Pusuda yatanları sevindirmeyeceğiz
Başbakan Erdoğan "Nifak için pusuda yatanları sevindirmeyeceğiz. AK Parti içinde sorun çıksın diye elini ovuşturanlara prim vermeyeceğiz" dedi.
KAYSERİ (AA) - Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kayseri'de Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti.
Erdoğan, konuşmasına, ?Kayseri, ey kardeşim, dostum, yol arkadaşım, kader arkadaşım Kayseri, bugün sizleri gönülden selamlıyorum. Bugün sizleri bir kez daha hasretle, muhabbetle selamlıyorum Kayseri. Maşallah, barekallah. Kayseri yine çok farklı, Kayseri yine çok muhteşem, Kayseri bugün bir kez daha tarih yazıyor. Rabbim şu manzarayı nazarlardan saklasın. Şu coşkuyu, heyecanı şu muhabbeti nazarlardan saklasın. Rabbim Kayseri?yi korusun? diyerek başladı.
?Kayseri, gadasını aldığım Kayseri? diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
?Dedik ki, 30 Mart seçimleri öncesinde son mitingi Kayseri?de yapalım. Dedik ki en son Kayseri?nin duasını alalım. 30 Mart öncesinde en son Kayseri ile muhabbet edelim ama biliyorsunuz bu mümkün olmadı. Buraya gelemesek de bakan arkadaşlarım, milletvekillerimiz burada muhteşem bir miting yaptı. Ben de o mitingi televizyonlarda izledim. Bir ay sonra 27 Nisan?da, Kayseri?ye sizlere teşekküre geldim. Hem toplu açılışlarımızı yaptık hem de sizlerle hasret giderdik.
Bu önemli seçimde de 10 Ağustos öncesinde Kayseri?yi yine finale bıraktık. Bugün Kayseri diyoruz, ardından Ankara diyoruz. Yarın Konya?da muhteşem bir buluşma gerçekleştiriyoruz inşallah ve Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini sona erdiriyoruz. Pazar günü sandığa gidiyoruz, tercihimizi yapıyoruz. Milletin adayını cumhurbaşkanlığa taşıyoruz.?
?Rabbim, Türkiye için bir milat olan 10 Ağustos?u hayırlara vesile kılsın. Türkiye'nin yolu, bahtı inşallah daha da açık olsun? ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
?Kayseri, cumhurbaşkanlığı makamının da cumhurbaşkanlığı seçiminin de ne anlama geldiğini en iyi bilen, en yakından takip eden illerimizden biri. 2007 yılındaki o süreci sizler çok yakından izlediniz, takip ettiniz. 10. Cumhurbaşkanının görev süresi dolunca 11. Cumhurbaşkanını seçmek üzere hazırlıklarına başladık. Bir grup toplantımızda adayımızı açıkladık. Ne dedik? Cumhurbaşkanı adayımız kardeşim Abdullah Gül?dür dedik. Kayserili bir kardeşim, Kayseri milletvekilimiz, Dışişleri Bakanımız, yol arkadaşımız Abdullah Gül Bey?i 11. Cumhurbaşkanı olarak aday gösterdik. Geçmişte cumhurbaşkanı seçim süreci nasıl işlediyse, aynısını yaptık. TBMM?de anayasa, yasalar, içtüzük çerçevesinde seçim turlarını başlattık. İşte o esnada demokrasiden, milli iradeden ve milletten hazzetmeyenler devreye girdiler. Cumhuriyet tarihi boyunca yaptıklarını yaptılar. Seçimleri kilitlemeye çalıştılar. Ne dediler, ?AK Parti içinden biri cumhurbaşkanı seçilemez? dediler. ?AK Parti?ye cumhurbaşkanı seçtirmeyeceğiz? dediler. 367 diye bir garabeti ortaya çıkardılar. Merhum Özal?ın, Sayın Demirel?in, Sayın Sezer?in seçimi sırasında olmayan şartı bizim önümüze getirdiler, bize dayattılar. Arkalarına da bir takım emekli hukukçuları aldılar, bazı kurumları, mahkemeleri aldılar. Anayasa Mahkemesi de 367 şartını bize dayattı ve maalesef seçim sonuçsuz kaldı.?
