol açacak. İsrail: İsrail basını, Başbakan Netanyahu?nun, bakanlara Palmer raporu ve Türkiye ile ilişkiler konusunda konuşmamaları talimatı verdiğini yazdı. Bir hükümet yetkilisi ise özür dilenmeyeceğini açıkladı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu:
2. katip seviyesi, sadece sembolik ve psikolojiktir. Doğu Akdeniz?le ilgili madde Türk ve İsrail deniz kuvvetlerini karşı karşıya getirebilir.

Mete Çubukçu (Ortadoğu Uzmanı):
Türkiye?nin, uygulamaya koyduğu eylem maddeleri ile İsrail?e, ?Bu bölgede artık istediğin gibi at oynatamayacaksın? denildi.

TASAM Ortadoğu Uzmanı Yasin Atlıoğlu:
Türkiye, raporla birlikte tavrını sertleştirdi. Taviz vermemekte kararlı olduğunu gösterdi. İlişkiler, şu an alt seviyeye inmiş durumda.

İsrail: Özür dilemeyeceğiz


Türkiye?nin
İsrail?e karşı 5 maddelik yaptırım kararlarını açıklamasının ardından İsrail tarafı özür dilemeyeceğini açıkladı. Reuters?a konuşan İsrailli bir yetkili Palmer Komisyonu?nun raporunu kabul ettiklerini; ancak raporun Türkiye?yle ilişkileri tamir etmesini umduklarını söyledi. Mavi Marmara baskını sırasında yaşanan ölümler için özür dilemeyeceklerini vurgulayan yetkili, ancak can kayıpları için üzüntü duyulduğunu aktardı. Yetkili, İsrail?in Türkiye?ye uluslararası deniz hukukuna uyma çağrısı yaptığını da ifade etti.

Askeri ihalelere 2,4 milyar dolar


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu?nun ?İsrail ile Türkiye arasındaki askeri anlaşmaların tümü askıya alınmıştır? açıklamasının ardından gözler savunma ihalelerine çevrildi. Bugüne kadar Türkiye, ABD?nin vermediği birçok kritik teknolojiyi
İsrail?den aldı. Bu kapsamda tam 2.4 milyar dolar ödedik. Bunlardan bazıları şöyle:

- 2008?deki Heron ihalesini
İsrail?in milli savunma şirketi IMI aldı. Türkiye 10 adet Heron için 183 milyon dolar ödedi.

- 170 tane M-60 tankının moder nizasyonu anlaşması kapsamında Türkiye,
İsrail?e 687,5 milyon dolar ödedi. Tanklardaki geri vites sorunu hâlâ aşılamadı.

- F-4 uçaklarının hareket eden cisimleri algılamasını sağlayan, Sentetik Açıklıklı Radar (SAR) sistemleri ihalesi 160 milyon dolara
İsrail?e verildi.

- F-4 ve F-16 uçaklarından alınan görüntülerin yere indirilmesini sağlayan 120 milyon dolarlık Datalink 16 projesi.


- Türkiye ile
İsrail arasında askeri istihbarat alanında 167 milyon dolarlık anlaşma imzalandı.

- Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki 48 adet F-4 savaş uçağının modernizasyonu projesi 632,5 milyon dolara
İsrail?e verildi. Projenin maliyeti 1 milyar doları aştı.

- İsrailli Elbit ve Elop firmalarınca yürütülen ve F-4 ve F-16 savaş uçaklarına toplam 40 gözlem podu takılmasına yönelik yaklaşık 100 milyon dolarlık proje.


İşbirliği anlaşmaları


21 Ocak 1994:
İsrail?le Savunma İşbirliği Anlaşması 31Mart 1994: Güvenlik/Gizlilik Anlaşması

15 Ocak 1995: Terörizmve Diğer SuçlarlaMücadele Antlaşması


7 Kasım1995: F4 İşbirliği Anlaşması


23 Şubat 1996: Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması


Akdeniz?de askeri önlemalırız


Dışişleri BakanıDavutoğlu?nun,
İsrail hükümetine karşı alınacak önlemleri sıraladığı 5 maddelik listenin en dikkat çekici noktalarından biri ?seyrüsefer serbestisi?ne yönelik yaptırımoldu. İsrail DoğuAkdeniz?de gemileri durduruyor, yolunu çeviriyor ya da el koyuyor. MaviMarmara?nın da içinde yer aldığı yardımgemilerine yapılan saldırı uluslararası sularda gerçekleştirilmişti. Bu saldırının seyrüsefer serbestisini ihlal anlamına geldiğini belirtenDışişleri kaynakları, bunun ?korsanlık? olduğunu belirtiyor.

