Sömestr tatili tam zamanı!

Sömestr tatili tam zamanı!
Bilgisayar Bağımlılığına Karşı “Teknoloji Detoksu” Yapın

Yarıyıl tatili devam ediyor. Ailece tatile gidemeyen ya da farklı etkinliklerle zamanını değerlendiremeyen çocukları evde bekleyen bir risk var; bilgisayar ya da tabletin başında geçirilen uzun zaman. Acıbadem Altunizade Hastanesi’nden Uzman Psikolog Betül Küçükardalı, günümüzde artık telefon ve tabletle tanışma döneminin bebeklik çağına kadar indiğini belirterek, 9-10 yaşlarındaki çoğu çocuğun ise artık kendi telefonları bulunduğunu ve istedikleri gibi sosyal medya ve uygulamaları kullanıp, internetteki sakıncalı içeriklere erişim riskiyle karşı karşıya olabildiklerini söylüyor. Aşırı bilgisayar ve internet kullanımının ilişkileri olumsuz etkilerken, stresi de her geçen gün artırdığını belirten Uzman Psikolog Betül Küçükardalı “Bunun yanı sıra dikkat dağınıklığı, odaklanmada güçlük, hareketlilik ve bağımlılık gibi ciddi problemlere de sebep olabiliyor. Ebeveynler ise her geçen yıl çocuklar üzerindeki kontrolü daha da kaybedip çaresizlik yaşıyor. Oysa teknoloji çağında çocuklarımızı her tehlikeli şeyden korumamız mümkün olmasa da zamanında atılan doğru adımlarla onların kendilerini koruyabilmeleri için ihtiyaç duydukları becerileri onlara kazandırabiliriz” diyor. Uzman Psikolog Betül Küçükardalı, bilgisayar bağımlılığına karşı 7 etkili yöntemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

 

 

Denge oluşturun

 

Gerek kendinizin gerekse çocuğunuzun teknolojiyi ne kadar bilinçli kullandığınızı daima sorgulayın ve bir denge oluşturun. Çocuklar bu dengeyi kendi başlarına sağlayamayacakları için çocuğunuz adına gerekli sınırlamaları siz yapın. Teknolojiyle geçireceği toplam sürenin günde 1-2 saati aşmamasına özen gösterin. En önemlisi bu sürede izledikleri veya oynadıkları şeylerin yaşlarına uygun olup olmadığını kontrol edin. Yaşına uygun bulmuyorsanız bunun nedenini çocuğunuzun yaşına uygun şekilde anlatıp, erişimini engelleyin.

 

Çocuğunuza model olun!

 

Hemen her anne baba çocuğunun ''Madem zararlı, sen neden yapıyorsun o zaman?'' sorusuyla bir noktada karşılaşabiliyor. Hangi konu olursa olsun, eğer çocuğunuza uzun vadede hayatına katacağı bir şey öğretmek istiyorsanız, bunun en doğru yolu ‘doğru model’ olmak! Ebeveynin elinden telefonu düşürmüyorken, tabletten oyun oynaması yasaklanan bir çocuğun bunun onun için zararlı olduğuna ikna olması oldukça güç. Öte yandan çocuğunuza teknoloji ürünlerinin bilgi edinme/eğlenme/sosyalleşme aracı olduğunu ve ancak belirli sınırlarda kullanıldığında faydalı olduğunu anlatırken, kendiniz de buna mutlaka dikkat edin.

 

2 yaşına kadar teknoloji ile tanıştırmayın!

 

Televizyon, telefon ve tablet ekranları yoğun uyaran içerdiğinden hipnotize edici etkileriyle çocukları dış dünyadan koparıp duyarsızlaştırıyor. Kimi zaman da ağlamamaları için eline tablet, telefon vermek onu ağlatan olayda neden- sonuç ilişkisini görmesini engelliyor ve her zorlandığı duyguda sakinleşmek için teknolojiden medet ummasına neden olabiliyor. Bu şekilde pekiştirilmiş bir alışkanlığı ileriki dönemlerde değiştirmek ise oldukça zor. Özellikle 2 yaşına kadar çocuğunuzu teknolojiden mümkün olduğunca uzak tutun, onun yerine sosyal ilişkiler kurmasını, çevresini keşfetmesini destekleyin. Bu önlemler, zihinsel ve duygusal gelişimi için atacağınız çok önemli adımlar.