-?Bize milletten başkası istikamet çizemez?-
"Kardeşlerim, vazgeçebilirdik, bizden öncekilerin yaptığı gibi geri adım atabilirdik, uzlaşma adı altında dışarıdan dayatılacak sipariş adaylara boyun eğebilirdik, statükoya, vesayete, çetelere, mafyaya, hukuksuzluğa eyvallah diyebilirdik ama bunu yapmadık? diye konuşan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
?Biz milletin partisiyiz, bize milletten başkası istikamet çizemez dedik. Danıştaya saldırı yapıp göz dağı vermek istediler, tehditlere aldırmadık. Bildiri yayınladılar, buruşturup attık. Hukuku çiğnediler, öyleyse hodri meydan dedik. Önce seçim kararı aldık, 22 Temmuz?da milletim yüzde 47 ile bizim arkamızda olduğunu gösterdi. Seçimin ardından TBMM?ye geldik, cumhurbaşkanlığı seçim sürecini yeniden başlattık. Abdullah Gül kardeşimizi Türkiye Cumhuriyeti?nin 11. Cumhurbaşkanı seçtik ama orada durmadık. 1938?den beri Türkiye için kriz sebebi olan, kaos sebebi olan, her seferinde büyük tartışmalara yol açan cumhurbaşkanlığı seçimlerini parlamentodan alalım millete verelim, bunun kararını çıkardık. Millete gittik. Millet ne dedi? Yüzde 69 oy oranıyla ?evet, cumhurbaşkanını vekiller değil biz seçeceğiz? dedi. Ona da itiraz ettiler. Onu da engellemeye çalıştılar. Anayasa değişikliği, dönemin Cumhurbaşkanı tarafından veto edildi. Biz kararımızda ısrar edince, mesele halk oylamasına kaldı ama onu aşamadılar. Yüzde 69 böylece bir dönemi kapattı. 2007?de attığımız bu adım Türkiye Cumhurbaşkanlığı makamını, bir vesayet makamı olmaktan çıkardık.?
-?Sayın Abdullah Gül ile son derece uyumlu başarılı çalışma dönemi yaşadık?-
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile uyumlu bir çalışma dönemi geçirdiklerine işaret eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
?Hamdolsun 7 yıl boyunca Sayın Abdullah Gül ile son derece uyumlu, başarılı çalışma dönemi yaşadık. Tabii bu süreci hazmedemeyenler devamlı nifak tohumlarını ektiler. Ülkemiz için, milletimiz için, bayrağımız için, devletimiz için yaptıklarımızdan dolayı hep fitne sokmaya çalıştılar. Bunlardan bir tanesi de kimdir biliyor musunuz? Bu Bahçeli. Sayın Cumhurbaşkanımızı çok seviyor, biliyor musunuz? Çok sevdiği için acaba bu araya nasıl fitne atabilirim, bana da nasihatte bulunuyor, ?başbakanlığa gelmişim. Orada dur işte? diyor. Ey Bahçeli, biz bu makamlara milletle geldik. Sende zerre kadar yüz olsa bir defa 15 yıldır, 16 yıldır orada duruyorsun, o koltukta oturuyorsun. Çeker gidersin, dersin ki, ?Ben bu işi başaramadım.? Buraya başkası gelsin ama bunu yapacak irade sen de yok. Kaç kere bu meydanlardan söyledim. Eğer birinci parti olmazsak ben çekilip gideceği, dedim. Baykal sen gidecek misin hayır, Kılıçdaroğlu sen gidecek misin hayır, Bahçeli sen gidecek misin hayır. Niye? Onlar bu yola başarılı olmak için çıkmıyorlar, iktidara talip olmak için çıkmıyorlar. Onlar partilerin koltuğunda oturmak için çıkıyorlar. Çünkü onlarda hizmet siyaseti yok, onlarda başarıya kilitlenmek yok.?
-"Partimiz içinde nifak çıksın diye çok uğraştılar"-
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'de hizmet siyasetinin ve başarıya kilitlenmenin olmadığını söyledi.
