Selami Kaytancı: Bu Zaferler Kimin?!..
BU ZAFERLER KİMİN?!..
ŞU KOPAN FIRTINA, TÜRK ORDUSUDUR YÂ RABBİ
SENİN UĞRUNDA ÖLEN ORDU BUDUR YÂ RABBİ
TÂ Kİ YÜKSELSİN EZANLARLA MÜEYYED NÂMIN
GÂLİP ET; ÇÜNKÜ BU SON ORDUSUDUR İSLÂM’IN!..
Bugün, bin yıldır İslam’ın kılıcı, mazlumların hâmisi olmuş bu kutlu milletin, zaferlerine zafer eklediği gündür!..
Bugün, “İman varsa, imkan da vardır!..” düsturuna iman etmişlerin, zaferlerine bir zafer daha ekledikleri gündür!..
Bugün, Boğaz’da beş çayı içmeyi hayal edenlerin, hayallerinin Çanakkale’nin serin sularına gömüldüğü gündür!..
Bugün, Amerika Birleşik Devletleri’nin bayrağındaki yaldızların, sönmüş birer pula dönüşüp pul pul döküldüğü gündür!..
Bugün, Avrupa Birliği’nin, birliğinin dağılıp kendi canının derdine düştüğü gündür!..
Bugün, NATO’nun yıldızının parçalanıp, parçalarının kuzeye güneye savrulduğu gündür!..
Bugün, Birleşmiş Milletler denen maskara kuruluşun maskesinin düşüp “BİR – LEŞMİŞ” olduğunun ilan edildiği gündür!..
Bugün, SİYONİZM’in Nil’den Fırat’a kurduğu Büyük İsrail hayalinin, Fırat’ın soğuk sularına gömüldüğü gündür!..
Ve nihayet bugün, birilerinin şişirilmiş balonlarının patladığı, kağıttan kaplanlarının birer sefil fareye dönüştüğü gündür!..
Bugün, Allah’a iman eden, Hz. Muhammed’e samimi ümmet olanların, başlarını şükür secdesinden kaldırmayacakları, fakir fukaraya sadaka dağıtacakları, samimi gözyaşları, sevinç ve şükür gözyaşları dökecekleri gündür!..
Ey Sâlip’in orduları!..
Ey Firavun’un, Nemrut’un askerleri!..
Ve ey kafasından ve midesinden Sâlip’e, Firavun’a, Nemrut’a satılmışlar!..
Ve ey içimizdeki İrlandalılar!.. Her Firavun’un bir Musa’sı olduğunu, zulm ile âbâd olunamayacağını, hak gelince batılın zâil olacağını, mazlumun gözyaşını silecek bir elin mutlaka çıkacağını düşünemediniz, hesap edemediniz!..
Bugün, sizin ölüm gününüz ve ölüm yıldönümleriniz olarak ebediyyete kadar anılacaktır!.. Bugünü kahrolarak hatırlayacaksınız!..
Elhamdülillah, bugün, kahraman Mehmetçiğimiz ve Özgür Suriye Ordusu birlikleri, Afrin’i ele geçirerek bayrağımızı burca dikti!.. Tarihteki eşsiz zaferlerimize bir halka daha ekledi. “Medeniyet götürüyoruz, özgürlük getiriyoruz!..” diyerek Bağdat’ı, Basra’yı, Halep’i, Guta’yı ve daha nice beldeleri harabeye çevirenlere inat, yakmadan, yıkmadan şefkat ve özenle kazanılmış bir zafer kazıdı tarihe!..
Ve TEVAFUK… Bugün, dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir zafer olan, imanın ve inancın zaferi ÇANAKKALE ZAFERİ’nin 103. Sene-i devriyesi… Ve Çanakkale’deki 57. Alay’ın anısına, harekatın 57. Gününde, AFRİN ZAFERİ!..
