Soğanın cücüğü

Türkiye?de siyasetin ?insana hizmetin öncelenmesi? konusunda nelere muktedir olduğunu görebildiğimiz farklı bir dönemden geçiyoruz.

Artık vatandaşın partilerden beklentileri arttı.

Ayakbağı konumuna düşen muhalefetin seçim öncesi vatandaşı kandırabileceği vaat türü kalmadı.

Size ?yol yaptıracağım?  dese, alası yapılmış.

?Eğitim bütçesini artıracağım? dese, alası.

?Dış borçları ödeyeceğim? dese, neredeyse kalmamış.

?Savunma sanayini güçlendireceğim? dese, ordunun daha az bütçeyle hem kendine yeterliliği sağlanmış hem de savunma sanayimiz tüketici olmaktan kurtulup, üretici sıfatıyla tank ihraç eder olmuş.

Sağlıkla ilgili bir şey söylemeye kalkışsa, akıl sağlığından şüphelenilecek.

?Adalet? dese, alası sağlanmış.

Vatandaşın sırtına yapışan kenelerin alayı içeriye tıkılmış, büyük keneler yurtdışına kaçıp canını zor kurtarmış, faili meçhuller bitmiş, olayların üstünden 24 saat geçmeden suçlular müsebbipleriyle birlikte yakalanmış, terör azalmış, sokak mafyası çökertilmiş?

?Ekonomi? dese, gıpta edilen Avrupa bile örnek almaya başlamış.

Dış ilişkiler dese, Yunanistan bile kapımızı çalarak, ?gelin ülkemize yatırım yapın? diye el açmaya başlamış.

Dağda, büyükçe bir kayaya sırtını  veren iki Kürt hayal kurarken biri diğerine ?çok zengin olunca ne yapacağını? sormuş, o da, ?Soğanın hep cücüğünü yerim? demiş. Bu hayalle bir süre daldıktan sonra bu defa da diğeri ona sormuş, ?Peki, sen çok zengin olunca ne yaparsın?? diye. O da, ehleyip püfleyerek ?Bana yapacak bir iş mi bıraktın.? demiş.

Ak Pati, ?soğanın cücüğünü? halkına layık gördüğü için bu büyük iltifat ve teveccühün sahibi.

Muhalefet ise, ?Bize yapacak bir şey bırakmadın? diyebilecek erdemlilikte değil.

Hepsi bu.

Ahmet Yürekli

26.02.2011, Üsküdar