Kendilerinin bu yola çıktığı andan itibaren birilerinin pusuya yattığını dile getiren Erdoğan, "Partimiz içinde nifak çıksın diye çok uğraştılar. Partimiz içine fitne yerleştirmek için çok uğraştılar. Allah'a hamd olsun hiçbir zaman bunu başaramadılar. Çünkü o pusuda yatanlar bizim nasıl bir davanın, nasıl bir dava ahlakının, nasıl bir dava kültürünün sahipleri olduğumuzu hiçbir zaman anlamadılar" diye konuştu.
"Biz kökü Selçuklu'da olan ulu bir çınarın kollarıyız. Biz cihanı titreten Osmanlı'nın dallarıyız. Biz bu yola dün çıkmadık, biz asırlardır bu kutlu yolda yürüyenlerin takipçileriyiz" ifadelerini kullanan Erdoğan, davalarında "ben" değil "biz" olduğunu vurguladı.
-"Böyle bir teslimiyetle bugünlere ulaştık"-
Davalarında koltuk, makam, rütbe hırsının bulunmadığına işaret eden Erdoğan, "Bizim davamızı şöyle biliniz, bu davada yol arkadaşını yolda satmak yoktur. Bizim davamızda sinsilik yoktur. Sırttan hançerleme yoktur. Arkadaşının kuyusunu kazmak yoktur. Biz millete hizmetkarlık uğruna yola çıkmış dava arkadaşlarıyız. Millete hizmet yolunda bencillik yoktur" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Haçlılar geldiler, bu toprakları işgal ettiler, asla umudumuzu yitirmedik. Moğollar geldiler, bu toprakları işgal ettiler, asla umudumuzu yitirmedik. Çanakkale'ye en modern, en güçlü ordularla geldiler, bir adım bile geri adım atmadık. 'Mondros' dediler, 'Sevr' dediler, boyun eğmedik. Ezanımızı susturdular ama biz susmadık. Camilerimizi yıktılar ama biz yıkılmadık. Kızlarımızın başlarını zorla açtılar, yılmadık. Hapsettiler, tehdit ettiler, seçtiğimiz başbakanı idam ettiler, darbeler yaptılar, sinmedik. Defalarca partilerimizi kapattılar, vazgeçmedik. Her seferinde 'Allah'ın yardımı yakındır' dedik. Her seferinde 'Sabreden zafere erişir' dedik. 'Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır' dedik. 'Kaderin üstünde bir kader vardır' dedik. İşte biz böyle bir kültürle, böyle bir sabırla, böyle bir teslimiyetle bugünlere ulaştık. İnşallah da bu dava, bu şekilde istikbale yürüyecek."
İsimlerin fani, davanın baki olduğunu ifade eden Erdoğan, asırlar boyunca isimler üzerine bina edilmiş fani davaların peşinden gitmediklerini vurguladı.
Erdoğan, "Allah'ın izniyle bizim dava sancağımızı omuzlayacak, en yüksek burçlara dikecek nice genç Osmanlarımız var" diyen Erdoğan, "Biz nifak için, fitne için pusuda yatanları sevindirmeyeceğiz. AK Parti içinde sorun çıksın diye ellerini ovuşturanlara, Bahçelilere malzeme vermeyeceğiz. Kılıçdaroğlu gibi tiplere pirim vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
-"Bunlar ruhen bir defa hijyen değil"-
Vatandaşlara "Kılıçdaroğlu'nun genel müdürlüğünü izlediniz mi? Savaş Ay'ın programını izlediniz mi? Nasıl buldunuz" diye soran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Çok başarılı bir genel müdür değil mi? Aman yarabbi. O hastanelerin hali ne gördünüz. Sağlam gir hasta çıkarsın. 'Hijyen' diye bir şey var mı? O serum askılarını gördünüz değil mi? Aman Yarabbim. Serum şişelerinin atıldığı yerleri gördünüz. Ah benim kardeşlerim ah. Bunlar ruhen bir defa hijyen değil. Bunlara üç tane koyun teslim et, kaybeder gelirler. Yok, dikili ağaçları yok bu ülkede.
