Sosyal Bir Problem olan ?Terleme?
?Terleme?
Terleme; tıbbi anlamda hiperhidrozis dediğimiz bir olaydır ve bir çok nedeni vardır; fakat insanlar en fazla günlük yaşamında gece terlemelerinden şikayet ederler. Aslında bu durum sosyal anlamda bir problem oluşturmaz, kişi için rahatsız edici değildir yani problemi sadece kendisini ilgilendirir. Hasta uyandığında yatağını ya da sadece ense bölgesini sırılsıklam görebilir. Özellikle diyabet, hormonal bozukluklar ve diğer sistemik rahatsızlıklarda bu tür terlemeler görülebilir. Menopoz ve andropoz durumlarında da özellikle erkekler daha çok rahatsız olurlar. Yine özellikle gece terlemeleri uyku apnesinin öncül bir belirtisi olabilir. Alkolikler, güçlü ağrı kesici ilaç kullananlar ve ateşli hastalığı olanlar da gece terlemeleri sık görülür.
Terleme, hastalıklar dışında baharatlı yiyecekleri alanlarda, sürekli sıcak, örneğin çay içenlerde, iş ortamı sıcak olanlarda örneğin fırın çalışanları, cam işçileri gibi bunlarda daha çok gündüz terlemeleri şeklinde görülür. Yine şişmanlık ve sigara içimi ve stresli ortamlar terleme nedenleri arasındadır.
Terleme Tıbben nasıl olmaktadır?
Vücudumuzun sıcak -soğuk dengesini yani ısısını ayarlayan yaklaşık 5 milyon ter bezimiz vardır. Ancak terleme merkezi beynimizde hipotalamus dediğimiz alandadır. Bu ter bezleri sinir sistemimizin kontrolünde faaliyetlerini sürdürürler. Bu sinir sistemimizdeki anormallikler ya da aşırı çalışma durumu terleme ile sonuçlanan durumlara neden olmaktadır. Şimdilik üzerinde uzlaşı olan alan sempatik sinir sistemimizin aşırı faaliyet göstermesine bağlı olarak terlemenin oluştuğu şeklindedir.
Duygusal yönden olan bir tetiklenme bile yüz, el ve ayaklarda terlemeye neden olmaktadır. Uyku sırasında duygusal uyaranlar azalır fakat bu seferde termal terleme olayı ortaya çıkmaktadır. Terleme vücuttaki bir ağrının dışavurum şeklide olabilir. Bedeniniz ağrı çekiyorsa siz gece terlersiniz.
Sosyal bir problem
Gece terlemelerinin dışında, koltuk altı, el ve ayak terlemeleri ile yüz terlemeleri, bizi sosyal yaşamda zora sokan konuların başında gelmektedir. El terlemeleri, el sıkışmak zorunda kalan veya ellerini kullanmak suretiyle iş yapan kişilerde büyük sıkıntı oluşturmaktadır. Yüz terlemeleri, özellikle sempatik deşarj dediğimiz bir stresle karşılaşıldığında ortaya çıkmakta. Kızarık ve sürekli terleyen bir yüz canımızı sıkmakta, muhataplarımız tarafından da yanlış anlaşılmalara neden olabilmektedir. Yine kokuyla birlikte olması sebebiyle, bizi ve çevremizdekileri rahatsız eden koltuk altı terlemeleri söz konusudur. Ayak terlemeleri de aynı şekilde hem kokuya neden olur, hem de sosyal yaşamımızda bize zor anlar yaşatır. Hatta koku nedeni ile birçok hasta ayakkabısını çıkarmak zorunda kalacağı faaliyetlerden uzak durmaktadır.
Terleme problemi nasıl tedavi edilir?
Genel vücut terlemelerinde antikolinerjik dediğimiz ilaçların yararı vardır, biz öncelikle ozon tedavisini öneriyoruz, kullanıyorsa alkol ve sigaradan uzak durmasını varsa kilolarından kurtulmasını tavsiye ediyoruz.
Terleme olaylarında, lokalizasyona göre tedaviler söz konusu olmakla birlikte, bizim en çok karşılaştığımız el, ayak ve koltuk altı terlemeleridir.
Koltuk altı terlemelerinde botox ve LASER ile ter bezlerinin tahribatı uygulamalarından ve ozonlanmış yağlardan fayda görülebilir. Bunun dışında el, ayak ve yüz terlemelerinde, kliniğimizde sempatik denervasyon dediğimiz bir radyofrekans yöntemini uygulayarak aşırı faaliyet gösteren sinirleri devre dışı bırakıyoruz.
