Sağlık Bakanı Koca: Salgına karşı aldığımız tedbirler toplum tarafından kabul gördü

Sağlık Bakanı Koca: Salgına karşı aldığımız tedbirler toplum tarafından kabul gördü
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Kovid-19 salgınına karşı aldığımız tedbirler toplum tarafından kabul gördü." dedi.

Ankara

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Kovid-19 salgınına karşı aldığımız tedbirler toplum tarafından kabul gördü." dedi.

kovid-19-001.jpg

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) mücadelesine ilişkin, "Yeni vaka sayılarımızdaki düşüş, başarı grafiğimizdir. Dün binin biraz üzerinde olan bu sayı, binin altına düştüğünde, bu düşüş, nihai başarının işaret fişeği olacaktır." dedi.

Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde videokonferasla gerçekleşen Koronavinüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

 

Kovid-19 pandemisiyle 9 haftadır mücadele edildiğini vurgulayan Koca, mücadelenin bir seferberlik içinde gerçekleştiğini söyledi. Koca, salgına karşı alınan tedbirlerin toplum tarafından kabul gördüğünün altını çizerek, "Mücadelede bütün taraflarının iş birliği, herkesin kendi sorumluluğunu üstlenme ciddiyeti bize başarı getirdi. Koronavirüse karşı mücadelemiz, yakın dönemlerdeki en büyük seferberliğimizdir." diye konuştu. 

Bu süreçte atılan ve mücadelenin anahtarı olan adımın, salgının etkisinden korunmak için evlere çekilmek olduğuna dikkati çeken Koca, sözlerine şöyle devam etti:

"Halen kontrollü bir şekilde devam eden bu sürecin mottosu şuydu, 'Hayat eve sığar.' Salgın bize bazı kısıtlar getirirken, bazı özgürlük alanlarımızı büyüttük. Artık evlerimizin, bu savaşı hiç risk almadan kazandığımız yerler olduğunu biliyoruz. Evlerimiz bize aile saadeti, hayatın ve kişisel hürriyet alanının biricikliği kadar sağlık güvenliğini vadediyor. Sağlık güvenliği, içinde bulunduğumuz dönemin en önemli tarafıdır. Sağlık güvenliği pandemi koşullarında dünyanın ve hayatımızın yeni ve temel kavramlarından biri olacaktır.   

Bugün, geride bıraktığımız 9 haftalık mücadelenin, tek tek ama hep birlikte uyguladığımız tedbirlerin sonuçlarını alıyoruz. Çilesiz tedbir olmaz, yeri geliyor çileye de katlanıyoruz ama koronavirüse karşı verdiğimiz tedbir esaslı bu mücadele, zorluğu en az mücadeledir. Günlük hayatımızdan fedakarlık yapmak suretiyle verdiğimiz bu mücadele, pek çok insanın hastalığa karşı bizzat mücadele etme mecburiyetini önlemiştir, önlemeye de devam etmektedir. Ev hayattır. Ev hastalığa karşı hayat olmaya devam edecektir."

"Dünya, virüsten tam olarak kurtulacağımız tarihi bilemiyor"

Koca, el birliğiyle yürütülen mücadelenin sonuçlarını anlatmaya ihtiyaç olmadığını çünkü koronavirüse karşı verilen mücadelenin karnesinin her akşam paylaşıldığını vurguladı. "Yeni vaka sayılarımızdaki düşüş, başarı grafiğimizdir. Dün binin biraz üzerinde olan bu sayı, binin altına düştüğünde bu düşüş, nihai başarının işaret fişeği olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Koca, şunları kaydetti:

"Hastalık sebebiyle kaybettiğimiz insanlar var, fakat sayılar azalıyor. Bunun yakın olduğunu umuyor, hastalıktan hiç kaybımızın olmayacağı günlerin de geleceğini düşünüyoruz. Biz sağlık profesyonelleri, Bilim Kurulu ve salgınla mücadelenin strateji ekipleri olarak umutsuz tek gün yaşamadık. Gelinen noktada bu umut, tedbirlerin en az meşakkati içereceği sonuca odaklanmıştır. Duygularımızın, alışkanlıklarımızın kabullenmekte zorlanacağı ama aklın, bunu dikkate almak zorundayım dediği bir gerçek var."

Dünyanın, virüsten tam olarak kurtulacak tarihi bilemediğini, uzmanların, böyle bir varsayımda bulunamadığını dile getiren Koca, şöyle devam etti:

"Eğer bu öngörülebilir olsaydı, hayatın yeniden planlanması yerine bu büyük riske karşı mücadelenin tam olarak sonuçlanması beklenirdi. Fakat insan organizmasını istila eden son virüsün ne zaman etkisiz hale getirileceğini bilmek mümkün değildir. Mücadelenin daha ne kadar süreceğini bilemediğimiz için hayatı yeniden planlıyoruz. Yeniden planlanan hayatta, virüse karşı korunma tedbirlerini ilk plana alıyoruz. Bütün dünyada da bilim insanları bu yönde uyarıda bulunuyor." 

