"Türkiye'de herkes kazanacak"

"Türkiye'de herkes kazanacak"
Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Kalın, TRT Haber'e önemli açıklamalar yaptı.İç ve dış politikada çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Yaşananların...


Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Kalın, TRT Haber'e önemli açıklamalar yaptı.

İç ve dış politikada çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Yaşananların odağındaki isimlerden biri olan Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı İbrahim Kalın TRT Haber?de yayınlanan ?Neler Oluyor? programına konuk oldu. TRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Böken'in sorularını cevaplayan Kalın, önemli açıklamalar yaptı.

Kalın, terör sorunun çözümü çerçevesinde İmralı ile yapılan görüşmelerle ilgili olarak, "Bu süreçten Türkiye güçlenerek çıkacak. Burada 'birileri kazanıyor, birileri kaybediyor' dersek, böyle düşünürsek, kimse birşey kazanamaz. Bu süreçte Türkiye'de herkes kazanacak" dedi.

Türkiye kendini yeterince ifade ediyor mu?

Türkiye?nin artık Dünyada yakından takip edilen bir ülke olmaya başladığını ifade eden ?Gittiğimiz her yerde, Türkiye?nin geldiği noktayı görmek için dışarıya gitmek lazım. Amerika?ya, Avrupa?ya, Afrika?ya gittiğimizde nerede olduğumuzu daha iyi görüyoruz. Artık Türk malının ne kadar kaliteli olduğu, Türklerin yaptığı yolların, havaalanlarının kalitesi, Know-how?ını herkes biliyor. Vizeleri kaldırdığımız ülke sayısı 75?e ulaştı? dedi.

"Türkiye?nin 3 şartını artık herkes biliyor"

?Mavi Marmara?da haklılığımızı anlatabildik mi?? şeklindeki soruya Kalın, şu cevabı verdi:

?Mavi Marmara konusunda Türkiye?nin üzerine çok geldiler ancak Türkiye pozisyonunu net ortaya koydu, Türkiye?nin 3 şartını artık herkes biliyor. Başbakanımızın bu konudaki duruşumuzu net bir şekilde ortaya koydu. Başbakan her platformda Filistin sorunu çerçevesinde bunu bir adalet çağrısı olarak dile getirdi."

Kalın, Filistin'in BM?de ?devlet olmayan geçici üye statüsü"nü kazanmasında Türkiye?nin rolünün büyük olduğuna dikkat çekerek, "BM Genel Kurulu?nda Dışişleri Bakanımız Davutoğlu o gün tarihi bir konuşma yaptı. Bununla gurur duyduk. Bazıları Türkiye?nin değişimini görmek istemiyor. Ancak geldiğimiz nokta ortada. İlkeyi doğru koyarsanız, eğer siz adalet temelli, insan temelli bir duruş belirlerseniz, onun meyvesini mutlaka toplarsınız? diye konuştu.

Komşularla ilişkiler ne durumda?

?Komşularla ilişkilerde neden kırılma yaşandı?? sorusu üzerine Kalın, Ortadoğu?da yaşanan Arap baharına dikkat çekti.

Türkiye Suriye ile 7 ay boyunca yakın tarihin en yoğun diplomatik süreci yürüttü

Kalın, şunları dile getirdi:

"Türkiye halkların meşru taleplerinin yanında durarak doğru bir tavır sergiledi, Türkiye halkların yanında durmaya devam edecektir. Suriye?de olaylar başladığında, Türkiye 7 ay boyunca yakın tarihin en yoğun diplomatik süreci yürüttü. Defalarsa Şam yönetimiyle görüşüldü. Sayın Başbakan, Esed?le telefon görüşmeleri yaptı, Dışişleri Bakanımız Şam?a gitti. Türkiye Esed?e halkın meşru ve demokratik taleplerinin karşılamasını istedi. Ancak Esed sürekli bizi, bölge ülkelerini, dünyayı oyaladı. Bu tavır karşısında Türkiye kayıtsız kalamazdı. Çünkü Türkiye?yi etkileyen bir durum var. Bugün 230 bine yakın Suriyeli sığınmacı Türkiye?de bulunuyor. Türkiye burada yine ilkeli hareket etti. Bazıları ?sıfır sorun? politikası bitti diye bizi eleştirdiler. Ancak bu doğru değil, bölgede pek çok ülkeyle ve halklarıyla Türkiye?nin arası son derece iyi?

