Tehlike çok büyük

Tehlike çok büyük
 Avrupada 5 bin evladımız Hıristiyan ailelere terk edilirken, içerde de hükümet bütün kişi,kurum ve kuruluşlarıyla Heybeliada Ruhban Okulunu açmak...


 

Avrupada 5 bin evladımız Hıristiyan ailelere terk edilirken, içerde de hükümet bütün kişi,kurum ve kuruluşlarıyla Heybeliada Ruhban Okulunu açmak için seferber oldu

 

Hükümet Avrupa?daki 5 bin evladımızın Hıristiyanlaştırılmasını eli kolu bağlı bir şekilde seyrederken, Ortodoks din adamı yetiştirecek Heybeliada Ruhban Okulu?nun açılması için adeta seferberlik ilan etti.

Son olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü de Ruhban Okulu?nun açılması için ?hukuki bir engel yok? açıklaması yaparken, Meclis İnsan Hakları Komisyonu?ndan şok bir çıkış geldi. Komisyon Türk çocuklarının Hıristiyan ailelere verilerek asimile edildiğini, durumun korkunç boyutlara ulaştığını açıkladı.

Vakıflar da teslim oldu

Hükümet Heybeliada Ruhban Okulu?nun yeniden açılması için hummalı bir çalışma yürütürken, kendisine bağlı kurum ve kuruluşlar da, Ruhban Okulu?nun yeniden açılması için seferberlik başlatmış durumda.

Konuyla ilgili çarpıcı bir açıklama da Vakıflar Genel Müdürlü Adnan Ertem?den geldi. Ertem, ?Ruhban Okulu?nun tüzel kişilik ve mülkiyet problemi yok. Okulun açılması meselesi bizim dışımızda. MEB ve YÖK nezninde takip edilmesi gereken bir konu. Hükümet olur verirse hukuki bir engel yok.? dedi. Heybeliada?nın yeniden açılması için sorun olmadığını belirten Ertem, Ayasofya?nın yeniden cami olarak ibadete açılması konusunda ise ? Bu bizim irademizin dışında orada söz söylememiz mümkün değil? ifadelerini kullandı. Ertem katıldığı bir televizyon programında da görüşlerini yineledi. Ertem, MEB ve YÖK?ün karar vermesi durumunda önemli bir gelişmenin yaşanabileceğini söyledi.

Hükümet Ruhban Okulu?nu yeniden faaliyete geçirmek için adeta seferberlik başlatmış durumda. Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Heybeliada Ruhban Okulu?nun açılmasına yönelik hazırladığı taslağıMeclis?e sunmaya hazırlanırken, konuyla ilgili çarpıcı bir açıklamada Vakıflar Genel Müdürlüğü?nden geldi. Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, ?Ruhban Okulu?nun tüzel kişilik ve mülkiyet problemi yok. Okulun açılması meselesi bizim dışımızda. MEB ve YÖK nezninde takip edilmesi gereken bir konu. Hükümet olur verirse hukuki bir engel yok? dedi. Ertem daha sonra katıldığı bir televizyon programında da benzer görüşünü yineledi. Ertem ?Eğitim fonksiyonu ile ilgili bir durum var. YÖK ve MEB fonksiyon verilmesi durumunda karar verecek. Karar vermesi durumunda orada önemli bir gelişme olacaktır? şeklinde konuştu. Heybeliada?nın yeniden açılması için sorun olmadığını belirten Ertem, Ayasofya?nın yeniden cami olarak ibadete açılması konusunda ise ? Bu bizim irademizin dışında orada söz söylememiz mümkün değil? ifadelerini kullandı.

Heybeliada Ruhban Okulu?nun arazisi iade edildi

Vakıflar Meclisi, kısa bir süre önce cemaat mallarının iadesi sürecinin, yüzölçümü bakımından en büyük iadesi gerçekleştirmişti. Vakıflar genel Müdürlüğü Heybeliada Ruhban Okulu?nun bağlı olduğu Aya Triada ManastırıVakfı?na, okulun çevresindeki 190 dönümlük koruluğu iade etmişti. Bu iadenin ardından açıklama yapan Patrik Bartholomeos, Hükümet yetkilileri bize haklıolduğumuzu söylemekle ve umut vaat etmekle yetiniyor? demişti.

