STK'lardan Cemaat'e çağrı

STK'lardan Cemaat'e çağrı
İslami STK temsilcileri ve kanaat önderleri hükümet ile Cemaat arasındaki kavgada hükümetin yanında durduklarını ifade ederek, Gülen'den ülkeye dönmesini...


İslami STK temsilcileri ve kanaat önderleri hükümet ile Cemaat arasındaki kavgada hükümetin yanında durduklarını ifade ederek, Gülen'den ülkeye dönmesini istediler.

Çeşitli İslami STK temsilcisi ve kanaat önderleri gündemdeki son gelişmelerle ilgili ortak bir basın toplantısı düzenledi.

Ali Emiri Kültür Merkezinde gerçekleştirilen toplantıya gazeteci- yazar Abdurahman Dilipak, İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, Özgür-der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Araştırma Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı Cevat Özkaya, Anadolu Platformu Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ramazan Kayan katıldı.
Toplantıda söz alan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım son günlerde herkesi üzen bir süreçten geçtiklerini belirterek, "Hizmetleriyle öne çıkan bir yapı, ne yazık ki şu anda bir taşeronluk, lejyonerlik faaliyeti içerisine girerek üzücü ama Türkiye'yi kaosa sürüklemiştir. Halbuki biz hocaefendiden yıllardır temkinli olma, diyalog dinledik" dedi.

BU DARBE GİRŞİMİ NEON-CONLARIN VE İSRAİL'İN İŞİDİR

"Bugüne kadar yapılmış olan darbeler içerisinde arkasındaki unsurların asıl yöneticilerin ve egemenlerin en net olarak görüldüğü bir darbe hale geldi" diyen Yıldırım, bu darbenin içinde Amerika'daki Neo-conların ve Siyonistlerin olduğunu savundu.

Yıldırım, dünyanın birçok yerinde bu yapıdaki arkadaşlarına yardımcı olurken bu yapının yöneticilerinin kendilerini Amerika'ya şikayet ettiklerini, Somali'de kendilerini terörist ve El-kaide olarak gösterdiklerini bildiklerini ancak bunların ferdi olarak söylendiğini düşündüklerini dile getirdi.
Yaşadıkları şeyleri aklın almadığını, İsrail'in birkaç gün önce "İHH'yı İsrail için büyük bir tehdit olarak algılıyoruz" diye açıklama yaptığını belirten Yıldırım, "İsrail bu açıklamayı yapmadan birkaç gün önce cemaatin birçok unsuru İHH El-Kaidedir diye dosyalar hazırlamaya başladı. Bu dosyayı bize önce hazırlayan 2003'te Tuncay Okçin'dir. Tam bir iftira dosyası" ifadelerini kullandı.

SUİKAST TİMİ TÜRKİYE'YE GELDİ

Yıldırım, yargı ve polis içerisinde birtakım işbirlikçilerin kendileri hakkında dosya hazırladıklarını iddia ederek, bu arada bir suikast timinin Türkiye'ye geldiğini, bu timin hangi ülkeden geldiğini, yönlendiricisinin hangi Yahudi kökenli olduğunu, bu timi Türkiye'de kimlerin kullandığını çok iyi bildiklerini öne aktardı.

Bülent Yıldırım, şöyle devam etti:

"Aldığımız bilgi şu. 10-15 gün duracakmış ağalar sonra tekrar başlayacaklarmış. Ellerinde bilmem hangi hükümetin bilmem ne dosyası varmış. Şu ana kadar İsrail'le ilgili hiç dosya açıklamadınız. Bu ülkeyi bölmek, bölgeyi parçalamak mı istiyorsunuz? Bu ülkeyi işgal edilir hale getirmek mi istiyorsunuz. Şu anda emperyalizm ve Siyonizm birleşti bütün İslam coğrafyasına saldırıyor. Mesele sadece Recep Tayyip Erdoğan değil. Bütün İslam dünyasına saldırma var. Karşımızda iyi niyetli, namaz kılan, ahlaklı görünen kesim var bunların hepsi kardeşimiz ama irade onların elinde değil. O kardeşlerimizi de uyarın. Karşımızda acımasız, şantajcı, bu ülkeyi yolsuzlukla ve pornoculukla anılan bir hale getiren bir anlayış var. Cemaatteki hiçbir kardeşime sözüm yok, onlar kardeşimdir.

