Süleyman Soylu: ‘Tercih ya tek başına iktidar, ya da koalisyon’
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve 1. sıra Trabzon milletvekili adayı Süleyman Soylu, 7 Haziran seçimlerinde Türkiye’nin bir tercih yapacağını belirterek “Tercih ya tek başına iktidar, ya da koalisyon. Buna ait Türkiye bir tercih ortaya koyacaktır” dedi.
İhlas Ticari Grup, Türkiye Gazetesi ve İhlas Haber Ajansı Trabzon Bölge Temsilciliği’ni beraberinde AK Parti İl Başkanı Haydar Revi ve il yönetim kurulu üyeleriyle birlikte ziyaret eden Süleyman Soylu, önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin son dönemde özellikle vesayet kuralları üzerinden hem gerginleştirilen hem de değişimi kabul etmeyenlerin gerginleştirdikleri bir olaylar dizisiyle karşı karşıya bulunduğunu söyledi. Son yıllarda yaşanan hiçbir şeyin tesadüf olmadığına dikkat çeken Soylu “Türkiye’nin çeşitli fay hatları var. Nedir bu fay hatları; etnik köken üzerinden Türkiye’de bir fay hattı var. Mezhep üzerinden Türkiye’de bir fay hattı var. Bir de dindarlık üzerinden Türkiye’de bir fay hattı var. Bu fay hatlarını istedikleri zaman tetikliyorlar, istedikleri zaman harekete geçiriyorlar. Ve maliyetini, bedelini bu millete ödettiriyorlar. Şimdi burada biz bir tablo görüyoruz hep beraber. Bu memleketin evlatları Anadolu insanları demokrasi istiyorlar. Demokrasiyi bizim istemememizin bir tek sebebi var. Biz olalım, biz başkası olmayalım. Burada etnik kökencilik olmasın, burada mezhepçilik olmasın, burada ötekileştirme olmasın. Fakat bizim biz olmamızı istemeyenler burada bambaşka senaryoları devreye sokuyorlar. Türkiye’nin gücünü ortadan kaldırmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
“BU TOPRAKLAR DÜNYANIN EN ÖNEMLİ GAYRİMENKULÜ”
Batı’nın Doğu’ya doğru aktığı bu yüzyılda Türkiye’nin çok önemli bir noktada bulunduğuna vurgu yapan Soylu “Batı ve Doğu arasında farklı bir geçişkenlik vardır. Batı Doğu’ya doğru akıyor. Batı, Doğu’ya doğru akarken Türkiye bu bölgenin coğrafi olarak da stratejik güç olarak da en önemli noktasında. Burada biçim açımızdan yapılması gereken Türkiye’nin güçlendirilmesi ama onlar açısından yapılması gereken de Türkiye’nin zayıflatılması ve onlar için yönetebilir bir hale getirilmesi. Şimdi Türkiye’de bugün yaşanan çatışma bu. Bu topraklar Türkiye’nin. Bu topraklar dünyanın en değerli gayrimenkulü. Dünyanın en değerli arsası üzerinde oturuyoruz. Bu arsayı yönetmeye çalışıyorlar. Bu arsayı itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bu arsanın başkalarının eline geçmesini istiyorlar. Tapu devri istiyorlar. Biz tapuyu devir edeceğiz, onlar bu ülkeyi istediklerini gibi idare edecekler. Dinimize, inancımıza, geleneklerimize, göreneklerimize istedikleri gibi yön verecekler. Biz tapu devrini yapmıyoruz. Bu tapu devrine şahit olmak isteyen bu o senedin altına imza atmak isteyenler var. Bütün bunlarla birlikte burası aynı zamanda Batı’dan Doğu’ya akışın en önemli yol güzergahı. İpekyolu burası. Modern İpekyolu olarak tanımladığınız bir yerle ilgili elbetteki herkesin tasarrufta bulunma kalemi olacaktır. Bizim görevimiz bu talebi ülkemiz çıkarlarına yönelik kullanmaktır. Milletimiz çıkarlarına yönelik kullanmaktır. Büyük devlet olmanın sorumluluğu budur” ifadelerini kullandı.
“Biz bir iddianın sahibiyiz. Bu toprak parçası bizim” diyen Soylu “Biz bu toprak parçasının 78 milyon ile birlik ve beraberlik içerisinde kullanmaya ve bu toprak parçasından elde ettiğimiz bütün itibarı dünyadaki mağdurlar ve mazlumlarla paylaşmaya talibiz. Bizim hedefimiz belli. Biz kendi topraklarımızın zenginliğini ülkemiz ile paylaşmak istiyoruz. Başkaları ile paylaşmak istemiyoruz. Başkalarıyla paylaşacağımız ancak kendi irademizle olacaktır. Bize ‘hayır’ diyorlar, ‘bu topraklarınızı, zenginliğinizi biz yönetmek istiyoruz’ diyorlar. Bugünkü kavga da odur, 1960’daki kavga da olur. Her kritik dönemde Türkiye’nin başına bu işler gelmiştir. Kendi menfaatleri, kendi çıkarları için almış olduğu bütün kararlarda Türkiye’ye bedel ödettirmeye çalıştılar. Bugün Türkiye’ye bedel ödettirmek istemelerinin temel sebebi aynıdır başka bir şey değildir” şeklinde konuştu.
