Türk askeri Musul’da kalmaya devam...
Türk askeri Musul’da kalmaya devam edecek mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başika kampındaki Türk askerleriyle ilgili, “Şu anda orada gerek Başika gerek kamp yerindeki yaptıkları iş eğitimdir. Eğitimi veren askerlerimizin, eğitimi verdikleri Peşmerge miktarına göre çoğaltılır veya azaltılır. Bunu geri çekmek gibi bir şey söz konusu değil” dedi.
Türk askeri Musul’da kalmaya devam edecek mi? - Tıkla İzle
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Terör ülkelerimiz başta olmak üzere Balkanlar ve Avrupa’nın da huzuruna kastediyor. Terörün amacının sosyal dokuyu tahrip etmek, farklı toplum kesimleri arasındaki kader birliğini dinamitlemek olduğunu gayet iyi biliyoruz” dedi.
Bosna Hersek’in Avrupa kurumları ile bütünleşmesine ve Avrupa Atlantik yönelimine destek verdiklerini vurgulayan Erdoğan, “12 Ekim 2014 Genel Seçimlerinden sonra Bosna Hersek’te son derece olumlu bir atmosfer yakalandı. Bu müspet havayı uluslararası toplum gibi bizde memnuniyetle karşılıyoruz. Başta reform sürecinde kat edilen mesafe olmak üzere, Avrupa Birliği ve NATO süreçlerinde yaşanan gelişmeleri yakından izliyor ve destekliyoruz” diye konuştu.
“İHTİYAÇ DUYACAKLARI HER ALANDA BOSNA HERSEK’İN YANINDA OLACAĞIZ”
“Özellikle de 3 lider arasındaki birbirleri ile olan ortak akıl oluşturma ve müşterek çalışmadaki gayretleri, gerçekten örnek teşkil eden bir havadadır” diyen Erdoğan şunları kaydetti:
“Özellikle dış politika alanında Devlet Başkanlığı Konseyi’nin yol gösterici ve kararlı tutumu ülkenin diğer kurumlarına da örnek oluyor. Türkiye olarak bundan sonra da iyi ve kötü günlerinde, ihtiyaç duyacakları her alanda Bosna Hersek’in yanında olacağımızı ifade etmek istiyorum.”
“TÜRKİYE, BOSNA HERSEK, SIRBİSTAN VE TÜRKİYE, BOSNA HERSEK, HIRVATİSTAN ÜÇLÜ DANIŞMA MEKANİZMALARININ SÜRDÜRÜLMESİ VE GÜÇLENDİRİLMESİ GEREKİYOR”
Türkiye’nin bilgi ve teknoloji birikimiyle Bosna Hersek’in atacağı adımlara destek olunacağını belirten Erdoğan, “İşbirliğimizin kapsamının genişletilmesi konusunda hemfikiriz. Gerek siyasi alanda gerek iktisadi alanda gerek ticari alanda, askeri alanda her alanda biz Bosna Hersek ile bu müşterek çalışmalarımızı sürdürmekte kararlı olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Tabii iş adamlarımız Bosna Hersek’teki yatırımları bizim için ayrıca bir gurur meselesidir. Bundan dolayı da müteşebbislerimizi, girişimcilerimizi ayrıca tebrik ediyorum. Türkiye birikimlerini tecrübeli ve dünya standartlarında hizmet veren firmalarıyla her türlü yardıma, teşebbüse hazırız. Türkiye, Bosna Hersek, Sırbistan ve Türkiye, Bosna Hersek, Hırvatistan üçlü danışma mekanizmalarının sürdürülmesi ve güçlendirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
“TERÖRÜN AMACININ FARKLI TOPLUM KESİMLERİ ARASINDAKİ KADER BİRLİĞİNİ DİNAMİTLEMEK OLDUĞUNU GAYET İYİ BİLİYORUZ”
Terör konusunda birlik ve beraberliğin sürdürülmesi gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, “Terör ülkelerimiz başta olmak üzere Balkanlar ve Avrupa’nın da huzuruna kastediyor. Terörün amacının sosyal dokuyu tahrip etmek, farklı toplum kesimleri arasındaki kader birliğini dinamitlemek olduğunu gayet iyi biliyoruz. Terör dünyanın her yerinde kan dökerek ayrılıkları derinleştirmeyi; kini, husumeti ve nefreti körüklemeyi hedeflemektedir. Terör eylemlerine karşı Bosna Hersek halkının gösterdiği birlik ve beraberliğin önümüzdeki dönemde de sürdürüleceğine inancım tamdır” ifadelerini kullandı.
