RAMAZAN BEREKETİ

RAMAZAN BEREKETİ
Ramazan geldi hoş geldi safa geldi. O, rahmet ve bereketiyle geldi. Onun gelişi evde, çarşıda pazarda, iş yerlerinde, en önemlisi gönüllerimizde kendini...


Ramazan geldi hoş geldi safa geldi. O, rahmet ve bereketiyle geldi. Onun gelişi evde, çarşıda pazarda, iş yerlerinde, en önemlisi gönüllerimizde kendini gösterdi. Her yer onun getirdiği bereketle cıvıl cıvıl ve hareketli. Peki Ramazan ile mutlu olabilmek ve mutlu ayrılabilmek nasıl olur? İşte bu yazımızda kısaca bu soruya cevap bulmaya çalışacağız.

Ramazan ayının bizde yapması gereken değişiklikler ve bize kazandırdıklarını şu şekilde özetleyebiliriz:

1.Ramazın Rahmet, bereket, mağfiret, oruç, infak, ibadet ve Kur'ân ayıdır.

Ramazan, Kur'ân'ın indiği, Peygamberimize peygamberliğin verildiği aydır. Bu yüzden onun oruç ayı olarak seçilmesi rastlantı değildir. Adeta oruç ibadetiyle, tüm insanlığa bu nimetlerin verilmesi kutlanmaktadır. Nitekim Peygamberimizin hayatında bu ay, her bakımdan diğer aylardan farklı olmuştur. Şöyle ki, her zaman cömert olan Hz. Peygamber Ramazan'da daha cömert olur; her zaman Kur'ân okuyan Hz. Peygamber, Ramazan'da daha çok Kur'ân okur, daha çok ibadet ederdi.

Dünyanın pek çok yerinde çok sayıda insanın ibadet kervanına katılmasıyla Ramazan, amel ve rahmet panayırına dönüşmektedir. Bunun sonucunda Ramazan'da bir ibadet ve rahmet yoğunluğu yaşamaktadır. Bu yoğunluktan her seviye ve konumdaki her insan nasibini alabilmektedir. Bu yüzden Ramazan'da suç işleme oranları en aza inmekte, ibadet yerleri dolup taşmaktadır.

2.Ramazan nasıl rahmet, bereket ve mağfiret ayı olur?

Ramazan ayı, Allah'ın rahmetini hak edenlere rahmetiyle gelir, onların ibadetlerini bereketlendirdiği gibi, zaman, rızık ve çalışmalarını da bereketlendir, bağışlanmayı hak edenlerin de bağışlanmasına sebep olur. Bu yüzden rahmet, bereket ve mağfireti haktmek gerekir. Kim ne kadar hak ederse, bu erdemlere ne kadar layık olursa, o ölçüde payını almış olur.

3.Ramazan'da Müslümanlık kalitesini, salih amel rekoltesini yükseltmek gerekir.

Ramazan ayının hayatımızda özel bir yeri olmalıdır. Çünkü o, sıradan bir ay değildir. O, ibadet ve taatta pek çok insanın yoğunlaştığı, sürekli rahmetin yağdığı bir aydır. Her Müslüman gücü nispetinde bu rahmetten daha çok pay almaya çalışmalıdır. Diyelim ki bizler Ramazan dışında da namazını kılan, Kur'ân'ı okuyan, hayırını yapan müslümanlarız. Ramazan da bunların üzerine bir şeyler koyabilmeliyiz. Hiç namaz kılmayan bir kimse Ramazan'da namaza başlıyorsa; namaz kılan biri olarak bizim Ramazan'da namaz kalitemiz artmalıdır. Aksi takdirde herkese bir şeyler kazandıran Ramazan, bize bir şey kazandırmamış olacaktır. Ramazan'daki Kur'ân okumalarımızda diğer aylardan farklı olmalı. Anlayarak, özümseyerek okumalarla tanışmalıyız Ramazan'da. Elbette bu, Ramazan hatimlerimize engel olmamalıdır. Kur'ân'ı anlama işi, bir aya sığmayacak kadar büyük bir iş, ama Ramazan bizim bu hayırlı işe başlama ayımız olamaz mı?

4.Namaz, oruç ve diğer ibadet kalitesini artırmak gerekir.

İbadet, müslümanın her zaman yapması gereken bir yükümlülüktür. İbadet, ölüm gelinceye kadar devam eder. Ramazan ayı ise, ibadetlerin sevap çarpanlarının katlandığı aydır. Bu yüzden her Müslüman Ramazan'da daha çok ve seviyeli ibadet yapmaya çalışmalıdır

5. Ramazan neşvesini/ atmosferini diğer aylara taşıyabilmek gerekir.

Ramazan ayı, bizleri hayata hazırlayan bir okul, bir kamp zamanıdır. O, bizi manen güzelliklerle tanıştırır, iyiliklerle donatır. Önemli olan ise, onun bize kazandırdıklarını Ramazan'dan sonra da sürdürebilmektir. Zira müslümanlık bize her zaman gerekli olan bir değerdir. İslamî güzellikler de her zaman bize yakışan erdemlerdir. Bu nedenle Ramazana Elveda, Ramazan güzelliklerine elvadaya dönüşmemelidir.

Oruç Bilincini Diri Tutmak

?Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için çok hayırlıdır.? (2/184) Böyle Buyuruyor Kur?ân.

