Somali, Şambalı

Somali, Şambalı
"Anne düşünebiliyor musun diyor, biz de bir siyah olarak doğabilir, sen oturduğun bir duldada benim ölmemem için bir yudum su bekleyebilirdin."-  Afrika?nın...



"Anne düşünebiliyor musun diyor, biz de bir siyah olarak doğabilir, sen oturduğun bir duldada benim ölmemem için bir yudum su bekleyebilirdin."

-  Afrika?nın batı payandalı devlet adamları, kendi halkının gün görmemiş çocuklarına, onların kara gözlerinin tam içine utanmadan bakabilecek yüreğe sahip mi? Çocuklar daha gözlerini açamadan öldüğüne göre, evlatlarını kaybeden ebeveynlerin acıyı bu kadar içselleştirmeleri, ölüm sosyolojisinin hangi boyutudur? Sömürüyü yalnızca gelişmiş ülkeler mi yapıyor, yoksa dünya ekonomisine bir şekilde entegre olmuş ülkelerin vatandaşları da bu sömürüye ortak mı? Sömürülene yardım etmek, sömürüye karşı çıkmayı göze alamamak mı, yoksa göz göre göre tükenen hayatlara sessiz kalamamak mı? Terör, iç çatışma, kuraklık ve açlık, yani kaos, sömürünün giderilmemiş dürtüsü değil mi? Yüzyıllar boyunca bu toprakları sömüren, insanlarını köleleştiren, bu kirli ve kuralsız oyunda Somali?yi sobeleyen Batı, o cümleden İtalya ve İngiltere, şu an da devam eden yardım kampanyalarında veren mi yoksa alan mı? Somali mi, şambalı mı?

- Yavrum, biz yaptık bağışımızı Somali?ye, bak baban da gönderdi ben de, fazla fazla gönderdik hem de. Evet, tabii ki üzülüyorum, inan kahroluyorum o insancıkları öyle aç bî ilaç görünce. Akşam haberlerde de gösterdiler, mini mini çocuklar, zayıf, hasta, yorgun, ölüm gibi sessiz. Hani deden derdi ya, varını veren utanmaz, aynen öyle. Doğru söylüyorsun, 2500 yıllık medeniyetin çocukları bir avuç beyaz yüzünden. Elbette çocuğum, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diye bakılır mı hiç? Ama ne demek öyle onları görünce iştahım kesiliyor, canım bir şey istemiyor falan? Hadi şimdi git o her zaman yemek yediğin yere, canının istediğini ye iftarda, öyle cangıl cungul itiraz etmek yok. Oğlum delirtme beni akşam akşam, bak iftar yaklaşıyor, sahurda da yememişsin bir şey, aç bî ilaç? Hemen git oraya, üstüne de benim için bir şambalı ye?

-  Evet arkadaşım, oğlumla konuşuyorduk. Somali?den bahsetti de biraz, valla çok etkilenmiş yavrum. Neden dünya böyle iki başlı, neden siyahlar bu kadar aç, neden beyazlar bu kadar semirmiş diyor. Onları gördükçe kendimden ve bencilliğimden nefret ediyorum, öyle dört başı mamur evlerde hindi gibi oturup kendi kendimize suni acılar üretmemizden, tekrar tekrar ocağa sürmekten ağdalaştırdığımız biçare hafakanlarımızdan, her şeye bu kadar sahipken bu keyifsizliğimizden nefret ediyorum, yemek yemekten bile nefret ediyorum diyor. Anne düşünebiliyor musun diyor, biz de bir siyah olarak doğabilir, sen oturduğun bir duldada benim ölmemem için bir yudum su bekleyebilirdin. Hiç görmediğin ve bir daha hiç göremeyeceğin biri benim için bir yudum su getirseydi. Ya da şöyle diyelim, sen yüreğinde anne şefkati, kucağında ben, sana o su getirilmeseydi, ne hissederdin söyle, diyor.  Söyledim onu tabii, yardım gönderdik dedim ama, içi biraz olsun bari soğumuş gibi gelmedi. Ne diyeyim, haklısın, biz de geçtik bu yollardan, bu yaşta insan kendini, kurulu dünya düzenini değiştirebilecekmiş gibi Napolyon zanneder, bilirsin? Geçer bunlar da, bizi de geçirir işte. Bak yemeklerim hazır, tavuk dolma, yaprak sarma, mercimek çorbası? Bir de şambalı yaptım, iftara gel, beraber yiyelim?

Büşran Nur Güler / Haber 7

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.