Sedat Yılmaz: Mayıs Ayı TÜFE'den Faiz İndirim Sinyali

Sedat Yılmaz: Mayıs Ayı TÜFE'den Faiz İndirim Sinyali
Mayıs ayında tüketici enflasyonunun (TÜFE) yüzde 16,59 gerçekleşmesiyle reel faizi 0,55 puanlık bir avantaj sağlayarak yüzde 2,41'e yükselten Türkiye ekonomisiyle ilgili Haziran ayında olmasa da 3'üncü çeyreğin ortasından itibaren TCMB'nin faiz indirimler

tcmb-baskani.jpg

Mayıs ayında tüketici enflasyonunun (TÜFE) yüzde 16,59 gerçekleşmesiyle reel faizi 0,55 puanlık bir avantaj sağlayarak yüzde 2,41'e yükselten Türkiye ekonomisiyle ilgili Haziran ayında olmasa da 3'üncü çeyreğin ortasından itibaren TCMB'nin faiz indirimlerine başlayabileceğine dair kanaatler yükseliyor.

Sedat YILMAZ

Mayıs’ta tüketici enflasyonunun (TÜFE) bir önceki aya göre 0,55 puan düşük gelmesi ve gelecek aylarda fiyat artışlarının toparlanacağına dair beklenti Merkez Bankası’ndan (TCMB) faiz indirim beklentilerini gündeme getirdi. Yılsonu enflasyonunu yüzde 12,2 olarak öngören TCMB’nin yanında yurt dışı finans kuruluşları raporlarının en fazla yüzde 14 oranına işaret etmesi faiz indirimlerinin dördüncü çeyreğe kalmadan başlayacağına yönelik ihtimalleri artırdı.

Nisan’daki yüzde 17,14’lük enflasyonla son bir yılda zirveyi gören tüketici enflasyonunun Mayıs’ta yarım puan da olsa artış hızında gerileme göstermesi faiz indirimi ümitlerini yükseltti. Yüzde 16,59 ile reel faizde 0,55’lik bir avantaj sağlayan ekonomi, yüzde 2,41 reel faize ulaşarak portföy yatırımlarına da kapıyı ardına kadar açtı. Gelişmekte olan ülkeler arasında Çin’in yüzde 4’lük reel faizinin hemen ardından yüzde 2,41 ile ikinci sırada yer alan Türkiye, söz konusu avantajını gelecek aylarda daha artırmak istiyor.

17 Haziran’daki Para Politikası Kurulu’nda (PPK) faizleri sabit bırakacağı tahmin edilen TCMB’nin 14 Temmuz veya 12 Ağustos toplantılarında faizle ilgili yeni bir düzenleme yoluna gideceği düşünülüyor.

Merkez Bankası (TCMB), Mayıs ayı enflasyonunda tam kapanmanın etkisinin görüldüğünü, yıllık enflasyondaki gerilemenin enerji ve temel mal gruplarındaki fiyat düşmelerinden kaynaklandığını, gıda grubunda fiyatlamaların yatay seyrettiğini ancak hizmet grubunda ise fiyatların yükseldiğine dikkat çekmişti.

Mayıs’ta emtia fiyatlarındaki yükselişin genele yayılarak hızlandığını belirten TCMB, Türk Lirası cinsinden ithalat fiyatlarındaki gelişmeler ile bazı ürünlerde süregelen arz kısıtlarının etkisiyle üretici fiyatlarındaki hızlı artış eğiliminin devam ederek maliyet baskıları etkisini sürdürdüğünü kaydetmişti. TCMB, bir miktar gerilemeye rağmen çekirdek enflasyondaki trendin yüksek olduğunu belirtmişti.

Faiz indirime destekler

“Faiz oranlarını düşürmemiz bir zorunluluk. Temmuz ve Ağustos aylarında faiz oranları düşmeye başlamalı” sözleriyle faiz indirim talebini gündeme taşıyan Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın sözlerine yurt dışından destekler gelmeye devam ediyor.

Türkiye ekonomisiyle ilgili, gelecek aylarda enflasyonun gerilemesiyle Haziran ayında olmasa da 3’üncü çeyreğin ortasından itibaren faiz indirimlerinin olabileceğine dair kanaatler yükseliyor.

