Sait Özdemir: Düşün(me), Konuş(ma) Yaz(ma).

Epiktetos “Konuşma bir sanattır” der.

Ne kadar doğru bir söz değil mi değerli dostlar. Çünkü insanlarla iletişimi sağlayan en önemli vasıta ‘konuşma’dır.

Konuşulan bilgilerin anlamlı olması için sağlıklı bir düşünme safhasına da ihtiyaç vardır. Konuşma sayesinde sadırlarda hasıl olan duygu ve düşüncelerimizi satırlara dökmeye başlarız.

Bu satırlara aktardığımız düşünceler zamanla yazma yoluyla kalıcı hale gelip nesillerden nesillere aktarılır.

Tabi ki iyi ve güzel yazabilmek sabır ve titizlik ister.

İyi yazı yazmak; "İyi düşünmek, doğru duymak, uygun anlatmak, aynı zamanda düşünce, ruh ve beğeni (zevk) sahibi olmak" demektir.

İyi ve başarılı yazı yazabilmek için önce, doğru düşünmek ve duymak, sonra da en iyi biçimde bunları anlatabilmek gerekir.

Yani, "yazmadan önce, düşünmeyi öğrenmek” en başta gelen özelliktir.

Güzel yazmak bir sanattır. Özel bir yetenek ister.

Epiktetos vaktiyle “İyi bir yazar olmak istiyorsan yaz” deyivermiş.

Düşünce İnsan zihninin yüksek işlevlerinden bir eylemdir. Düşünme bir eylem ise düşünce ve bunun sonucunda ortaya çıkan konuşma ve yazma bu eylemin bir sonucudur.

Derinlemesine düşünme ise düşüncenin bir adım daha gelişmişidir. Önyargılardan uzak olma, açık fikirli olma ve şüpheci olma aşamalarını içerir.

Thales “Çok konuşmak zeka belirtisi değildir” derken ne kadar da doğru söylemiş. Önemli olan sağlıklı bir düşünce yapısı ile konuşabilmektir.

James Pennebaker, duyguları yazarak veya dile dökerek ifade etmenin hem ruh hem de beden sağlığını olumlu bir şekilde etkilediğini ifade etmektedir.

Üstat Necip Fazıl Kısakürek düşünce milleti olmadığımızı şu ifadelerle kaleme almıştır: “Düşünemediğimizi düşünmedikçe düşünebilmekten uzak yaşayacağız.” Sayfalar dolusu üzerinde konuşulacak bir cümle.

Netice olarak ‘Düşünmek ve yazmak kelimelerle dans etmektir ‘diyen Üstat Cemil Meriç ne kadar haklı değil mi dostlar.

Velhasıl kelam düşünmek sağlıklı konuşabilmek ve düşündüğümüzü yazıya aktarabilmek oldukça zor bir durum.