Selami Kaytancı: 'İnce İnce Yasemince…'
Selami Kaytancı: 'İnce İnce Yasemince…'
Yok yok birader, bu milletin âhı tuttu bunları!..CHP iktidarda olduğu yıllarda, bu millete yağ, şeker,ekmek, tüp, benzin… kıtlığı yaşatırdı. “Geldi İsmet, kesildi kısmet!..” sözü dillerde pelesenk idi. Milletin o kadar âhını aldılar ki, şimdi kendileri kıtlık çekiyor!.. Ne kıtlığı mı?!.. Tabii ki adam kıtlığı!.. Yüz yıllık parti, bir başkan adayı bulamıyor, günlerdir sancıdan kıvır kıvır kıvranıyordu!.. Ne kadar posası çıkmış mal varsa, solmuş çöpe atılmış yarma gül varsa, adam diye saldırıyordu!..
Çok şükür, sonunda Bay Kemal, eşinin bile bilmediğini söylediği, ama iki gün önceden herkesin öğrendiği,Tayyip’i çıldırtacak adayını açıkladı ve bizim merakımızı giderip Tavukçu Muharrem’i cumhurbaşkanlığına aday gösterdi!..Ne çıldırdık ne çıldırdık, bilemezsiniz!.. “Kadıköy İskelesi” başlıklı yazımda, bu ihtimal üzerinde uzun uzun durmuş ve bir de fıkra anlatmıştım. “Kemal’im, senin için her türlü yolun sonu görünüyor!..” demiştim yazının sonunda da…
Evet, kendisi çıkıp aday olmuş olsaydıda, Tavukçu Muharrem’i aday göstermiş olsada, sevgili Bay Kemal’imiz için yolun sonuna gelinmiştir; kaderden kaçış yoktur!.. Kendisinin seçim kazanabilmesi için, Napolyon’un mezarından kalkıp orduları ile Doğu seferine çıkması gerekliliğini öne sürmüştük o yazımızda.
Bunun mümkün olamayacağını bilen Bay Kemal, aklınca kurnazlık yapıp Kadıköy İskelesi’nden denize Tavukçu Muharrem’i iteklemiştir. 24 Haziran akşamı, Tavukçu Muharrem, denizden sırılsıklam çıktığında, Bay Kemal’e neler söyleyecek, yaşayıp göreceğiz!.. 24 Haziran’dan sonra, CHP’de öyle bir tsunami yaşanacak ki, yaşarsak göreceğiz inşallah!.. Kim kimi denize itti, kim kime nasıl kumpaslar kurdu, kim kimin ayağını nasıl kaydırdı,tekmili birden tefrika halinde ortaya saçılacak!..
Neyzen Tevfik’in çok sevdiğim bir dizesi vardır: Şaşarım şu meyhanecinin aklına /Sattığından daha mı değerli para?!..Demek ki, Türkiye CHP’den daha değersiz; ya da CHP Türkiye’den daha değerli!..Sayın Kılıçtaroğlu, milletvekilliği, parti başkanlığı mı daha değerli, yoksa cumhurbaşkanlığı, Türkiye mi daha değerli?!.. Sen şimdi cumhurbaşkanlığını, Türkiye’yi milletvekilliği ve parti başkanlığı karşılığında satmış olmadın mı?!..Türkiye’yi CHP ile değişmiş olmadın mı?!..
Sevgili CHP’liler, Neyzen Usta’nın meyhanecinin aklına şaşıp kaldığı gibi, vallahi ben de sizin aklınıza şaşıp kalıyorum!..“Türkiye’ye güvence, Muharrem İnce!..” ha!.. Kendi partinizin başına layık görmediğiniz, o kadar yalvarıp yakarmasına, çırpınıp tutuşmasına rağmen, bir türlü CHP’nin başına getirmediğiniz, ehil kabul etmediğiniz bu Muharrem Amca’yı, şimdi tutup da ülkenin başına güvence olarak görmüyor musunuz, vallahi gülmekten öldürüyorsunuz insanı!.. Sizin bizim canımıza kastınız mı var efendim!..Sizin inanmadığınız, güvenmediğiniz birine bizim inanmamızı, Türk milletinin güvenmesini bekliyorsunuz ya, pes vallahi!..
Namusuna şerefine düşkün olduğu için aday olmayacağını söyleyen Kılıçtaroğlu, bu milletin aklı ile dalga geçiyor!.. Milleti aptal sanıyor; ama işte sosyal medya yıkılıyor!..Elin ağzı torba değil ki büzesin!.. Namusuna şerefine düşkün olduğu için cumhurbaşkanı adayı olmadığınızı söyleyerek, aday gösterdiğiniz kişinin namusuna şerefine düşkün biri olmadığını ifade etmiş olmuyor musunuz Bay Kemal?!.. Ben sormuyorum; millet soruyor!..