 

Ortak alan belirleyin

 

Çocuğunuzun bilgisayar ve tablet kullanımına sadece ortak alanda izin verin. Böylece, hem çocuğunuzun oyun tercihlerinin yaşına uygunluğunu takip edebilir hem de süre sınırını aşmamaları için hatırlatmada bulunabilirsiniz. Çocuğunuzun kendi odasında televizyon, bilgisayar, tablet gibi teknoloji aletlerinin bulunması ebeveynlerin kontrolünü azaltacağı gibi çocuğun sıklıkla odasında kalması ve ebeveynlerinden uzaklaşmasına da yol açabiliyor.

 

Aile geleneği oluşturun

 

Ebeveynlerin aile içi ilişkileri pekiştirecek ve anlaşılma, paylaşma, sevilme, korunma ve bakılma gibi ihtiyaçları karşılayacak bir ortam oluşturması çok önemli. Aile gelenek ve rutinleri bir yapıştırıcı gibi bireyleri bir arada tutar ve bu birliktelikten herkes beslenir. Bu rutinlerin olmadığı durumlarda bireyler giderek kendi içinde kalmaya başlar, ortaya çıkan olumsuz duygularla baş edemez ve daha iyi hissetmek için de kendilerini oyalayabilecek meşguliyetler oluşturup ardından onun bağımlısı olabilirler. Bunu engellemek için ailece kendinize uygun okuma saati, yemekleri hep birlikte yeme gibi rutinler belirleyin ve bu rutinlere sadık kalın.

 

Kendi değerlerinizi çocuğunuza açıklayın

 

Ebeveynler olarak her an çocuklarınızın başında durmanız ve hayatlarını kontrol etmeniz şüphesiz mümkün değil. Siz yanında olmadığınızda da çocuğunuzun doğru tercihlerde bulunma becerisinin gelişmesini istiyorsanız, işe aile değerlerinizi çocuğunuza aktarmakla başlamalısınız. Kuralları dayatmaktansa neden böyle kurallarınız olduğunu açıklayın. Bu sayede kurallara uyum sağlamaları artacak, siz yokken merak etme/deneme ihtiyaçları azalacak ve bunu yapmak çocuğun iç görüsünü de pekiştirecek. Aile değerlerinin paylaşılması, ilerleyen yaşlardaki sosyal medya paylaşımlarında kendisini sanal ortamlarda ne kadar ve ne şekilde var etmek istediği üzerine de daha bilinçli bir yaklaşım edinmelerini destekleyici rol oynuyor.

 

Teknoloji detoksu yapın!

 

Uzman Psikolog Betül Küçükardalı “Günde en az 10-15 dakika ailece tamamen telefonsuz, televizyonsuz, bilgisayarsız zaman geçirmeyi gelenek haline getirin. Böylesi bir teknoloji detoksu günün koşuşturmacası sonrasında beyni dinlendirmek açısından hem çocuğunuza hem size iyi gelecek, bedeniniz ve zihninizin neye ihtiyacı olduğu sorusunu sormanıza ve cevap aramaya yeterli olacaktır. Çocukların boş kalmaması, sürekli bir şeylerle meşgul olmaları gerektiği inancı da yanlıştır. Durabilmeleri, hiçbir şey yapmamaktan da keyif alabilmeleri, ne hissettiklerinin, nelere ihtiyaç duyduklarının farkında olmaları son derece önemlidir. Bunların cevaplarını ancak durduğumuz zaman bulabiliriz ve bulduğumuz zaman da hayatımıza yön verebiliriz” diyor.

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.