Suriye'de günün gelişmesi

Suriye'de günün gelişmesi
Dakika dakika Suriye'de yaşanan gelişmeler... İNSAN HAKLARI KOMİSYONU GİDİYORTBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün'ün...


Dakika dakika Suriye'de yaşanan gelişmeler...

 

İNSAN HAKLARI KOMİSYONU GİDİYOR

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün'ün başkanlığındaki ''TBMM İnsan Hakları Mülteci Alt Komisyonu'', 4 Eylül Salı Günü, Suriyeli sığınmacıların kaldığı Apaydın kampının da aralarında bulunduğu bazı kamplarda incelemelerde bulunacak.

ÖLENLERİN SAYISI 33'E YÜKSELDİ

Şam Haber Ağı (SNN), Esed rejimine bağlı güçlerin Suriye halkına yönelik operasyonlarında öldürülenlerin sayısının 33'e yükseldiğini bildirdi.

Esed rejimine bağlı askerler Dera'da Cuma namazı esnasında camilere saldırdı.

SNN, ordunun helikopter, havan topları, ağır silahlarla düzenlediği saldırılarda, Humus'ta 15, Dera'da 6, Hama'da 5, Şam ve banliyölerinde 3, İdlib'de 2, Deyr ez-Zor'da 1, Lazkiye'de 1 olmak üzere toplam 33 kişinin öldürüldüğünü duyurdu.

Şam'ın Hacerül Esved bölgesinin de rejim güçleri tarafından top ateşine tutulduğu belirtildi. Şam banliyölerinde ve Halep'te muhalifler ve rejim askerleri arasında şiddetli çatışmalar devam ederken, SNN, Humus banliyölerinin savaş uçaklarıyla bombalandığını, Dera'da ise rejim askerleri tarafından tankların da desteğiyle baskınlar yapıldığını kaydetti.

Muhalifler, Humus'ta su borusundan yapılan el yapımı roketlerle rejim güçlerine karşı mücadele veriyor.

SURİYE-LÜBNAN SINIRINDA ÇATIŞMA

Lübnan'ın kuzeyinde, Suriye ordusu tarafından yapılan bombardımanda şarapnel parçalarının Lübnan tarafındaki bazı sınır köylerine isabet etmesi sonucu bir askerin yaralandığı bildirildi.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı'nın (NNA) verdiği bilgiye göre, Kuzey Lübnan'da bulunan Mejnez, Nura ve Debabiye'nin de aralarında bulunduğu 5 köye dün şarapnel parçalarının düşmesi sonucu bazı evler hasar görürken bir asker de yaralandı.

"SURİYE MESLEKTAŞIMIZI GERİ VER"

Türkiye Haber Kameramanları Derneği üyeleri ile Ankara'daki medya kuruluşlarının temsilcileri, Suriye'de tutuklu bulunan gazeteciler Cüneyt Ünal ve Filistinli gazeteci Başar Fehmi Kadumi'nin serbest bırakılması için Suriye Büyükelçiliği önünde protesto gösterisi düzenledi.

Cüneyt Ünal'ın fotoğrafıyla hazırlanan ve üzerinde ''Suriye meslektaşlarımızı geri ver'' yazan afişleri kameralarına ve üzerlerine asan medya mensupları, Suriye Büyükelçiliği'nin önündeki Anayasa Parkı'nda toplandı.

Arasında Ünal'ın eşi Nuran Ünal ile Kadumi'nin eşi Arzu Fehmi Kadumi, gazetecilerin yakınlarını ve çok sayıda medya mensubunun bulunduğu grup, ''Cüneyt ve Başar'ı serbest bırakın'', ''Suriye meslektaşımızı geri ver'' dövizleriyle Ünal ve Kadumi'nin fotoğrafları eşliğinde Suriye Büyükelçiliği'ne yürüdü.

Grup adına basın açıklaması yapan Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanı Veli Talay Ulusu, habercilerin meslek yaşamları boyunca olayları izlerken tarafsız olmayı ilke edindiklerini ve bu ilkelerinde asla taviz vermediklerini belirtti.

