'Türkiye yaralıları hemen kabul etti'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Kobani'deki son çatışmalarda çok sayıda insanın yaralandığını belirterek, "Türkiye yaralıları hemen kabul etmiştir" dedi.
ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kobani'de (Ayn el-Arap) bugün sabah itibariyle bombalar patladığını belirterek, "Çok sayıda insanın yaralandığı, öldüğü bilgisine sahibiz. Bu yaralıların önemli bir kısmı Türkiye'ye gelmiştir. Türkiye yaralıları hemen kabul etmiştir, bunlar hastanelerde gerekli tedavi altına alınıyor" dedi.
Kurtulmuş, Anadolu Yayıncılar Derneğince (AYD) Suriyeli mülteciler için başlatılan "Şimdi ramazan şimdi yardım zamanı" kampanyasının tanıtımına katıldı.
Kobani'de bugün sabah itibariyle bombalar patladığına işaret eden Kurtulmuş, "Çok sayıda insanın yaralandığı, öldüğü bilgisine sahibiz. Bu yaralıların önemli bir kısmı Türkiye'ye gelmiştir. Türkiye yaralıları hemen kabul etmiştir, bunlar hastanelerde gerekli tedavi altına alınıyor" ifadesini kullandı.
Kurtulmuş, "Bir takım kirli odaklar Kobani'deki son saldırıyı bahane ederek Türkiye'yi de hedef tahtasına oturtmaya çalışıyorlar. Türkiye'yi de her zaman yaptıkları gibi karalama kampanyasının konusu, muhatabı haline getirmeye çalışıyorlar. 'Bugün Kobani'deki bombayı patlatan DAEŞ militanları Türkiye sınırlarını geçerek Türkiye'den geldiler' diye kara propaganda yapılıyor, külliyen yalandır ve iftiradır" diye konuştu.
Patlamanın görüntülerinin ellerinde olduğunu ve kamuoyuyla paylaşıldığını dile getiren Kurtulmuş, "Bu saldırıyı yapanların, Cerablus tarafından, yani Suriye sınırları içerisinden Kobani'ye geçtikleri ve Kobani'de saldırıları gerçekleştirdikleri biliniyor. Burada ölüler olduğunu, ölülerin Türkiye'ye ulaşmadığını ama yaralıların Türkiye'ye ulaştığını, bu yaralılara hemen Türkiye'nin yardım ettiğini, hastanelerimize aldığımızı, tedavilerini gerçekleştirdiğimizi herkes biliyor" değerlendirmesinde bulundu.
Kobani'de oluşabilecek herhangi bir insani trajedi karşısında Türkiye'nin her türlü yardımı yapma konusunda da üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini anlatan Kurtulmuş, Kobani'ye DAEŞ'ın saldırıları gerçekleştirildiğinde 197 bin Kobanili'nin Türkiye'ye alındığını, misafir edildiğini anımsattı.
Kobani'nin DAEŞ'in elinden kurtarılması sırasında peşmergelerin, Özgür Suriye Ordusu'nun Türkiye'den geçişini sağlayanın Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olduğunu ifade eden Kurtulmuş, insanlara yardım kanalı açılması sayesinde Kobani'nin DAEŞ'ten geri alındığını, Kobani halkının tekrar memleketine yerleştiğini söyledi.
Kurtulmuş, Türkiye'yi töhmet altına almak isteyenlerin, büyük bir iftira kampanyasının parçası olduklarını anlamaları ve gerçeği bu şekilde birtakım çamur atmalarla gölgeleyemeyeceklerini bilmeleri gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin Suriye'de ve Irak'ta insanlık dramı yaşayanlara kucak açtığını belirten Kurtulmuş, "Türkiye, Suriye'de yaşanan bütün olumsuzlukları ortadan kaldıracak her türlü siyasi perspektifle, uluslararası camiayla paylaşmıştır, paylaşmaya da devam etmektedir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye'nin bir milyon 782 bin sığınmacıya ev sahipliği yaptığını, Nisan 2011'den bu yana 6 milyar dolar harcadığını hatırlattı.