Terörün dini ve milliyeti olmadığını ifade eden Erdoğan şunları kaydetti:
“Türkiye terörle mücadelesinde her daim Bosna Hersek’in ve dostlarının yanında olacaktır. Bir gerçeği daha özellikle burada vurgulamak istiyorum. Bosna Hersek ile olan dayanışmamızı, özellikle serbest ticaret anlaşması ile çok daha ilerilere taşımanın gayreti içerisindeyiz. Ülkelerimiz arasındaki yakın ilişkilerin diğer bir tezahürü Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali’nin düzenlenmesinde yaşanmıştır. 2017 yılında Bosna Hersek’te 2019 yılında ise ülkemizde yapılması öngörülen festival, Bosna Hersek’in talebi üzerine 2017’de ülkemizde 2019’da ise Bosna Hersek’te düzenlenecektir. Yapılan becayiş ile Erzurum özveride bulunarak bu büyük faaliyeti 2 yıl önce yapmayı kabul etmiştir. Böylelikle ülkemiz bu alandaki tecrübelerini 2019’da Bosna Hersek ile paylaşmayı kabul etmiştir. Ben bu düşüncelerle sözlerime son verirken tekrar Devlet Başkanlığı Konseyi’nin değerli Başkanı ve üyelerini misafir etmekten duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum.”
ÇOVİÇ: ''DOSTANE YARDIMINIZA TEŞEKKÜR EDİYORUM''
Dragan Çoviç, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye ile Bosna-Hersek arasında dostane ilişkilerin devam ettiğini ve geliştiğini belirterek, “Türk halkına ve Türkiye’nin son 20 yılda Bosna-Hersek’te yaptığı her şeye teşekkür etmek istiyorum. Sayenizde Bosna-Hersek Avrupa’nın ortasında güzel bir ritim tutturdu ve gençlerimizin ülkemizi terk etmesini engelledik. Biz bunu tek başımıza yapamazdık, o yüzden dostane yardımınıza teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Bosna-Hersek yönetiminin farklı olmasına rağmen ülkenin gelişmesine ve uyum sağlaması için çalıştıklarını belirten Çoviç, “Birçok konunun ortak sorunumuz, ortak konumuz olduğunu biliyoruz. Avrupa yolunda ilerlemeye devam edeceğiz. NATO yolunda verdiğiniz destek için teşekkür ediyoruz. NATO Birliğindeki temsilciniz olmasaydı, bu konuda ilerlememiz mümkün olmazdı. Altı ay içerisinde Eylem Planı’nı NATO birliğine sunabileceğimizi umuyoruz” şeklinde konuştu.
Bosna-Hersek’i modern bir ülke haline getirmek istediklerini kaydeden Çoviç, “Türk halkının Bosna-Hersek’e duyduğu derin saygının farkındayız. Hem bankalar hem ilaçlar anlamında ülkemizi yatırım yapan çok kıymetli firmalar var. Hem Saraybosna hem de Mostar’da havaalanı yapılması için önemli girişimlerde bulunulmaktadır. Her alanda daha iyi komünikasyon ve işbirliği için üzerimize düşen çok önemli görevler var. Bosna-Hersek’e yatırımları çekmek, son zamanlarda başlatılmış olan projeleri gerçekleştirilmesi için elimizden gelen yardımı esirgemeyeceğimizi ifade etmek isterim. Bosna-Hersek’e 15 bin tonluk et kotası belirlediniz. Bu tür projeleri devam ettirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
“BÜTÜN DÜNYADA TERÖR ORTAK SORUNUMUZDUR”
İşadamlarına destek vermek için gerekli düzenlemeleri gerçekleştireceklerini vurgulayan Çoviç, Türkiye’de yaşanan terör olaylarından dolayı üzüntü yaşadıklarını dile getirerek şunları dedi:
“Bugün 2 milyon 500 bin mülteci Türkiye’de misafir edilmekte. Kendilerini evlerinde hissetmeleri için elinizden geleni yaptığınızı duyduk. Mültecilerin girişinin engellendiğini duyuyoruz. Avrupa ülkelerinin yaptığı bu olaylardan dolayı üzüntü duymakla beraber, sizleri tebrik etmek ve sizlere teşekkür etmek istiyoruz. Bütün dünyada terör ortak sorunumuzdur. Bizde bazı olaylara maruz kalıyoruz. Bazı kurum ve kuruluşlar aracılığı ile işbirliğimizi güçlendireceğimize inanıyoruz. Bu konudaki tecrübeleriniz önemli.”
Bir gazetecinin Dodek’in Sırp eyaletini kabul edip, Bosna-Hersek eyaletini kabul etmediğine ilişkin soru üzerine Çoviç, Bosna-Hersek’in ve yasal düzenlemenin tamamen bağımsız olması gerektiğini kaydederek, “Bu konuda aramızda birbirimize kızmaya yer yoktur. Bosna-Hersek’i düzenlemek için çaba göstermek zorundayız. Bu konuda herhangi imtiyazın verilmesi söz konusu değildir. Bosna-Hersek, tek, yegane bir ülkedir. Ekonomik, siyasi anlamda tek bir ülke olarak etkilemektedir. Bugün ve Bakir bey İvanoviç beyle görüşmeler yapacağız” cevabını verdi.