“OYUN KURULMUŞ, BU OYUNDA 3’Ü DE BİRDİR”
Soylu, bugün Türkiye’de milli bir hükümetin, milli bir başbakan ve milli bir cumhurbaşkanı bulunduğunu ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugün karşı cephe ciddi bir şekilde milletimize bir takım yalanlarla bir takım gerçekleştirilemeyecek meselelerle sürekli insanlarımıza baskı yapmaya çalışmaktadırlar. Bir tarafta Güneydoğu’da AK Parti’den insanları koparmak için silahlar devrededir, baskı devrededir. Batı’da özellikle uzun zamandan beri ürettikleri nefret politikası devrededir. Kuzey, İç Anadolu ve Marmara’da da bir takım CHP’nin de, MHP’nin de gerçekleştirmesi mümkün olmayan ama insanımızın kafasını karıştırmak için ortaya atılan vaatler söz konusudur. Oyun kurmuşlar. Bu oyunda 3’ü de birdir. 3’ü de aynı noktaya çalışmaktadırlar. Önerdikleri bir tek şey var o da koalisyon. İtalya koalisyondan vazgeçti. Neden; ekonomi ve siyasi istikrarsızlığını ortadan kaldıramadı, vazgeçti. Çoğunlukçu hükümet kararı verdi. 20. yüzyıl demokraside koalisyon teknolojisinin egemen olduğunu söyler. 21. yüzyıl ise demokrasilerde tek başına iktidar kavramının egemen olduğunu söyler. Şimdi bunu da görüyorlar bunu da engellemeye çalışıyorlar. Türkiye’nin önünde bir tercih vardır. Tercih; ya tek başına iktidar ya koalisyon. Buna ait Türkiye bir tercih ortaya koyacaktır. Biz koalisyonlu yıllarımızı biliyoruz. Ekonominin ne halde olduğunu biliyoruz. İnsanımıza nasıl davranıldığını biliyoruz. Demokrasinin ne noktada olduğunu, bütün bunları bilen anlayış ile karşı karşıyayız. Onun için milletimizin bütün bunlarla karşı karşıya kalmıştır. Çok badirelerden geçmiştir. 13 yılda Türkiye’de büyük sıçrama gerçekleşti. Özgüven, demokrasi ve birinci kalkınma devrimini gerçekleştiren ve bütün bunlarla birlikte yükselmeyi ortaya koyan bir siyasi anlayışla, bunun tam tersi eski Türkiye’nin özlemi içinde olanlar var. Bir tarafta CHP var, bir tarafta MHP var, bir tarafta Demirtaş var. Bir tarafta Kandil var. Bir tarafta açıkça söylemek gerekirse Paralel var. Ve bir tarafta da Esad var. Böyle bir tablo ile karşı karşıyayız.”
“BİR VAMPİR AKLIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile sürekli yaşadığı söz düellosu ile ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Ben AK Parti Teşkilat Başkanıyım. Teşkilatlarımıza çok yoğun haksız bir baskı var. Daha dün Muş İl Başkanımla görüştüm. Merkez köylerde iki tane gencimizi kaçırıyorlar, onları tehdit ediyorlar, ‘eğer AK Parti’ye oy verirseniz sizi ve ailenizi öldürürüz’ diyorlar. Bunun neresi demokrasi. Bir vampir akılıyla karşı karşıyayız. Selahattin Demirtaş iyi bir yalancı, iyi bir iftiracı. Bizimle ilgili ortaya attığı sözler de yenilir yutulur bir söz değildir. (Ben 3 bin 500 kişiyle beraber bir ekip kurmuşum ve Türkiye’de seçim sonuçlarına yönelik hile yapacakmışım) Bu kabul edilebilir bir şey mi ? Bunu söyleyenler bunu ispatlamakla yükümlüdür. Şöyle bir anlayışı da ortaya koyuyor. Demek ki bunlar Türkiye’yi de takip etmiyorlar. Bunların yakınlarında da güvendikleri insanlar yok. (Süleyman bey Türkiye’yi dolaştı) Bütün Türkiye’yi dolaşmışım ve bunu sağlamaya çalışmışım. Ben 50 güne yakın bir süredir buradayım. Trabzon’dan ayrıldığım gün 1 yada iki gündür. Özellikle bizim bu konudaki hassasiyetimiz normal demokratik bir süreçse eyvallah. Bir baskılar, iki özellikle Van’daki musluklarından kan damlayan afişler. Bu büyük bir korkudur ve bütün dünyanın dikkat çekmesi gereken meselelerden bir tanesidir. Bu oradaki millete yapılabilecek en büyük ihanettir.”