Suriye'de tutuklu bulunan Cüneyt Ünal'ın yıllarını mesleğine adamış bir haber kameramanı olduğunu ve 17 yıldır habercilik yaptığını ifade eden Ulusu, 15 yıldır derneklerinin üyesi olan Ünal'ın başarılarını aldığı ödüllerle kanıtladığını söyledi.

Ünal'ın tüm basın mensupları gibi zaman zaman işsiz kaldığını dile getiren Ulusu, bir televizyon kanalından gelen Suriye'deki olayları izleme teklifini, serbest habercilik yaptığı dönemde ''evine ekmek parası götürebilmek adına'' kabul ettiğini kaydetti.

Ünal'ın 21 Ağustos'ta kaybolduğu daha sonra da ''teröristlik'' iddiasıyla Suriye televizyonlarında görüntülerinin yer aldığını hatırlatan Ulusu, ''İddialarla ilgili, Suriye'deki olayları izlediği ortamda çektirdiği iddia edilen ve televizyonlarda yayınlanan fotoğraflar ise kanıt olarak ileri sürülmektedir. Dünyanın her yerinde savaşları ve çatışmaları izleyen haberciler bu tip hatıra fotoğrafları çektirirler. Ayrıca gösterilen bu fotoğrafların fotomontaj olabileceği de iddia edilmektedir. İster fotomontaj ister gerçek olsun bu fotoğraflar asla o insanların terörist oldukların kanıtı olamaz. Arkadaşımız Cüneyt Ünal bir terörist değil, gerçek bir gazetecidir'' dedi.

Ünal'ın Suriye'de tutuklu bulunmasının kimseye yararı olmadığına dikkati çeken Ulusu, ''Durumun Suriye yönetimini dünya kamuoyunun önünde güç durumda bırakması ve olumsuz etkilerinin olması kaçınılmazdır. Suriye'deki tutuklu habercilerin bir an önce serbest bırakılması için Dünya'daki tüm basın kuruluşlarını, Kızılay'ın ve Kızılhaç yetkililerini konuyla ilgili tüm kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz. Cüneyt Ünal ve Başar Fehmi Kadumi'nin yakınlarına sağ salim kavuşmalarının diliyorum'' diye konuştu.

ÇOCUĞUMUN BABASINI GERİ İSTİYORUM

Ünal'ın eşi Nuran Ünal da eşinin 17 yıldır kameramanlık yaptığını, döndükten sonrada devam edeceğini belirterek, ''Eşim Suriye'ye sadece haber yapmak için gitti. Görevini icra etmek için gitti. Suriye'ye şunu söylemek istiyorum, onlar oraya tarafsız ve yansız olarak, sadece haber yapabilmek için gitti. Gazetecilerimizi geri istiyoruz. Çocuğumun babasını geri istiyorum, eşimi geri istiyorum'' diye konuştu.

"ANNE BABAM BUGÜN GELECEK Mİ?"

Arzu Kadumi ise eşinin 20 yıldır gazetecilik yaptığını ve haberleriyle herkesin takdirini toplayan iyi bir gazeteci olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

''Yaklaşık bir aydır Hatay'daydı. O sadece işini yapıyordu. Objektif olarak orada olayları dünyaya duyurmaya çalışıyordu. Kim bayram gününü, o güzel günü ailesiyle geçirmek istemez ki. Ben eşimi istiyorum. Çocuklarım 11 gündür, her gün bana soruyor. 'Anne babam bugün gelecek mi?' diyor. Onlara verecek bir cevabım yok. Suriye hükümetinden Cüneyt ve Başar'ın bir an önce bırakılmasını istiyoruz. Onların bir taraf tuttuğu yok sadece işlerini yapıyorlar. Gazeteciler serbest bırakılsın.''

Gruptakiler alkışlar eşliğinde ''Cüneyt'i bize ver'', ''Başar'ı bize ver'' sloganları atarak gösteriyi sonlandırdı.