Bahar havasının ve ramazan coşkusunun arzu edildiği kadar yaşanamadığına işaret eden Koca, "Bayrama birkaç gün kalmışken, söylediklerim çok yakın günler için çok daha müjde yüklü olsun isterdim ama gerçekçi değil." diye konuştu. 

Hayat ve hastalık gibi risklere karşı kolay vazgeçebilecek şeylerin ön planda tutulmaması gerektiğine dikkati çeken Koca, "Erken umut, tedbirleri önemsiz kılmasın. Hala binlerce doktorumuz ve sağlık personelimizin evlerine döndüklerinde çocuklarına sarılamadıklarını unutmayın. Bizim aramızda dolaşan insanlara tanı konuyor. Risk hala dolaşımdadır. Virüsü karşılaştığınız kişilerden kimin taşıdığını bilemeyeceğiniz için yeni hasta sayısının azalması sizin için güvence değildir." uyarısında bulundu.

"Bayram günlerinde tedbirlere uyarsak sonrasında daha özgür olabiliriz" 

Koca, sokağa maskesiz çıkılmaması gerektiğinin altını çizerek, 1,5 metre sosyal mesafe kuralına mutlaka uyulmasının önemine işaret etti. "Bir tedbir alınmış, diğerine uyulmamışsa risk önlenmemiştir." diyen Koca, sözlerine şöyle devam etti:

"Bize beklediğimiz yaşama hürriyetini tedbirler ve tedbirlerin gücüyle devam eden mücadelemiz mutlaka getirecek. Size bayram günleri için veremediğim haberleri, daha ilerisi için verebilirim. 

Bayram günlerinde tedbirlere uyarsak sonrasında daha özgür olabiliriz. 
Fakat bayramı çok dikkatli geçirmeliyiz. Bayram günleri virüsün yeniden yayılma günleri olmamalı. Bu bayramı, eski bayramlar gibi kutlarsak hastalığın tırmanışa geçtiği günlere dönebiliriz. Bütün toplumdan istenildiği gibi evimizde kalalım. Bayram kutlamalarını ziyaretlere giderek yapmayalım. Anne babalarımıza, büyüklerimize hassasiyetimiz tehlikeli bir yakınlık olmasın. Onlar için en güzel sözleri düşünüp, arayalım. Kalbin kurduğu cümle, bir annenin elini öpmekten daha büyük yakınlık kurar."

Bayramdan sonraki günlerin daha özgür olacağını dile getiren Koca, "Evlerimiz riske karşı bize bir güvence ortamı olmaya devam edecek ama tedbirlere uyarak yaşayacağımız daha geniş bir sosyal hayatımız olacak. Özgürlüğümüzü, hareket serbestimizi tedbirler garanti altına alacak." diye konuştu.

Bakan Koca, koronavirüsle mücadelenin ikinci dönemindeki bu hayat tarzına "kontrollü sosyal hayat" denildiğini belirterek, kontrollü sosyal hayatın herkesin katkısı ve çabasıyla ısrarlı dikkatiyle kurulabileceğini ve serbestlik sağlayabileceğini söyledi.

Bireylere düşenin maske takılması ve 1,5 metre sosyal mesafe kuralına uyulması olduğunu vurgulayan Koca, "Sizlerin bu tedbirlere uymanızı kolaylaştırmaksa tüm kurumların görevidir." dedi.

Koca, Sağlık Bakanlığı olarak, konuyla ilgili bütün Bakanlıklarla yoğun bir çalışma yürüttüklerini ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hareket serbestliğinin arttığı dönemde virüsün tehdidine, yüksek yayılım riskinin geri dönmesine izin vermemek için gerekli altyapıyı oluşturacağız. Evden dışarı çıktığınızda riske karşı kontrolün elimizde olması için bize destek verin. Alışveriş ve seyahatte, kendinizi bir güvenlik çemberine alın. Bunu nasıl yapacaksınız? Asansörden pazar yerine, metrodan iş yerine, kuaförden banka veznesine, her yerde kontrollü sosyal hayat kurallarına uyarak yapacaksınız. Sağlık güvenliğinizi riske edecek her ihtimale karşı dikkatli olacaksınız. 
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mücadelede aktif rol alarak başarımızın büyük ortağı olacağınıza inanıyorum. Mücadelenin birinci döneminde başardık. Bu döneminde de başaracağımızdan kuşku duymuyorum."