Gel gelelim şu bizim Tavukçu Muharrem’e!.. Yaşı ellinin üstündekiler çok iyi bilirler. Yalova’nın henüz vilayet olmadığı, İstanbul’un bir ilçesi olduğu 1970’lİ, 80’li yıllarda, halkımızın dilinde bir fıkra dolaşırdı: Yalova Kaymakamı, İstanbul’a gelmiş. Galata Köprüsü’nde ayakkabısını boyatıyor... Boyacıya demiş ki: “Yahu arkadaş, Yalova Kaymakamı İstanbul’a geliyormuş; ama şehirde hiçbir hareketlilik yok!.. Kaymakamı karşılamak için hiçbir faaliyet görmüyorum; bu nasıl iştir?!..” Boyacı şöyle bir kafasını sallayıp gülmüş ve “Beyim!..”demiş “Kim ne yapar Yalova Kaymakamı’nı!..”.
Şimdi kendi partisinde adam yerine konmamış, o kadar yırtınmasına rağmen bir türlü CHP’ye başkan seçilmemiş, inanılıp güvenilmemiş bir adamı, Türk milleti ülkenin başına layık görür mü?!.. Kim ne yapar Yalova Kaymakamı’nı da Milletvekili’ni de?!..Ülke idare etmek o kadar boş beleş bir iş midir?!.. Çelik çomak oyunu mudur devlet yönetmek?!.. Kendi partisine, kendi seçmenine söz anlatamamış, kendini kabul ettirememiş bir insan, mangal gibi bir yürek, kıvrak bir zeka, yay gibi bir sinir sistemi isteyen kurtlar sofrası dünyada kime ne anlatacak, kime söz geçirecek; kimi inandırıp güvendirecek?!..
Sayın Muharrem İnce, Kılıçtaroğlu’na “Adam seni sekiz defa yenmiş; çıkmışsın yenmiş, çıkmışsın yenmiş, çıkmışsın yenmiş!..Yenmiş de yenmiş!..Yeter artık, çekil bir kenara!..” diyensiz değil miydiniz?!.. Ne var ki, Tayyip’in sekiz defa yendiği adam da senin sırtını kaç kereyere yapıştıran adam değil mi?!.. Kendisinin sekiz defa yenildiği adamın karşısına kendisi çıkmaya cesaret edemiyor da sırtını yere yapıştırdığı seni çıkartıyor!.. Tövbe tövbe!..
Ben size bir şey söyleyeyim mi dostlar?!.. CHP’nin de Kılıçtaroğlu’nun da Muharrem İnce’nin de cumhurbaşkanlığı umurunda değil!.. Hepsi de bal gibi biliyorlar Tayyip’in karşısında seçim kazanamayacaklarını!.. Onların derdi, CHP’nin balını, böreğini, kaymağını kimin yiyeceğinde!.. İşte seçimden sonra kıyamet, bu ballı börek üzerinde kopacak!..
Muharrem Abi’ye de kısa bir tavsiyede bulunayım: CHP’lilere plan proje, vizyon misyon… falan anlatıp da adamların sarhoş kafalarını şişirme kardeşim!.. Biraz Nazım şiiri ezberle, biraz sol entelektüel kelime dağarcığını geliştir, her lafın sonunda işi mutlaka Atatürk ilke ve inkılaplarına getir, laikliği egemen kılacağına, içki yasağını ülkenin her yerinden kaldıracağına, ramazanlarda bile rahat rahat rakı içilebileceğine, artık saman ithal edilmeyeceğine ve bol bol heykel diktirileceğine söz ver, yeter!..
İnce giyerim ince, pembe yakışır gence!.. Ah gençler ah!.. Siz bilmezsiniz; bir zamanlar bir tv fenomeni vardı: İNCE İNCE YASEMİNCE… Bütün ülkeyi gülmekten kırıp geçirirdi. Onu seyrederken, bütün dertlerimizi, sıkıntılarımızı unutur, kahkahalarla gülerdik!.. Şimdi çıksalar teveye var ya, reytingleri alt üst ederler!.. Orada bir “İTÜLMÜŞ ile KAKULMUŞ” vardı ki, anlatmakla olmaz!..Mutlaka görmeliydiniz!.. E canım, siz de girin guuugıl amcaya, sorun öğrenin!..
GİTTİ İTÜLMÜŞ İLE KAKULMUŞ, GELDİ KILIÇTAROĞLU İLE MUHARREM!..Biri İTÜLMÜŞ, diğeri de KAKULMUŞ!.. Şimdi tiyatro başlıyor; herkese iyi seyirler!.. AMA ASIL KOMEDİ DE DRAM DA, 24 HAZİRAN’DAN SONRA CHP TİYATROSUNDA!..
Bu kadar mizahtan sonra, bir de önemli reel durum tespitinde bulunalım: CHP, Muharrem İnce’yi aday göstererek daha fazla rezil olmaktan kurtulmuş ve akıllı bir iş yapmıştır. Zira, AK Parti çöplüğünde deşinerek Abdullah Gül, Abdullatif Şener veya bir başkasını aday gösterse idiler, rezilliğin bini bir para olacaktı. İyi kötü, kendi içinden birini aday göstermekle, bu rezilliklerden kurtulunmuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.