Eğer bilirseniz.. Orucu bilirseniz.. Rabbinizi bilirseniz.. Orucu, Rabbinizin niçin emrettiğini bilirseniz.. Oruçtaki güzellikleri bilirseniz.. Orucun sizi takvaya götüren bir araç olduğunu bilirseniz.. Oruçla melekleşmeye doğru adımlar attığınızın farkına varırsanız.. Orucu, peygamberinizin orucuna benzetirseniz. İşte o zaman, oruçtan hakkıyla istifade edersiniz. İşte o zaman oruçtan vazgeçemezsiniz.

İşte o zaman oruç sizden razı, siz oruçtan razı olarak oruç tutarsınız. İşte o zaman, siz orucu şevkle tutarsınız, oruç da sizi aşkla tutar, sizi istikamette tutar, kötülüklerden alıkoyarak sizi tutar, Rabbinizin huzuruna yüceltmek ve cennete sizi götürmek için elinizden tutar.

Oruç hükümlerinin açıklandığı ayetlere (2/183-187) baktığımızda şunlar dikkatimizi çekmektedir:

Ayetler Ey iman edenler ifadesi ile başlamaktadır. Demek ki önce iman etmek gerekir. Çünkü amellere değer kazandıran imandır. Davranışları ibadet yapan da onların inanarak yapılmasıdır.

Söz konusu oruç ayetleri şu anlamlı cümlelerle sona erer: Umulur ki takvaya erersiniz. Eğer bilirseniz.. Umulur ki şükredersiniz.. Umulur ki rüşde/kemale/doğru yola ererler.. Umulur ki onlar takvaya ererler. Takva, bilinç, şükür ve rüşd.. Kur?ân?ın en temel kavramları. Bu kavramlarla donanmak için Kur?ân ayı Ramazan ve oruç iyi bir fırsat. Eğer bilirsek, bu büyük fırsatı değerlendirebilirsek bu donanıma sahip olabilmek oruçla mümkün olacaktır. Ama bizi bu hedeflere taşıyacak olan gerçek oruçlarla.

Nihayet ayetler şu cümlelerle sona erer: ?İşte bunlar Allah?ın sınırları/ ilkeleridir, onları aşmayın. Allah işte böylece ayetlerini/ ilkelerini insanlara açıklıyor. Umulur ki onlar takvaya ererler.?( 2/187) Ey iman edenler diye konuya başlandı, sonuçta hitap tüm insanlara yöneltildi. Çünkü Kur?ân tüm insanlığa hitaben gelmiştir. Bütün insanlar onun muhatabıdır. Ancak Kur?ân?ın bu evrensel çağrısını tüm insanlığa ulaştıracak olan iman edenlerdir. Bu nedenle iman edenler, önce kendileri dini en güzel bir şekilde hayatlarında yaşamalı, sonra da yaşadıkları bu güzellikleri insanlığa ulaştırmaya çalışmalıdırlar.

Oruçla ilgili ilk ve son ayette de belirtildiği üzere Kur?ân?ın ve orucun temel hedefi, tüm insanları takvaya erdirmektir. Zira Marifetüllah bilinci demek olan Takva ile, insanlar Allah?ı hesaba katarak yaşayacaklar, O?na kaşı yükümlülüklerini yerine getirerek hem dünyada cennet hayatı yaşayacaklar, hem de ahirette cenneti hak edeceklerdir.

Unutmayalım ki rahmet ve bereket kaynağı olan Ramazan ayı, mümin, münafık, kafir her insana uğrar. Ama onun rahmet ve bereketinden iman eden ve ona gereken özeni gösterenler istifade ederler. Ramazanda, hayatında cehennem kapılarını kapatıp cennet kapılarını açanlar müminlerin kendileridir. Şeytan ve yandaşlarıyla ilgilerini kesip onları zincirlere vuranlar da onlardır. Müminlerin sağlam iman ve iradeleri, ibadet ve tatları bunu gerçekleştirecektir.

Ramazan ayı, Kur?ân?ın indirilmeye başlandığı aydır. Kur?ân ise, Yüce Allah?ın kullarına olan en büyük lütfudur. İşte bir anlamda bizler, oruç tutarak, ibadetlerimizi nicelik ve nitelik bakımından artırarak bunu kutluyoruz Ramazan?da. Allah?tan kullara vahiy, kullardan Rabbe oruç, namaz, şükür, zikir ve dua. İşte Ramazan, Allah ile kul iletişiminin en kapsamlı ve dolu dolu yaşandığı aydır.

Ramazan ayının bu doluluğundan fazlasıyla istifade edebilmek için, bu ayda hepimize büyük görevler düşmektedir. Şöyle ki, bu ayda çalışanlarımız, işlerinin hakkını vermeli, asla orucu istismar konusu yapmamalıdır. Esnafımız, dürüstlüğünden taviz vermemeli, asla Ramazan fırsatçılığı yapmamalıdır. Yöneticilerimiz, iş verenlerimiz, anlayışlı, hoşgörülü ve kolaylaştırıcı olmalıdır. Fakirlerimiz, sabırlı ve kanaatkar olmalıdır. Zenginlerimiz,  daha cömert olmalıdır. Oruç tutan tutamayan herkes oruca ve oruçluya saygı duymalıdır.

Bu güzel ayı değerlendirirken bilinçlenmeyi, gelişmeyi, kendimizle ve çevremizle barışmayı asla ihmal etmemeliyiz. Bilinçlenerek ibadetlerimizi adetlere dönüşmekten kurtarmalıyız. Gelişerek, eksik ve yanlışlarımızdan kurtulmalıyız. Barış dininin bağlıları olarak, barış ve esenliği yaygınlaştırmalıyız. En önemlisi de kul olarak bize düşenleri yaptıktan sonra, gönül ve ellerimizi kendisine açarak Yüce Rabbimize dua ederek yardımını dilemeliyiz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.