Rocco adı bakın nereden geliyormuş
Ankara?da üretilen Rocco adlı şekere bu isim verilirken aşağılık bir amaç güdüldüğü iddia ediliyor. Rocco ismi, dünyanın en pislik yaratıklarından bir porno yıldızının adı?
Ecnebi, devşirme ve özentilerin yuvalandığı muhitlerde üreyen gayri insani, gayri ahlaki yoz kapitalist batıcı kültür kesifleşerek toplumumuza sirayet etmeye devam ediyor. Gayri milli, azgın kapitalist kaygılarla özellikle gençlik üzerine yoğunlaştırılan kural ve ahlak tanımaz dejenerasyon ve propaganda faaliyetleri özellikle birtakım lüks tüketim ürünlerine yönelik reklam filmleri vasıtasıyla yürütülüyor.
HAZCI NEFSANİLİK, RUHÇU AHLAKİLİĞİN YERİNİ ALDI
Bu reklam kampanyaları toplumun temel değerlerini de tehdit eder noktaya geldi. Özellikle cinsellik üzerinden yürütülen kampanyalar kadın-erkek, büyük?küçük, çocuk-ebeveyn, öğrenci-öğretmen arası ilişkileri dejenere ediyor. Bu tür kültürel saldırılar ne toplumca ne de yetkililerce görmesi gereken tepkiyi görmediği gibi, reklamı yapılan ürünlere rağbet artıyor, İnsanların içindeki nefsani-sınırsız ve kuralsız tüketim güdüsü azgınlaşıyor, toplumun ruhçu ahlakiliği, dünyevi-hazcı-geçici bir nefsanilik ile yer değiştiriyor. Kültürel saldırıda kullanılan batılı ve batıcı yöntemler daha da iş görür hale geliyor. Paylaşmak, tadını çıkarmak, gibi ne yana çeksen o yana dönen kaypak imge ve kavramlar reklam üreticilerinin insanlar üzerinde yürüttükleri programın boyutları hakkında da ipuçları veriyor.
İNSANA HADDİNİ ŞAŞIRTIYORLAR
Hızlı yaşamak, hızlı tüketmek, kuralsız, dilediğince yaşamak, eşya ve hadiseler üzerinde sınırsız hüküm sahibi olmak gibi kodlarla insanın nefsani yönüne yönelik tahrik çabaları ön plana çıkarılırken, kullanıp atmak, hızlı yaşamak, kendini kaptırmak gibi sonuçları insanlığın aleyhine gelişen bir felaket süreci tüm insanları kuşatmış durumda. Bu hengame arasında, vefa, fedakarlık, ahlakilik, adalet gibi yüce değerler bir kenara atılıyor. Toplumu dönüştürme faaliyetleri ve reklam kampanyalarında kadın her zaman olduğu gibi yine ön plana çıkarılıyor. Toplum kadın ile yönlendirilirken, reklam piyasasında ön planda olan kadınlar da büyük uluslar arası sermaye odaklarınca kullanılıyor.
FRİTO-LAY KADINLARI KULLANIYOR
Türkiye'de 1993 yılından beri faaliyet gösteren Frito Lay'de yönetime kadınlar büyük ağırlığa sahip. Firmanın icra kurulunda çoğunluk kadın yöneticilerin elinde. Şirkette bölge başkanından başlamak üzere ülke genel müdürü, insan kaynakları direktörü, pazarlama direktörü gibi mevkilerde kadınlar oturuyor. Frito Lay Türkiye'de 400'e yakın kadın çalışan bulunurken, kadınlar toplam çalışan içinde yüzde 30 civarı bir paya sahipler. Yönetici, direktör, bölge başkanı gibi yönetim kademesinde bu oran daha da yukarılara çıkıyor. Türkiye'deki icra kurulu toplantısında 9 kişilik masanın 5'inde kadınlar oturuyor. Türkiye, kadınların temsiliyet oranı sayesinde merkezden 'ödül' de aldı. Fildişi kulesinde Anadolu insanı üzerinde mühendislik çalışmaları yürüten Pazarlama Müdürü Amber Dilberoğlu, Ayşe Teyzesi ve şalvar giyip yemeni bağlayarak hammadde tedarik eden diğer Fritolay yöneticileri, tarımla uğraşan Anadolu insanını da yeterince aşağılamış oluyor.
BATI'NIN DOĞU'YA KAPİTALİST SALDIRILARININ ÜSSÜ OLDUK
Uluslararası batılı kapitalist firmalar, Doğu'ya yönelik faaliyetlerinde yine doğululardan devşirdikleri tipleri kullanıyorlar. Frito Lay'in bağlı olduğu Pepsico International'ın başkanlık koltuğunda Hintli bir kadın olan Indra Nooyi otururken, Pepsico International'ın Türkiye ve Güneydoğu Avrupa Bölge başkanlığını da Robert Kolej mezunu olan bir ?Türk' Ümran Beba yürütüyor. Pepsi ile beraber Siyonist İsrail devletinin en büyük finansörlerinden olan Coca Cola'nın yönetiminde de ?Türkler' kullanılmıştı. Hedeflerindeki pazarlarda serbestçe at koşturabilmek için öncelikle kültür ihracının şart olduğunun bilincinde olan batılı firmalar, batının hastalıklı müzik, sinema, sanat vs. değerlerinin çoğunluğu Müslüman olan Doğu, Ortadoğu ve Asya ülkelerinde yayılması için çeşitli festivaller ve kampanyalara finansör-sponsor ve ön ayakta oluyorlar.