Geçenlerde benim hemşehrilerden bir tanesi şöyle bir şey yapmış, CHP'lilerden bir tanesi Rize'ye gitmiş. Konuşma yapacak. Orada ceketini de çıkarmış, herhalde nemliydi o gün hava. Demiş ki 'Şu ceketimi al, içeride bir çiviye asıver' demiş. Tabii gitti, geldi, baktı ki ceket elinde duruyor, demiş 'Ben sana bunu bir yere as, bir çiviye as' dedim, 'Niye asmadın?' Benim Rizeli hemşehrim de demiş ki 'Ya dikili bir çiviniz yok ki nereye asayim oni' demiş. Tabii bu bir fıkra. Rize fıkrası. Ama vaka da bu değil mi? Vaka da bu."
Ülke için daha yapacak çok işleri olduğunu, millet için üretecekleri çok hizmet bulunduğunu belirten Erdoğan, "Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız" dedi.
Büyük güne artık 1 gün kaldığına işaret eden Erdoğan, "Allah'ın izniyle, milletimizin takdiriyle pazar günü milletin adayı emaneti devralacak" diye konuştu.
Alandakilere "Reklam filmini izlediniz mi, nasıl buldunuz?" diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu filme bile bu MHP tahammül edemedi biliyor musunuz? Ne vardı orada? Ezan vardı. Ne vardı orada? Seccade vardı. Ne vardı orada? Başı yaşmaklı, o namaza durmuş Anadolu kadını, Anadolu anamız vardı. Bunlara itiraz etti MHP. Yüksek Seçim Kurulu da 6'ya 4 oy çokluğuyla kabul etti. E ne oldu? Yani biz filmi durdurduk mu? Hayır, devam ettik. Peki o ezan sesini, siz orada ona tahammül edemezseniz de ben şimdi buradan sesleniyorum, buyurun, bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli. Olay bu. Bundan dolayı kalkıp da böyle bir karar alınır mı? İşte bu Bahçeli bu, bu MHP bu. Bunların kutsalı yok. Bunların değerler silsilesi içerisinde yeri yok. Bunlarda sadece istismar var. Millet inşallah o filmde gördüğünüz gibi devletinin parlayan yıldızını inşallah 10 Ağustos'ta ehline emanet edecek."
-"Biz, çarkçı Kemal?i biliyorduk, ama bir de çarkçı Ekmel çıktı"-
Erdoğan, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve mevcut Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde cumhurbaşkanlığı makamının vesayet makamı olmaktan çıktığını, halkla kucaklaştığını belirterek, cumhurbaşkanı seçilmesi halinde de göreve başlayacağı 28 Ağustos?tan itibaren devlet ile milletin bir daha muhabbetle kucaklaşacağını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde muhalefetin durumunun içler açısı, çıkardıkları adayın ise ?evlere şenlik? bir durumu olduğunu dile getiren Erdoğan, ?Siyaset bilmiyor, Türkiye?yi tanımıyor hatta ve hatta İstiklal Marşı'mızı dahi bilmiyor. Diyor ki ?30 günde seçim olur mu?? Ah keşke 30 gün değil de ona bir 40 gün daha ilave etseydik, 70 gün, 90 gün önce başlasaydı da aylar önce bunun ne olduğu ortaya çıksaydı. O zaman daha fazla eğlenirdik? diye konuştu.
Muhalefet partilerinin ortak cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu?nu, ?en iyi bildiği konunun edebiyat olduğunu, tarih olduğunu iddia ediyordu, orada da çaktı? diyerek eleştiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
?En iyi bildiğinin ne olduğunu söylüyor; İstiklal Marşı'nı, Çanakkale Şehitleri'ni iyi bildiğini söylüyor. Ondan sonra ?Yahya Kemal?in Süleymaniye?de Bayram Namazını da iyi bilirim? diyor, Yahya Kemal?in Süleymaniye?de Bayram Namazı diye bir şiiri yok, Süleymaniye?de Bayram Sabahı diye bir şiiri var. Ey Ekmel, bak burada da çaktın. Biz, çarkçı Kemal?i biliyorduk, ama bir de çarkçı Ekmel çıktı.