Ne de muazzam ordularla gelmişlerdi Çanakkale’ye!.. Ne de üstün teknolojilere, silahlara, mühimmatlara sahiptiler!.. Ne de büyük hayallerle gelmişlerdi!.. Boğaz’da beş çayı içmeyi, viski kadehleri tokuşturmayı, Ayasofya’ya Haç’ı dikmeyi, Sultanahmet’te garden parti verip dans etmeyi, vals yapmayı hayal ediyorlardı!.. Ama olmadı işte!.. Çünkü, “Ve makaru ve makarallah!.. Vallahu hayr’ul mâkirîn!..” olduğunu bilmiyorlardı. “Onlar bir düzen, bir hile, bir tuzak kurdular; buna karşılık Allah da bir düzen, bir tuzak kurdu. Şüphesiz ki Allah, düzen kuranların en hayırlısıdır ve galip gelecek olan, Allah’ın kurduğu düzendir, tuzaktır!..”
Çanakkale Zaferi, Allah’ın inayeti ile, siyaset dehası dedem cennetmekan Sultan Abdülhamit Hân’ın feraseti ile kurduğu müstahkem tabyalar sayesinde, Seyyit Onbaşı’nın Allah’ın bahşettiği inanılmaz gücü ve ölümü öldürmüş, cennete uçmak, şehit olmak için elinde Kur’an, dilinde kelime-i şahadetle ileri atılan Muhammed’in ordusu Mehmetçiğin, kınalı kuzuların, eşsiz kahramanlığı ile kazanılmış bir zaferdir.
ZAFER, HAKK’IN VE HAKK’A İNANANLARINDIR!.. Korkaklar ve hainler, ne zafer kazanabilir, ne zafer takları dikebilir ve ne de tarih yazabilirler!..
Ve kahrolun, Müslüman Türk’ün adını bu topraklardan kazımak, Orta Asya steplerine sürmek, Mevlâ’nın yâdını fezalardan silmek, Ehl - i Sâlip’i Anadolu’ya hâkim kılmak için saldıran Ebrehe’nin, Firavun’un, Nemrud’un askerleri!..
Ve kahrolun, DEAŞ adı altında, PKK, PYD, YPG ve bilmem ne adı altında satın alınmış mayın eşekleri ordusu kuran, on bin kilometre öteden tırlar dolusu, uçaklar dolusu silahı, malzemeyi bunlara taşıyan; fakat kendisi adam gibi karşımıza çıkma cesareti ve erkekliği gösteremeyen, dünyanın jandarmalığına soyunmuş ama içi geçmiş alçaklar sürüsü olan ABD’nin muhteris para babası sefil fareleri!..
Ve kahrolun, FETÖCÜ alçakları, PKK’lı hainleri, ülkemizi parçalamak için, kardeşi kardeşe kırdırmak için, besleyip koruyan, eline silah ve para tutuşturup üstümüze yollayan, Türkiye’yi Türk milletini bir kaşık suda boğmaya çalışan Avrupa’nın Parlamentosu, Birliği!..
Ve kahrolun, “Türkiye Afrin’e girerse, ben de kıçıma dinamit sokup patlatırım!..” diye mesaj atan, her gün tv’lerde arz-ı endam edip Türkiye’nin Suriye bataklığında boğulacağını iddia eden alçaklar!.. Ve kahrolun, HDPKK barajı aşınca pilav dağıtan, Çanakkale’de yatan aziz şehitlerimizin ruhunu taciz eden şeref yoksunları!.. "Tayyip'in yıkılması için, her evden HDPKK'ya bir oy gitsin!.." diye yırtınan leş sürüleri!..
Ve kahrolun, dokuz yüz kilometrelik Suriye sınırımıza, on bin kilometre öteden gelip parayla tuttuğu mayın eşeklerine binlerce tır, binlerce uçak dolusu silah ve mühimmat getirip ülkemizin varlığına, milletimizin bekasına kasteden ABD köpeğine tek söz edemeyip de “Türkiye’nin Afrin’de ne işi var!..” diyen, “ÖSO bir terörist topluluğudur!..” diyen ve milletin moralini, birlik dirlik ve gücünü zayıflatmak için bir yerlerini yırtanlar!..