?İran ve Rusya, bölgedeki uzun vadedeki konumlarını tehlikeye attı?

?Gönül isterdi ki İran Esed?e bu şekilde destek vermeseydi? diyen Kalın, Tahran ve Moskova?nın kısa vadedeki çıkarlarını korumak için uzun vadedeki çıkarlarını tehlikeye attığını kaydetti.

İbrahim Kalın, ?İran ve Rusya bölgedeki politikalarının etkisi ve derinliği riske girdi. Çünkü Esed rejimi eninde sonunda gidecek. Suriye?deki kısa vadedeki çıkarlarını korumak için uzun vadedeki çıkarlarını tehlikeye attılar. Suriyeli insanlar durup dururken göç etmediler, bölgede ve dünyada Suriye konusunda kimin yalnızlaştığı artık çok net? şeklinde konuştu.

Esed?in gidişi neden uzadı?

Kalın, ?Esed?in gidişi niye bu kadar uzadı? sorusu üzerine ise Suriye rejiminin 3 önemli noktada darbe aldığına işaret etti.

İbrahim Kalın, bunları şu şekilde sıraladı:

?Esed rejimi ilk olarak siyasi meşruiyetini yitirdi, ikinci olarak ekonomik bakımdan da çöktü, üçüncü olarakise muhalefetin de silahlanmasıyla askeri olarak darbe almaya başladı ve rejim artık son kozlarını oynuyor. Böyle analiz ettiğiniz de Esed?in artık son tünele girdiği çok net görülüyor. Başbakan Erdoğan, Putin ve Ahmedinejad?la yaptığı görüşmelerde de bu durumu onlara ifade etti.?

İbrahim Kalın, Türkiye?nin Suriye?deki durumla ilgili en önemli endişelerinden birinin rejimin kimyasal silah kullanması olduğunu da ifade etti.

?İran?ın, Esed ?i desteklemesinin nedeni pragmatık?

Tahran?ın Esed?e destek çıkmasının nedeniyle ilgili soruya Kalın, ?İran?ın mezhepçi değil daha çok pragmatik bir politikayla Suriye?deki rejimini desteklediğini düşünüyorum? karşılığını verdi.

?Bölümmüş bir Suriye modeli ne ihtimal vermiyorum?

?Bölümmüş bir Suriye modeli olabilir mi?? sorusu üzerine İbrahim Kalın, ?Bunlar zaman zaman konuşuluyor, bu senaryolar dile getiriliyor ama ben bunlara ihtimal vermiyorum. Irak?ta da buna ihtimal vermiyorum? diye konuştu.

?Esed sonrası ne olacak? Kaygısına hak veriyorum?

Kalın, Esed sonrası ilgili kaygılarla ilgili olarak ise, ?Esed sonrası ne olacak? Kaygısı var. Ben buna hak veriyorum. Ancak çatışmalar sürdükçe, kriz derinleşir, marjinal gruplar daha da etkinlik kazanabilir? dedi.

?Türkiye Esed ile masaya oturur mu??

?Türkiye Esed ile bu süreçten sonra masaya oturur mu?? şeklindeki soruya da İbrahim Kalın, ?Şu anda bunun nesnel koşulları yok. Burada masaya oturacak olan Suriye halkı, belirleyici olan Suriye muhalefetinin vereceği tepkidir. Akan bunca kan sonrası bu çok zor? cevabını verdi.

Irak?ın sertleşmesi nasıl yorumlanabilir?

İbrahim Kalın?a Türkiye- Irak hattında son dönemde yaşananlar da soruldu.