İş yerleri girişine uyulması gereken kurallar asılacak

Bakanlığın bu günlerde, kontrollü sosyal hayatın muntazam uygulanması için girişimlerde bulunduğunu belirten Koca, yeni dönemin salgın açısından bazı standartlarını belirlemek, riskleri önlemek için Kültür ve Turizm, Sanayi ve Teknoloji, Ticaret, Ulaştırma ve Altyapı, Adalet ve İçişleri bakanlıklarıyla ortak çalışmalar yaptıklarını söyledi. Koca, "Riskli hareketliliğin olduğu kavşak noktalarına, havaalanlarına, sınır kapılarına, organize sanayi bölgelerine test kurduk ve kurmaya devam ediyoruz." dedi.

Bakanlıklarla yürütülen bu hazırlıklarda, çalışma ortamı açısından risk oluşturabilecek, iş yeri sayısı bakımından en yüksek sektörleri masaya yatırdıklarını anlatan Koca, Bilim Kurulu'nca bu sektörlerle ilgili çalışma kurallarının belirlendiğini, rehberlerin hazırlandığını aktardı. 

Bugünden sonra iş yerlerinin girişinde, o iş yerinde uyulması gereken kuralları gösteren afişler ve çalışma rehberlerinin bulunacağını dile getiren Koca, "Hayat Eve Sığar" mobil uygulaması üzerinden vatandaşların bu iş yerlerinin Bilim Kurulu'nun hazırladığı rehberle uyum derecesini puanlandırabileceğini söyledi. 

Koca, böylece bir denetim ağı oluşturacaklarını belirterek, "Vatandaşlarımız kontrollü sosyal hayat döneminde, mücadelede sadece kurallara uyan taraf değil kuralları denetleyen taraf olacak. İş yerlerinin girişlerinde asılı afişlerde iş yerinin mekan durumu, belirlenen kurallar içinde çalışma saati ve bir arada bulunabilecek azami insan sayısını göreceksiniz. Ayrıca detaylı çalışma rehberleri de bulunacak. Bilim Kurulu'muz, henüz kapalı olup ancak bu normalleşme süreci takvimi içinde açılabilecek iş yerleri için de rehberler hazırlamaktadır. Bir kısmı şimdiden hazır durumdadır." açıklamasında bulundu. 

"Bireyler risk taşımadığını uygulama aracılığıyla gösterebilecek"

Daha önce kontrollü sosyal hayatı kolaylaştıracak "Hayat Eve Sığar" mobil uygulamasından bahsettiğini anımsatan Koca, mobil uygulamanın kullanıcı sayısının 10 milyonu aştığını, uygulamanın evden çıkıldığında vatandaşlara rehber olacağını söyledi.

Bulunulan ortamda veya gitmek istenilen yerin ne ölçüde risk taşıdığının görülüp, anında tedbir alınabilineceğini aktaran Koca, "Uygulamanın çok önemli diğer bir fonksiyonu da şudur; bireyler risk taşımadığını, hasta veya temaslı olmadığını bu uygulama aracılığıyla gösterebilecek." diye konuştu.

Uygulamanın uçağa binerken, serbest giriş kartı olacağını dile getiren Koca, hastalıkla mücadelenin bu döneminde seyahatlerde kişilerden risk taşımadığını göstermesinin isteneceğini kaydetti.

Bu bilginin dünyada artık karşılıklı hak olduğuna değinen Koca, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Salgınla bulaşan hastalıklarla ilgili, sosyal hayata katılım söz konusu olduğunda, özel bir bilgi değildir. Bu uygulamaya öncelikle şehirler arası ulaşımda geçiyoruz. Mobil uygulama üzerinden alacağınız kodu kullanarak uçak ve tren seyahati yapabileceksiniz. Seyahatlerde sağlık durumlarının kontrolü, ilgili seyahat firması tarafından sağlanacak ve buna göre tedbir alınacak. Sonradan bir yolcuya eğer virüs bulaştığı tespit edilirse, yolculuk esnasında temas ettiği kişilerin takibi yapılacak. Tüm ulaşım süreçlerinde, 'Hayat Eve Sığar' mobil uygulaması üzerinden, HES kodu oluşturulabileceği gibi kısa mesaj yoluyla da HES kodu alınabilecek. Böylece seyahatlerde tüm yolcuların en üst düzeyde güvenliği sağlanmaya çalışılacak. "

HES kodlarının kişiye özel üretilen tekil kodlar olduğunun altını çizen Koca, kontrolü ve yönetiminin kişinin elinde olacağını vurguladı.