- "Biz haksızlığa uğrayandan yanayız"
"Biz haksızlığa uğrayandan yanayız" ifadesini kullanan Numan Kurtulmuş, Anadolu Yayıncılar Platformu ve katılan bütün yöneticilere teşekkür ederek, "Ümit ediyorum ki sizin aracılığınızla çok sayıda kardeşimiz bu kampanyaya katılacak ve Suriyeli sığınmacı kardeşlerimizin hiç olmazsa derdine bir nebze çare olmaya çalışacaklar" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin bölgesinde yaşanan dramların son bulmasını ümit ettiğini söyleyen Kurtulmuş, son dönemde üç ana kavramın kullanıldığını bunların mülteci, göçmen ve sığınmacı olduğunu bildirdi.
Mültecilerin siyasi gerekçelerle sığınma talep edip kabul gören kişiler, göçmenlerin ise kişisel ve ekonomik gerekçelerle kendi ülkesinden başka ülkelere gidenler olduğunu anlatan Kurtulmuş, Suriyeli mülteciler için de "sığınmacı" kavramını kullandıklarını anımsattı.
Kurtulmuş, "Şu anda dünyadaki en temel sorunlardan birisi, bunu şunun için açıklamak zorundayım, mültecilik hukuki bir kavram ama dünyadaki mültecilikten daha ağır olan sorun sığınmacılar sorunudur. Bunu da genelde mülteciler diye bir üst başlık olarak görüyoruz. Sığınmacılar çünkü gittiği ülkede statüsü belli değil, sürecin ne kadar süreceği belli değil, bu insanlar ayrı bir statüde önem kazanıyor ve sayısal olarak artık 10 milyonlarla ifade ediyoruz" açıklamasında bulundu.
Sığınmacıların gelecekte ne olacaklarına ilişkin hiçbir fikirlerinin bulunmadığını ve en zor durumda bulunan insanlar olduğunu kaydeden Kurtulmuş, Türkiye'nin en zor durumda olan bu insanlara kucak açtığına dikkati çekti.
Kurtulmuş, "Biz inşallah bu sorunun çözülmesi için elimizden gelen gayreti ortaya koyuyoruz" dedi.
Geçtiğimiz hafta Türkiye'deki kamplara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yabancı konukların da ziyarette bulunduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Geldiler, gördüler her vesileyle söyledikleri gibi yine çok büyük takdir sözlerini ifade ettiler. Teşekkür ederiz, bütün uluslararası platformlarda o takdirleri duymak hepimize övünç veriyor ama yeterli değil" diye konuştu.
Türkiye'nin yaklaşık 2 milyon insanı kabul ettiğini ve 6 milyar dolara yakın bir harcama yaptığını anımsatan Kurtulmuş, Türkiye'nin çok zengin bir ülke olmadığını, kişi başı milli geliri 40-50 bin doları bulan hem Batı hem de İslam ülkeleri bulunduğunu vurguladı.
Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Allah aşkına bu ülkeler ellerini ceplerine atıp bu insaniyet sorununa karşı hiç olmazsa karınca kararınca sizin yapmaya çalıştığınız bu hamiyetperverliğe benzer bir hamiyetperverliği ortaya koyamazlar mı? Ama sadece seyrediyorlar ve hatta bazıları seyretmenin ötesinde yeri geldiği zaman Türkiye'yi de suçluyor, 'Türkiye üzerine düşeni yapmıyor, Türkiye DAEŞ’e yardım ediyor' vesaire gibi kara propagandalara kucak açıyor, Türkiye’nin yaptığı bu hamiyetperverliği görmezden geliyor. Görsünler, görmesinler biz onlar görsünler diye yapmıyoruz."
"Biz yaptığımızı insanlık için, vicdanımız için, sorumluluğumuz için yapıyoruz" ifadesini kullanan Kurtulmuş, "Tarih Türkiye’nin ortaya koyduğu, bu aziz milletin ortaya koymuş olduğu bu destanı hayırla yad edecektir" dedi.