Dün de Ordu?da kendisini karşılamaya gelmiş, seçilmiş olduğu AK Parti?ye ihanet eden bir tanesini yanına almış ve onu takdim ediyor ?AK Partili Ertuğrul Özkök? diyor. Hale bak, herhalde Ertuğrul Özkök kalp krizinden gitmiştir, çünkü onun AK Partili olması mümkün değil. Öbür tarafta, öbürünün de rengi ruhsarı kaçtı, çünkü onun da artık AK Parti ile alakası yok, tamamen şu anda bilyalar dağılmış durumda. Hal bu. CHP?ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, bu zata mı oy vereceksiniz? ?Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda / Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda / Canı cananı bütün varımı alsın da hüda / Etmesin beni tek vatanımdan dünyada cüda? bunu bile Çanakkale Şehitleri diye okuyan Ekmel?e mi oy vereceksiniz? Ey MHP?ye oy veren kardeşlerim, siz milliyetçisiniz, sizi öyle tanıyorum, ama İstiklal Marşı?nı bile bilmeyen bu zata nasıl oy vereceksiniz. Bir de ne diyor; ?şiirlerle meşgul etmeyin milleti? diyor. Ekmel, bu sıradan bir şiir değil, bu İstiklal Marşı, İstiklal Marşı.?
Konuşması sırasında vatandaşların ?vur vur inlesin Ekmeleddin dinlesin? tezahüratları yapması üzerine Erdoğan, ?Kardeşlerim, inanın vurmaya değmez, hiç gerek yok, o kadar da değil? yanıtını verdi.
-?Pensilvanya beddua seanslarıyla bu adayın arasında ve arkasında"-
İhsanoğlu?nun kimler tarafından desteklendiğinin görülmesiyle, neye hizmet etmek istediğinin daha iyi anlaşılacağını belirten Erdoğan, ?Pensilvanya 3 gün üst üste beddua seanslarıyla bu adayın arasında ve arkasında. Doğan medyası var gücüyle, bütün imkanlarıyla bu adayın arkasında. Der Spiegel dergisi bu adamın arkasında. Düşünebiliyor musunuz? Almanlar'ın Der Spiegel dergisi, Doğan grubuyla arası çok iyidir. Zalim Esed?den tutun, bölgenin tüm diktatörleri, zalimleri bu adayın arkasında. Nerede Türkiye?nin hasmı varsa, nerede milletin hasmı varsa inanın bu adayın arkasında. AK Parti içinde fitne çıkarmak isteyenler bu adayın arkasında. Büyük Türkiye?den, yeni Türkiye?den, tam bağımsız Türkiye?den rahatsız olanlar bu adayın arkasında. Onun için benim CHP?ye gönül veren kardeşim, MHP?ye gönül veren kardeşim, Saadet Partisine gönül veren kardeşim, Büyük Birlik Partisine gönül veren kardeşim inanıyorum ki bu ithal adaya, monşer adaya oy vermeyecekler? değerlendirmesinde bulundu.
10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçiminde kazananın kendisi değil, millet ve Türkiye olacağını, 10 Ağustos tarihinin 77 milyonun her birlikte kazanacağı bir dönüm noktası, milat olacağını ifade eden Erdoğan, ?Ey Kayseri, 10 Ağustos?a hazır mıyız? Sandığa gidiyor muyuz Kayseri? Yeni Türkiye?ye evet mi, güçlü Türkiye?ye evet mi, Türkiye?nin gücüne güç katıyor muyuz Kayseri. Milletin adayını seçiyor muyuz Kayseri? Kim o aday, kim? Maşallah, barekallah. Gadasını aldıklarım, bu iş Kayseri?de tamam? diye konuştu.
AK Parti iktidarlarının 12 yıl milletle birlikte çalıştığını, Türkiye?de ilkleri başardığını, cumhurbaşkanı seçilmesi halinde durmadan, daha çok çalışıp, daha fazla üreteceklerini anlatan Başbakan Erdoğan, ?Yasakları, kısıtlamaları, haksızlıkları artık eski Türkiye?de buruk bir hatıra olarak bırakıyoruz. Kardeşliğimizi daha da güçlendireceğiz, 77 milyon birbirimize daha da kenetleniyoruz. Yeni Türkiye?de inkar olmayacak, yeni Türkiye?de dillerin, etnik kökenlerin, kültürlerin inkarı asla söz konusu olmayacak. Yeni Türkiye?de inançlar inkar edilmeyecek. Başörtüsü zulmü bitmiştir, gelecekte de inşallah geri gelmeyecek? dedi.