Kalın, bu konuda şunları söyledi:

?Özal döneminden beri Irak siyasetinin uğrak yerlerinden biri de Ankara?dır. Eğer Şii olduğu için böyle oldu deliniyorsa bu doğru değil. Çünkü Sayın Maliki ilk başbakan seçildiği zaman Türkiye destek verdi. Başbakan Erdoğan, Irak?a gitti pek çok işbirliği anlaşması imzalandı. Ancak Maliki otoriteleşmeye başladı. Bu Tarık El Haşimi ile başladı. Maliki şu anda kendi ülkesindeki tüm aktörlerle kavga etmeye başladı, bu kadar yalnızlaşan bir adam. Bu tavırlarla Irak siyaseti sıkıştı. Etki tepki doğuruyor. İnsanlar Başbakan?ın konuşmalarına bakıyor. ?Başbakan yine Maliki?ye çattı? diyorlar. Maliki?nin açıklamalarına bakan yok. Irak?ta asıl olan Iraklı kimliğidir. Diğerleri alt kimliklerdir. Ne zaman ki bunlar bozuldu, Türkiye ile ilişkilerde de sorun çıktı. Bizim Irak?ta istikrara, kalkınmaya ihtiyacımız. Bunun için orada güçlü bir iradeye ihtiyacımız var.?

İmralı süreci nasıl ilerliyor?

Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı İbrahim Kalın'a terör sorunun çözümü çerçevesinde İmralı ile yapılan görüşmeler de soruldu.

İbrahim Kalın, şunları söyledi:

?Süreç iyi gidiyor. Ancak herkesin bunu sahiplenmesi lazım.' Tüm aktörlerle bu sorunu nasıl çözeriz' Herkes böyle bakmalı. Bu süreç AK Parti?nin iktidara gelmesinden bu yana sürüyor. Hükümet kürt sorunun çözümü konusunda kararlı. Bu sorunu çözmek için artık somut adımlar atılmalı. Paris?te olduğu gibi sabotaj girişimeleri olacaktır. Ancak kararlılıkla bu süreci yürütmeliyiz. İki tarata da çok derin yaralyar açıldı. Ancak bu yaralar kaşınırsa, kanar. Toplumsal bir olgunlukla bu sorunu çözmemiz lazım. Siyasi riskten söz ediliyor. Başbakan bunu kararlılıkla üstleniyor. Bu sorun çözülsün 'ben oy kaybedeyim' diyor. 30-40 yıldır aynı yöntemler deneniyor. Ama olmadı. Bırakın bu kez bu şekilde olsun? Hedef terör örgütünün silah bırakmasıdır. Bu süreç çok sabır gerektiriyor. Çok hassas olmak lazım. Türkiye bundan güçlenerek çıkacaktır. Burada birileri kazanıyor, birileri kaybediyor. Böyle düşünürsek kimse birşey kazanamaz. Bu süreçte Türkiye'de herkes kazanacak"

Sorunun çok boyutlu olduğunu ifade eden Kalın, "Bölge dinamiklerine de dikkat etmek zorundayız" dedi.

Başbakan'ın Afrika çıkarması

İbrahim Kalın, bir soru üzerine Başbakan Erdoğan?ın Afrika?ya yaptığı son ziyaretle ilgili de şu değerlendirmelerde bulundu:

?Afrika, bizim yabancı olduğumu bir bölge değil, çok yeni değil, ancak Asya?dan sonra Afrika çok ciddi bir atılım yapacak. Bu konuda kıtada bazı başarı hikayeleri yaşandı. Ham madde konusunda zengin bir kıta. Sorun kaynakların doğru yönetilmemesidir. Kıtanın zenginlikleri doğru şekilde harekete geçirilirse ve bazı sorunlar aşılırsa Afrika kendi imkanlarıyla ayağa kalkabilir. Türkiye'nin Afrika açılımı 2005?te yürürlüğe konuldu. Sadece Türkiye değil başta Çin olmak üzere başka ülkeler de orada faal. 2005?te başlayan Afrika açılımı meyvelerini vermeye başladı. Geçen bu süre içinde birçok anlaşma yapıldı, Türk firmaları orada onlarca proje aldı, ticaret arttı. Türkiye neredeyse Afrika?nın her yerinde temsilciliği var." Trthaber

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.