Yetkililer şu ifadeleri kullanıyor:
?DoğuAkdeniz?de en geniş kıyısı olan ülke olarak denize açılıyoruz. Biri geliyor ?Siz benimambargomu deliyorsunuz, gözünün üstünde kaşın var durduruyorum? diyor.Gerektiğinde alacağımız askeri önlemler ile bunun bir daha olmasının önüne geçeceğiz.

?Dışişleri yetkilileri,Davutoğlu?nun bu aşamada alınan tedbirleri açıkladığını,
İsrail?in tavrına göre daha sert önlemlerin söz konusu olabileceğini vurguluyor.

İKİNCİ KATİP İLE SON UYARI


Dışişleri personeli olduktan sonra ilk kez tayin edilenler ?üçüncü katip? olarak tanımlanıyor. İkinci ataması yapılanlar ise ?ikinci katip? oluyor. İkinci katiplik görevi, henüz başkatip olmamış en fazla 7 yıllıkmemurlar tarafından yerine getiriliyor. Diplomatik kaynaklara göre ilişkilerin ikinci katiplik seviyesine indirilmesi, son bir uyarı niteliği taşıyor.
İsrail?in, Türkiye?nin özür, tazminat veGazze?ye ablukanın kaldırılması taleplerini yerine getirmemesi durumunda bir sonraki aşamanın ilişkilerin dondurulması olduğu belirtiliyor. İkinci katip uygulamasının karşılıklı olacağı kaydediliyor.

1980 YILINDA DA YAŞANMIŞTI


Türkiye, Filistin konusundaki çatışmacı tavrı nedeniyle
İsrail ile ilişkilerini 3Aralık 1980?de de ikinci katiplik seviyesine düşürmüştü. 1988?de BM GenelKurulu?nda gerçekleşen Şimon Peres-Mesut Yılmaz görüşmesine kadar iki ülke arasında üst düzey temas kurulmamıştı.

9 gönüllü ÖLDÜRÜLDÜ


22Mayıs 2010:
Mavi Marmara ve iki yük gemisi Gazze?de yaşanan ambargoyu protesto etmek için ?Rotamız Filistin, Yükümüz İnsani Yardım? parolasıyla İstanbul?dan yola çıktı.

27 Mayıs:
İrlandalı politikacıları almak isteyen Challanger II ve Rachel Corrie gemilerinin Kıbrıs sularına girişine izin verilmedi.

30 Mayıs:
Altı gemi Kıbrıs açıklarından Gazze?ye doğru hareket etti.

31 Mayıs:
Hayfa?nın 120 kilometre açığında İsrail ordusu gemilere operasyon düzenledi. Beş gemi herhangi bir saldırı olmadan askerlerin kontrolüne geçti.Mavi Marmara?da ise İsrail ordusu silah kullandı ve 9 insani yardım gönüllüsü İsrail askerleri tarafından öldürüldü, 54 kişi yaralandı.

Başına isabet eden 4 kurşunla hayatını kaybeden 19 yaşındaki Furkan Doğan aynı zamanda ABD vatandaşıydı. Gemiler, Aşdod Limanı?na çekildi, yardımmalzemelerine el konuldu.


2 Haziran:
İsrail, gözaltına alınan 35 ülkeden 682 eylemciyi sınır dışı edeceğini açıkladı. Türkiye, saldırıyı ?devlet terörü? olarak tanımladı ve büyükelçisini geri çekti.

3 Haziran:
İsrail?de ağır işkenceyemaruz kalan yaralılar ve eylemciler Türkiye?ye döndü.

5 Haziran:
İsrail, İrlanda bandıralı Rachel Corrie gemisinin de geçişine izin vermedi. Nobel Barış Ödülü sahibi MaireadMaguire, Malezyalı parlamenterMohd Nizar Zakaria ve eski BMGenel Sekreter Yardımcısı Denis Halliday de gemideydi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.