ABD yatırım bankası Morgan Stanley’in yanı sıra ABD’li finans kuruluşu JP Morgan ve Citigroup yayımladıkları raporlarında Türkiye’nin yüzde 19 olan politika faizini yılsonuna kadar en az 200 olmak üzere 300 - 400 baz puan aralığında düşüreceğini ve yılı yüzde 15 – 16 aralığında kapatacağını tahmin ettiklerini bildiriyor. Finans kuruluşları raporlarında TCMB’de faiz indirimlerinin en geç Ağustos ayı itibariyle başlayabileceğine değiniyor.

ABD yatırım bankası Morgan Stanley son raporunda TCMB’nin Mayıs enflasyonuyla birlikte faiz indirme opsiyonunun ortaya çıktığını ve bir faiz indirim alan oluştuğunu bildiriyor. Aynı raporda TCMB’nin bu yıl 300 baz puan ve 2022’de de 400 baz puan faiz indirimi gerçekleştirmesinin öngörüldüğü belirtiliyor.

Alternatifler devreye girebilir

Morgan Stanley raporunda enerji, gıda ve emtiaya ait fiyat baskılarına karşılık TCMB’nin politika faizini bu yılın dördüncü çeyreğine kadar sabit tutmasının beklenebileceğini de eklerken Mayıs ayına benzer iyimser durumun devamı durumunda indirimlerin Ağustos ayı ile birlikte start alabileceği kaydediliyor.

Banka ekonomistlerinden Alina Slyusarchuk’un notuna da yer verilen raporda, Mayıs ayında gerçekleşen enflasyondaki gerilemeyle faiz indirimlerine kapı aralandığı, ancak ikinci çeyrek ve üçüncü çeyreğin ortalarına kadar yapılacak indirimlerin döviz cephesinde baskılara sebep olabileceğine değiniliyor.

Raporda TCMB’nin sıkılaştırmada farklı yolları deneyebileceği belirtilirken banka karşılıkları, hedeflenen sektörlere kredi sağlanması veya parasal gevşemede ihtiyati önlemlerin yanında alternatif araçların devreye alınmasıyla enflasyona çeki düzen verilebileceği bildiriliyor.

Morgan Stanley raporunda, TCMB için Mayıs’tan itibaren faiz indirim alanı oluştuğunu, bu durumu Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun “beklenen ve gerçekleşen enflasyon üzerinde faiz oranı” politikasından rahatlıkla görülebileceğini kaydediyor.

TÜFE’nin yüzde 16,59’a gerilemesiyle en azından yarım puanlık bir kazanç sağlandığını ve bu yıl turizm gelirlerinin gelecek yıla göre daha fazla artış kaydetmesi nedeniyle artı bir avantaj daha elde edileceğini ifade eden banka, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faiz indirilmeli” baskısının Ağustos ayı itibariyle başlayabileceğine vurgu yapıyor.

ABD yatırım bankası Morgan Stanley TCMB’nin bu yıl en az 300 baz puan ve 2022’de de 400 baz puan bir faiz indirimine gidebileceğini ve 1,5 yıl içinde politika faizinin yüzde 12’lere kadar çekilebileceğine kayıt düşüyor.

Süreç zorlu geçecek

Mayıs enflasyonu (TÜFE) ile birlikte TCMB’nin yürüttüğü “enflasyon üstü politika faizi” politikasını devam ettireceğini dile getiren ABD’li diğer finans kuruluşu JP Morgan da yazdığı raporda, enflasyon üzerinde maliyet temelli fiyat artış baskısının güçlülüğüne temas ediyor. Banka, buna rağmen 2021 itibariye yılsonu enflasyon tahminlerinin yüzde 13,4 olduğunu, ancak Kasım ayı sonuna kadar enflasyonun yüzde 16’larda seyretmesinin beklendiğini raporluyor.

Banka Haziran ayında enflasyonda yeni bir çıkışın gözlenebileceğini, ancak yılsonu enflasyon beklentilerinin daha düşük seviyede olduğunu, enflasyona göre yılsonuna kadar TCMB’nin 200 baz puan aralığında bir faiz indirimi öngördüklerini kaydediyor.