T.C. kimlik numarası gibi sabit olmadığını, her paylaşımda farklı bir kodun oluşturulacağına dikkati çeken Koca, kod sayesinde kimsenin kimlik numarası gibi kişisel bir bilgiyi başkasıyla paylaşmak zorunda kalmayacağının altını çizdi.

Mobil uygulama ve HES kodunun, önümüzdeki günlerde yaygın kullanımının hayatı kolaylaştıracağını aktaran Koca, Kovid-19'un sadece sağlık değil sosyal hayatı, çalışma hayatı ve insan etkinliğinin birlikte gerçekleştiği alanların neredeyse tamamını içerecek tedbirler gerektirdiğini anlattı.

Salgın boyunca sadece insanların hasta olmadığını, riskle sadece kişilerin karşılaşmadığını, ekonomilerin de ticaretin de eğitimin de salgın karşısında zayıf düştüğünü söyleyen Koca, salgınla mücadelenin bir cephesinin de kültürel hayattan ekonomiye bütün hayatın yeniden sağlık bulmasını amaçlayacağını dile getirdi.

"Sağlık yatırımları, sosyal refahın şartıdır"

Bunlarla birlikte dünyanın "Her işin başının sağlık" olduğunu idrak ettiğini, bunun salgın karşısında gerileyen her şeyi içerdiğini bildiren Bakan Koca, "Ülkemizde sağlığa yapılan yatırımlar büyük bir isabettir. Başta kendimizin sorumlu olduğumuz sağlık güvenliğimiz, yüksek bir haktır. Sağlık yatırımları, sosyal refahın şartıdır. " şeklinde konuştu. 

Ramazan Bayramı'nın kutlanacağını anımsatan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu bayram sözün, sarılmanın yerini tutacağı, hürmet ve tebessüm dolu bakışın, mesafeyi aradan kaldıracağı bir bayram olacak. Bu bayram büyüklerimizle, akrabalarımızla dostlarımızla bir araya gelemiyoruz, 'el öpenlerin çok olsun' sözünü belki sadece telefonda söyleyebiliyoruz. Ama yakınlıklar kurmanın, yakınları ifade etmenin yolları sayısız. En güzel kutlamaları almanızı diliyorum. Bayramınız mübarek olsun, hepinizi gönülden kutluyorum. Saygı ve sevgilerimi sunuyorum."

"Sağlık turizmi sezonunu erken başlattık"

Sağlık turizmi kapsamında, bugünden geçerli olmak üzere 31 ülkeden gelen hastaların kabul edilmesine ilişkin, şu ana kadar bir başvuru olup olmadığı ve Türkiye'nin gelecek günlerdeki sağlık turizmine ilişkin hedefleri sorulan Koca, sağlık turizmini çok önemsediklerini vurguladı.

Bu süreçte sağlık turizmini de kontrollü yapmayı amaçladıklarına işaret eden Koca, şunları kaydetti:

"Sağlık turizmi sezonunu erken başlattık, yani bugünden itibaren. Burada yapılan özellikle pandemi açısından sorunun daha minimal olduğu 31 ülke için bu başlatılmış oldu. Şu an uluslararası uçuşların olmadığını da biliyoruz. Burada gerektiğinde, talebe göre charter seferleri de düzenlenebilir olacak. Bununla ilgili bugünden itibaren sadece bakanlığımız değil hem üniversiteler hem özel sektör hem kamu kurumlarına müracaat eden kişiler, tespit ediliyor, müracaatlar alınıyor. Bu müracaatlara göre, yoğunluğa göre gerektiğinde charter seferleri dahil olmak üzere de düzenlenmiş olacak." 

Libya Sağlık Bakanı ile bugün bir görüşme yaptıklarını aktaran Koca, şöyle devam etti: 

"Son derece memnun oldular, bu anlamda çok hastalarının olduğunu söylediler ama biz bu sağlık turizmini yaparken özellikle bulundukları bölgede testlerini son 2 gün içinde yapmış olmalarını önemsemekle birlikte Türkiye'ye gelişlerinde bu testlerin yapılmasını şart koşuyoruz. Yanlarında gelecek olan sabit bir, en fazla iki kişi olmak üzere onların da burada hangi şartlarda, hastane ortamında kalabileceklerini belirten bir genelgemiz de oldu. Bu da yayınlamdı. Dolayısıyla bu çerçevede biz, Kovid'li hasta değil daha çok hangi hasta gruplarını kabul etmemiz gerektiğini, branşları da belirlemiş olduk. Özellikle bu anlamda yurt dışı hastaya hizmet verebilecek ortamları, daha ayrı ortamlar yaparak planlamak istiyoruz."