FRANSA'DAN KİMYASAL SİLAH UYARISI

Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, ''Suriye yönetiminin kimyasal silah kullanması halinde, uluslararası yanıtın derhal ve çok çabuk olacağını'' söyledi.Europe-1 radyo kanalına konuşan Fabius, Şam rejiminin doğrudan veya dolaylı kimyasal silaha başvurma ihtimalinin derhal karşılığını bulacağı uyarısında bulundu.

''Bu konuda kesin kararlı olduklarını'' yineleyen Fabius, bu silahların oldukça tehlikeli olduğunu söyledi.

Suriye'ye insani yardım için bazı gelişmelerin sağlanacağı umudunu taşıdığını ifade eden Fransa Dışişleri Bakanı, Rusya ve Çin'in vetosuna dikkati çekerek, siyasi açıdan ise ortak karar verilmesinin zorluğuna işaret etti.

Fransa'nın Suriye'deki muhaliflerin bir çatı altında toplanması ve bütün toplumlarını temsil edecek geçici bir hükümetin kurulması için bütün çabayı gösterdiğini ifade eden Fabius, yeni geçici hükümetin Suriye toplumunun bütün kesimlerinin haklarını garanti altına almasının önemini vurguladı.

Fabius, Fransa, ''Beşşar Esed türü bir rejimin tekrar işbaşına gelmesini istemiyor'' ifadesini kullandı.

BM Güvenlik Konseyi dönem başkanı Fransa'nın girişimiyle Güvenlik Konseyi ve Suriye'ye komşu ülkelerin dışişleri bakanları Suriye'deki insani durumu görüşmek üzere dün New York'ta bir araya gelmişti.

YARDIM ÇAĞRISI

Fransa Dışişleri Bakanlığı, Suriyeli göçmenlere yardım için uluslararası camianın seferber olması çağrısında bulundu.

Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vincent Floreani, ''ülkesinin, Suriyeli göçmenlere yönelik yardımların güçlendirilmesi konusunda kararlı olduğunu'' belirterek, ''Fransa'nın gerek ülke genelinde, gerek Avrupa'da insani yardımların artmasının öncülüğünü üstlenmeye devam edeceğini'' ifade etti.

Fransız sözcü, AB Komisyonu'nun insani yardımlardan sorumlu temsilcisi Kristalina Georgieva'nın da ülkesinin insani yardımlar konusundaki girişimlerine tam destek verdiğini söyledi.

AB Komisyonu, birliğin şu ana kadar Suriye'ye 146 milyon avro tutarında insani yardımda bulunduğunu açıklamıştı.

Fransa ve İngiltere, dün BM bünyesinde New York'ta düzenlenen toplantıda, BM'nin ilgili insani yardım kurumlarına ve göçten etkilenen Suriye'ye komşu ülkelere yardım için acil olarak bir toplantı düzenlenmesi çağrısında bulunmuştu.

BM kuruluşlarının Suriye'ye yapacakları insani yardım için başlatılan ve en az 373 milyon avro toplanması düşünülen kampanya için şu ana kadar sadece 196 milyon avro toplanabilmişti.

BM rakamları, şu ana kadar Suriye'deki iç savaş yüzünden 1,2 milyon kişinin yerinden edindiğini ortaya koyuyor.

Başta Türkiye olmak üzere Ürdün, Lübnan ve Irak'a sığınan göçmenlerin sayısınınsa 220 bini aştığı tahmin ediliyor.

RUSYA SURİYE YAPTIRIMLARININ KALDIRILMASINI İSTİYOR

Rusya, Suriye
'ye yönelik yaptırımların kaldırılması gerektiğini savunuyor.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Rusya adına konuşma yapan BM Daimi temsilcisi Vitaliy Çurkin, ABD ve Avrupa Birliği tarafından Suriye'ye yönelik uygulanan yaptırımların kaldırılması gerektiğini öne sürdü.

BM Güvenlik Konseyi'ni by-pass ederek uygulamaya konan yaptırımların Suriye krizinin çözümünde faydalı olmayacağını belirten Çurkin, bu tür adımların Suriye'deki insani duruma zarar vereceğini iddia etti.