İzzetbegoviç, Sırp entitenin bu şekilde hareket etmeye hakkı olmadığını düşündüğünü söyleyerek, “Bosna-Hersek’te bulunan herkes Anayasa ve Daytona hükümleriyle getirilen sözleşmeye uymak zorundadır. Aksi takdirde bunun sonuçlarına katlanacaktır. Bizim ülkemizin barışını ve istikrarını etkileyebilecek her türlü olayın karşısında duracağız. Sayın Dodik 10 senedir bu şekilde hareket etmektedir. Partisinin önderliğindeki hükümet Avrupa’da çok olumlu şeyler gerçekleştirmemiştir. Oyun oynamışlardır. Şu anda Anayasa’ya karşı oyun oynamakta. Bosna-Hersek’te Anayasa’ya karşı oyun oynamaktadır. Eğer böyle devam ederse, bütün Bosna-Hersek vatandaşları için olumsuz sonuçlar doğabilir” şeklinde konuştu.
Çoviç, Bosna Hersek’in işbirliği konusunda sınırlandırmanın söz konusu olmadığını belirterek, “Biz sorumluluk ve hassasiyet taşımak zorundayız. Biz Hırvatlar, Boşnaklar, Sırplar bir arada yaşadığımız için hassas davranmak zorundayız. Bu alandaki menfaatler hassasiyet gerektirmektedir. Bu yönde politikalar sürdürüyoruz” diye konuştu.
“GEREK BAŞİKA GEREK KAMP YERİNDEKİ YAPTIKLARI İŞ EĞİTİMDİR
Gazetecilerin sorularını cevaplandıran Cumhurbaşkanı Erdoğan et ithalatına ilişkin bir soru üzerine, “2016 yılı itibariyle et almaya devam edeceğiz, ondan sonra da bunu çoğaltmak mümkün olabilir” ifadelerini kullandı.
Musul’da Türk askerinin bulunmasına ilişkin olarak da Erdoğan, “Musul meselesinde Türk askerinin gitmesi 2002 yılında olan bir harekettir. Bu hareketten sonra 2014’te merkezi hükümetin Haydar Abadi’nin bizden eğitim noktasında gerek asker gerek polis noktasında bizden talepleri olmuştur. Bizim oraya giden askerlerimizi muharip olarak gitmemiş, eğitimci olarak gitmiştir. Şu anda orada gerek Başika gerek kamp yerindeki yaptıkları iş eğitimdir. Eğitimi veren askerlerimizin, eğitimi verdikleri Peşmerge miktarına göre çoğaltılır veya azaltılır. Bunu geri çekmek gibi bir şey söz konusu değil. Bu aylın 21’nde gerek Kuzey Irak gerek Türkiye gerek Amerikalı dostlarımızla bir toplantı yapılacaktır. Bu çalışmayla Kuzey Irak’taki hatta Irak’ın genelindeki gelişmelerin de değerlendirme fırsatı olacaktır” değerlendirmesini yaptı.
“TALEP EDİLMEDİĞİMİZ YERDE YOKUZ”
Rusya Federasyonu’nun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi‘ne gitmesine ilişkin olarak ise Erdoğan, “Rusya Federasyonu burada taraf değildir. Ne adına oraya gidiyor, o da ayrı konu. Türkiye olarak bizler oradan verilen cevabı şu anda gördük. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bu müracaatı reddetti. Bundan sonraki süreçte ne olur, onu da izlemeye devam edeceğiz. Türkiye olarak dünyada şu anda özellikle bölgedeki gelişmelerde koalisyon güçleriyle müşterek hareket alanını kendimize seçmiş bulunuyoruz. Talep edilmediğimiz yerde yokuz. Her talep edilen veya eden ülkeye de olumlu cevap vermeye kimse mecbur değildir. Ama bizim bir özelliğimiz var. Bizim bir tarafta 910 kilometre Suriye ile sınırımız var, bizim için hayati önem ifade temektedir, diğer tarafta 390 kilometre Irakla sınırımız var, bu da bizim için hayati önem arz etmektedir. Rusya Federasyonun bu ülkelerle bir sınırı mı var? Tarsus’ta zaten zamanında kendisine bir üs gibi bir yer kurmuşlardı. Şimdi o yetmedi, Lazkiye’nin kuzeyinde yeri bir üs kurmak suretiyle oraya uçaklarıyla, füzeleriyle yerleşmiş durumda. Önce onu dünyaya izah etmesi lazım. Niçin varım? Bunları gayet güzel konuştuğumuzda hiç gündeme gelmiyordu. Şimdi bunların hepsi gündeme geldi. Çok farklı yaklaşım içerisindeyken, duygusal yaklaşımları görüyoruz. Biz Türkiye olarak yine gerilimden yana olmayacağız, sabırlı olacağız ve bu sabırla yaklaşım inanıyorum ki diplomatik ilişkilerimizi güçlü hale getirecektir, belki yeniden inşasına vesile olacaktır” ifadelerini kullandı.
Bakir İzzetbegoviç ise, Rusya’dan geri dönen yaş meyve-sebzenin Bosna -Hersek tarafından alınmasına ilişkin olarak, “Türkiye’nin Rusya’ya satamadığı eşyalar yerine bir rol oynayabileceği söz konusu olabilir. Bosna-Hersek küçük bir ülke. Çok az bir kapasiteye sahibiz” şeklinde konuştu.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.