İstanbul'daki yeni hastaneler sağlık turizminde de kullanılacak

Fahrettin Koca, yarın açılışı yapılacak Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinin ağırlıklı olarak sağlık turizminde kullanacakları bir hastane olacağını belirterek, benzer şekilde önümüzdeki günlerde açılışı gerçekleştirilecek Sancaktepe ve Yeşilköy'de yapılan acil durum hastanelerini sağlık turizmi açısından da kullanmak üzere planladıklarını ifade etti. 

Sadece bu iki hastanenin sağlık turizmi için devrede tutulmayacağının altını çizen Koca, "Bu iki hastanede 1000 yatağın 400'ü yoğun bakım yatağı olarak planlandı ve istenildiğinde bütün yatakları yoğun bakım yatağı olabilecek şekilde yapıldı. Yani kalıcı, çok amaçlı acil durum hastanesi olarak fonksiyon görecek bu iki hastane." diye konuştu.

Aynı zamanda her bir hastanenin en az 80-100 yatağının diyaliz hastaları için ayrılacağını aktaran Koca, bunun dışında İstanbul'da yoğun bakım ihtiyacının çok fazla olduğunu, o nedenle her iki bölgede 400'er yataklı yoğun bakımların devreye girmesiyle İstanbul'daki yoğun bakım sorununun çözüleceği bilgisini verdi.

Bakan Koca, özellikle Kovid-19 döneminde yoğun bakım ihtiyacı olduğunda kullanmayı hedefledikleri acil durum hastanelerinin daha sonrada yoğun bakım ihtiyacı, diyaliz, rehabilitasyon ve sağlık turizmi için de devrede olacağına dikkati çekti.

Bu iki hastaneye yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle hayatını kaybeden ve kendisinin de hocası olan Murat Dilmener ile Feriha Öz'ün adının verilmesinin son derece önemli olduğuna değinen Koca, "Bu hastanelere bu hocaların ismi için bile bu hastanelerin yapılmasını son derece önemli olduğunu söylemek istiyorum. Çünkü çok kıymetli insanlardı, çünkü bunlar hocaların hocasıydı." ifadelerini kullandı.

"R0 veya R değeri olarak bu oranın 0,72 olduğunu söyleyebilirim"

Koca, virüs bulaştırma katsayısı R0 değerinin ne olduğuna ilişkin soru üzerine, R0 değerinin hastalığın yayılım hızını gösteren bir katsayı olduğunu belirterek, "Burada kabaca R değeri olarak söylediğimizde ben geçen bir oran vermiştim o özellikle bu güne kadar olan dönemin ortalaması olan bir R değeriydi. Bugün itibarıyla R0 veya R değeri olarak bu oranın 0,72 olduğunu söyleyebilirim. Yani her geçen gün oranın düştüğünü ve giderek bu bulaşıcılık hızının azaldığını, sayıların giderek düşmeye devam ettiğini gösteren bir oran." şeklinde konuştu.

Sınavlarda maske kullanımı 

Üniversite ve liselere giriş sınavlarında öğrencilerin maske takıp takmayacağına ilişkin bir soru üzerine Bakan Koca, şu yanıtı verdi:

"Öğrencilerimizle ilgili bu konu Bilim Kurulunda birkaç defa görüşüldü. Bugün de bu konu tekrar görüşüldü. Özellikle bu konuyla ilgili bir rehber de yayınlanmış olacak. Ben şimdiden şunu söyleyebilirim; bütün öğrencilerimizin maske ile sırasına oturması istenecek. Yani herkesin maskesiyle imtihana gireceği sıraya oturması sağlanacak ve mesafe korunabiliyor ise bizim belirttiğimiz, rehberde belirtilen mesafeler anlamında söylüyorum. Mesafe korunabilir bir sınıfsa o durumda maskesini çıkarmasını Bilim Kurulu öneriyor. Yani özellikle maskeli olacak, fakat imtihan anında bu maskenin devam etmesi gerekmiyor, maske çıkarılabilir. Bununla ilgili de zaten bir rehber hazırlığı yapılıyor."

Havaalanlarında ve sınır kapılarında test yapılması şeklinde çalışmalar olacak

Koca, Bilkent Yerleşkesi'nde video konferansla gerçekleşen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) kuluçka döneminde tespit edilebilecek erken tanı kiti çalışmalarıyla ilgili soru üzerine Bakan Koca, bu konuyla ilgili hem TÜBİTAK'ın hem de Bakanlığın desteklediği yirmiye yakın çalışma bulunduğunu, bunların bir kısmının antikor safhasıyla bir kısmının da PCR ile ilgili daha hızlı sonuç vermeye odaklı çalışmalar olduğunu vurguladı. Koca, "Esas şu dönemde en çok antikor testinin hızlı eliza yöntemiyle yapılabilir olmasını önemsiyoruz. Çünkü eliza yöntemiyle yapılan testin yüzde 100'e yakın oranda doğruluk payının olduğunu biliyoruz." diye konuştu.

