Suriyeli 'sığınmacı akademisyenlerin' umudu Türkiye
Esed rejiminin zulmünden kaçan ve Türkiye'ye sığınan, aralarında uçak motoru tasarımcısı dahi bulunan birçok akademisyen Türk üniversitelerinden ilgi bekliyor.
ANKARA (AA) - Suriye'deki siyasi kriz ile yerlerinden olan, evlerini ve işlerini kaybeden yüzbinlerce Suriyeli arasında akademisyenler de bulunuyor.
Türkiye'deki Suriyeli "sığınmacı akademisyenler" sorunlarının çözümü için Arap Akademisyenleri Derneği çatısı altında birleşerek, Türk yetkililere seslerini duyurmaya çalışıyor. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile irtibat halinde olan akademisyenler bugünlerde Başbakanlık Göç ve İnsani Yardımlar Başmüşavirliği ile işbirliği içerisine girdi.
Ankara'daki toplantılarda seslerini duyurmaya çalışan akademisyenlerden Prof. Dr. Halid Dağıstani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk üniversitelerinin bugüne kadar bilimsel çalışmalarına ilgi duymadığını anlattı. Dağıstani, "Ses ötesi hıza ulaşabilen uçak motorları üzerine büyük çalışmalarım var. Türkiye'de 30 üniversiteye başvurdum, ilgi bekliyorum" dedi.
Otuz üniversiteden 3'ü
Dağıstani, Suriye'deki krizden kaçışının ardından, ailesine bakabilmek ve bilimsel birikimlerini paylaşabilmek için Türkiye'de 30 üniversiteye başvurduğunu söyledi. Bu üniversitelerden sadece 3'ünün kendisine döndüğünü ve "ret" cevabı verdiğini aktaran Dağıstani, diğer üniversitelerden olumlu yada olumsuz henüz bir cevap alamadığını belirtti.
Suriye'deki kanlı krizin ikinci yılında Halep'i terk ettiğini anlatan Dağıstani, "Pasaportumun o zamanki imkanı nedeni ile önce Lübnan'a gittim. Burada devlet üniversitesinde çalıştım ancak Lübnan hükümetinin o zamanki sığınmacı politikası ve katı çalışma izinleri nedeni ile devam edemedim. Türkiye'ye geldim. Bu ülkenin bize yönelik misafirperverliği karşısında gerçekten şaşırdım diyebilirim. Ancak yine de akademik ve bilimsel birikimimi paylaşabilecek bir platform bulamadım" şeklinde konuştu.
Türkiye'de uçak sanayisinin gelişmekte olduğunu anımsatan ve bu gelişime katkı sağlamaya hazır olduğunu vurgulayan Dağıstani, özellikle ses ötesi hıza ulaşabilen uçak motorları üzerine çok önemli çalışmalarının olduğunu ve Suriye'de iken bu çalışmalarını test aşamasına kadar getirebildiğini ifade etti.
"Türkiye'de bu çalışmalarıma yakın ya da başka alanlarda çalışabileceğim üniversiteler var. Fransızca ve İngilizce dahi ders verebiliyorum" diyen Dağıstani, Ankara'da Başbakanlık ve YÖK'ün başlattığı yeni çalışmalardan umutlu olduğunu aktardı.
Kendisi gibi birçok Suriyeli akademisyenin şu an Türkiye'de ilgi beklediğine işaret eden Dağıstani, bazı arkadaşlarının inşaatlarda çalıştığının, bazılarının da pazarlarda sebze sattığının hayali bir durum olmadığını, aksine Suriye krizinin gerçekleri olduğunu vurguladı.
Akademisyenlerin dil sorunu
Türkiye'ye sığınan ve ilgi bekleyen bir diğer akademisyen Abdüsselam Hac Hamid de karşılaştığı en büyük sorunun dil olduğunu söyledi.
Zirai Bilimler bölümünün moleküler biyoloji alanında doktora yaptığını söyleyen Hamid, Türkiye'deki üniversitelerde ders verebilmek için gerekli olan İngilizcenin birçok akademisyende olmadığını aktardı.
Halep Üniversitesi’nde araştırmalar yaptığını ve bitki hastalıkları bölümü başkanı olduğunu anlatan Hamid, şöyle devam etti:
"Halep Üniversitesi'nde lisans ve master yaptım. Suriye’de ziraat alanında araştırmalar yapan araştıramacılar grubundayım. Suriye’de savaş çıkmasından sonra, hem ailemizin hayatını hem de kendi hayatımızı kurtarmak için ülkemizden Türkiye'ye göç ettik. Şu an Türkiye’de Gaziantep’te yaşıyorum ve ziraat sektöründe çalışıyorum. Akademik açıdan bakacak olursak Suriyeli akademisyenler olarak biz akademik hayatımızı kaybetmiş bulunuyoruz. Dil engeli nedeniyle Türkiye’deki üniversitelerde görev yapma şansımızın olduğunu söyleyemem. Ancak İngilizce biliyorum, moleküler biyoloji ve genetik dalında küresel alanda yayımlanan araştırmalarım var. Savaştan sonra bir süre akademik çalışmalarım sekteye uğradı. Akademisyen arkadaşlarımızdan bazıları hayatlarını tehlikeye atmak pahasına, iş fırsatı bulabilmek için deniz yoluyla Avrupa’ya gitmeyi düşündüler."
Kadın akademisyenlerde durum daha kötü
Halep Üniversitesi'nde öğretim üyeliği ve Kahire Üniversitesi’nde master ve doktora yapan Negis Kedru da Türkiye'de sığınmacı konumunda olan akademisyenlerden.
Ailesi ile Türkiye'ye göç ettiğini anlatan Kedru, Suriyeli kadın akademisyenlerin durumunun daha kötü olduğunu, sayılarının bile tam bilinmediğini, birçoğunun çalışmak için bile başvuramadığını ifade etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.