Sait Özdemir: Yolcu Ve Hancı

Sait Özdemir: Yolcu Ve Hancı
Bilgenin anlatımı ile bizler aslında birer yolcusuyuz. Ne mutlu ki birlikte yaşamayı ve paylaşmayı bilen, paylaştıkça çoğaldığını ve çoğalmanın mutluluğunu anlayabilen, tadabilen canlı olmak ne özel ve ne kutsal bir duygu, düşünce.

Yaşamın anlamını kavramak için dünyayı dolaşmaya çıkan bir genç, gezdiği ülkelerden birinde ünlü bir bilgeyi ziyarete gitmiş. Gezgin genç, bilgenin yaşadığı evde, tüm duvarların kitaplarla kaplı olduğunu görmüş. Fakat evi dikkatle gözden geçirdikten sonra, yerde bir kilim, duvar dibinde yatak olarak kullanılan bir sedir, ortada ise bir masa ve sandalyeden başka evde hiçbir eşyanın olmadığını görünce bu sadeliğin nedenini sormuş: "Neden hiç eşyanız yok? Koltuklarınız, kanepeleriniz, büfeleriniz nerede?"

Bilge, bu soruya karşılık olarak kendisi de bir soru sormuş gence; "Senin de yalnızca, sırtında taşıdığın küçük bir çantan var. Peki, senin eşyaların nerede?" Gezgin genç, kendini savunurcasına yanıtlamış bu soruyu: "Ama görüyorsunuz, ben bir yolcuyum." Ünlü bilge, hak verircesine gülmüş: "Ben de öyle, evladım, ben de öyle."

Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi çok sevdiğim bir atasözüdür. Bilgenin anlatımı ile bizler aslında birer yolcusuyuz. Ne mutlu ki birlikte yaşamayı ve paylaşmayı bilen, paylaştıkça çoğaldığını ve çoğalmanın mutluluğunu anlayabilen, tadabilen canlı olmak ne özel ve ne kutsal bir duygu, düşünce.

Günlerden bir gün, zamanın ünlü bir bilgesi hükümdarın sarayının kapısına gelir. Muhafızların hiçbirisi saygıları nedeniyle onu durdurmaya çalışmazlar. Bilge yolunun kesilmemesi ve sorgu sual edilmemesinin verdiği huzur ve güvenle sonunda hükümdarın tahtında oturduğu odaya girer. Aslında bu rahatlığı bulabilmek öylesine mutluluk, huzur ve güven vericidir ki . Ziyaretçisini hemen tanıyan kral saygıyla ayağa kalkıp sorar “Ne istiyorsun? Sana nasıl yardım edebilirim? ”Bilge kişi “Bu handa uyuyacak bir yer istiyorum” cevabını verir“ Ama burası han değil ki” dedi kral hafif kızgınlıkla, “Benim sarayım.”

Bilge kişi “Sorabilir miyim, Senden önce bu sarayda kim yaşıyordu?” “Babam. O öldü ama.” “Ondan önce kim yaşıyordu?” “Büyükbabam. O da öldü.” “O zaman burası insanların kısa bir süreliğine gelip kaldığı, sonra da terk edip gittiği bir yer demek ki. Neden ona han demeyeyim?

Atamız Âdem ile Havva'dan bu yana tüm yolcuların tek ev sahibi: Dünya.

Aradan geçen milyar yıllar içinde hala işinin başında. Yalnızca biraz yorgun, oldukça ihtiyarlamış, fazlaca yıpranmış.

Bir gün ansızın sona erecek yolculuk için fazla hırslıyız galiba.

yazının devamı..

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum