Sait Özdemir: Arayanlar bulanlardır, Bulanlar arayanlardır.
Mesnevi’de geçen güzel bir hikâyede şöyle diyor, Hz. Mevlana;
“Bir gece vaktiydi. Evimden dışarı çıktım. Kırlarda geziyordum.
Bir adamcağızın elinde fenerle dolaştığını gördüm:
Bu gece karanlığında ne arıyorsun, diye sordum?
Adam: İnsan arıyorum diye cevap verdi.
Ona dedim ki: Yazık! Boşuna yoruluyorsun.
Ben yurdumu terk ettim de yine onu bulamadım. Git evine yat, rahatına bak.
Nâfile arıyorsun, onu hiçbir yerde bulamayacaksın!
Adamcağız acı acı baktı:
Bulamayacağımı ben de biliyorum. Ama yine de aramaktan zevk alıyorum! Onun hasreti bile bana zevk veriyor’, dedi.
İnsanoğlu bu fânî âlemde hep bir arayış içerisinde hayatını devam ettirir.
Arayan aslında bir yitiğini bulmak üzere yaşamaktadır.
“İnsanın yitiği nedir?” diye sorulacak olursa; verilecek cevap; “Hakîkattir.”
Unutmayınız ki, aramakla bulunmaz ama bulanlar sadece arayanlardır.
İnsan sürgündedir, ama öz yurdunun o güzel kokusunu hep içinde taşımaktadır.
Kaybolduğunu bilmeyen en büyük kayıpta olandır.
Oysaki aradığının ne olduğunu bilmeyen, bulduğunun da ne olduğunu anlamayacaktır.
Her yola düşen menzile ulaşmaz ama menzile ulaşanlar yola düşenlerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.