HOCAEFENDİYE ÜLKENE DÖN ÇAĞRISI

Hocaefendiye seslenen Yıldırım sözlerini şöyle tamamladı:
"Allah için kendine gel. Emek, kaynak harcandı bu kadar ülkede okul açtın. Bu kadar insan yetiştirdin. Bazıların diyor ki 'Etrafındaki kişiler hocaefendiye doğru bilgi vermiyor'. Ben seni iyi tanırım. Doğruyu yanlışı bilirsin. Tövbe ve özür erdemdir. Bu kadar emeği ve kaynağı boşa harcama. Yoksa bu ülkede de başka ülkelerde de insanların gönlünden çıktın. Bakın insanlar Zaman gazetesi aboneliğini iptal ettiriyor, dershanelerden çocuklarını çekiyor. Hocaefendinin ABD'de olmasını da içime sindiremiyorum. Ne yapacaksa gelsin burada yapsın. "

DİLİPAK CEMAAT VE HÜKÜMETE SESLENDİ

Abdurrahman Dilipak ise ülkemize yönelik gerçekleştirilen operasyonla 100 milyar dolarlık kayba neden olduğunu ifade ederek, "Buna, ayakkabı kutusunda olduğu iddia edilen paralar sebep oldu. İngiltere'de 2.2 milyar dolarlık manipülasyon ülke ekonomisini etkilemezken, Türkiye'de 1.1 milyar dolarlık rüşvet ve yolsuzluk iddiaları nedeniyle ülke ekonomisi büyük kayıp yaşadı" dedi.

"Bu hep olacak. Üzerine sonuna kadar gidilmesi gereken bir durum. Ancak bu bir rüşvet ve yolsuzluk operasyonu değil arkasında ABD-İsrail-İngiltere-Vatikan'ın olduğu uluslar arası bir komplo var. Türkiye'nin İslam dünyası için model ülke olmasının önüne geçilmek istenmektedir."

Cemaate seslenen Dilipak, "Yanlışın neresinden dönerlerse kârdır. Kendilerini kimlerin kullandığını, onların dostları olmadığını bilsinler. Onlar istedi diye biz bu dini euroislam standartlarına indirmeyeceğiz. Cemaatin üst düzey bir yetkilisinin hükümete bilgi aktardığını biliyoruz. O yüzden inkâra gerek yok. Haberal'ın çıkmasını sağlayan irade bugünkü operasyonun arkasındaki güçtür. Bu tavırlarına devam ederlerse İslam dünyasıyla karşı karşıya kalacaklar.

Dilipak hükümetin derhal memorandum yayınlaması gerektiğini belirterek, "Çünkü bu yaşananlar İran ve Hindistan'da siyasi karışıklığa sebep olmuştur. Böyle giderse 110 ülkede dava konusu yapılabilir. Yani Cemaat gidecek ülke de bulamaz. Hükümetin gerekli hukuki düzenlemeleri yapıp para girişlerini kontrol etmeli" dedi.

CEVAT ÖZKAYA: YOLSUZLUK VARSA BU ORTAYA ÇIKTIĞI ANDA ÖNLENMELİ

Araştırma ve Kültür Vakfı'nın yöneticilerinden Cevat Özkaya da, yaşanan son sürecin Taksim'de başlayan Kadife Devrim çabalarının bir yansıması olduğunu söyledi.
Bu operasyonun uluslararası bir boyutu olduğunu kaydeden Özkaya, "İçeride de bir takım gruplar bu dosyaları biriktirdiği görülüyor. Yolsuzluk varsa bu ortaya çıktığı anda önlenmelidir. Yolsuzluk operasyonunun bir paket halinde yapılıyor olması siyasi iradeye yönelik bir hareket olduğunu gösteriyor" diye konuştu.

RAMAZAN KAYAN: BU DERSHANE OLAYLARIN ÖTESİNDE BİR MESELE

Anadolu Platformu Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ramazan Kayan, "Bu, dershane olaylarının ötesinde İsrail'in güvenliği ve enerji kaynaklarının gücünü elde tutmak meselesidir" dedi.

RIDVAN KAYA: İSLAM DÜNYASI BUNUN BİR OYUN OLDUĞUNU BİLECEKTİR

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, dershane olayında hükümeti eleştirdiklerine dikkat çektiği konuşmasında "O zaman hükümetin yanlış yaptığını düşünüyorduk. Ama gelinen nokta dershane tartışmasının ötesine geçmiş, siyasi iradeye yönelik bir operasyona dönüşmüştür. Kimse gelip bize bu bir hukuki süreçtir diye akıl yürütmeye kalkışmasın. Ben AK Parti'ye hiç oy vermemiş biriyim ama Recep Tayyip Erdoğan'ın İslam dünyası için ne anlam ifade ettiğini biliyorum. O yüzden İslam dünyası da bunun Erdoğan'a yönelik bir oyun olduğunu bilecektir" ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.