Taslak Patrikhane?nin istediği gibi hazırlanıyor

Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) bünyesinde Heybeliada Ruhban Okulu?nun açılmasına yönelik yapılan çalışmalarda Ruhban Okulu?nun yüksekokul düzeyinde açılması isteniyor. Yeni YÖK yasa taslağıkapsamında, Patrikhane?nin YÖK?e bağlı vakıf üniversitesi ya da kendi ülkesinin mevzuatına bağlı yabancı üniversite olarak kurulmasına imkân tanıyor. Bu yasa taslağı şu haliyle Türkiye?de bir değil birden fazla Ruhban Okulu?nun açılmasına zemin hazırlıyor. Patrikhane okulun yabancı bir üniversite üzerinden açılmasında ısrarcı. Patrikhane daha önce Türkiye?de bir üniversiteye bağlı olarak Ruhban Okulu açmayı reddetmişti.

Ruhban Okulu açılabilecek.

Ruhban Okulu?nun açılması için başlatılan kampanya adım adım işliyor

AB?nin İlerleme Raporu taslağında Türkiye?ye, Ruhban Okulu?nun açılması konusunda açık uyarılar geldi.

Başbakan Erdoğan, Seul?de Obama?ya Ruhban Okulu?nu açma sözü verdi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Patrikhane?yi ziyaret ederek Ruhban Okulu için yeşil ışık yaktı.

YÖK taslağı hazırlanarak Ruhban Okulu?nun yabancı bir üniversiteye bağlı olarak eğitime açılmasının önü açıldı.

Heybeliada Ruhban Okulu?nun bağlı olduğu Aya Triada Manastırı Vakfı?na, okulun çevresindeki 190 dönümlük koruluk iade edildi.

Vakıflar Genel Müdürlüğü, Ruhban Okulu?nun açılması için hukuki engel yok, açıklaması yaptı.

Hıristiyanlaştırma Meclis raporunda

Avrupa?daki ?Hıristiyanlaştırma? haberlerimiz Meclisİnsan Hakları Komisyonu?nu harekete geçirdi. Gazetemizin daha önce gündeme getirdiği, Türk çocuklarının Hıristiyan ailelere verilerek asimile edildiği gerçeği, devletin en üst yetkili organları tarafından nihayet kabul edildi.

5 binden fazla çocuğun Hristiyan ailelere verildiğine dikkati çeken TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün??Türk çocuklarını ailelerinden koparıp Hristiyan ailelere vermek, tamamen bir asimilasyondur. Geçen gün bir örneğini de gördük, Sakarya?ya gelen kız çocuğu Türkçe konuşmayı unutmuş. İnsanın temel kişiliğini ortaya koyan unsurlardan biri dili, diğeri de dinidir. Dilini kaybetmiş, dini konusunda sorgulama yapamıyoruz. Tehlike bu kadar büyük yani.? şeklinde konuştu. /

Avrupa?da yaşayan Türk ailelerinin çocukları, herhangi bir yargı kararı olmadan, Hristiyan ailelere veriliyor. Avrupa?da yaşayan Türk ailelerinin çocukları, herhangi bir yargı kararı olmaksızın alınıp, Hristiyan ailelere veriliyor. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa?nın değişik ülkelerinden Türk çocukların ailelerinden koparılıp Hristiyan ailelere verildiğine ilişkin dilekçeler aldıklarını anlattı.??Bu olay tam bir asimilasyon?? diyen Üstün,??Bu olayın hiçbir insani yönü yok. Çünkü uluslararası hukuk açısından da sakat bir süreç. Velayet hakkı kutsaldır ve ailelerin en temel hakkıdır. Maalesef Avrupa?daki gençlik daireleri, hiçbir yargı kararı olmadan basit bahanelerle Türk çocukları ailelerinden koparıp Hristiyan ailelere veriyor?? ifadelerini kullandı. Üstün, Türk çocukların ailelerinden koparıldıktan sonra anne ve babasıyla görüşmesinin dahi yasaklandığını söyledi.

