Türk-Rus ilişkilerine Derin Rusya sabotajı iddiası
Suriye'nin geleceğinin masaya yatırıldığı Soçi Kongresine, Mihraç Ural krizi damgasını vurdu. THKP-C Acilciler terör örgütü elebaşısı ve 2013 yılında Reyhanlı'da 52 kişinin ölümüne yol açan terör saldırısının da firari sanığı olan terörist Mihraç Ural, konfenasta boy gösterdi. Ankara konuyla ilgili Rusya'dan izahat istedi. Dışişleri, Rus yetkililerin "Biz de bilmiyorduk" cevabını verdiğini açıkladı. Diplomatik kaynaklar, Ural’ın iadesi için girişimlerini sürdürürken söz konusu süreç akıllara ‘Olumlu giden Rusya-Türkiye ilişkileri birileri tarafından bozulmaya mı çalışılıyor?’ sorusunu akıllara getirdi.
BU YAŞANAN BİR SUİKAST
Azerbaycanlı Rusya uzmanı Dr. Telman Nusretoğlu'na göre bu bir sabotaj ve Rus istihbaratının Ural'ın Soçi'ye gideceğinin haberinin olmaması imkânsız. Pekiyi, kime mesaj verilmek istendi? Nusretoğlu "Üç ihtimal var" dedi ve düşüncelerini şöyle paylaştı: "Birincisi, Ruya'da Putin'den de derin bir oluşum var. Dış politikayı belirleyenler arasında Avrasyacı ve Batıcı çevreler bulunuyor. Bu, Türkiye ile işbirliğini bozmaya yönelik Batıcı kanadın bir adımı olabilir. İkincisi, Rusya'da yakında seçim var. Dış İstihbarat Servisi Başkanı ABD'ye gitti. Senatoda temaslarda bulundu. Washington'da neler konuştu belli değil. Rus ekonomisi iflasa gidiyor. Moskova'da ambargolardan dolayı sıkışmışlık hali var. Mihraç Ural hadisesi, ABD'ye verilen tavizin bir yansıması olabilir. Üçüncüsü, bu olay Suriye'deki barış görüşmeleriyle ilgili Türkiye'ye bir mesaj da olabilir. "Suriye'de bütünlükten yanayız" denilme ihtimali var. Ural, Soçi'ye Esad'ın sağladığı kimlikle gitmiş görünüyor. Ama ne olursa olsun, bu basit bir olay değil. Reyhanlı katliamında parmağı bulunan ve kırmızı listede bir alan birisinin Rus güvenlik birimlerinin bilgisi dışında Soçi'de boy göstermesi imkânı yoktur. Rus basınını yakından takip ediyorum. Bu konuda kimse konuşmuyor, yazmıyor. Moskova'da inanılmaz bir sessizlik var. Kremlin açıklama yapmıyor. Rusya, Suriye konusunda Türkiye ile ortak. İki ülke Afrin'de birlikte. Barış görüşmelerinde birlikte. Mihraç Ural'ın barış görüşmelerine gitmesi bir sabotaj. Büyükelçi Karlov suikastı gibi bir hadise."
TÜRKİYE'NİN ELİ GÜÇLENDİ
TOBB ETÜ’den Rusya ve Arasya Uzmanı Doç. Dr. Toğrul İsmayıl'a göre de Mihraç Ural'ın Soçi'ye gitmesi, provokatif bir adım. Soçi Kongresine katılanların listelerinin Rusya, Türkiye ve İran tarafından onaylandığını hatırlatan İsmayıl şunları söyledi: "Rusya tarafının PYD/PKK gibi grupları davet etmeyip bir kişiyi çağıracağını, siyasi açıdan önemli olmayan bir örgütün liderinin oraya davet etmesini çok da anlamlı bulmuyorum. Dolayısıyla bunun provokatif bir eylem olma olasılığı oldukça yüksek. Ural'ın kongreye hangi statüde katıldığı önemli. Eğer resmi davetliyse bu başka bir konu. Sadece toplantıya gelmiş de olabilir. Ki bu tür insanlar sahte kimlik, sahte pasaportlarla istenilen yerlere geçebiliyorlar. Bunu iki ülke arasındaki ilişkiye sıcak bakmayan Rusya içerisindeki gruplar da yapıyor olabilir. Mart ayında seçim var. Muhalifler, Putin’i sıkıştırmak için yapmış olabilir. Rusya dışardan göründüğü gibi homojen bir yapıya sahip değil. Çıkar grupları, güçlü Ermeni, Yahudi lobisi var. Orada Batı, ABD de etkilidir. Sonuçta Türkiye'nin bu krizle birlikte Rusya'ya karşı eli güçlendi. Rusya böyle zaaf bıraktığı için aslında ‘mahcup‘ durumdadır."
KIRMIZI BÜLTEN ÇIKARILDI
Toplam 52 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle hakkında üç ayrı dava açılan terörist Mihraç Ural için kırmızı bülten çıkarıldı. Tutuklamaya yönelik "yakalama" kararıyla aranan Ural için çıkarılan kırmızı bülten, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderildi. Ural'ın yargılandığı dava dosyalarında, kuvvetli delillerin varlığı, tape ve görüşme kayıtları ile Türkiye içinde silahlı emir ve talimatlar verdiğine yönelik delilerin yer aldığı belirtildi.
Terörist Mihraç Ural, Soçi'den çektirdiği fotoğrafları sosyal medyada paylaşarak şov yapmaya kalktı. Ural, konferans sonrası boş kürsünün önüne geçerek sanki konuşma yapmış gibi fotoğraf çektirdi. Ural, "Soçi'de kongre delegelerine yüksek sesle yaptığım hitap tarihe bir not düşmek ve haklı davamı dile getirmek içindi. Bu benim onursal görevimdi. Kürt halkının haklı davasını yüzlerce delegeyle konuştum. Kürtler olmadan bölge barışı olamaz dedim" ifadesini kullandı.
KAYNAKTÜRKİYE GAZETESİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.