Terleme Tedavisinde güncel uygulamalar.
Ayak terlemelerinde yaptığımız işlem şudur. Belde ayaklarımızın damar ve sinirlerini kontrol eden merkezler vardır. İleri görüntüleme teknikleri eşliğinde bu merkezlere, radyofrekans cihazı uyarıları verip doğrulama yapıyoruz. Eğer doğru yerdeysek bu yöntemle, aşırı terlemeye neden olan sinirleri devre dışı bırakıyoruz ve hastalar bu problemden kurtulmuş olurlar. Bunlar; noktasal atış şeklinde yapılan uygulamalar olup bazen tekrarlamak gerekebilir. Çünkü hasta özellikle yaşlı ise, doktoruna doğru bilgi vermeyebiliyor. Doğrulama yapılırken çok dikkat edilmesi gerekir, bunlar deneyim isteyen işlemlerdir. Genellikle Türkiye'de bazı ağrı kliniklerinde bu tür uygulamalar yapılabilmektedir. Diğer yönden, radyofrekans yöntemi el terlemelerinde de söz konusudur; ancak bunlar farklı sinir çıkışlarından menşei almaktadır. Bir kısım boynun ön tarafından giden sinirler el terlemelerinin 3'te 1'ini oluştururken, 3'te 2'sini meydana getiren ve sırt bölgemizin hemen üzerinde, ensemizin alt kısmında bulunan sinirler terlemeye neden olan aşırı sempatik aktivasyon merkezleri olarak karşımıza çıkarlar.
Gece terlemeleri için metabolik araştırmalar yapılmasında fayda vardır. Örneğin; diyabetin düzenlenmesi, kalsiyum mekanizmasına yönelik, kemik erimesine bağlı olaylar düzenlendiğinde gece terlemeleri azalmaktadır. Özellikle de yaşın ilerlediği durumlarda; kadınlarda menopoz, erkeklerde andropoz dediğimiz seksüel faaliyetlerin zayıfladığı hallerde, bunlarda daha fazla artış görülmektedir. Yani olayın sistemik boyutunu göz ardı etmemek gerekir. Sistemik olarak uygulanan ozon terapi metabolik dengesizlik durumlarında klinik düzelmelere katkı sağlamaktadır.
Terleme Tedavisinde 'RADYOFREKANS' Yöntemi ve Ozonterapi Uygulamaktayız.
Diğer yandan bizim dışımızda uygulamalar da söz konusudur. Örneğin endoskopik klipsleme yöntemi cerrahi olarak uygulamakta, özellikle el ve yüz terlemelerinde iyi neticeler vermektedir. Ancak konulan klipsten sonra refleks terleme görülme olayı oldukça fazladır. Bu yüzden birçok yöntem uygulanmakla birlikte, her sistemin kendine ait avantajları ve dezavantajları olduğunu da kabul etmek gerekir. Tüm vücudu terleyen hastalara klips yöntemi uygun değildir. Eğer bu durumda uygulanırsa baş edilmesi güç durumlar ortaya çıkabilir. Klipsleme yönteminde, hastada refleks olarak tekrar başka terlemeler çıkabilir, bu defa kontrolü de zor olmaktadır. Endoskopik olarak sempatik sistemin klipslenmesi ve bazı anestezik uygulamalar özel teknikleri gerektirmektedir; çünkü cerrahi bir işlemdir.
Sempatik aşılı ilaç tedavisinde aktivasyonu önleyici ilaçlar verilmektedir. Bu ilaçların bazı sakıncaları vardır. Tam kontrolü sağlamak için yüksek dozlara çıkmak zorundayız, bu yüksek dozlara çıkınca da yan etkiler görülmeye başlar. Bu nedenle tercih ettiğimiz bir yöntem değildir. Bunun dışında iyonlarla yapılan iyontoforez dediğimiz bir tedavi vardır. En yaygın olarak uygulandığını düşündüğümüz sistemlerin başında gelmektedir. Ama sonuçta, bu tedavilerin hiçbirinde, gerçek anlamda kalıcı boyut yakalamamız söz konusu değildir. Büyük sosyal bir problem olan terleme olayında, Türkiye'mizde yeterli deneyime sahip merkezlerimiz çok azdır. Bu özel teknik uygulamaların yaygınlaştırılıp halkımızın faydasına sunulması önemlidir.
EMSEY HOSPITAL
Prof. Dr. Nurettin LÜLECİ
Ağrı Merkezi (Algoloji)
İletişim İçin
ProductPr İletişim Danışmanlığı
Demet KİLERCİ
T: 0212 465 01 22
Gsm: 533 371 44 02
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.