Son haftalarda test sayılarında görülen iniş çıkışlara ilişkin soruya Bakan Koca, "Bilim Kurulunun kimlere test yapılabilir diye bir algoritması vardı. Bu çerçevede müracaat edenlerden numuneler alınarak yapılmış oluyor." şeklinde yanıt verdi.

Bu süreçte OSB ve benzeri yerlerde de test sayılarını giderek arttırdıklarının altını çizen Koca, şöyle devam etti:

"Yakın zamanda havaalanlarında da yurt dışından gelen yolculara testin yapılması şeklinde bir çalışmamız var, gümrük ve sınır kapıları dahil olmak üzere. Dolayısıyla önümüzdeki dönem bu test sayıları, semptom veren kişilerde yapan değil belli bölgelerde herkese yapılması şeklinde bir algoritmaya dönmüş oluyor. Ayrıca bütün toplumun hem PCR değeriyle hem antikor çalışmasıyla ilgili TUİK ve Halk Sağlığımız arasında görüşmeler yapılarak bir noktaya gelmiş oldu. Orada da biz toplumdaki yaygınlığını daha net görmüş olacağız. Bugün yine bir toplantı yaptılar. Bir noktaya gelinmiş oldu. Şu an OSB'lerde 50 bine yakın kişiyi taradık. 50 bin test yapıldı. Bu test edilenler içinde pozitif çıkma oranı binde 3,5, yani çok da düşük olduğunu söylemek istiyorum. Esas ne kadarı geçirmiş durumda, onu daha bilmiyoruz. Onu da demin dediğim halk sağlığı çalışmamızla daha net söyleyebilir olmuş olacağız. Yani önümüzdeki dönemde sadece semptomu olan değil belirli alanlarda herkese yapılabilir olan bir algoritmaya da dönmüş olduk."

65 yaş ve üzerine seyahat izni 

65 yaş ve üstü vatandaşların evde oturmalarından kaynaklanan bazı sağlık sıkıntılarının olduğu ve bu vatandaşlara yönelik yeni bir uygulama bulunup bulunmadığı sorusu üzerine Koca, 65 yaş ve üzeri büyüklerin bu dönemde çok büyük fedakarlık gösterdiğini, en çok uyum ve hassasiyet gösterenlerin de yine bu kişiler olduğunu vurguladı. 

Koca, 65 yaş ve üzeri büyüklerle ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü ve onlara bir müjde vereceğini belirtti. Bakan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanımızın talimatları ve Bilim Kurulu ile de görüşmüş olduk. Bilim Kurulunun da o noktada önerisi doğrultusunda, 65 yaş üzeri büyüklerimizin memleketlerine gitme noktasında, sabit bir yere gittiğinden eminsek, sağlık açısından herhangi bir sorunları yoksa ilgili kaymakamlıktan yanlarında 1, zorunlu ise gerektiğinde en fazla 2 kişi olmak üzere, bir aylık tek yönlü gidiş olmak kaydıyla, bir aylık bir zaman zarfında dönmemek üzere bir izin durumu yarından itibaren söz konusu olacak. Bununla ilgili duyuruda ayrıca bugün İçişleri Bakanlığımız tarafından yapılmış olur." 

Koca, bunun hareketliliği sağlayan bir unsura dönmemesinin önemini vurgulayarak şunları kaydetti:

"Burada olabildiğince daha kontrollü bir geçişin sağlanması, gidilen yerin sabit olması, yine aile hekimliği tarafından takip edilmesi ve o sabit noktada yine evden dışarı çıkmama noktalarında izole edilebileceklerinden emin olmalıyız. O nedenle de bu hareketliliğin yoğun olmamasını önemsiyoruz. Daha kontrollü, daha uygun bir mekan söz konusu ise buraya geçişi sağlamak üzere bir yaklaşım içinde olunacak."

"Eğer kurallara uyarsak önümüzdeki dönemde ikinci dalga söz konusu olmaz"

Kültür ve Turizm Bakanlığının işletmelere verdiği sertifikasyonlar ve yurt dışından gelecek turistlere ilişkin soru üzerine Koca, şunları söyledi:

"Bu sezonu kontrollü yapmak istiyoruz. Yani öngörülen mesela haziran için daha önceki dönemlere göre olabilecek turist sayısının yüzde 20'yi geçebileceğini düşünmüyoruz. Bunu yaparken özellikle riskli bölgelerden geçişlerle ilgili ülkelerle zamana yayarak, o bölgedeki salgını da değerlendirerek bir dinamik süreç içinde planlanır olacak. 

