Sedat Yılmaz: Bankalar enflasyonun neresinde?

Sedat Yılmaz: Bankalar enflasyonun neresinde?
Bankaların kâr etmesi, öz sermaye ve aktiflerin büyümesi iyi bir durum. Bankalar ekonomiyi desteklemedi diyemeyiz ancak bir tarafta bankalar yüksek kâr eder, diğer tarafta enflasyon zirve yapar, üreten ve tüketen sıkıntıdaysa burada bir sorun var demektir

Türkiye’de 2020’de 58,5 milyar lira ve 2021’de 92,1 milyar liraya ulaşan bankaların yıllık toplam kârı oransal olarak ortalama yüzde 60’ları, çeyrekler bazında yüzde 130’ları aşıyor. Aynı zamanda yüzde 8 – 12 olması gereken banka sermaye yeterlilik rasyoları yüzde 18’lerde taban yapmış. Zannediyorum, dünyanın hiçbir yerinde oransal olarak böyle bir kârlılık ve sermaye büyümesi yok.

Soru şu; Bankalar faizleri TCMB bandına niçin indirmiyor? Faiz enflasyonu düşürecekse, bankaların uyguladığı yüksek faiz oranları enflasyonu niçin aşağı çekmiyor? Bankalar elde ettikleri kârları üretimden mi, tüketimden mi yoksa enflasyondan mı kazanıyor? Hangi banka fonlarını tüketime, hangi banka kredilerini üretime yönlendiriyor? Bankalar daha ne kadar faiz artırmak niyetinde?

***

Merkez Bankası (TCMB) dahi yılın ilk enflasyon raporu lansmanında bankalara “yüksek faiz” uyarısı yapmışsa anlaşılan burada ciddi bir sorun var, anlamı çıkar. Kamu bankaları olmasa herhalde manzara daha vahim olabilirdi. Hatırlanacağı üzere, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 60 milyar liralık 3 ayrı kredi kefalet paketi hazırladıklarını açıkladı. 3 ayrı kredi paketi ile işletme sermayesi, ihracat ve yatırımlar desteklenecek.

Tabii, banka kârları paralelinde asıl gündem enflasyon. Aralık’ta yüzde 36’yı bulduk. İstanbul Ticaret Odası (İTO) verileri de gösteriyor ki Ocak’ta bu oran yüzde 40 – 50 arasında bir yerlerde olacak. Üretici fiyatları (ÜFE) üç haneli gelebilir.

TCMB’nin hükümete enflasyon hedefiyle alakalı yazdığı mektup boşuna değil. Banka benimsenen “liraizasyon”un eşgüdümlü bir şekilde sonuna kadar desteklenmesini talep ediyor.

***

Merkez Bankası’nın bu saatten sonra faizlerini yüzde 14’ten aşağı çekme imkânı olmaz. Artık liraizasyon çerçevesinde yapılacak iş; kur korumalı mevduatlar ile Türk Lirası tasarrufu teşvik etmek, swap payını azaltmak, cari dengeyi destekleyen ve döviz kazandırıcı sektörlere yönelik fonlama ihtiyaçlarını uygun vadelerle Türk Lirası cinsinden karşılamak ve her şeyden önemlisi bankaların faizlerini TCMB sınırlarına çekmesi.

Kur korumalı mevduat olayı genele yayılmalı ki - alan yurtdışı gurbetçi dövizlerine kadar uzandı - ana omurgada bir sıkıntı oluşmasın. Genel yürüyüşte kuru kontrol ve enflasyonu aşağı çekmede kamu kaynakları ve yeni finansal ürünler kullanılacak. Enflasyonla mücadelede millet bankaları da görmek istiyor.

***

Geçen aylara göre tedarik zincirinde kısmi bir rahatlamadan söz edilmekle birlikte olay tam olarak çözülebilmiş değil. Enflasyonlarda enerji, gıda ve emtia fiyatlarındaki yüksek seyir sürerken tedarik sorununun baskın etkisi devam ediyor. Yılbaşı itibariyle asgari ücret, emekli maaşları ve diğer çalışanlara yapılan zamlarla piyasa giren para elbette enflasyonu yükselten önemli etkenler.

Ayrıca ÜFE’nin TÜFE’ye etkisi de pazar, market ve diğer alışveriş yerlerinde çokça hissediliyor. Kurdaki gerilemeye rağmen zamlanan ürünlerde indirimler yok denecek kadar az. Malum trendin devam etmesi istenmiyor ancak TCMB’nin yüzde 23’lük TÜFE beklentisi büyük bir ihtimalle gerçekleşmeyecek ve yıl yüzde 40’lar seviyesinde tamamlanacak.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD) Genel Sekreteri Mathias Cormann da enflasyonun küresel anlamda gelecek 2 yıl içinde yavaşlayacağından bahsediyor. Tahminime göre Türkiye bu rüzgârı arkasına alıp faizle değil, üretim artışlarıyla enflasyonun nasıl düşürüleceğini dünyaya gösterebilir.

***

Sorunlar aynı olsa da bu defa yöntem farklı. Enflasyonla mücadele bundan böyle cari dengenin sırtında. TCMB faizi alabildiğince düşük tutacak, cari fazlaya yönelecek. İthal ikame ile ithalat seviyesinin düşmesi ve katma değerli ihracata ağırlık verilmesi desteklenecek.

TCMB ile hükümetin enflasyon politikasının aynı çizgide olması büyük avantaj. Kararlaştırılan yolda istikrar sağlanabilir, kurun oluşturduğu yük iyi kontrol edilebilirse uzun süreçli de olsa enflasyon mücadelesinde yeni bir Türk modeli ortaya çıkabilir.

Enflasyonla mücadele salgınla savaşmaktan daha zordur, zaman ister. Yapısal sorunların ortadan kaldırılması fiyat istikrarına destek verir. Ancak en önemli katkının finansal istikrardan geçtiğini ve bankaların TCMB ile birlikte hareket etmesi gerektiğini ve faiz indirimlerinde TCMB ile senkronize olmasını bir kez daha vurgulamak istiyorum.

yazının devamı..

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.