AMBER NEYİN PEŞİNDE
Rocco, Fritolay Pepsi Co'ya ait masum gibi görünen bir şekerleme markası? Ürünlere bu isim verilirken aşağılık bir amaç güdüldüğü iddia ediliyor. Rocco ismi, dünyanın en pislik yaratıklarından bir porno yıldızının ismi? Türkiye'de bir şeker markasına bu ismin verilmesi, Avrupa ve Amerika'da bile yapılamayacak bir ahmaklık olarak tanımlansa da, amaçlananın tam da bu olduğu belirtiliyor. Genç nesli hedefleyen sürekli cinsel içerikli reklam politikaları izleyen bazı firmaların, ürünlerine verdikleri isimleri bilinçli olarak seçtikleri belirtiliyor. Rocco markasını oluşturan bayan şahıs Amber Dilberoğlu'nun Peyman kuruyemişlerinin belden aşağıyı reklam kampanyalarını da oluşturduğu öğrenildi. Uzmanlar bu ülkenin körpe dimağlarına, masum evlatlarına dünyanın en pislik isimleriyle üretilen ürünleri sunmanın ve karşılığında hiçbir tepki görmemenin ancak bir Yahudi zekasıyla mümkün olabileceğini belirtiyorlar. Rocco şekerleriyle ilgili en hazin noktanın ise bu markanın Ankara'nın en muhafazakar esnaflarına fason olarak ürettirilmesi olduğu belirtiliyor. Birçok yabancı dil bildiği öğrenilen Dilberoğlu'nun Rocco isminin neye karşılık geldiğini bilmemesine, araştırma yapmadan böyle bir isimde karar kılmasına imkan olmadığı vurgulanıyor.
AHLAK HASADI
Fritolay'ın bir diğer aşkı da hasat? Şerketin Pazarlama Direktörü Özlem Öztekin her sene patates hasatını kutladıklarını, patates şenlikleri düzenlediklerini, hasat şenliği yapmalarının nedenin patatese verdikleri önemden kaynaklandığını söylüyor. Öztekin, patatesin uzmanlık gerektiren ve üstüne çok titredikleri bir bitki olduğunu belirtiyor. "Hasat mevsimi de bu nedenle bütün şirket için çok önemli. Her sene yeni hasat patateslerinin fabrikaya gelmesiyle şirketten farklı grupların katıldığı etkinlik yapıyoruz. Hasat başladığı zaman şirkette naklen yayın vardır, hasatı izleyebiliyoruz böylece. Hasat mevsimini hissediyoruz." Fritolay Pazarlama Müdürü Amber Dilberoğlu da patates hasatının yeni başlangıçlar anlamına geldiğini söylüyor. "Kriz dönemlerinden geçerken hepimizin umuda ihtiyacı var? diyen Dilberoğlu ve ekibinin asıl becerisinin ?ahlak hasadı' noktasında ortaya çıktığı vurgulanıyor.
FRİTO-LAY ALKOLÜ DE TEŞVİK ETMİŞ
Büyük firmalar arasındaki rekabet ortamı adeta öldürücü boyutlara varmış durumda. Pazarlamanın önemi her geçen gün artıyor. Bu noktada en büyük görev, pazarlama yöneticilerine düşüyor. Çoğu zaman tüketicinin neye ihtiyaç duyması gerektiğini bile bu pazarlama ekibi elemanları yönlendirebiliyorlar. Bu yönlendirme çabasında ise hiçbir kural, sınır bulunmuyor. İnternette sosyal paylaşım sitelerinde gruplar kurulup, randevulaşıp partiler düzenleniyor. Üniversite kampüslerinde gizli çekim çalışmalar yapılıp, genç kızlar ve genç erkekler cinsel anlamda taciz ediliyor. Alkol kullanımı teşvik ediliyor. Dilberoğlu'nun yürüttüğü bir rocco kampanyasında gizli kameraya alınan gençler, alkollü içecek tekila'ya benzetilmişti. Hukuka kanuna ve ahlaka aykırı olarak üniversite kampüslerinde genç kızlara sarkıntılık içeren gizli çekimler sırasında bir çok gencin ciddi tepkiler ortaya koyduğu, ancak firmanın bunların tamamını yayınlamadığı öğrenildi. Bazı öğrencilerin, okullarda yürütülen bu tür ahlak dışı kampanyalara bir gün çok sert tepki verebileceği yönünde uyarılar yapılıyor.