-"350 bin kişi ölüyor dünyanın gıkı çıkmıyor"
Suriye’de rejimin kendi vatandaşı üzerine bomba atarak kadın, çocuk, yaşlı ölümlerine neden olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Maalesef medeniyet coğrafyamızda kendi halkının tepesine sarin gazlarını, konvansiyonel bombaları atan, varil bombaları atan bir yönetimden bahsediyoruz. 350 bin kişi ölüyor dünyanın gıkı çıkmıyor. Neden? Çünkü nasıl mültecilere yardım edeceğini bilmeyen dünya bir savaşı nasıl durduracağını da bilmiyor, öylesine bir güce de öylesine bir imkana da sahip değil" diye konuştu.
Dünya sisteminin "lime lime döküldüğünü" söyleyen Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Suriye’deki bu iç savaşı önleyemiyor, Ukrayna'daki krizi çözemiyor, Yemen'deki savaşa bir çözüm üretemiyor. Nedeni çok basit, öyle bir dünya sistemi kurulmuş ki beş tane ülke ne derse o oluyor. Beş tane ülkeden birisine, yani mahallenin dayısına sırtını yaslayan mahallede istediği şekilde yürüyor. Herhangi bir diktatör rejim bu beş ülkeden birisine eğer güç alarak yaslanıyorsa ona karşı bir yaptırım uygulayamıyorsunuz. Halkını da bombalıyor, kimyasal silah da kullanabiliyor. Ya da bir başkası bir başka ülkeyi ilhak ediyor, kendi sınırlarına katıyor, orada istediği zulümleri yapıyor, hiçbir şey yapamıyorsunuz çünkü Birleşmiş Milletler'in daimi temsilcisi, üyesi olan beş ülkeden biri. Bir başkası bir başka yeri işgal ediyor ona bir uluslararası hukuk kılıfı uyduruyor hiçbir şey yapamıyorsunuz."
Dünyanın bu beş ülkenin insafına bırakılması halinde dünyanın iç savaş, mülteci, işgal ve kıtlık gibi sorunlarından kurtulamayacağını kaydeden Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bütün bunların hepsini bir vesile olarak telakki edip insanlık adına, ortak insani değerler üzerinde inşa edilmiş yeni bir dünya sistemi kurulmasına ihtiyaç var. Nasıl mülteciler konusunda en yüksek sesi Türkiye olarak çıkartmayı tarihsel bir sorumluluk olarak üzerimizde görüyorsak, bunu bir sorumluluk olarak kabul ediyorsak, dünya 5'ten büyüktür demeyi, yeni bir dünya sistemini, adil bir dünya sisteminin kurulması ihtiyacını haykırmayı da tarihsel bir sorumluluk olarak kabul ediyoruz ve bunu dilimiz döndüğünce yapmaya gayret edeceğiz."
"Şimdi ramazan şimdi yardım zamanı" kampanyasının başlatılmasından dolayı memnun olduğunu dile getiren Kurtulmuş, kampanyanın çok güzel sonuçlarının olacağına inandığını belirtti.
- "Şimdi ensar olmak bize düşüyor"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nureddin Nebati, Suriye'de bir savaş olduğunu, çok sayıda öksüz ve yetim bulunduğunu ifade etti.
Ensar ve muhacir olmanın sık yaşandığını bu coğrafyanın göbeğinde Türkiye'nin bulunduğunu dile getiren Nebati, "Şimdi ensar olmak bize düşüyor. Ensar olmak herkesin baş edebileceği, üstesinden gelebileceği bir durum değildir. Ensar olmak, vermek, paylaşmak demek" dedi.
Birilerinin Suriye'den gelenler üzerinden politika üretmeye çalıştığının altını çizen Nebati, insanlığın bu coğrafyada ölmediğini, ensar bilinciyle yaşayanların sayısının Türkiye'de çok fazla olduğunu kaydetti.
AYD Başkanı Sinan Burhan ise dernek olarak ülkedeki sosyal sorunlarla ilgilendiklerini, başlattıkları kampanyanın 80 kanalda tanıtılıp yayınlandığını söyledi.
Kampanya süresince Şanlıurfa Valiliğince verilen hesap numarasına paraların yatırılacağını anlatan Burhan, Suriyeli binlerce mültecinin yaralarına merhem olmak için bu kampanyayı başlattıklarını vurguladı.
Konuşmaların ardından kampanyanın tanıtım filmi gösterildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.