Rusya, uluslararası alanda Suriye yönetimine destek veren en önemli güç olarak gösteriliyor.

ÜRDÜN-SURİYE SINIRINDA GERGİNLİK

Ürdün'ün Suriye sınırındaki et-Tırra kenti sakinleri, Ürdün sınırları içerisine Suriye'den iki füzenin düştüğünü ve Ürdün güvenlik güçlerinin karşılık vermesi sonucu yoğun çatışma yaşandığını bildirdi.

AA muhabirine açıklamada bulunan et-Tırra kenti sakinleri, Suriye tarafından Ürdün sınırları içerisine düşen füzelerin büyük bir paniğe yol açtığını ancak yaralananların bulunmadığını belirtti.

Füzelerin düşmesinin ardından Ürdün güvenlik güçlerinin karşılık verdiği ve Suriye askerleriyle yoğun bir çatışmanın yaşandığı belirtildi.

Ayrıca Suriye tarafından yoğun silah sesleri ve patlama seslerinin duyulduğu da ifade edildi.

Daha önce de Suriye'den atılan füzeler nedeniyle 5 Ürdün vatandaşı yaralanmıştı.

DAVUTOĞLU BM GÜVENLİK KONSEYİ'NDE KONUŞTU

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''BM kurumlarının Suriye konusunda beklentilerimizin gerisinde hareket ettiğine şahit olmaktan üzüntü duyuyorum'' dedi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) dönem başkanlığını yürüten Fransa'nın daveti üzerine Suriyeli mültecilerle ilgili BMGK'da düzenlenen uluslararası toplantıya katılan Davutoğlu, Suriye konusunda acilen alınması gereken önlemlerle ilgili öneriler sundu.

Davutoğlu, komşu ülkelere sığınan göçmen sayısının çok hızlı bir şekilde arttığına işaret ederek, ''Vaziyeti ilk elden görmek ve bilgi edinmek için Güvenlik Konseyi tarafından komşu ülkelerdeki göçmen kamplarına bir ziyaret düzenlenmeli'' diye konuştu.

Ahmet Davutoğlu, yerleşim yerlerinin sivil halkın göç etmesine yol açacak şekilde ayrım gözetmeksizin bombalanmasına karşı BMGK tarafından ortak bir hareketin belirlenmesi ve duruş sağlanması gerektiğini söyledi.

GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMALI

Odak noktasının Suriye sınırlarında yerlerinden edilmiş siviller sorununu çözmeye yönelik olması gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, ''Bu adımların atılmasına rağmen Suriyeli sivil halkın güvenlik endişesiyle yerlerinden edilmesinin devam etmesi durumunda uluslararası toplum aracılığıyla gerekli önlemler alınmalı'' dedi.

Suriye ile ilgili daha fazla konuşulacak bir konunun olmadığını ve acilen harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, Srebrenica, Halep ve Gazze'den örnekler vererek, durumun aciliyetine değindi.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un Bosna gezisindeki konuşmalarından da alıntı yapan Davutoğlu, Ban'ın, ''Srebrenica'dan ders almalıyız'' sözünü hatırlatarak, Suriye'de yaşanan insanlık dramına bir kez daha dikkati çekti.

Türkiye'ye sığınan Suriyelilerle ilgili bilgi de veren Davutoğlu, Türkiye'nin kapısının mezhep veya ırk ayrımı gözetmeksizin bu ülkeden gelen herkese açık olduğunu vurguladı.

Davutoğlu, sığınmacı sayısının 100 bin sınırına yaklaştığını, sınırın diğer tarafında ise Türkiye'ye giriş yapmak için bekleyen 10 bin civarinda sığınmacının olduğunu belirtti.

''BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve komşu ülkeler tarafından mülteci sorununun çözümü için ortak bir komisyon kurulmalı'' diyen Ahmet Davutoğlu, BMGK tarafından yetkilendirilecek bu komisyonun, aynı zamanda BM'nin Suriye özel temsilcisinin çalışmalarını da kolaylaştırabileceğini kaydetti.

