Sait Özdemir: Ne gül vaktinden önce açar, ne de güneş vaktinden erken doğar.
Her şey vaktini bekler der Mevlana Hazretleri. Ne gül vaktinden önce açar, ne de güneş vaktinden erken doğar. Bekle, senin olan sana gelecektir.
Bu fani dünyada hayat yolculuğunda her şey istediğimiz gibi gerçekleşmeyebilir. Hayat yolculuğunda hayatımıza yön verdiğimizi düşünürüz. Farkına olsak da olmasak ta o kaderimiz bizi yönlendirir. Onun için gerçekçi davranarak, çalışıp sabrederek nasibimizi beklemeliyiz.
Özellikle de bu konuda gençlerde görmüş olduğum sabırsızlık, bu hayatta hiçbir şeyin yoluna girmeyeceğini ve hiçbir şeyin istedikleri gibi olmayacağı düşünceleri beni oldukça rahatsız ediyor. Onlara hep şunu söylüyorum sabredin çünkü bazı şeyler olmuyorsa, ya kısmetimizde yoktur ya da zamanı henüz gelmemiştir. Bekleyip, görmekten başka çare de yoktur.
Şunu da unutmamanız gerekir ki sizin olan bir şey mutlaka bir gün sizi bulacaktır. Bunu en güzel şekilde anlatan bir öyküyü burada sizlerle paylaşmak istiyorum.
Eski zamanlarda, Semerkant’ da bir semerci ustası, oğluyla beraber hem semer yapar, hem de eskiyen semerleri tamir eder, baba-oğul hayatlarını böylece devam ettirir giderlermiş.
Semerci ustası, mesleğinin alametlerinden olacak ki; çalışırken üzerinde oturduğu koltuğu da semerden yapmış. Bu semerin gizli bir bölmesini de para kasası olarak kullanmaktaymış. Fakat semerde kasa olduğunu oğlu bile bilmezmiş.
Gel zaman git zaman, çalışılır kazanılır, paralar bu kasada biriktirilirmiş. Olacak bu ya, baba tüccarın bir aylığına Semerkant’ dan ayrılması icap etmiş. Depodaki semerleri ve dükkânı oğluna emanet etmiş. Seyahate çıkmadan önce de oğluna, kendi kullandığı semerin asla satılmamasını sıkı sıkı tembihlemiş.
Babası yokken oğul, dükkândaki babasının tembihlediği semerin haricindeki bütün semerleri satmış. Fakat bir akşamüstü yolcunun biri gelmiş işinin acele olduğunu ve bir semer almak istediğini söylemiş. Ancak dükkânda da satılacak hali hazırda hiç semer de kalmamışmış. Adam işinin acele olduğunu hatırlatarak hiç olmasa üzerine oturduğu eski semeri kendisine vermesini ister. Adamın ısrarlarına dayanamayan oğul, biraz da kâr ederim düşüncesiyle 10 akçe olan semeri 30 akçeye satıvermiş.
Baba seyahatten döndüğünde semerden yapma koltuğunun olmadığını görünce koltuğunun nerede olduğunu sormuş. Oğlu, satmak zorunda kaldığını ama üç katı kâr ettiğini heyecanla söyleyince babası şaşkına dönmüş.
Kimseye bir şey söylemese de için için yanmaya başlayan baba, işi gücü bırakmış.
Semerkant, Buhara, gezmedik yer, uğramadık han bırakmamış; ama ne çare ki semerini bulamamış. Tüccarın kaç ay, kaç yıl gezdiği bilinmez.
Ama yorulduğu belli ki şu beyit dökülmüş dilinden:
Dizimde kalmadı takat nasip arayı arayı
Dolandırdı bizi kısmet, Semerkant’ı Buhara’yı
Semeri bulamayacağına kanaat getiren baba eve dönerek işe koyulmuş.
Semer satmaya ve tamir etmeye devam etmiş. Gel zaman git zaman, bir semer eskitecek kadar vakit geçmiş.
Bir gün, bir adam semer tamir ettirmek için dükkâna gelmiş. Tüccar, yıllar önce kaybettiği semerini tanımış; ama hiç belli etmemiş. Semer sahibine “Bu semer çok eskimiş, ben size yeni bir semer vereyim; bu bende kalsın” deyip semeri geri almak istemiş.
Bu duruma çok sevinen semer sahibi, yeni semeri alıp gitmiş.
Hemen semerini kontrol eden tüccar, parasını yerinde görünce sevinmiş ve şu beyti mırıldanmış:
Ne lazımdır sana gezmek Semerkant’ ı Buhara’yı
Sana taksim olan kısmet gelir arayı arayı
Mevlana’nın dediği gibi “Ey gönül ses etme. Bekle. Ya nasip de Rabbine bırak!”
Hayatta sadece beklemek te yaptığımız en büyük hatalardan biridir. Her şeyi nasibe bırakıp, “Nasibimde olan nasıl olsa bana gelir. Ben sabrederim.” demek yapacağımız en son şey olmalıdır.
Bu konuda ibn-i Arabi ne güzel söylemiştir. “Kader gayrete âşıktır “denmiştir.
Sabır, sadece bekleme becerisi değildir. Beklerken doğru davranış sergileme yeteneğidir” der, Joyce Meyer.(Amerikalı Yazar)
Zaman zaman zorda kaldığımda ve çalışmaktan başka yapabileceğim bir şey olmadığını düşündüğümde aklıma şu hadis-i şerifi gelir.
Çalış! Allahü Teâlâ’nın rahmetine güvenerek tembellik gösterme! Hadis-i Şerif. (Camiüssağir-1204)
Bu vesile ile 18 Şubat Perşembe günü idrak edeceğim Regaib kandilini tebrik eder hayırlara vesile olmasını dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.