-"Bu ülkede çok zulüm oldu"-
Erdoğan, Kur'an'ın, din eğitiminin, inançlara göre yaşamanın önündeki engellerin kalktığını ifade ederek, "Gelecekte de Allah'ın izniyle bizim olduğumuz hiçbir dönemde artık bunlar geri gelemez" değerlendirmesinde bulundu.
"4 tane yavrum var. İki kız, iki oğlan. Hepsi de imam hatipte okudular. Çocuklarımız katsayısına takıldılar, başörtüsüne takıldılar. Tabii biz de imkanlarımızla yurt dışında okuttuk" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Kızlarım yurt dışında başörtülü okuyabildi. Ama benim ülkemde okuyamadı. Kendi yurdunda garipsin, öz vatanında parya. Öyle muamele gördüler. Başbakan oldum. Sordular. 'Sizin kızlarınız niye Amerika'da okuyor?' diye. Dedim, böyle, böyle, böyle. Dediler ki 'E siz Müslüman değil misiniz?' 'Müslümanız ama maalesef böyle'. 'İnşallah' dedik. 'Bunlar da düzelecek'. 'İnşallah torunlarımız bunları görecek'. Ama torunlarımıza bile gelmeden hamdolsun bu işi çözdük. Sadece okullar değil, devletin daireleri de onlara açıldı. Az önce bir televizyon programındaydım, buraya gelmeden önce. Karşımda başörtülü bir yardımcı doçent vardı ve şu ifadeyi kullandı. 'Size teşekkür ediyorum' dedi. 'Daha önce başörtüsüyle okuyamadığım üniversitemde, şimdi başörtülü olarak öğretim üyesi olarak görev yapıyorum' dedi. Bir başkası aynı şekilde 'Yurt dışında doktoramı yaptım. Tıp doktoru oldum. Şimdi başörtülü olarak hastanede doktorluk görevimi yapıyorum' dedi."
Erdoğan, "Bu ülkede çok zulüm oldu. Ama inanın, bu ülkede inancını yaşayamadıkları için birçok hakları kaybeden yavrularımız oldu. Onlar dışlandılar, ötelendiler, büyük haksızlıklara hep muhatap oldular. Şimdi ise AK Parti iktidarıyla bunlar giderildi. Eksikliklerimiz yok mu? Var. İnşallah onlar da giderilecek" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, "Artık katsayısı diye bir olay kaldı mı? Yok, kalktı. Başörtüsü diye bir olay kaldı mı? Kalktı. İsteyen istediği üniversiteye gider mi? Gider. Devlet dairesinde çalışır mı? Çalışır. Türk, Kürt, Arap, Boşnak, Roman, Çerkes, Gürcü, Abhaza bir ayrım var mı? Yaratılanı yaratandan ötürü severiz" dedi.
-"Ayrım nedir görmedik"-
"Alevi, Sünni diye bir ayrım var mı?" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Geçen gün dedim ki, Ey Kılıçdaroğlu, 'Bak bu ülkede Alevi olan vatandaşım, (Ben Aleviyim) diyemiyordu'. Niye korkuyorsun? Sen de rahat ol. Bu bir ayrımcılık değil. Ben de Sünni'yim, Sünni olduğumu rahat rahat söylüyorum. Bunlar zenginliktir, fakirlik değil. Tasavvufta bir kaide var. Birlikten çokluk doğar, yani kesrette vahdet anlayışı. Niye korkuyorsun? Rahat ol. Hemen kalemşörleri devreye girdi. 'Başbakan ayrımcılık yapıyor' diye. Hayır. Ben tam aksine birliktelik yapıyorum. 'Korkma' diyorum. Rahat ol. Bu topraklarda, Alevi'siyle, Sünni'siyle, tüm etnik unsurlarla beraber yaşadık. 77 milyon yine beraberiz. Yeter ki silaha sarılmasınlar. Yeter ki silahlı eylemlere, şiddete sarılmasınlar. Bunlar olmadığı sürece biz bu ülkede bir olacağız bir, iri olacağız iri."
