Sezai Karakoç'a fahri doktora verildi
Törene katılan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Metafizik yoksa medeniyet yoktur. Metafizik temelleri olmayan toplumların medeniyet üretmesi mümkün değildir. Sistem üretebilirler, değişik modeller üretebilirler ama medeniyet üretemezler" dedi.
- WEB TV ADANAPOST - İstanbul Üniversitesi'nden Sezai Karakoç'a fahri doktora verildi
- WEB TV ADANAPOST - Sezai Karakoç'a saygı programı
İstanbul Üniversitesi tarafından Rektörlük Doktora Salonu'nda düzenlenen törenle şair Sezai Karakoç fahri doktora unvanı verildi. Törene İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Prof. Dr. İbrahim Kalın, Ak Parti Eskişehir Milletvekilleri Prof. Dr. Nabi Avcı, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, dekan ve öğretim üyeleri katıldı. Törenin ardından "Sezai Karakoç'a Saygı" paneli düzenlendi. Doktora töreni "Diriliş Eri Sezai Karakoç" adlı belgeselin gösterimi ile başladı.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Karakoç'un hayatını anlattı. Ak, "İstanbul Üniversitesi olarak Türk şiirine ve düşünce hayatına yaptığı katkılar dolayısıyla Sezai Karakoç'a fahri doktora payesi vermekten şeref duyduğumuzu belirtmek isterim. Panelimize değerli katkılarını sunan kıymetli bilim insanlarına da teşekkür ederim" dedi.
"Büyük Düşünce Akımları Edebiyat Ve Şiir Üzerinden Yürümüştür"
Rektör Ak'ın ardından törende konuşan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Sezai Karakoç'u ele alırken mefkuresini ve politikasını birlikte değerlendirmek gerekir. Bunlar asla birbirinden ayrı kopuk şeyler değildir. Bizde, özellikle modernleşme dönemimizde, büyük düşünce akımları edebiyat ve şiir üzerinden yürümüştür. Her bir şairimiz siyasi yelpazenin neresinde olursa olsun hem bir fikrin savunucusudur, sahibidir ama bunu bir edebiyat formu üzerinden gerçekleştirmiştir. O yüzden Sezai Karakoç'ta da bunu görmek çok şaşırtıcı değil. Fakat o meftunenin ve politikanın nasıl bir etkileşim içerisinde olduğu birbirini nasıl beslediği bize aslında fikir ve sanat arasındaki ilişki hakkında da birtakım önemli fikirler verir. Sezai Karakoç'ta belki de gördüğümüz en önemli hususlardan bir tanesi her büyük sanatçının arkasında bir büyük fikrin olduğu gerçeğidir" ifadelerini kullandı.
"Diriliş Aynı Zaman Da Bir Uyanıştır"
"Gelenekle olan canlı ilişkisi Karakoç'un bizim sanat dünyamıza kazandırdığı önemli bakış açılarından bir tanesidir" diyen Kalın, "Diriliş kelimesinin modern dönemde ifade edilip kurgulanması da Sezai Karakoç'un bir tarafta geleneğin ana gövdesine bağlı kalırken, bunu ifade biçimini çağının diliyle yapabilme kabiliyetine işaret eder. Diriliş aynı zaman da bir uyanıştır. Bir çağrı, itiraz, isyandır. Zaten kendisi de dirilişi, bir dinamik süreç olarak tanımlamaktadır. Kendi ifadesi ile 'Diriliş ruhun açtığı bu sürekli savaşı sürdürme ve bu savaştan sürekli olarak başarılı çıkma demektir. Allah'a inanıyorum. Ben bir diriliş işçisiyim. Allah kentinin işçisiyim' der" diye konuştu.
"METAFİZİK YOKSA MEDENİYET YOKTUR"
"Medeniyet bir dünya görüşünün ve varlık tasavvurunun zaman ve mekanda şekillenmiş, somutlaşmış halidir" ifadelerini kullanan Kalın, "Bu manada biz medeniyeti onu metafizik temellerinden ayrı düşünemeyiz. Metafizik yoksa medeniyet yoktur. Metafizik temelleri olmayan toplumların medeniyet üretmesi mümkün değildir. Sistem üretebilirler, değişik modeller üretebilirler ama medeniyet üretemezler. Medeniyet ancak kökleri metafizik temellere dayandığı zaman ortaya çıkan bir mefkureyi, bir varlık anlayışı ve dünya görüşünü ifade eder. Karakoç'ta da gördüğümüz gibi medeniyetin bu metafizikle olan köprü bağı bizim tarihle ilişkimize de farklı bir boyut kazandırır. Çünkü Karakoç'un gelenekle kurduğu ilişki tarihsel değil ilkeseldir. Yatay değil dikeydir" diye konuştu.
Kalın sözlerini şöyle sürdürdü, "Türk solunun toplumculuğu metafizik köklerinden kopartması Anadolu İslamı'na ve toplumuna karşı bir yabancılaşma ile sonuçlandı. Bunu aşmak için Kemal Tahir gibi İdris Küçükömer gibi farklı teşebbüsler oldu ama genel olarak garip bir şekilde toplumla kavga eden bir toplumculuğun ortaya çıktığını görüyoruz. Karakoç'ta ise bu metafizik köklerden dolayı Anadolu insanı ile toplumcu ve siyasal sorumluluğu taşıyan şair kimliği ile toplumla daha sağlıklı bir ilişki içerisinde olma gayreti içerisinde olduğunu söyleyebiliriz" şeklinde konuştu.
Kaynak: HABER 7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.