“BİR KOALİSYON HALİNDE GÜNEYDOĞU PKK VE KCK’NIN TEKELİNE GİRER”
Bu süreçte CHP ve MHP’nin izlediği siyaseti de eleştiren Soylu “MHP ve CHP’den bir şey anlamıyorum. Paralel yapıdan anlıyorum. Onlar akıllarını kaybetmişler. Yani malüller. Paralel yapı bugün malüldür, bunu böyle görüyorum. Fakat CHP ve MHP halka açık siyaset yapıyorlar. Şunu hesap edememeleri beni üzüyor. 6-7 Ekim olaylarının yayılmamasının bastırılmasının bir tek sebebi var. Tek başına iktidar, güçlü bir iktidar. Diyelim ki Türkiye’de bir koalisyon oldu. CHP ve MHP koalisyonu veya herhangi bir koalisyon. Bu çok tehlikeli olur. Özellikle Güneydoğu PKK ve KCK’nın tekeline girer. Bu açık. Bana kimse diyemez ki PKK ve KCK’nın siyasi kolu olan HDP bunları yönetebilir. Böyle bir şey mümkün değil. Böyle bir gerçeklik yok. Onların yapabilecekleri bir tek şey var. İstikrarı ortadan kaldırabilmek, korku oluşturmak, korkunun üzerinden orada bambaşka bir yönetim anlayışı oluşturabilmek. Buna MHP ve CHP’nin nasıl yattığını anlayabilmek mümkün değil. Siyaset bu kadar ucuz olmamalı. Gerek MHP ve CHP’ye bu işin bedelini bu millet ödettirir, Bu çok nettir. Biz çözüm sürecini milletle beraber götürüyoruz. Hiçbir şımarıklıklarına da müsaade etmeyiz, bugüne kadar da etmedik. Çözüm sürecinde her zaman kontrol Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin elinde olmuştur. Bu hiçbir zaman başka bir tarafa geçmemiştir. Bunlar yokken de biz çözüm sürecini götürüyorduk. Yani 2007’ye kadar bunlar mecliste değil di ki. Çözüm sürecinde attığımız en esaslı adımlar o dönemde attık. Maalesef yaşananlar hırsın; millet ve vatan sevgisinin, birlik ve beraberliğin önüne geçmesinin en önemli örneğidir” dedi.
“AK PARTİ OYLARI 10 GÜNDÜR CİDDİ BİR ÇIKIŞ İÇERİSİNDE”
Soylu, 7 Haziran seçimlerine gidildiği şu günlerde son 10 gündür yapılan anketlerde AK Parti oylarında ciddi bir artış olduğunu gördüklerini ifade ederek “Bizim uzun zamandan beri söylediğimiz söz yüzde 50 bandıdır. Yani biz yüzde 50 bandı içerisinde Türkiye’de oy alacağımızı düşünüyorum. Seçimin kendine ait inişli çıkışları olur. Bunlar her seçimde yaşanır. Yıllardan beri seçim atmosferleri içerisindeyiz. Biz yaklaşık 10 günden beri çok ciddi bir çıkış içerisindeyiz. Biz bu çıkışı 50’lerde tamamlayacağımızı düşünüyoruz. Trabzon’da da şu ana kadar yaklaşık 6 anket yaptırdık. Bunu çeşitli kuruluşlara yaptırdık. Bu 6 araştırmanın her birinde kendine ait sonuçlar çıktı. Fakat bu 6 araştırma bizim stratejimiz içerisinde. Çünkü şu anda her şey bizim istediğimiz gibi, bizim arzu ettiğimiz gibi stratejimiz doğrultusunda gidiyor” bilgisini paylaştı.
Yaklaşık 50 gündür seçim çalışmalarını Trabzon’da sürdürdüğünü belirten Soylu “Trabzon büyüyen bir şehir. Daha doğrusu talepleri büyüyen merkez bir şehir. Özellikle ulaştırma, yayla ve köy yollarındaki talepler bize en çok gelen talepler diyebiliriz. İkincisi çok doğal olarak bir istihdam talebi burada var. Nitelikli istihdam talepleri var bunu da görmek gerekir. Açıkladığımız projeler çok önemli talepler ortaya koydu. Mesela Trabzon-Erzincan demiryolu bütün bunların yanı sıra güney çevre yolu önemli görüldü. Havalimanı önemli görüldü. Ancak bunların yanında başka bir şey var ki demokrasinin de aynı ölçekte gitmesini isteyen insanların sayısı da çok. Yani bir demokrasi talebi de var” ifadelerini kullandı.
