Türkiye'de geçen yıl sadece iki yeni cüzzam vakası görüldü

Türkiye'de geçen yıl sadece iki yeni cüzzam vakası görüldü
Sağlık Bakanlığınca, Türkiye'de kayıtlı cüzzamlı hasta sayısının 570 olduğu ve geçen yıl sadece iki yeni vaka tespit edildiği belirtildi.

Türkiye'de geçen yıl sadece iki yeni cüzzam vakası görüldü

Sağlık Bakanlığınca, Türkiye'de kayıtlı cüzzamlı hasta sayısının 570 olduğu ve geçen yıl sadece iki yeni vaka tespit edildiği belirtildi.

ANKARA - Yeşim Sert Karaaslan

Sağlık Bakanlığınca, Türkiye'de kayıtlı cüzzamlı hasta sayısının 570 olduğu ve 2018 yılında sadece iki yeni vaka tespit edildiği bildirildi.

AA muhabirinin Bakanlıktan aldığı bilgiye göre, halk arasında "cüzzam" olarak bilinen "mycobacterium leprae" isimli bakterinin yol açtığı kronik hastalık olan cüzzam, yol açtığı fonksiyon kayıpları, sosyal damgalanma ve dışlanma gibi olumsuz etkileri nedeniyle özel bir sağlık problemi olarak gösteriliyor.

Dünyada 1980'li yılların başlarından itibaren yapılan etkili kampanyalar ve çoklu ilaç tedavilerinin uygulamaya girmesiyle 16 milyondan fazla hastanın tedavi edildiği ve aktif hasta sayısının da önemli ölçüde azaldığı vurgulanıyor.

İlaç tedavisinin yaygınlaşmasıyla hastalığın görülme sıklığında anlamlı azalma olurken, erken tanı konulduğunda cüzzamın tamamen tedavi edilebildiği ifade ediliyor.

Türkiye'de cüzzam tanısı konan hastaların tedavisi için kullanılan ilaçlar, Sağlık Bakanlığınca ücretsiz sağlanıyor. Hastalarının tedavi ve takipleri, deri ve zührevi hastalıklar kliniklerinde yapılıyor. Cüzzam, Türkiye'de bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar kapsamında bulunuyor ve "Lepra Eradikasyon Programı" uygulanıyor.

Türkiye'de 570 kayıtlı cüzzamlı hasta bulunduğu geçen yıl sadece iki vaka görüldüğü kaydediliyor.

"Dünyada cüzzam sekeliyle yaşayan 2-3 milyon kişi bulunuyor"

Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Şenol, yaptığı açıklamada, halk arasında "cüzzam" olarak bilinen hastalığın deri ve sinirleri tutan, yavaş seyirli, sakatlık bırakan bir sağlık sorunu olduğunu söyledi.

Cüzzamın, hastalık etkenini bulan araştırıcının adı olduğu için "Hansen Hastalığı" olarak da bilindiğini ve bulaşıcı olduğunu ifade eden Şenol, cüzzamın erken teşhis ve antibiyotik tedavisiyle iyileştirilebildiğini anlattı.

Şenol, hastalık tedavi edilmediğinde ise el ve ayaklarda felç, körlük ve burun çökmelerine yol açabildiğini söyledi.

Cüzzamın, günümüzde nadir görülen bir hastalık olsa da hala dünyada bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edildiğine işaret eden Şenol, "Eski çağların damgalanmış ve korkutucu hastalığı olan cüzzam, günümüzde dünyadan kalkmış gibi algılanmakla birlikte halen her yıl yüzbinlerce yeni olgu bildirilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 2016 yılında 200 bin yeni olgu bildirimi yapıldı. Bu vakalar, özellikle Hindistan, Brezilya, Endonezya ve bazı Afrika ülkelerindedir." diye konuştu.

Yeni olguların yüzde 70'inin Hindistan'da bulunduğu bilgisini veren Şenol, "Hastalık, genellikle kalabalık yaşayan, hijyenden yoksun, yetersiz beslenen yoksul kesimlerde görülüyor. Dünyada cüzzam sekeliyle (işlev ya da doku bozukluğu) yaşayan 2-3 milyon kişi bulunuyor." bilgisini verdi.

Şenol, ayrıca cüzzamın çok bulaşıcı bir hastalık olduğu algısının yanlış olduğunu, aksine çok bulaşıcı bir hastalık olmadığını ve bu mikropla karşılaşanların yüzde 95'ine bulaşmadığını söyledi.

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.