Türkiye ev tekstili ve giyimde 'antivirüs kumaş' trendine hazır
Bursa
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkanı Pınar Taşdelen Engin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle maske kullanımının hayatın bir parçası haline geldiğini belirterek, "Günümüzün yeni gereksinimlerine göre Ar-Ge çalışmalarımız devam ediyor. Bundan sonra hem ev tekstili hem giyimlik tekstiller hem de teknik tekstiller alanında virüs önleyici, virüs yok edici ürünleri daha fazla göreceğiz." dedi.
Engin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yılın ocak ve şubat aylarındaki fuarlarda müşterilerden ciddi talep aldıklarını ancak Kovid-19 salgını sebebiyle bu siparişlerin iptal edildiğini hatırlattı.
Türkiye'nin tekstil ihracatının bu yılın ocak-nisan döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 19 düşüşle 2 milyar 212 milyon dolar olarak kayıtlara geçtiğini aktaran Engin, "Haziran ayından itibaren Avrupa'dan ciddi taleplerin geleceğini düşünüyorum. Bu yönde birçok gösterge var. Yılın ikinci yarısında en başta kişisel koruyucu ekipman olmak üzere kademeli olarak artan talepler geleceğini tahmin ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Engin, salgın nedeniyle dünya ekonomisinde dalgalanma yaşandığını ve birçok şeyin değişeceğine inandığını dile getirerek şöyle devam etti:
"Avrupa Birliği üyesi ülkelerin orta vadede bu krizin etkileri nedeniyle birliğin hem yapılanmasında hem de ticaret operasyonlarında değişikliklere gidebileceğini tahmin ediyoruz. Diğer yandan Çin her ne kadar toparlanma sürecinde olsa da dünya genelinde aldığı eleştiriler nedeniyle Çin mallarına talepte duraksamalar olabilir. Bütün bu değişken parametreleri iyi değerlendirerek krizi etkin yönetebilirsek güçlü şekilde bu zorlu dönemden çıkabileceğimize inanıyorum. Türkiye şu anda tüm Avrupa kıtasının en büyük tekstil üreticisi. Orta vadede sağlık sorununu az hasarla atlatmak, orta uzun vadede ABD ve AB'den gelecek taleplerle bölgemizin ticarette en güçlü aktörü olmak ana hedeflerimizden."
"Türkiye bu zorlu süreçten eskisine göre daha güçlü çıkabilir"
Zorlu süreçte her sektörde olduğu gibi tekstil sektöründe de dijitalleşme seviyelerinin yükseltilmesi gerektiğini anlatan Engin, bu dönemde fuarları, heyetler ve ikili iş görüşmelerini, eğitimleri ve toplantıları dijital ortama aktardıklarını anlattı.
Engin, son dönemde Çin'in süratle toparlandığını, Avrupa ve ABD'nin büyük sıkıntılar içinde olmasına rağmen orta vadede her ülkenin bu kriz ortamından kendine dersler çıkaracağını ifade ederek, "Türkiye pandeminin etkilerini az hasarla kısa zamanda bertaraf etmeyi başarmış durumda. Bu durumu herkesin sahiplenmesi ve koruması gerekiyor. Türkiye jeostratejik konumu, güçlü üretim ve ticaret altyapısıyla bu zorlu süreçten eskisine göre daha güçlü çıkabilir." diye konuştu.
"Yıkanabilir maskede sektörümüz ayrı bir ihracat hamlesi içine girdi"
Gelecek dönemde taleplerin farklılaşarak siparişlerin evrileceğini ve tüketici alışkanlıklarının değişeceğini belirten Engin, şunları kaydetti:
"Analistler tarafından yapılan değerlendirmeye göre, global anlamda yıkanabilir ve tekrar kullanılabilir maske pazarının, yüzde 8'lik istikrarlı yıllık bileşik büyüme oranıyla 2020-2030 döneminde 4 milyar doların üzerinde bir toplam pazar değerine ulaşması öngörülüyor. Maske kullanımı hayatımızın bir parçası haline geldi ve bu durum kısa sürmeyecek görünüyor. Çoklu kullanıma uygun yıkanabilir tekstil maske ihracatının da serbest olması ve standartlarının belirlenmiş olmasıyla sektörümüz ayrı bir ihracat hamlesi içine girdi. Günümüzün yeni gereksinimlerine göre Ar-Ge çalışmalarımız devam ediyor. Türkiye kısa süre içinde bu konuda da öncü ülke konumunu sürdürüyor olacak. Bundan sonra hem ev tekstili hem giyimlik tekstiller hem de teknik tekstiller alanında virüs önleyici, virüs yok edici ürünleri daha fazla göreceğiz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.