Selahaddin'in çocukları kahramanca 'yeter' diyor...

Selahaddin'in çocukları kahramanca 'yeter' diyor...
Erdoğan, BDP'nin suskunluğunun aksine terörü cesaretle kınayan Kürt vatandaşları, Haçlılara karşı koyan Kürt komutan Selahaddin Eyyubi'yi de anarak...



Erdoğan, BDP'nin suskunluğunun aksine terörü cesaretle kınayan Kürt vatandaşları, Haçlılara karşı koyan Kürt komutan Selahaddin Eyyubi'yi de anarak övdü: "Selahaddin Eyyubi'nin çocukları, Selahaddin'e yakışır şekilde katliamlara, cinayetlere, haksızlığa karşı kahramanca tavır alıyorlar."

Başbakan Erdoğan, grup toplantısında BDP'nin terör saldırılarına yönelik sessizlik ve Kürtlerden yükselen tepkilere dikkat çekti. Erdoğan, "Kim nasıl davranırsa davransın, Selahaddin Eyyubi'nin çocukları, Selahaddin'e yakışır şekilde artık katliamlara, hukuksuzluklara, cinayetlere, haksızlığa karşı kahramanca tavır alıyorlar" dedi. Teröre karşı yoğun mücadele verdiklerini ifade eden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

90'LI YILLARA ASLA DÖNMEYİZ

"Bunu yaparken demokrasiden, özgürlüklerden asla ve asla taviz vermiyoruz. Bölge halkının zarar görmemesi için kılı kırk yaran bir hassasiyetle hareket ediyoruz. Terör örgütü hassasiyeti kırmak, sivillerin zarar görmesini sağlamak için her tahriki sergiliyor ama güvenlik güçlerimiz sabırla bunların üstesinden geliyor. Şahadete koşarak, aşkla, şevkle bunu çözmenin gayreti içerisinde. Herkes emin olsun, güvenlik özgürlük dengesinden taviz vermeyeceğiz. Eskiye dönüş kesinlikle söz konusu olmayacak. 90'lı yıllara dönme kaygısının yersiz olduğunu bugün herkes görüyor."

SAHTE NAMAZ, SAHTE İMAM

"Her türlü nifak girişimi Allah'a şükür, Van'da enkazın altında kalmıştır. Kimlerin istismarcı olduğu, kimlerin de bu ülkede kardeşlik için mücadele ettiği net şekilde ortaya çıkmıştır. Türkiye enkaz altında kalanların acısıyla kıvranırken, örgüt uzantıları Van'da 3 gün yas ilan ediyorlar. Deprem için yas ilan etmiyorlar, öldürülen teröristler için. Bunların, sahte Cuma namazı kıldıran, sahte imamları da bu arada İstanbul'da sahte para operasyonunda tutuklanıyor. Bunların deprem, gözyaşı diye bir derdi yok. Depremden ne kaldırırız bunun derdi içindeler."

BU NASIL BİR CANAVARLIK

"Bütün Türkiye, Van'daki yaraları sarmak için seferber olurken, Azra bebeğin kurtulmasıyla tüm Türkiye büyük bir sevinç yaşarken, bunlar Van kırsalında güvenlik güçlerine tuzak hazırlayacak kadar insanlıktan yoksunlar. Bingöl'deki olayı gördünüz. Bayram alışverişine çıkan Hatice kardeşimiz, oğlu ve kızlarını korumak için canlı bombanın üzerine kapaklanıyor, hayata gözlerini yumuyor. Bir annenin, üç çocuğunun gözleri önünde havaya uçması ne demektir? Oyuncakçı dükkanı önündeki masum sivilleri, bebeleri hedef almak ne demektir? Herkesin can kurtarma derdinde olduğu saatlerde, insanların canına kast etmek nasıl bir canavarlıktır?"

MASKELERİ DÜŞÜYOR

"Benim Kürt kökenli kardeşim artık açık yüreklilikle, cesaretle, korkmadan, çekinmeden bu canilere 'yeter artık' diyor. 'Benim adıma öldürme' diyor. 'Elinin kanını bana bulaştırma' diyor. Allah'ın izniyle milletimizin sabır ve dirayetiyle bu kanlı örgütün de ve onun uzantılarının da maskesi artık tek tek düşüyor."

