Sait Özdemir: İnsan ilişkilerinde mükemmel mesafe ..
Arthur Schopenhauer (22 Şubat 1788, Danzig - 21 Eylül 1860, Frankfurt), Alman filozof, yazar ve eğitmendir. Schopenhauer, Alman felsefe dünyasındaki ilklerdendir.
Schopenhauer insan ilişkilerinde mesafenin nasıl olması gerektiğini kirpilerin yaşamlarından örnek vererek bizlere açıklamaya çalışmıştır. Ona göre çok soğuk bir kış gününde bir araya gelen yalnız kirpiler ciddi bir ikilem ile karşı karşıya kalıyorlar: Ya birbirlerinden uzak durarak tek başlarına soğuktan ölecek ya da birbirlerini ısıtmaya çalışırken birbirlerine dikenlerini batırarak canlarını acıtacaklardır. Kirpiler önce donmamak için birbirlerine bir hayli yaklaşırlar, yaklaştıkları anda dikenlerinin farkına varır ve ayrılırlar.
Pek çok bir araya gelme ve dağılma döngüsünden sonra, nihayet kirpiler birbirlerine ne fazla uzak ne de fazla yakın olmanın hem soğuğa hem de karşısındaki kirpinin dikenlerine karşı korunmada en iyi yol olacağını keşfederler. Ama bu “mükemmel” mesafenin hem öğrenilmesi hem de muhafaza edilmesi oldukça zor ve zaman alır, der.
Bu örnekten yola çıkıp olayı insan ilişkilerine genellediğimizde; soğuk havayı insanın duyduğu yoksunluğa, birbirine sokulma arzusunu insan ilişkilerinden beklenilen iyileştirici güce ve kirpilerin rahatsızlığına sebep olan okları ise insanların sınırı aşan, rahatsızlık verici davranışlarına benzetebiliriz.
Birbirinden oklar nedeniyle uzaklaştıktan sonra bu sefer de soğukla boğuşmak zorunda kalan kirpiler, okların rahatsızlığını soğuğa yenik düşmeye tercih ediyor ve tekrar yakınlaşıyor. Bu yakınlaşmada da aynı problemleri yaşayan kirpiler tekrar uzaklaşıyor ve en sonunda, bir sonraki yakınlaşmayı daha farklı şekilde kurarak bu ikilem ve rahatsızlık duyma halini ortadan kaldırıyor:
Kirpiler, mesafeli şekilde birbirine yanaşıyor ve böylece hem soğuğun hem de birbirlerine zarar verme davranışının önüne geçiyor.
Buradan hareketle insan ilişkilerinin kompleks bir durum olduğunu her gün yaşadığımız türlü türlü deneyimle tekrar tekrar öğreniyoruz.
İlişkilerde yakınlık kurmak da zor uzaklaşmak da.
Yakınken zarar vermemek de zor, uzakken kendine yetebilmek de.
İnsanların, niyetleri iyi dahi olsa, yalnızlık ve huzursuzluktan kurtulmak için sarıldıkları diğer insanlara zarar verme durumları da olabiliyor.
İlişkilere bu açıdan baktığımızda, insan ilişkilerinin bir noktada hep zararla sonuçlanacağını düşünebiliriz; ancak öyle değil. Kirpilerdeki gibi mesafeli bir yakınlık, insan ilişkilerinin kurtarıcısı olabilir.
Peki, bu mesafeyi nasıl ayarlamalıyız?
Bu mesafeli yakınlığı sağlamanın ilk adımı ise tahmin edileceğiniz gibi görgü kurallarından, nezaketten ve hoşgörüden geçiyor.
Yalnızca iç dünyanızdaki boşluklar ve yaşadığınız olumsuz duygulara kapılıp onların oluşturduğu gerginlikle bir başkasına sarılırsanız; bunun sonu uzaklaşma ve tekrar başlangıç noktasına dönme ile sonuçlanır.
Yakınlığı kurarken mesafenizi korur, kişisel alanlara saygı duyar ve ilişkinizi kibarlıkla saygı ile işlerseniz iki taraf da kazançlı çıkacağı sağlıklı bir ilişki kurmuş olursunuz.
Son söz olarak: Sâdi Şirâzi Hazretleri "İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın; çok yaklaşma yanarsın!" sözünü kendimize rehber almamız gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.