Sedat Yılmaz: Ölmüş iktisatçıların kölesi miyiz?

Sedat Yılmaz: Ölmüş iktisatçıların kölesi miyiz?
Resesyon endişesiyle dünyanın üç buçuk attığı günümüzde herkesin gözü kulağı ABD'de. Batsa da çıksa da küresel ekonominin dümeni, özgürlükler ülkesi denilen ancak özgürlüğün esamesinin okunmadığı Amerika'da.

Küresel ekonominin durgunluğa girip girmeyeceği belirsiz, ancak ABD’nin durgunluğa adım attığı artık iyice belirginleşti. Zirâ bu ülkede resesyon ölçüsü şu… 10 yıllık tahvil getirisi, 2 yıllık tahvil getirisinin altına düşüyorsa, resesyon başlamış demektir.

Şu anda 10 yıllık tahvil faizi yüzde 2,98… 2 yıllık tahvil faizi yüzde 3,22.

Ekonomistler diyor ki:

“ABD tahvil getirileri enflasyon verilerinde yükselirken, getiri eğrisinin tersine çevrilmesi durumu derinlik kazanmıştır. Resesyonun bir göstergesi olan 2 yıllık ve 10 yıllık tahvil getirisi arasındaki fark, 2000 yılından bu yana 24 baz puan yükselişle zirve seviyeye çıktı.”

Ayrıca kanaatimce enflasyonun yüzde 9’u aştığı, uluslararası dolar endeksinin 108,7’yi gördüğü bir ülkede, hemen peşinden gelecek 75 ve 100 baz puan gibi agresif faiz artışları Amerikan ekonomisinde olmayan ısınmayı elbette daha da soğutacak.

***

Bizim memlekette “Gel de kayış yeme…” derler. Geçen hafta Türkiye’nin kredi notunu B+’dan B’ye indiren Fitch Ratings ülkemiz için yeni fotoğraflar ortaya koymuş… Raporunda demiş ki:

“Türkiye’nin yeni ekonomi politikası kredi riskini artırıyor… Türk merkez bankası faiz artırmıyor. Türk Lirası üzerindeki baskı giderek artıyor. Dolarizasyon zirvede, uluslararası rezervler düşüyor, enflasyon da çok yüksek. Bu durum kamu finansmanında maliyet oluşturuyor. Bunlar da dış finansman konusundaki riskleri yansıtıyor.”

Bir hafta önce aynı Fitch Rating, resesyona giren ABD’nin kredi notu görünümünü negatiften durağana çeviriyor… Tabii AAA notu her zaman yerinde! Fitch’e göre, ekonomisi duran ABD, salgın sonrası güçlü toparlanmışmış… canlı devlet gelirleriyle iyileşen kısa vadeli kamu borcu dinamikleri ekonomiyi düzeltmişmiş! Eee.. yüzde 9,1’e çıkan enflasyondan ne haber, raporda niye tek satır yok!

Buna kargalar bile güler…

Fakat diğer taraftan yatırımcıları ABD’de ekonomik bir kasırgaya hazırlanması için uyaran JP Morgan CEO’su Jamie Dimon, ABD ekonomisi için “Her şey iyi değil” diyor ve ekliyor:

“Jeopolitik gerilim, yüksek enflasyon, azalan Tüketici Güveni, oranların ne kadar yüksek olması gerektiği konusundaki belirsizlik ve daha önce hiç görülmemiş niceliksel sıkılaştırma ve bunların küresel likidite üzerindeki etkileri bir araya geldi...”

Haydi bakalım, JP Morgan mı, yoksa Fitch mi doğru söylüyor, kararı sizler verin! Aslında Fitch, ABD’ye söylemesi gereken sözleri tutmuş Türkiye için sarfetmiş!

***

Ekonomiler merkantilizm, liberalizm ve marksizm şeytan üçgeninde kavrulup ve savrulup dururken dünya, insan fıtratına en uygun İslâm ekonomisiyle ilgili küçücük bir fikri niçin ortaya atamaz, şaşıyorum! Yalnız saydığım şeytan üçgeninde ortak özelliğin “faiz” olduğunu da hatırlatayım.

Bugünkü gerçek şu: Genel olarak benimsenen liberal ekonomi veya piyasa - pazar ekonomisi dediğimiz model artık dünyada duvara dayandı. İkbali ve açılacak kapısı yok! Küresel ekonominin dinamosu ABD maalesef dünyayı da peşinden sürüklüyor. Heterodoks, Ortodoks, Keynesçi gibi anlayışlar nihayetinde ekonomilere çare olamıyor.

Ünlü iktisat modeli Keynesçiliğin kurucusu John Maynard Keynes hayattayken şöyle demiş… kesinlikle bu sözü unutmayalım: “Politikacılar bir süre önce ölmüş iktisatçıların kölesidir”…

Bunun anlamı şu:

Ne yazık ki insanlık, kendi ürettiği dogma ekonomik doktrin ve kalıplar içinde hayatlarını mahvettikleri gibi emek ve kazançlarını da heba ediyor.

***

Bu meşhur sözü söyleyen ve hayatta olmayan başta J. Maynard Keynes, Adam Smith, Karl Marx, Milton Friedman, Thomas Malthus, Friedrich List, Irving Fisher, Friedrich Hayek, Alfred Marshall ve John Stuart Mill gibi iktisadın temelini oluşturmuş ekonomistlerin doktrinleri görüldüğü üzere bugün dünya gerçekleri karşısında birer birer havlu atıyor.

Günümüzün iktisatçıları; Kenneth Arrow, Robert Solow, Joseph Stiglitz, Amartya Sen, Robert Lucas, James Heckman, Paul Krugman, Greg Mankiw ve Nouriel Roubini gibiler de ekonomik çözümleri, iktisat doktrinlerinin oluşturduğu yüksek dalgalar arasında bulmaya çalışıyor, ancak çoğu zaman işin içinden çıkamıyor, deryada boğuluyor.

Dolayısıyla insanlığın ekonomik ihtiyaçlarını karşılayacak, sorunlarını çözecek, emek, hak ve adaleti tesis edecek yeni bir ekonomik modele ihtiyacı var ki onun adı da “İslâmi ekonomi sistemi”. Şayet dünya kendini iktisatta yenileyemezse yanlış fotoğraflar veren ekonomistlere ait yanılgıların açtığı yaralardan kurtulamayacağız!

yazının devamı..

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.