TCMB’nin erken gevşemeye gitmeyeceğini açıkladığını, piyasanın da böyle bir şey beklemediğini dile getiren JP Morgan, şayet aksi bir durum oluşursa dezenflasyon sürecine zarar verilebileceği ve fiyat istikrarı açısından sıkıntılar doğabileceğini belirtiyor.

TCMB’nin yüzde 12,2’lik yılsonu enflasyon tahminini iyimser bulduklarını belirten Citigroup da kur geçişgenliğine rağmen kendi tahminlerinin yılsonu itibariyle enflasyonun yüzde 13 - 14,5 aralığında olacağını ifade ediyor ve TCMB’nin yılsonuna kadar 100 - 200 baz puanlık bir faiz indirimi için elinin sağlam olduğunu belirtiyor.

TCMB’nin politika görünümünü değiştirmeyeceğini raporlayan Citigroup, yurtiçi ve yurtdışı riskler düşünüldüğünde enflasyon düşürmede zorluklar yaşanacağını ancak temkinliliğin korunacağını ve faizlerin kısa adede bu seviyede kalmasını beklediklerini bildiriyor.

İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın da, görevden alınan Naci Ağbal döneminde piyasalarda Haziran 2021 ile birlikte faiz indirimi beklentisi oluştuğunu hatırlatıyor ve “Kavcıoğlu faiz indirmekte daha istekli. Ancak şartlar şimdilik buna imkan vermiyor. Faiz indirimi Haziran değil, belki en erken Ağustos ayı gibi karşımıza çıkabilir” diyor.

Faiz indirilirse faiz düşer mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bana yatırım lazım, istihdam lazım, üretim lazım, ihracat lazım. Eğer bu dört başlık yoksa hiçbir şey yok, biz bununla övüneceğiz. Asıl iş faizi düşürmek suretiyle enflasyonu aşağıya çekmektir” diyerek faiz indirimlerini sürekli gündemde tutuyor. Erdoğan, faizlerin düşürülmesi halinde enflasyonun da düşeceğini savunuyor.

 Bazı ekonomistler de faiz yükünün yatırım ve maliyetler üzerinden kaldırıldığında çıktı fiyatlarının düşeceğini ve piyasaya dengeli bir fiyat sisteminin hakim olacağını ileri sürüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da savunduğu bu görüş, 20’nci yüzyılın başlarında yaşamış olan ekonomist Irving Fisher’ın geliştirdiği bir teoriye dayanıyor. Fisher'ın geliştirdiği teori, nominal faiz, reel faiz ve enflasyon beklentisini hesaba katan bir formüle dayanıyor.

Cumhurbaşkanı  danışmanı ekonomist Cemil Ertem de Fisher’ın geliştirdiği formül baz alındığında enflasyon ile faiz oranları arasında ters değil, doğru bir korelasyonun görüldüğünü, reel faiz oranının uzun vadede sabit kalacağı varsayımıyla nominal faiz oranında yapılacak bir artışın enflasyon beklentisinde de bir artış olacağı anlamına geldiğini belirtiyor.

Ertem, para politikasındaki süreci de değerlendirirken, “Yolun varacağı yer, menzil belli, kur dalgalanmasının etkileri kısıtlı olacak” ifadelerini kullanıyor.

Enflasyon riskine karşı piyasada endişe yüksek

Piyasalar dünyada artan enflasyon tehdidine karşı tedirginliğini sürdürüyor. Küresel merkez bankalarının fiyat artışlarına yönelik parasal gevşemeyi sonlandıracağı ve sıkılaştırmaya geçeceğine yönelik endişeler piyasalarda farklı pozisyon almaları ve yatırım araçlarında dalgalanmaları gündeme getiriyor. ABD Merkez Bankası (FED) ile Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) tahvil alımlarını azaltma yönündeki mesajları risk algısını yükseltirken yatırımcılarda da güvenli liman arayışı altın ve tahvillere kayıyor. Haftaya ABD’de ve Çin’de açıklanacak enflasyon verileri piyasaların önünü görmesi açısından önem taşıdığı gözleniyor.

7-11 Haziran 2021 haftasında piyasalar Türkiye’de işsizlik oranı, sanayi üretimi, Hazine nakit dengesi ve TCMB beklenti anketini izleyecek. ABD’de enflasyon, dış ticaret dengesi ve Hazine bütçe dengesi, Euro Bölgesi’nde büyüme, ECB’nin faiz kararı, Çin’de enflasyon, dış ticaret dengesi, Japonya’da ise büyüme ve cari denge verileri piyasaların takibinde olacak.

