'Terör örgütü, ABD'nin çıkarlarına hizmet ediyor'
ANKARA - SARP ÖZER
"ABD'nin terör örgütü PKK/PYD'ye destek verdiği"ne yönelik iddialar kimi zaman teröristlere yapılan silah yardımları kimi zaman da ABD'li askerlerin üniformalarına yapıştırdıkları armalarda kendini gösterdi. ABD'li yetkililerin, yardımlara ilişkin "YPG'nin DEAŞ ile mücadelede önemli rol oynadığı"na ilişkin söylemleri, terör örgütü PYD'nin silahlı kolu YPG'nin PKK güdümlü teröristlerden oluştuğu gerçeğini değiştirmedi.
ABD'nin terör örgütü PYD ve onun askeri kanadı YPG'ye verdiği destek birçok yerde kendini gösterdi. Bu durum NATO müttefikleri Türkiye ve ABD arasında zaman zaman sıkıntıya neden oldu.
ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin PYD'ye yönelik açık desteği, terör örgütü DEAŞ'ın 2014 yılının sonbaharında Türkiye sınırındaki Kobani'yi (Ayn el Arap) kuşatmasının ardından ortaya çıktı.
Bölgedeki YPG unsurlarına havadan silah yardımı yapılırken bunun amacının DEAŞ ile mücadeleye destek vermek ve Kobani'nin düşmesini engellemek olduğu belirtildi. Söz konusu dönemde YPG'ye tonlarca silah ve mühimmatın gönderildiği ortaya çıktı. Öte yandan, havadan atılan silah ve tıbbi yardım paketlerinden birinin terör örgütü DEAŞ üyelerinin eline geçtiği de yine ABD makamlarınca doğrulandı. Yine aynı dönemde ABD tarafından aracılar olmaksızın PYD ile doğrudan görüşüldüğü açıklandı.
"Arma" tartışması
ABD'nin PYD/YPG'ye verdiği destek Kobani'nin terör örgütü DEAŞ unsurlarından temizlenmesiyle sınırlı kalmadı. ABD ve PYD arasındaki ilişkinin en önemli kanıtlarından birine kamuoyu, terör örgütü DEAŞ'a yönelik Rakka operasyonunda tanıklık etti.
Rakka'nın DEAŞ'tan geri alınmasına yönelik başlatılan harekatta bazı ABD askerlerinin YPG simgeli üniformalarla yer aldığı görüntülerle ortaya çıktı.
Görüntüler tepki çekerken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu konuya ilişkin "Terörle mücadelede çok iddialı olan bir ülkenin, bizim müttefikimizin Amerika'nın askerlerinin YPG armasını, bir terör örgütünün armasını kullanması kabul edilemez." ifadesini kullandı.
Amerikalı komutanlar da yapılanın uygunsuz olduğunu belirterek, durumun düzeltilmesine yönelik gerekli adımların atıldığını kaydetti.
"Münbiç"teki PYD/YPG varlığı
Türkiye'nin 24 Ağustos'ta başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı'nın amaçlarından birini PKK/PYD unsurlarının Fırat'ın doğusuna çekilmesini sağlamak oluştururken bu durum Münbiç'teki terör örgütü PYD varlığını gündeme getirdi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, buradaki PYD unsurlarının çıkarılmasına yönelik Türkiye'nin isteğini açıklarken bunun ABD'lilere de iletildiğini belirtti. Çavuşoğlu, konuyla ilgili "PYD/PKK Münbiç'ten çıkmazlarsa biz Amerikalılara da söyledik." değerlendirmesinde bulundu. Konu, Türk ve ABD'li yetkililerin toplantılarında da defalarca gündeme geldi, "PYD unsurlarının söz konusu bölgeden çıkarılacağına yönelik ABD'li yetkililerden söz alındığı" açıklandı.
Münbiç'ten terör örgütü PYD/YPG'nin çıkarılması Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ile yaptığı görüşmelerde de önemli bir konu olarak gündeme geldi. Bu süreçteki gelişmelerin Türkiye tarafından dikkatlice ve yakından takip edildiği yetkili makamlarca vurgulandı.
Teröristlerin binalarında ABD bayrakları
Fırat Kalkanı Harekatı ile terör örgütü PKK'nın Suriye'deki kolu YPG unsurları Fırat'ın doğusuna çekilmeye zorlandı.
Bu süreçte Rakka'ya bağlı Tel Abyad'da terör örgütü PKK/PYD'nin çok sayıda üyesinin bulunduğu bazı binalara ABD bayrağı asıldı. Mumbatıh bölgesinde 3 noktaya asılan bayraklar, Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinden de görüldü. Bölgedeki yerel kaynaklar, teröristlerin ABD bayrağını "kalkan" olarak kullandığını belirtti.
Yaşanan tüm bu süreçlerde ABD'li yetkililerin bölücü terör örgütü PKK ile Suriye ve Irak'ın kuzeyindeki Kürt grupları birbirinden ayırdıkları, YPG'nin DEAŞ ile mücadelede önemli rol oynadığına yönelik söylemleri de basın yayın organlarında defalarca yer aldı.
Güvenlik uzmanı Ağar
Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, konuya ilişkin AA muhabirine, bölgede PKK/PYD'nin ABD ve batı ülkelerinin hedef ve menfaatlerine hizmet ettiğini söyledi.
Ortadoğu coğrafyasında yapılmak istenen dizaynda terör örgütlerinin temel unsur olarak kullanılmaya çalışıldığını ifade eden Ağar, özellikle PKK/PYD'nin çok ön plana çıktığını vurguladı.
Ağar, son gelişmeler kapsamında terör örgütü DEAŞ'ın bir maske olarak kullanılmaya başlandığına işaret ederek, "Özellikle kuzey Suriye ve Irak'ın belli bir bölümünde, Sincar'da bir terör devletçiği kurulmak gibi temel bir gayret kendisini göstermeye başladı. ABD ve Batı dünyası bu örgütleri hem himaye ettiler hem korudular hem fonladılar hem de bunlara eğitim verdiler." diye konuştu.
ABD ve Batı dünyasının bu durumu kendilerine göre gerekçelendirdiğini kaydeden Ağar, "Hiç 'YPG'ye silah verdik.' demiyorlar. Onun yerine 'Biz Demokratik Suriye Güçleri'ne silah verdik.' diyorlar. Bu tam bir kurnazlık. Sonuçta Demokratik Suriye Güçleri denilen yapının temel karakteri, yüzde 80'i PKK güdümlü teröristlerden oluşuyor." ifadelerini kullandı.
Ağar, Batı dünyasının terör örgütü PKK'yı parlatmaya çalıştığını dile getirerek, terör örgütüne silah ve mühimmat konusunda önemli yardımların yapıldığını anlattı.
"Şu anda PKK'nın elinde ağır silahlar, tank ve uçaksavar roketleri, zırhlı unsurlar ve sofistike mühimmat var." diyen Ağar, bu silahlardan bazılarının ABD menşeli olduğuna dikkati çekti.
Ağar, ABD'nin bundan sonra bölgedeki etkisinde, başkan seçilen Donald Trump'ın izleyeceği politikanın etkili olacağını sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.