Bu zafer, bugün kazanılmadı. Bu zafer, 17/25 Aralık’ta kazanıldı. Bu zafer, 15 Temmuz’da kazanıldı. Bu zafer, III. Abdülhamit Recep Tayyip Erdoğan’ın, bütün dünyayı uyutarak büyük bir ferasetle planlayıp yaptığı milli silahlarla kazanıldı. Bu zafer, 7 Haziran Seçimi’nden sonra, Türkiye’nin, Türk Milleti’nin bekasına kasteden alçak niyetleri fark eden, 15 Temmuz’da milletimizi tarihin karanlıklarına gömmeye azmeden şeref yoksunlarının tuzaklarını gören, adı gibi DEVLET olan feraset sahibi BAHÇELİ’nin zaferi olarak kazanıldı!..
Oysa, Ebrehe’nin filleri gibi kuvvet getirmişlerdi Afrin’e!.. Altı ayda kimse giremez, alamaz dedikleri, Firavun’un, Nemrut’un kuleleri gibi kuleler dikmişlerdi Burseya dağına, Afrin’in şurasına burasına… Alman, Fransız, ABD’li mühendislerle akıl almaz tüneller, kuleler inşa etmişlerdi. Plan yapanların üstünde bir plan yapan olduğunu bilmeden, düşünmeden… Göklerden gelen bir karar olduğunu idrak etmeden!...
17/25 Aralık, olmadı 7 Haziran, o da olmadı 15 Temmuz başarıya ulaşmış olsaydı, Türkiye, bir Suriye olacak, emperyalistlerin akla hayale gelmeyecek zulümlerini reva görecekleri Türk milletinin mezarı olacaktı.
Ne yazık ki, daha dün akşama kadar, hâlâ ayakkabı kutularından çıkan (!) milyar dolarlardan bahseden, Tayyip’in nasıl bir hırsız olduğunu çemkiren kimi nasipsiz kimi de gerçekten satılmış hainler vardı. BOP diye, gemicik diye çemkirenler vardı. Ülkeyi sattı, yedi bitirdi diye zırlayanlar vardı. II. Abdülhamit Han’a “kızıl sultan, müstebit, diktatör…” diyenlerin yolundan gidip “Diktatör Tayyip!..” diye havlayanlar vardı.
Evet, bu zafer, ayakkabı kutularından nasıl çıktığı belli olan o milyar dolarlarla, Recep Tayyip, bütün dünyayı uyutarak ve "ÇALARAK" sadece Afrin operasyonunda kullanılan “Atak helikopteri - Cirit füzesi - Sakarya füze sistemleri - Hisar füzesi - Kasırga roketi - Som füzesi (180 km menzilli) - Kaplan zırhlı aracı - Pars zırhlısı - Ankebot insansız mini tank - Anka İHA - Bayraktar SİHA - Bayraktar hedef işaretleme sistemi - Gözcü mini İHA - HGK güdüm sistemi (akıllı bomba sistemi) - Fırtına obüsleri (40 km menzilli) - MPT 76 piyade tüfeği - Bora keskin nişancı tüfeği - Kirpi zırhlı personel taşıyıcı - Cobra zırhlı personel taşıyıcı - Zıpkın radar üssü - UMTAŞ tanksavar füze sistemi…” ile kazanıldı!..
Bu zafer, Allah’ın, Enfal Suresi 60. Âyette, “Siz de onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve besili atlar hazırlayın!.. Bununla, Allah’ın düşmanı ve sizin düşmanınızı ve bunların dışında, sizin bilmeyip de Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutup caydırasınız…” emrine uyularak hazırlanan, günümüzün atları olan tanklar, zırhlı araçlar, jetler, İHA; SİHA ve helikopterler ile kazanıldı.
Kalplerinde bir damlacık da olsa din, vatan, millet, bayrak sevgisi taşıyanların dışında, bu zaferlere sevinemeyenler, hâlâ “amalı mamalı” cümle kuranlar, üzüntüsünden yatağa düşenler, zerre kadar namusunuz, şerefiniz varsa, gidin Boğaz Köprüsü’nden atın kendinizi!.. Ama hayır!... Durun!.. Pis kanlarınızla, bu vatanın temiz suyunu, toprağını kirletmeyin!. Gidin, sevdiğiniz ülkelerin sevdiğiniz topraklarına, sularına akıtın pis kanlarınızı ve oralarda geberin!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.