CUMHURİYET'İ CUMHURLA BARIŞTIRDIK

Erdoğan, 29 Ekim'deki kutlamaların iptaline muhalefetten gelen eleştirilere de cevap verdi. Geçmişte de çeşitli afet dönemlerinde kutlamaların vakar ve ağırbaşlılık içinde yapılması, abartılı şenlik havası içinde yapılmaması noktasında kararlar alındığını hatırlatan Erdoğan şunları söyledi: "Can çıkar huy çıkmaz. Kendisini Cumhuriyet'in yegane sahibi, yegane bekçisi gören, cumhurdan kopuk bir Cumhuriyet anlayışını savunagelen CHP, 29 Ekim törenleriyle ilgili olarak o bildik refleksini gösterdi. Cumhuriyet'in sahibi şu ya da bu değildir. Cumhuriyet, cumhurundur. Yani 74 milyonundur.

88 yıl boyunca nasıl ki sevinçleri hep birlikte yaşadıysak, hüzünleri de hep birlikte yaşadık. Aynı şekilde sevinci de kederi de paylaşmaya devam edeceğiz. Hiç kimse meseleyi farklı yerlere, farklı mecralara çekme gayretinin içine girmesin. Hiç kimse AK Parti'ye, AK Parti Hükümeti'ne Cumhuriyet dersi de ver-meye kalkmasın. AK Parti'nin 9 yıl boyunca kaydettiği en önemli başarılarından biri, Cumhuriyet'i cumhurla buluşturmak ve barıştırmak olmuştur."

Kongreyi alınca lider olunmuyor

CHP liderinin kendisine bir mektup gönderdiğini, bunu da basına verdiğini anlatan Erdoğan, "Sayın Başbakan diye başlayan, saygılarımla diye biten bir mektup... Ancak, bu iki ifadenin arasında mektubun kalan bölümü, edep ve adap sınırlarını zorlayan bir üslupla kaleme alınmış. Konu ne? Kayseri ile ilgili iddialar. Neymiş, oraya niye bir müfettiş göndermemişim, orayla ilgili niye inceleme başlatmamışım? Aynı şekilde yine Elazığ ile ilgili iddialar... Müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış. CHP Genel Başkanı malzemesiz kaldıkça Kayseri, Elazığ iddialarına sarılıyor, oralardan bir çıkış yapmanın gayreti içine giriyor" diye konuştu. Erdoğan iddiaların yalan olduğunu belgeleriyle ortaya koyduklarını ifade ederek "Zorla güzellik olmuyor. Başkan demekle başkan olmuyor. Kongreden çıkmakla da lider olunmuyor." Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na biraz daha teferruatlı bir mektupla cevabını vereceğini mektubun bugün yarın kendisine ulaşacağını söyledi.

O caninin taziyesine de gidecek misiniz?

"Çok merak ediyorum acaba terörist taziyesinde boy gösterenler, canlı bombanın çocuklarının gözü önünde anne öldüren, sokaktan geçen Mehmet Çelik'i katleden, Hatice kardeşimizin 16 yaşındaki Veysel'ini ağır yaralayan o teröristin evine de taziyeye gidecekler mi? Bu vahşete lanet okuyup, terör örgütüne karşı bir kınama cümlesi kurabilecekler mi? Herkes gösterdiği tepki, takındığı tavırla asaletini, karakterini ortaya koyar. Ama bunlar, bunu yapamazlar çünkü bunlar sipariş üzerine, emir komutayla geldiler. Bu dediğim ifadeleri kullanma cesaretini, asaletini ortaya koyamazlar. Kim nasıl davranırsa davransın, Selahaddin Eyyubi'nin çocukları, Selahaddin'e yakışır şekilde artık katliamlara, hukuksuzluklara, cinayetlere, haksızlığa karşı kahramanca tavır alıyorlar."

Bedelli askerlik üzerinde çalışılıyor

Erdoğan, Almanya temasları öncesi Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, "Hükümet ve G.Kurmayın bedelli konusunda anlaşmaya vardığı, gelirin şehit yakınlarına ve gazilere verileceği" yönünde haberlerin hatırlatılması üzerine şu cevabı verdi: "Yeni bir çalışma değil eski bir çalışma ama süreç itibarıyla 'şu gün olacak' diye bir şey yok. Bizim de gönlümüzde yer alan bir an önce neticelendirip, tüm çerçevesini, içeriğini açıklamak suretiyle bu adımı atmaktır." Bir gazeteci, Alman vakıflarıyla ilgili yaptığı açıklamaları hatırlatıp CHP'nin açıklamaya ilişkin verdiği gensoruyu sordu. CHP'nin gensorularından bıktıklarını dile getiren Erdoğan, "Gensoru çok sulandığı için de cevaplandırmaya dahi değer vermiyorum ama Alman vakıflarının CHP Genel Başkanlığı'na veya Genel Başkanına kalmış olması da manidardır ve Alman vakıfları CHP Genel Başkanı gibi bir avukat kendilerine bulmuş durumdalar. Bunu iyi düşünmeleri lazım, başarılı bir avukat değildir" diye konuştu.