ARTIK KONUŞMAK DEĞİL HAREKET ZAMANI

Davutoğlu,BM'nin tarihi bir fırsatı kaçırdığını belirterek, "Artık konuşmak değil hareket zamanıdır" dedi.

Davutoğlu, BM Güvenlik Konseyi çıkışında yaptığı açıklamada, Türkiye'ye her gün akın eden Suriyeli yerinden edilmiş insanların sayısının 80 bini aştığını belirterek, BM'nin çok acil olarak çözüm çabalarını hızlandırması gereğini vurguladı. Davutoğlu, "Artık konuşmak zamanı değil hareket zamanıdır" diye konuştu.

Davutoğlu, yabancı bir gazetecinin, "Esed'in Suriye'deki bazı silahlı gruplara ülkenin kuzeyinde yarı otonomi verdiği" şeklindeki sorusunu değerlendirirken, ''Esed rejimi, ülke insanını etnik veya mezhepsel bir çatışmaya sürüklemekte dahil kendine fayda sağlayacak her türlü enstrümanı deneyebilir. Biz bütün Suriyelilerin din, mezhep veya etnik ayrımı gözetmeksizin bir birlik istediğini görüyoruz. Müslüman, Hristiyan, Sünni, Alevi, Türkmen, Dürzi unsurların hepsi Suriye'yi oluşturur'' dedi.

''Türkiye'deki kamplarda 80 bin göçmen var. Şehirlere yerleşen bir diğer 20-30 bin göçmen daha bulunuyor'' diyen Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin göçmenler için şu ana kadar 300 milyon dolar harcadığını ve harcamaya da devam edeceğini, fakat bundan sonrasında sığınmacılar için Suriye'nin içinde çözümler aranmasının daha doğru olacağını belirtti.

Güvenlik Konseyi'ne bundan sonra yapılması gerekenleri 5 maddelik bir acil eylem planı halinde sunduğunu söyleyen Davutoğlu, Halepçe ve Gazze örnekleri ile durumun aciliyetine değinerek, Türkiye'nin duruşunu, "Suriye'de, bir an önce masum insanların ölmesini engellemek ve halkı kendi geleceğine karar verebileceği, seçilmiş bir parlamento oluşturabilme özgürlüğüne kavuşturabilmek" şeklinde açıkladı.

Güvenlik Konseyi çıkışı konuşan Fransız Dışişleri Bakanı Laurent Fabius da Türkiye'nin göçmenler konusundaki kaygılarını doğru bulduğunu dile getirirken, Fransız Bakan, ''Bu konularda acil olarak çalışmalarımızı hızlandırmalıyız'' dedi.

Rusya'nın BM Büyükelçisi Vitaly Churkin ise bir soru üzerine, Suriye'nin güney ve kuzey paralellerinde oluşturulacak uçuşa yasak bölge fikrine, BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guteress'in ''daha önce bu konuda kötü deneyimler yaşanmıştır'' ifadesine atıfta bulunarak, taraf olmadığını beyan etti.

TARİHİ BİR FIRSAT KAÇTI

Davutoğlu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısı çıkışında yaptığı açıklamada, Suriye konusunun mülteciler ve insani durum bağlamında ilk defa kapsamlı bir şekilde BMGK'da ele alındığını belirtti.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ''Milyonlarca Suriyeli, Suriye'de ve çevre ülkelerde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden güçlü bir insani mesaj beklerken, bu konuda bile bir mutabakatın sağlanamamış olması Birleşmiş Milletler için büyük bir zaaftır, bu anlamda tarihi bir fırsat kaçmıştır'' dedi.

''Artık konuşma zamanı değil hareket zamanıdır'' diyen Davutoğlu, Türkiye'ye her gün akın eden Suriyeli yerinden edilmiş insanların sayısının 80 bini aştığını belirterek, BM'nin çok acil olarak çözüm çabalarını hızlandırması gereğini vurguladı.

Ajanslar

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.