Sait Özdemir: Umudunuz ve hayalleriniz hala canlı mı?
‘Hayatta unutamayacağımız en büyük pişmanlık, pişman olurum diye yapmadıklarımızdır’ der Lev Nikolayeviç Tolstoy
Tolstoy’un bisikleti” kavramını hiç duymuş muydunuz daha önce? Hikâyesi şöyle. Tolstoy 67 yaşındayken oğlunu kaybeder. Yasını tutup, acısıyla başa çıkmaya çalışır. O arada Moskova Bisiklet Sevenler Derneği, büyük yazara anı olarak bir bisiklet hediye eder. Evinin bahçesinde, eşi Sonya’nın endişeli bakışları altında, kendi kendine, düşe kalka bisiklete binmeyi öğrenir Tolstoy.67 yaşında tanıştığı bisikletin pedalına bastıkça geride bırakır acısını…
Umutlarıyla, hayalleriyle barışır yeniden. Ve kimse indiremez artık ünlü yazarı bisikletinden.
Yıllar içinde “Tolstoy’un bisikleti” sadece bir bisiklet olmaktan çıkma, hayatta hiçbir şey için geç olmadığını ispatlamak için kullanılan bir kavrama, dönüşür.
Muhtemelen Tolstoy’u eleştirenler çıkmıştır.. Yakışıyor mu koskocabir yazar olarak bisiklete binmek sana gibi?” diyenler de olmuştur mutlaka. Ama o dinlememiş. Belki de mutluluğun formülü burada.
Sadece “azimle” açıklayabilmek mümkün mü bu başarıları? Zannetmiyorum .“Azim” kelimesi yetersiz kalıyor bana kalırsa bu zaferleri tasvir ederken. Bu başarıların arkasında farklı bir itici güç var ki, bunun adı bence Yaşama bağlılık.
Halk arasında “Unu eleyip, eleği asmak” ifadesi de. “Yaş yetmiş, iş bitmiş.” yaklaşımı da insanı vazgeçiriyor hayallerinden umutlarından. Çoğunluk, direnmeksizin kabul ediyor yaş dönemine kendine biçilen bu rolleri. Dışlanmak korkusuyla, ayıplanma endişesi de bunu arttırabiliyor belki.
Sonuçta “Keşke”ler le dolu yaşanmış bir hayat. Yarım kalan hayalleri düşünerek geçirilen son yıllar.
Hayat yaşla başla değil umutlarımızla yaşar. Onun için Mutlaka kendimize yeni uğraşılar ve hobiler bulalım. Hayallerimizin peşinden gidelim. Unutmayalım ki, hiçbir hayal için de geç kalınmış değildir.
“Yaş 35 yolun yarısı eder.” diyen Cahit Sıtkı 46 yaşında yummuş gözlerini. Hal böyleyken, bu kısa hayatta, korkulması gereken kavram “geç kalmak” değil aslında.
Asıl korkulması gereken “Vazgeçmek”…
Şartlar gereği belki öteleyebiliriz hayallerimizi… Ama iptal etmek çok farklıdır ötelemekten…
Yaşamak, insanın son anına kadar bir amacının olmasıdır aslında.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.