Yani bir takvimde herkesin geldiği değil, kimlerin ne zaman gelebileceğini belirlediğimiz, ülkedeki güvenlik durumu ve salgın durumu da göz önüne alınarak planlanmış olacak. Gelenlerin de hem testleri yapılıyor olacak hem bulundukları ortamda kontrollü sosyal hayat dediğimiz ve hangi kurallara uyulması gerekiyor ise restoran dahil olmak üzere bütün bunlar çalışıldı."

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile görüşüldüğünü belirten Koca, turistlerin testi pozitif olduğunda nasıl davranılması gerektiği, hangi hastanede tedavi edilmesi gerektiği gibi bütün detayların çalışıldığını anlattı.

"Rusya gibi daha riskli görülen ülkelerden 1 Haziran'da hemen zaten öyle açılma durumu olmayacak." diyen Koca, takvim hazırlandığını, temmuz, ağustos ve eylül dahil olmak üzere belli dönemlere göre hazırlıkların yapıldığını ifade etti.

Koca, hasta sayıları ve salgının etkisine dair soruya şu yanıtı verdi:

"Türkiye'deki tedavi algoritmasının farkıyla hastanedeki, yoğun bakımdaki ve entübe hastalarımızdaki sayının giderek azaldığını zaten gördük ve her geçen gün de bu azalmaya devam ediyor. Yani hem erken ilaç başlama durumumuz hem Çin'den getirilen ilacın ne zaman hangi durumda hangi hastaya uygulanması gerektiği algoritması dahil olmak üzere orada da farklılık yaptık. 

Çin'in daha çok entübe olan hastalarda kullandığı ilacın biz o dönemde faydasının olmadığını, daha erken dönemde ne olduğunu gördük. Bununla ilgili de yayın yapma anlamında da ciddi çalışmalar var, önümüzdeki 2-3 hafta içinde bu konuda epey yol alacağımızı ve dünyaya da bu anlamda hazırlanan yayınları, büyük verileri yani birçok ülkenin 100'lü, 200'lü, 300'lü rakamlarla, vakalarla açıkladığı çalışmaları bizim binlerle ifade eden çalışmalar olarak sunacağımızı şimdiden söyleyebilirim." 

"İkinci dalga söz konusu olmaz"

Sokağa çıkma kısıtlamasının sona ermesinin ardından vatandaşların evlerinden çıktığını ve sosyal mesafe kurallarına uyulmadığını, bu nedenle de ikinci dalga riskinin ve eylem planlarının olup olmadığına dair soru üzerine Koca, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şimdi ikinci dalga riski şu dönemde düşünmüyoruz ama dediğiniz doğru, özellikle sokağa çıkma yasağının olduğu günler sonrası bir yoğunluğun oluşmuş olmasını, etkisini biz 1 hafta-10 gün sonra zaten görüyoruz. Bunu size açıkladığımız sonuçlardan da çok net takip ediyor olmalısınız. Yani geçen hafta biliyorsunuz, pazartesi günü 1100 rakamlarına kadar düştü, sonra 1600'lere, 1800'lere, 2200'lere kadar yükselen, o bir önceki haftanın salıdan itibaren hareketliliğin getirdiği bir sonuçtu ama bu kontrollü bir dönem oldu bize. 3-4 gün o dönem bir kayboldu ve şimdi tekrar bir aşağı düşüş söz konusu. 

Bugün veya yarın daha aşağı düşeceğini görüyoruz. Dolayısıyla bu hareketliliğin kontrollü olması gerekiyor ve dışarıda da hareketlilik olabilir ama hareketlilikle maskeli ve mesafeye bu anlamda hassasiyet gösterirsek o kontrollü olmanın bize ciddi bir katkı ve faydası olacak. Yani hareketlilik olsa bile bizim kontrolü elden bırakmamamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde bu anlamda ikinci bir dalga doğrusu beklemiyoruz, eğer kurallara uyarsak, kontrolü sosyal hayatın gereği yapma noktasında bir gayret ve çaba içinde olursak yani maske ve 1,5 metre sosyal mesafe kurallarını özellikle uygulama noktasında hassasiyet gösterirsek ikinci dalga söz konusu olmaz."

"Umudumuzu koruyalım"

Bakan Koca, aşı çalışmalarına ilişkin soru üzerine, şu bilgileri verdi:

"Aşıyla ilgili herkes bir şeyler söylüyor, şunu bilelim, aşı 3 ayda, 4 ayda, 6 ayda hemen gündeme gelebilecek, yaygın kullanılabilecek bir durum değildir. Bunun en erken 8-10 aylık zaman diliminden önce olacağını doğrusu düşünmüyoruz. Bu anlamda en çok mesafe alan ülkenin de şu an Çin olduğunu biliyoruz, insan deneyi safhasına da geldiğini biliyoruz. Bu çerçevede Türkiye'deki çalışmaların da hayvan deneyi aşaması döneminde olduğunu ve bu çalışmaların zannediyorum hayvan deneyi safhası 2-3 ay kadar daha devam edebilir görünüyor. 