Yatırım araçları haftayı kazançla tamamladı. Haftalık bazda Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksi yüzde 0,76, dolar yüzde 1,25, euro yüzde 1,19 ve altın yüzde 1,17 oranında değer kazandı. 1000 TL’lik yatırım Borsa İstanbul’da 1007,6 lira, dolarda 1012,5 lira, euroda 1011,9 lira ve altında 1011,7 lira oldu.

Yatırım araçlarında bu hafta gerçekleşmeleri ve gelecek haftaya dair tahminler şöyle oluştu:

BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksi haftayı yüzde 0,76 kazançla 1.432,93 puandan tamamladı. Endeks, hafta içinde en düşük 1.411,52 puanı, en yüksek 1.441,15 puanı gördü. Hafta içi dalgalı seyir izlese de haftayı kazançla kapatan endeks 1440 seviyesini aşamadı. Endeksin artıda kapanmasında yurt dışındaki toparlanma etkili oldu. Endeks 1440 seviyesini aşması durumunda 1480’li rakamlara ulaşabilir. Ancak 1412’nin altına düşmesi durumunda hedef destek 1385.

DOLAR/TL… Dolar, TL’ye karşı haftalık yüzde 1,25 değer kazanarak 8,6720 liradan kapandı. Hafta sonu ABD tarım dışı istihdam verisiyle gerileyen kur, 8,80’in altına yerleşmesine karşılık daha sonra gevşeyerek 8,66’lara kadar indi. Kurda destek 8,63, direnç ise 8,80 olarak görülüyor. Desteğin çözülmesi durumunda kur yeniden 8,50’leri görebilir. Direnç yukarı yönlü kırılırsa kurun gideceği yer önce 8,70 ve ardından 8,80 olarak tahmin ediliyor.

DOLAR/EURO… Haftayı yüzde 1,19 artışla 10,5580 liradan tamamlayan euro, aynı seviyede kalmayı sürdürüyor. Euro/dolar paritesindeki yükseliş Avrupa parasını diğer para birimlerine karşı dirençli tutuyor. Kurda 10,50 kuvvetli destek, 10,60 ise kuvvetli direnç görünümünde.

 ALTIN… 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 1,17 kazançla 527,70 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 1,19 artışla 3 bin 498 liraya yükseldi. ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 1,60’lardan 1,55’lere inmesine rağmen ons altın fiyatları aşağı gidişini sürdürdü ve hafta ortasında 1870 dolara kadar indi. Ancak hafta sonu artan enflasyon endişeleriyle yeniden toparlandı ve 1891 dolara kadar yükseldi. Ons altında destek 1870 dolar. Kuvvetli dirençler ise 1908 ile 1922. Altın piyasası önce ECB’nin ardından FED’in faizle ilgili kararına odaklandı. Halen 528 liradan işlem gören gram altında ise ons altının değil doların seyrine göre hareket ediyor. Gram altında 525 lira destek, 530 lira ise güçlü dirençler olarak öngörülüyor.

PETROL… Uluslararası piyasalarda 71,9 dolardan işlem gören brent petrolde ABD ve Avrupa’daki güçlü aşılama ile OPEC toplantısından sonra artan talep beklentileri fiyatları yukarı çekiyor. Brentte destek 71, direnç ise 72 dolarda geziniyor. Batı Teksas petrolü (WTI) ise 69,5 dolardaki direncini sürdürüyor. WTI’da destek 68,50 dolarda gözleniyor.

KRİPTO PARA… 36 bini geçemeyen Bitcoin düşüş trendinde olmasına rağmen haftalık yüzde 2,84’lük bir kazanç sağladı. Ethereum ise 2600 dolarlık fiyatıyla haftalık yüzde 9,76’lık prim yaptı. Ripple de yüzde 10,36 ile yüksek kazanan paralar arasına girdi. Haftanın en fazla prim yapan Elon Musk’un Degecoin’i oldu. Sanal para haftalık yüzde 28,50 değerlendi.

yazının devamı..

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.