??Bu, tam bir dram ve bunun üzerine gitmek gerekiyor??

Şu anda 5 binden fazla çocuğun bu şekilde Hristiyan ailelere verildiğine dikkati çeken Üstün, şöyle devam etti: ??Türk çocuklarınıailelerinden koparıp Hristiyan ailelere vermek, tamamen bir asimilasyondur. Geçen gün bir örneğini de gördük, Sakarya?ya gelen kız çocuğu Türkçe konuşmayıunutmuş. İnsanın temel kişiliğini ortaya koyan unsurlardan biri dili, diğeri de dinidir. Dilini kaybetmiş, dini konusunda sorgulama yapamıyoruz. Tehlike bu kadar büyük yani. Dolayısıyla bu acı bir durum. Daha önce Dersim?de 3 bin civarında çocuk ailelerinden koparılıp subaylara verilmişti ve bu bir dram olarak anlatılmıştı. Şimdi gözümüzün önünde 5 binden fazla Türk kökenli ailenin çocukları alınıp, başka ailelere veriliyor. Çocukla aile arasındaki tüm diyalog koparılmış durumda ve görüşmesi yasak. Bu da tam bir dram ve bunun üzerine gitmek gerekiyor.??

?Tam bir asimile süreci ve hukuka aykırı?

Üstün, çocukların ailelerden alınması için herhangi bir yargı kararının alınmadığını ve bu nedenle hukuka aykırı bir sürecin olduğunu vurguladı. Uygulamanın insan haklarına da aykırı olduğunu savunan Üstün, ??Bu uygulama tamamen bir asimilasyon. Bunun başka bir tarifi olamaz. Tam bir asimile süreci ve hukuka aykırı. Buna benzer Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi?nin Hristiyan aileden alınıp Yehova Şahidi bir aileye verilen bir çocuğa ilişkin kararı var ve bu kararda uygulama yanlış olarak değerlendiriliyor. Bu tamamen insan haklarına aykırı. İslam kültürüyle büyüyen bir çocuğu adli karar olmadan alıp Hristiyan aileye vermek asimilasyondur?? diye konuştu.

?Bu konuyla ilgili çok sayıda dilekçe aldık?

Komisyon olarak konuya ilişkin bir çalışma yapacaklarına dikkati çeken Üstün, şunları söyledi:??Bu konuyla alakalı çok sayıda dilekçe aldık. Vatandaşlarımız bize başvuruyor. Biz de komisyon olarak bununla alakalıbir çalışma yapacağız.

Ahlaki açıdan son derece sakat bir süreç. Tabi her insanımız çocuğuna iyi davranmıyor olabilir, bu durumda da Türk aileden alınan çocuk başka bir Müslüman aileye verilebilirdi. En azından yakın kültür içinde yetişmesi sağlanırdı. Avrupa?da çok başarılı insanlarımız da var. Bu ailelere verilebilir çocuklar.??

?Koruyucu anne? buran?a telefon yağıyor

Koruyucu anne Nejla Buran ise koruyucu Türk aile çok az olduğu için Almanya?nın dört bir yanından arandığını, ama hepsine cevap vermesinin mümkün olmadığını kaydetti. Buran, ?Koruyucu aile olmak çok kolay, bulunduğunuz kentin gençlik dairesine başvurun. Koruyucu aile olmak için el ele verelim.? diye konuştu. Umut Yıldızı Derneği Başkanı Kamil Altay ise yürüttükleri ?Vasi? projesine dikkat çekti. Proje, el konan çocuğun bir akrabasına verilmesini amaçlıyor.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.