Büyüdüğü apartmanda Alevi komşularının da bulunduğunu ve aralarının gayet iyi olduğunu anımsatan Erdoğan, "Anacığım onların elbiselerini dikerdi. Öyle anacığım kalkıp da yani gidip herhangi bir lisede, meslek lisesinde okumuş birisi değildi. Çarıklıydı. O şekilde yetişmişti. Onların elbiselerini dikerdi. Pratikti. Biz böyle doğduk, böyle büyüdük, böyle yetiştik. Ayrım nedir görmedik. Kılıçdaroğlu, onun için ağzından çıkanı kulağın duysun" ifadesini kullandı.
-"Gerilimleri bir kenara bırakacağız"-
"Gerilimleri bir kenara bırakacağız. Muhalefetin kutuplaştırma siyasetine, korkutma siyasetine artık prim vermeyeceğiz" değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, "Bak, bölücü terör örgütünü arkasına alan bir parti, Güneydoğu'da, Doğu'da maalesef benim partili meclis üyelerimi tehdit ediyorlar. Tehdit ederek istifa ettiriyorlar" dedi.
Erdoğan, "Kayseri nasıl ki bir oldu, beraber oldu, çok çalıştı ve dünya markası haline geldiyse Türkiye de bir olacak, beraber olacak, inşallah dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri olacak. 2023, hedefimiz bu" diye konuştu.
Keşan'da bir özel sektör firması tarafından üretilen insansız hava aracının uçurulduğunu, yaklaşık 30 bin fit yüksekliğe çıktığını ve 24 saat 34 dakika havada kalarak bir rekora imza attığını hatırlatan Erdoğan "İşte Türkiye bu seviyelere geldi. Oluyor mu? Oluyor. AK Parti iktidarıyla. Türkiye şimdi kendi insansız hava araçlarını yapıyor. Türkiye kendi savaş gemilerini, helikopterlerini, tanklarını, piyade tüfeklerini, roketlerini üretiyor. Daha da geliştireceğiz" ifadesini kullandı.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye, dünyanın her yerinde mazlumlara ulaşıyor. Herkes susarken, Türkiye cesaretle konuşuyor. Herkes sırtını dönerken Türkiye Gazze'deki, Suriye'deki, Irak'taki mazlumların yardımına koşuyor. İşte bugün de bir yandan Gazze'den yaralıları Türkiye'ye getiriyoruz, bir yandan Suriyelilere kucak açıyoruz. Bir yandan Türkmenlere sahip çıkıyoruz, bir yandan Kuzey Irak'ta zor durumdaki herkese yardım ulaştırıyoruz. Biz büyük devletiz. 81 vilayete ulaşacak gücümüz de var, Gazze'ye, Halep'e, Erbil'e ulaşacak gücümüz de var. Daha da fazlasını inşallah hep birlikte inşa edeceğiz."
-12 yılda 11 katrilyon yatırım-
Kayseri'yi sevdiğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Tek gayemiz millete hizmet. Tek gayemiz ülkemizi adaletle kalkındırmak. Okullar inşa ettik, hastaneler inşa ettik, adliye sarayları inşa ettik, emniyet binaları, bölünmüş yollar inşa ettik. Cumhuriyet tarihinde 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldı. Biz 17 bin kilometre bölünmüş yolu, 12 senede yaptık. Toplu konutlar inşa ettik. İşte Kayseri buna şahit. İnşallah şimdi Kayseri'nin terminal binasını daha da genişletiyoruz. Yan taraftaki yerleri de tahsisleri hallediliyor, daha da genişliyor."
Başbakan Erdoğan, ulaştırma ve haberleşme, eğitim, orman ve su işleri, sağlık, toplu konut, tarım ve hayvancılık, aile ve sosyal politikalar alanlarında Kayseri'ye 12 yılda 11 katrilyon yatırım yaptıklarını bildirdi.
Yurdu yüksek hızlı trenlerle demirağlarla ördüklerini belirten Erdoğan, Kayseri-Yerköy hızlı tren projesiyle Kayseri'yi de devam eden Ankara-Sivas yüksek hızlı tren hattına bağlayacaklarını hatırlattı.