“MAÇ YAPMA FİKRİ BAŞBAKANIMIZDAN ÇIKTI”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Trabzon Mitingi sonrasında Hüseyin Avni Aker Stadı’nda oynanan futbol maçı ile ilgili de konuşan Soylu, şunları söyledi:
“Maç fikri sayın Başbakanımızın değerlendirmesiyle ortaya çıktı. Fikir babası başbakanımızdır. Milletvekili adaylıklarının belirlenmesinin hemen akabinde 1 veya 2 gün içerisinde bu fikir oluştu. Kendisiyle görüşmemizde ‘Trabzon’a geldiğimizde böyle bir maç yapalım. Tarafları siz belirleyin’ dediler. Biz de geldiğimizden itibaren il başkanımızla, teşkilatlarımızla bu değerlendirmeleri yaptık. Bir Başbakan’ın kramponlarıyla beraber maç yaptığı, aynı zamanda maçın önemli bir hususiyeti de Trabzonspor’a yıllarca şampiyonluk kazandırmış efsane futbolcularla yapılması ve yine bu maçta Dünya Liselerarası Şampiyonu Erdoğdu Anadolu Lisesi futbolcularının da olması önemliydi. Bu Türkiye’nin geldiği noktanın çok önemli tezahürüdür. Zaten siyasette böyle bir şeydir. Oysa gerek CHP gerek HDP gerekse MHP, siyaseti Amerikan kovboy filmlerindeki vurdulu kırdılı hallere dönüştürmek istiyor. Biraz hizmet, biraz insanlık, biraz sıcaklık, biraz samimiyet en çok da millet. Bunu yaptığınız zaman doğru istikamette gidersiniz. Sayın Başbakanımız bu maçta 40 dakikada iyi bir performans ortaya koydu.”
“TRABZON İNSANI YEDİEMİNDİR; ONA HER ŞEYİ EMANET EDİLİR”
Süleyman Soylu, seçimlere 10 gün kala gerek Türkiye’deki seçmenlere gerekse Trabzon’daki seçmenlere çağrıda bulunarak “Türkiye 13 yılda büyük bir sıçrama gerçekleştirdi. Bugün dünya bizi hayranlıkla izliyor. Etrafımızdaki ülkelerin büyük bölümü ya ekonomik ya siyasi yada güvenlik açısından istikrarsızlık içerisinde seyrediyorlar. Asayiş açısından istikrarsızlık içerisinde seyrediyorlar. Oysa Türkiye ilk kez farklı bir şey yaptı. İlk önce alt yapısını oluşturuyor, sonra ekonomik krizlerle etkilenmemek, siyasi krizlerden etkilenmemek için kendini sağlama alıyor. Türkiye 13 yıldır kendini sağlama aldı. Örneğin 2015-2019 Türkiye’de emeklilerle ilgili 4 yıl olacaktır. Asgari ücretlerle ilgili, yine esnafımızla ilgili 4 yıl olacaktır. Bunu niçin söylüyoruz. Bir taraftan 13 yılda çok büyük hizmetleri meydana getiren alt yapıyı buna doğal olarak kaynak arayan bir Türkiye’den bugün onların büyük bölümü tamamlayan ve yarına güçlü adımlarla beraber insanıyla insan kaynağına gidebilecek bir Türkiye vardır. Bunu milletimizle paylaşmak isteriz. Trabzonlu seçmenimizle şunu paylaşmak isteriz. Trabzon seçmeni, Trabzon insanı her zaman ülkemizden birlik ve beraberlik senedinin teminatı haline gelmiştir. Trabzon insanı yediemindir. Yani ona her şeyi emanet edilebilir. Bugün bu ülkede ve dünyada gittikleri her yerde özveriyle, kararlılığıyla, samimiyetiyle ve güvenirlilikleriyle beraber kendilerini ifade etmeyi her zaman başarmış bir insan topluluğundan bahsediyoruz. Biz onlara bir şey söylüyoruz. Diyoruz ki bizi destekleyin, bize itimat edin, bize güvenin. Ortaya koyduğumuz projelerle birlikte ki çok önemli projeler. Bir Trabzon’u bu projeler bittiğinde üç Trabzon haline geliriz. Bunu yaparız inşallah gerçekleştiririz. Siyasette millete yapılması gereken en önemli meselelerden bir tanesi geçmişin hesabını vermektir aynı zamanda gelecekte ne yapılabileceğini ortaya koyabilmektir. Biz bunların hepsini ortaya koyduk. Yediemini de kendimize emanet ettik” dedi.
OZAN KÖSE
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.