Sedat Yılmaz: Vahşi batıya rağmen!

Sedat Yılmaz: Vahşi batıya rağmen!
Ukrayna'da suyu bulandıranın sürekli ABD olduğunun altını çiziyordum. İddiam doğru çıktı. Beyaz Saray'ın 1,5 trilyon dolarlık harcama paketi Temsilciler Meclisi'nden (TM) geçti.

Paketten Ukrayna’ya 13,6 milyar dolarlık destek çıktı. Özellikle paketteki savunma paketindeki oylamaya dikkat çekmek istiyorum.

TM’deki oylamada savunma harcamalarının olduğu bölüm 69’a karşı 361, iç harcamalara yönelik bölüm ise 171’e karşı 260 oyla kabul edildi. Paketin hızlıca TM’den geçmesinin sebebi elbette Rusya – Ukrayna savaşı. Rusya bir an önce işgali tamamlamak isterken, ABD ise emperyal kimliği ile Ukrayna yarasını daha da azdırmak ve küresel bir kriz oluşturmak niyetinde.

Ancak öyle bir gelişme oldu ki, batılı emperyallerin hevesleri kursaklarında kalıverdi. Türkiye’nin arabuluculuğu ile Antalya’da yapılan Rusya-Ukrayna-Türkiye üçlü dışişleri bakanları toplantısı tüm oyun ve tuzakları işlemez hale getirdi.

***

Daha önceki yazılarımdan hatırlanacak olursa, Ukrayna krizinin Türkiye’de çözülme ihtimalinin yüksek olduğundan bahsetmiştim. Nitekim Türkiye’nin arabuluculuğu savaşan iki devlet tarafından benimsendi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba Antalya’da biraraya geldiler ve barışı masaya yatırdılar.

Antalya barış görüşmesi formatının güzelliğine bakın… Antalya Diplomasi Forumu çerçevesinde gerçekleştirilen üçlü toplantı öncesinde tarafların Çavuşoğlu ile ikili görüşmeler yapması ve öngörülerin üçlü zirveye taşınması fevkalade olumlu.

Çavuşoğlu’nun, Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba ve ardından Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile görüşmesinde batının menfaatçi yüzü ortaya çıkarıldı mı, evet… Peki barış “üçlü büyük masa”ya götürüldü mü, yine evet…

***

İşte durum ortada… Batı hegemonyasının doyumsuz, istilacı politikalarıyla jeopolitik ve ekonomik dengelerin sarsılmasına yol açan Ukrayna krizi Antalya görüşmeleriyle yumuşamaya başlayınca özellikle enerji, gıda ve emtia fiyatları geri çekilmeye başladı. Böylelikle hangi tarafın karanlık yüzlü olduğu ve çoklu kazanç peşinde koştuğu ortaya çıktı.

Enerji fiyatlarında birkaç gün içindeki gerilemeyi görüyorsunuz? Batılı haber kaynaklarının, petrol fiyatlarındaki düşüşü, daralan arzın artırılacağı yönünde beklenti oluşturacak haberlere bağlayanlar yanlış yöne bakmasın! Zirâ durum öyle değil.

Çünkü geçen Çarşamba günü Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ABD’nin direktifiyle OPEC+ koalisyonuna “Haydi üretimi artıralım” çağrısı sonrası hafif dalgalanan petrolün gerçek manada düşüş sağlamadığı, petrol fiyatlarının asıl Antalya zirvesiyle yönünü aşağı çevirdiği aşikâr.

Nitekim, Ukrayna savaşında Antalya dışişleri bakanları zirvesinde barışın baskın hale gelmesiyle brent petrolün varil fiyatı yüzde 15 gerilemeyle 132 dolarlardan 112 dolara kadar düştüğü gözleniyor. Şimdi ise zoraki olarak petrol fiyatlarını yukarı çekme spekülasyonları devrede.

Yüzde 14 düşen Nikel fiyatlarındaki durum da farklı değil.

***

Gelelim buğdaya…

Buğday fiyatlarında sürekli 500 dolar ve üzeri öngörüsünü körüklemeye çalışan ABD manipülatörleri, barış görüşmelerinin başlamasıyla bir günde yüzde 10 düşüş sağlayan dünya buğday fiyatlarının 400 dolar seviyesine doğru inmeye başlaması karşısında karın ağrısına tutuldu.

Bazı kesimler ise ABD Tarım Bakanlığı’nın, küresel buğday stoklarının 2021- 2022 döneminde artacağını açıklamasıyla buğday fiyatlarını aşağı çektiğini zannediyor. İyi de ABD, manipülasyonlarla buğday fiyatları tavan yaparken niçin elinde var olan verileri açıklamadı da, şimdi Antalya barışı devreye girince açıklamak zorunda kalıyor?

Aklı başına yeni mi geldi? Bir de tutturmuş, enflasyonun yüksekliğinden bahsediyor!

Zaten birçok hububat analisti gibi Futures International LLC Kıdemli Emtia Analisti Terry Reilly de, ABD’nin açıkladığı küresel buğday raporuyla ilgili verilerin gerçeğe dayanmadığını ifade ediyor. Terry Reilly, “Şu anda dünya tahıl stoklarına yönelik hareketleri kestirmek zor” diyor.

***

Özetle, dönen dolaplar, açıklamalar ve yönlendirmelerin hedefi başka. ABD dünyada her şeyin kontrolü altında olmasını, savaşı çıkaranın, krizleri sonlandıranın kendisi olmasını, barış yapılacaksa da kendi inisiyatifiyle bunun gerçekleşmesini istiyor. Yani “Sen neymişsin be Abi” rolünü bırakmak istemiyor.

Unutulmasın ki, ABD’den başka bir dünya daha var!

Atılan okun hedefi belli… Kovid, savaşlar, çatışmalar, terör, siyasi gerginlikler veya başka sebeplerle dünyada istikrarsızlık ile enerji, gıda ve emtiaya çökmek, yapılamıyorsa fiyatları agresif şekilde gerçek dışı yükseltmek boşuna hamleler değil...

Neticede küresel siyasi ve ekonomik krizler. malum kesimlere yarasın diye oluşturuyor.

Son Ukrayna krizinden sonra, artık iyi niyetli dünyanın uyanması, kötülere karşı güçlü durması ve bundan sonra barışa sımsıkı sarılması gerekiyor.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.