Suriye'de katledilenler inanıyorum ki şehittir

Erdoğan, demokrasi isteyen göstericileri katleden Suriye yönetimine yönelik en sert değerlendirmesini yaptı. Katledilenler için şehit ifadelerini kullanan Erdoğan, Esad yönetiminin de meşru olmadığını söyledi. Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

"Zulme dayalı bir süreci yaşıyoruz. Bu zulme dayalı sürece, ne yazık ki az da olsa destek verenleri görüyoruz. Bir kişinin öldürülmesi, tüm insanlığın öldürülmesi gibidir. Ama ne yazık ki şu anda yüzlerce insanı katleden, öldüren -ben inanıyorum ki onlar şehitlerdir- onları şehit eden bir iktidar var. Ve bu iktidar güce dayalı bir iktidardır. Artık bu iktidar, halkın iradesine dayalı bir iktidar değildir. Bu iktidar elindeki silah gücü ile halkını susturma gayreti içerisinde olan bir iktidardır."

BEŞŞAR DA BABASI GİBİ

"Bizim 9 yıl önce başlayan bir dostluğumuz vardı ama ne yazık ki bu dostluğumuzun kıymeti Suriye iktidarı tarafından bilinmedi. Ve tavsiyelerimiz hiçe sayıldı ve yine çevrede çıkar ilişkisine dayalı yaklaşımlara sırtını dayamak suretiyle Suriye, şu andaki bu karakteristik bir yapıyı, belki babadan devşirilen bir yapıyı, halkına zulmetmek suretiyle Hama'da, Humus'ta, Deyr Ez Zor'da çok açık net gösteriyor. Tabii bu sürece bizim sessiz kalmamız söz konusu değil. Ve süreçle ilgili olarak biz de gerekli olan yaklaşımlarımızı ortaya koymak durumundayız ve koyacağız."

SURİYE HALKININ ŞANLI DİRENİŞİ

Hâlâ 'şu reformu yaptım, şu reformu yapıyorum...' Reformlar bir anda olmaz. 40 yıl olağanüstü hal sürdüren bir ülke? Adama sormazlar mı ne zaman değişeceksin? Onlarca yıl ceza evlerinde yargılanmadan sürdürülen zulümler... Sorulmaz mı, nedir bunların suçu? Ve bunları bizzat ben şahsım yaşadı. Kendilerine sorduk ve bize hiç bir cevap vermediler, veremediler. Ben inanıyorum ki Suriye halkı da şu anda o şanlı direnişinin neticesini alacaktır diye düşünüyordum. Gerçek manada demokrasi Suriye'de de kendini gösterecek ve hak, özgürlükler orada da er ya da geç Suriye halkının hakkı olarak kendisi tarafından elde edilecektir."

Avrupa ülkelerine terör tepkisi

Almanya'ya iş gücü göçünün 50. yılı etkinliklerine katılmak üzere Berlin'e giden Başbakan Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff ile bir araya geldi. Almaya Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleşen basına kapalı görüşme yaklaşık 1 saat sürdü.

Erdoğan, daha sonra 50. Yılında Almanya'daki Türkler Sempozyumunun gala yemeğine katılarak bir konuşma yaptı. Terör örgütünün faaliyetlerine izin veren Avrupa ülkelerine seslenen Erdoğan şöyle konuştu: 'Avrupalı dostlarımızın önüne dosyaları koyduğumuzda, tek tek isimleri, dernekleri, yayın kuruluşlarını, aktarılan para miktarlarını koyduğumuzda, bize bahane üretiyorlar. Siz o bahaneleri artık bize değil, Batman'da öldürülen masum yavrulara değil, eğer izah edebiliyorsanız, önce kendi vicdanınıza izah edin. Terör örgütünün faaliyetlerine göz yumanlara, suçluların elini kolunu sallayarak dolaşmasına göz yumanlara sesleniyorum; anne karnında öldürülen 8 aylık bebekten haberiniz var mı?'

Terör örgütüne gösterilen müsamahanın, Türkiye'de nasıl kanlı eylemlere dönüştüğünün artık daha iyi görülmesi gerektiğini kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin bu konudakı görüşlerini bugün Almanya Başbakanı Angela Merkel'e ileteceklerini söyledi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.