Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, 12 askerimizin şehit olduğu "helikopter kazası? ile ilgili "Afganistan'da ne işimiz var?? sorusunu tekrar gündeme taşıyarak, ?Bir süredir, ?NATO'da olmak zorunda mıyız' çıkışı ile başlayan bu süreçte halkımızın cevap aradığı asıl soru şudur: "Türkiye, bir ülkeyi, huzursuz bir ülke haline çevirme gayreti içinde olanlarla ne zamana kadar beraber hareket edecektir? ?diye sordu.

Aydın, ?Başbakan Erdoğan'ın, ?Afganistan'daki acı hadiselerin, Çanakkale Deniz Zaferi'nin hemen öncesinde vuku bulmasını manidar? karşılaması bize daha da manidar gelmiştir? diyerek, Çanakkale'yi hatırlattı. Aydın, ?Çanakkale'yi hatırlamışken Anzak Müslümanları'nı da hatırlamak gerekiyor. Müslümanın Müslüman'a kırdırıldığı bu savaşta işbirlikçi olmanın bedelini Anzaklar o gün nasıl ödedilerse bugün de acaba biz mi ödemekteyiz? Sayın Başbakan ?Bizim sınırlarımız dışında görev yapan askerlerimiz, ülkemizin de milletimizin de gururudur? diyor. Biz de diyoruz ki; Sayın Başbakan, ?Biz, hakkı ve adaleti üstün tutuğumuz ölçüde gurur duyarız. Askerlerimizin, görev yaptıkları ülkelerde, büyük bir ülkeyi, tarihi şanla şerefle temsil etmesi ancak buna bağlıdır. Soruyoruz; bizim askerimiz bulunduğu ülkede bunu mu temsil etmektedir? dedi.

?Bizim yurt dışındaki askeri varlığımız, Türk askeri Afganistan'da Kosova'da Lübnan'da Bosna'da güvenin sembolüdür, kardeşlik sembolüdür? diyen Başbakan Erdoğan'a Aydın şu soruyu yöneltti. Aydın, ?Sayın Başbakan o halde neden Çeçenistan'da askerimiz yok, neden doğu Türkistan'da askerimiz yok! Neden İsrail'in her gün bombardımana tabii tuttuğu Gazze'de yok. Biz Türk askerinin NATO'nun değil, Gazzelilerin güvenini sağlamasını istiyoruz? dedi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, açıklamasının devamında ise şunları kaydetti: ?Ortada yaşanan diğer bir tezat gelişmeye de dikkat çekmek istiyoruz. "Türk askerinin Afganistan'daki varlığından hem işgalciler hem toprakları işgal edilen halk nasıl memnun olabilir? Böyle bir şey olabilir mi? Eşyanın tabiatına aykırı olan bu uygulamadan şehit sayımız yüzleri bulduğunda mı vazgeçeceksiniz?

Çözüm, Afganistan'ın acil sorunu, işgalin sona ermesi, merkezî bir hükümetin kurulmasıdır. Buna cesaret edemeyen ve işbirlikçiliklerini de gizlemek için "savaşmıyoruz, lojistik destek sağlıyoruz" gibi berbat bir gerekçenin arkasına sığınanlara son kez sesleniyoruz: Türkiye, Suriye'deki olaylara tepki verirken neden Afganistan'da yaşanan sivil katliamlara kulaklarını tıkamış bulunmaktadır. Maalesef yaşanan hadiseler de, bu kulak tıkamanın bedeli olmaktadır.?