Erdoğan, Kayseri Havalimanı iç hatlar terminalini de büyüteceklerini bildirdi.
Sağlık alanında da büyük yatırımlar gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, bin 584 yatak kapasiteli şehir hastanesinin gelecek yıl sonunda tamamlanmasının öngörüldüğünü aktardı.
"Yamula Barajı'yla Kayseri'ye adeta deniz getirdik" diyen Erdoğan, ülkedeki kış turizminin can damarlarından Erciyes'i Kayseri'ye kazandırdıklarını söyledi.
Erdoğan, "Biz eserlerimizle konuşuruz, biz projelerimizle, yatırımlarımızla konuşuruz. Bunlara sormak lazım, Ey Ekmel, sen ne anlarsın bu işlerden. Sen bugüne kadar ne çaktın? Nerede bir dikili eserin var. Seni destekleyenlerin bir çakılı eseri var mı? Ziya Paşa ne güzel söylemiş; eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri" diye konuştu.
"Rabbim ömür verdikçe Kayseri'nin, 81 vilayetimizin tamamının, milletimin hizmetinde olmaya devam ederek ihya edeceğiz. Cumhurbaşkanlığım süresince de bu aziz millete ve bu aziz vatana hizmet için koşan, koşturan bir Tayyip Erdoğan göreceksiniz" diyen Erdoğan, 10 Ağustos'un yeni bir milat olacağını, yeni Türkiye'nin, büyük Türkiye'nin tarihinin yazılacağını kaydetti.
Erdoğan, ayrıca, vatandaşlardan mutlaka sandığa gitmelerini, sandık görevlilerinin oy pusulalarına sahip çıkmalarını istedi.
Muhalefetin "eşit şartlarda bir yarışın içinde değiliz" eleştirilerine değinen Erdoğan, "Şimdi ben onlara diyorum ki doğru söylüyorsunuz. Biz AK Parti olarak destekleniyoruz, tek başımızayız. Ekmel, sen ne diyorsun, '10 parti beni destekliyor.' Bak sen 10 partiyle bu yola çıktın, biz tek parti. Doğru, eşit şartlarda yürümüyoruz. Onların yandaş medyaları malum, bizi destekleyenler de malum. Öyleyse daha ne konuşuyorsun? Ne derlerse desinler unutmayın, 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta etmez" ifadelerini kullandı.
Oyunu kullananların, çocuklarına, torunlarına "Milletin seçtiği ilk cumhurbaşkanı seçiminde ben oy kullandım" diyeceklerini belirten Erdoğan, vatandaşlardan Türkiye için dua etmelerini, dualarında Gazze, Mısır, Libya, Suriye, Irak'taki mazlumları unutmamasını istedi.
"Bize Allah yeter, bize millet yeter, bize Türkiye yeter" diyen Erdoğan, "Milli irade, milli güç, hedef 2023" sloganıyla "beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısının sözlerini alandakilere tekrarlattı.
-Notlar-
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçim otobüsüyle geldiği miting alanında platforma çıkarak halkı selamladı.
Başbakan Erdoğan?ın yaklaşık 1 saat süren konuşması sık sık ?Recep Tayyip Erdoğan? şeklindeki sloganlarla kesildi.
Erdoğan, konuşmasının sonunda, kendisi için seçim şarkısı hazırlayan ve geçtiğimiz günlerde vefat eden sanatçı Murat Göğebakan için de alandaki vatandaşlardan fatiha okunmasını istedi.
Mitinge, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ile bölge milletvekilleri de katıldı.
Halkın yoğun katılımıyla gerçekleşen mitingde, sıcak hava nedeniyle bazı vatandaşlar baygınlık yaşarken, alan soğuk su püskürtülerek serinletilmeye çalışıldı.
Mitingde, ?Onlar İstiklal Marşı?nı değil İstiklal Mahkemeleri?ni iyi bilirler?, ?Dört yabancı dil bilmesek de, çatıya paraşütle insek de, paralelden destek görmesek de, Evvelallah İstiklal Marşı?nı ezbere biliriz?, ?Çatı Akar Usta Yapar? şeklinde yazılı pankartlar dikkati çekti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.