DİLBER HİÇBİR FIRSATI KAÇIRMIYOR
Medya ile ahbap-çavuş ilişkisi içinde geçinip giden firmalar, reklam gücünü kullanarak, medyayı da hem kar, hem de kültür ihracı amaçları için kullanıyor. Kapitalist firmaların ürün ve etkinlikleri ulusal medya, açıkhava, radyo, internet başta olmak üzere bir çok araçla halka duyuruluyor. Doğan Medya'ya bağlı Capital dergisi, Frito-Lay'ın ahlaksız reklamlarının beyni Amber Dilberoğlu'nu en başarılı 25 pazarlama yöneticisi arasında birinci olarak ilan etmişti. ?Renkli Uygulamaları' arasına patates hasadını da katan Dilberoğlu, ?hasatın bize verdiği coşkuyu tüketicilerle paylaşmak istedik, logomuzu çiçeklendirdik. Aktivitelerimizde çiçek kızlar kullandık. İstanbul'u davullu zurnalı özel bir ekip dolaştı. İnsanlara bizim yaşadığımız neşeyi vermeye çalıştık" diyor. Kriz dönemlerinde de medya harcamalarını hiç kısmayan firma, yeni taktik reklamlar devreye sokuyor. Özellikle cinsiyet üzerine kurgulanan bu reklam çalışmaları, çocuklar ve gençler üzerinde tahmin edilenden büyük bir etkiye sahip.
RTÜK VE SAVCILIKLAR UYUMASIN
Frito Lay Türkiye Pazarlama Müdürü Amber Dilberoğlu bu faaliyetler sırasında ortaya koyduğu etkili çalışmaları nedeniyle Capital Dergisince bir numaraya yerleştirilmişti. İletişim uzmanları reklam filmlerinde kullanılan dilin, sadece ekonomik kaygılarla kullanılan bir dil olmadığını, aynı zamanda kültürel bir saldırının da kodlarını içerdiğini bildiriyorlar. Uzmanlar tüm bu uyarıların ardından anne babaların, gençliğin ve esnafın daha duyarlı olması, RTÜK, savcılıklar ve diğer yetkililerin harekete geçmesi çağrısı yapıyorlar. RTÜK Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) toplumun ahlaki değerlerini süistimal etme ve bozmaya yönelik eylemlere ağır cezalar öngörülüyor.
?HAREKETE GEÇECEĞİZ?
Demokratik Eğitimciler Sendikası (DES) Başkanı Gürkan Avcı da konuya dikkat çekerek Habervaktim'e şu açıklamayı yaptı:
?Başta rocco olmak üzere cinsel göndermelerde bulunan temalı reklamlar öncelikle çocuklar olmak üzere toplumun ahlakını bozduğu gibi ahlaki yozlaşmanın bolca sergilendiği bu dönemde ifsad çalışması yapanların ekmeğine yağ sürüyor. Bu çerçevedeki olaylara dönük üzüldüğümüz husus ise müstehcen reklamların alenen afişe edilmesine hemen hemen resmi kurumların hiçbir kesiminden tepki gelmemesidir. İlgili ve yetkili kurum ve kişiler, ayrıca STK'lar, adeta elleri kolları bağlı bir şekilde, ?Biz de muzdaripiz ama yapacak bir şeyimiz yok' diyorlar. Sendika olarak çocuklarımızın bilinçaltını zehirleyen, imgelem merkezlerini sapkın temalarla işgal eden ve ahlaksızlığa sürükleyen reklamların kaldırılması için çalışmalar başlatacağımızı belirtmek isterim. Milli ve manevi değerlerine saygılı olduğuna inandığım Sayın Başbakan başta olmak üzere hükümet yetkililerinin bu konulara hassasiyet göstermesini istiyor, tüm yerli ve yabancı firmaların halkın değerlerine uygun reklam ve klip yapmaları konusunda yasal mevzuatlar hazırlamaları ve cezai müeyyideleri uygulamaları konusunda göreve davet ediyorum. Müstehcenliğe verilen bu imtiyazların ters tepeceğini kendilerine hatırlatmak istiyorum.?
YÖNETMELİK NE DİYOR?
RTÜK ve TCK'nın dışında da belediyelerin uyması gereken reklam, ilan ve tanıtım yönetmeliği mevzuatında da genel ahlaka aykırı, toplumu olumsuz anlamda yönlendirici eylemler yasaklanıyor. Yönetmelik şöyle diyor; ?Bu yönetmelikte; sağlık yönünden zararlı olan alkollü içki, sigara, genel ahlak kurallarına aykırı görüntüler, korku ve batıl inançları içerecek, toplumun acıma duygularını istismar edecek şekilde, hasta, bebek, çocuk, yaşlı ve özürlülerle ilgili ifadeler veya görüntüler kullanılamaz.?
Sözkonusu maddenin çok açık olduğunu belirten Gürkan Avcı, ?fakat kamu kurum ve yetkilileri bunu göz ardı etmektedir. Reklam geliri kaygısı genel ahlakın önüne geçmiş durumdadır? dedi.
Osman Yiğit / Habervaktim.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.