Sakin kalmak bağışıklık hücrelerinin daha sağlıklı çalışmasını sağlıyor
Ankara
Ankara Şehir Hastanesi Psikiyatri Kliniği Başkanı Prof. Dr. Erol Göka, koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede moral ve motivasyonu yüksek tutmanın vücuda ve bağışıklık sistemine ne gibi katkılar sağlayabileceğini AA muhabirine anlattı.
Hastalık tehditi karşısında kişinin kaygılanmasının doğal olduğunu, bunun kişiyi gerekli önlemleri almaya ittiğini belirten Göka, bu nedenle, endişelenmekten ve kaygı duymaktan korkmamak gerektiğini söyledi.
- A'dan Z'ye Kovid-19 rehberi
- Virüsün kaynağı yaşlılar değil!
- Psikolojik sağlamlılığımızı koruyalım
- 65 yaş üstü vatandaşlara koronavirüse karşı 19 "altın" öneri
- Türkiye'nin koronavirüsle mücadelesinde son 24 saatte yaşananlar
- A’dan Z’ye Koronavirüs
- Bulaşıcı hastalıklar insanlık için tehdit olmayı sürdürüyor
- Dünya genelinde Kovid-19 önlemleri artıyor
- Kovid-19 ile mücadelenin en önemli silahlarından biri: Güçlü bağışıklık sistemi
- Sağlık Bakanı Koca: Bugün 16 hastamız hayatını kaybetti
Göka, hafif ve orta düzeydeki kaygının, fiziksel olarak kişiye zarar vermeyeceğine, tam tersi performansını bir miktar arttıracağına dikkati çekerek şöyle devam etti:
"Ancak yoğun ve sürekli stres, bağışıklık sistemini elbette olumlu etkilemez. Bulaşıcı bir enfeksiyon karşısında sadece moral ve motivasyonu yüksek tutmak elbette hastalanmamak için yeterli bir kriter olamaz ama sakinliği korumak, bedenimizin de rahatlamasına, bağışıklık hücrelerimizin daha sağlıklı çalışmasına yardımcı olabilir. Bu dönemde moralimizi yüksek tutmak, gerekli tedbirleri aldıktan sonra evde kalma sürecimizi daha sağlıklı geçirmemize yardımcı olacaktır."
"Dayanışma içinde olmak bu süreçte yararlı olabilir"
Psikiyatri Uzmanı Rabia Nazik Yüksel de en ufak bir belirtiyi Kovid-19 zannederek depresyona giren kişiler olduğuna işaret ederek, sağlık kaygısı duyduğunda kişinin bedenine daha çok odaklandığını, vücudunda herhangi bir zamanda var olabilecek bir öksürüğü, ağrıyı normalden daha fazla hissedebileceğini söyledi.
Hastalığın tüm belirtilerini göstermediği halde sürekli vücuduna odaklanan kişilere, odak noktalarını değiştirmelerini, boya yapma, tamirat işleriyle ilgilenme, egzersiz yapma, bulmaca çözme, yemek yapma ve kitaplarını arşivleme gibi çeşitli aktivitelerle uğraşmalarını tavsiye eden Yüksel, şu ifadeleri kullandı:
"Asılsız haberlere itibar etmeden, yalnızca yetkili mercilere kulak vererek, endişemizi artıran ve enerjimizi tüketen sosyal medya ve WhatsApp grupları gibi dijital ortamlarda mümkün olabildiğince sınırlı vakit geçirmek, sevdiklerimizle, ailemizle sık sık gerek görüntülü gerek sesli görüşmeler yapmak, onlarla dayanışma içinde olmak bu süreçte yararlı olabilir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.