Bu konu ile ilgili gelişmeler daha somut olduğunda doğrusu gündeme taşımak istiyorum yani erkenden biz aşı yapıyoruz, 2 ay sonra, 3 ay sonra siz rahat olun gibi bir yaklaşım içinde olmak istemiyorum çünkü aşı konusu hassas ve sizin belli bir süreçten sonra her an 'Evet, bu hayvan deneyinden veya bu insan deneyinden sonuç alamadık.' deme noktasına gelebilirsiniz. Yer yer İngiltere'de yapılan çalışmalarda hayvan deneylerinde olduğu gibi. O nedenle umudumuzu koruyalım ama somut bir şey geliştiğinde de size bunu çok daha net ifadelerle zaten söylemiş oluruz."

65 yaş üstü vatandaşlara müjde 

Bakan Koca, 65 yaş üzeri vatandaşlara yönelik açıklanacak yeni tedbirlere ilişkin soru üzerine, şunları söyledi:

"Özellikle gittiği ve gideceği yerde sabit olan ve orada yaşayabileceği bir yerse o durumda izin veriliyor olacak ama aile hekimleri, daha çok seyahat edebileceğini, herhangi bir semptomun, herhangi bir hastalık belirtisinin olmadığını belirten bir düzenleme yapmış olacaklar. Eğer devamında da zaten kendi aile hekimi herkesi takip ediyor olacak, bildiği hastayı özellikle yakın takibe alarak gerektiğinde bulunduğu bölgede sağlık kuruluşuna yönlendiriyor olmuş olacak. Yanlarında bir, en fazla iki kişinin gidebileceği şekilde kaymakamlıktan izin alınmış olacak. Gideceği yerde bir sorun yoksa ve gittiği yerden de bir aylık zaman diliminde geri dönüşü olmamak üzere, bir aylık zaman diliminde tek yönlü gidiş söz konusu olacak."

"Kronik hasta ve yaşlıları güvene almak istiyoruz"

"Sinemalar, kafeler, restoranlar, lokantaların açılması gündemde mi? Bunlar için bir rehber hazırlandı mı?" sorusu üzerine Bakan Koca, "Çok riskli olan alanlar zaten erken dönemde kapandı, dolayısıyla çok riskli olan alanların en geç açılması en doğal olanı. Bununla ilgili çalışma yapıldı, rehberler hazırlandı." yanıtını verdi.

Koca, restoranların nasıl açılacağı, oturma düzeninin nasıl olacağı konularında sektör temsilcilerinin beklentilerini de dikkate alarak rehberler hazırladıklarını anlattı.

Otellerdeki restoranların uyması gereken kurallar ve nasıl açılması gerektiği konusundaki rehberi yayımladıklarını anımsatan Koca, "Zamanla ilgili şöyle bir durum söz konusu, bayramdan önce zaten düşünülmüyor. Bayramdan sonraki süreçte salgının seyrine göre dinamik bir yaklaşımla zaten Bakanlar Kurulunda gündeme gelmiş olur, Bilim Kurulunun önerisiyle. O durumda da Sayın Cumhurbaşkanımız gerektiğinde ilan etmiş olur." dedi.

Koca, "Haziran ayı içinde sokağa çıkma kısıtlamalarının devam etmesi söz konusu olur mu?" sorusuna, "Hem büyüklerimizle hem gençlerle ilgili durum Bilim Kurulumuz tarafından değerlendiriliyor ama bu daha da gevşetiliyor olacak. Bilim Kurulunun bu önerileri Bakanlar Kurulumuzda gündeme gelmiş olur. Muhtemelen bu şekilde devam etmez." cevabını verdi.

Yeni dönemde özellikle kronik hasta ve yaşlı grubunu güvene almak istediklerini ifade eden Koca, Bilim Kurulunun önerisi doğrultusunda bu gruptakiler için kısıtlamaların biraz daha sürebileceğini, Bakanlar Kurulunda da gündeme geleceğini anlattı.

Kontrollü sosyal hayat anlamında da kısıtlamaların olacağına işaret eden Koca, "Sokağa çıkma anlamında kısıtlama kronik hastalar ve büyüklerimizle ilgili kısmen olabilir." ifadesini kullandı.

Öte yandan, basın toplantısı öncesi talep eden gazetecilere PCR testi uygulandı.

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.