Prof. Dr. Özekici: "Su gibi değerli bir kaynağın akılıca kullanılması gerekir"
ADANA (İHA) -
Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden Amerika, Fransa, İtalya, İsrail, Güney Afrika’da suyun tartışmasız son tüketicisi olan çiftçiler tarafından yönetildiğini belirten Özekici, bu kadar değerli bir kaynağın akılcı bir şekilde yönetilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Aynı zamanda Adana Çiftçiler Birliği Başkan Yardımcısı olan Özekici, su çiftçiler tarafından yönetilmediği takdirde ortaya çıkabilecek tehlikelere dikkat çekerek, “Eğer su yönetimi bizim elimizden çıkıp başka bir merci; örneğin belediyelere, bu en kötü örnek; çünkü belediyeler 4 yılda bir değişiyor, devir edilmesi durumunda bir keşmekeş ile karşılaşılacağına inanıyorum. Bir kişi tam işi öğrenmişken yeni bir yönetim gelecek. Veya başka bir şekilde; Meksika örneğinde olduğu gibi, eğer özel şirketlere peşkeş çekilirse bizi bekleyen manzarayı görmek için çok uzağa gitmeye gerek yok. Hemen E-5 'den 30 km. doğuya doğru Lokman Hekim Sulama Birliğine gidersiniz. O Sulama Birliğine el konulduğu için, çiftçiler, mısır sulaması için 150 lira ödemektedir; dönüme 150 lira olması demek mısır maliyetinin bir anda yüzde 50 artması anlamına geliyor. Eğer bahçe sulaması için kullanacak olursanız 240 lira. Gelin bu maliyetlerle var olmaya çalışın. Onun için bu konuda çok akılcı ve teyakkuzda olalım” dedi.
“Biz suyu çarçur ediyoruz”
Prof. Dr. Bülent Özekici, Çukurova’da suyun çarçur edilmeye mecbur bırakıldığını ifade etti.
Adana’nın tarımıyla değil, “sulu tarımıyla” bilindiğine işaret eden Özekici, şöyle devam etti:
“Eğer Adana’nın sulu tarımı; Seyhan ve Ceyhan ırmakları olmamış olsaydı, benim gözümde bir hiçti. Önemli olan Adana’da bu iki ırmağın akıyor olmasıdır. Peki, bu kadar güzel bir kaynaktan ne kadar faydalanıyoruz? Araştırmalara ve gözlemlerimize göre bir yüzey sulaması yapıldığı zaman bizim şu andaki randımanımız yüzde 25’tir. Yani barajdan salınan suyun 25 birimini bitki kök bölgesinde yarayışlı olarak depoluyoruz. Eğer bir basınçlı sulama sistemine sahipseniz; örneğin bir damla sulama gibi ise randımanınız hala sadece yüzde 50’dir. Sebebi de çok basit: Bir açık kanal sisteminde kabul edilen iletim randımanı yüzde 80’dir. Yani suyun yüzde 20’sinin buharlaşmasına izin verilir. Bizde ise bu yaptığımız ölçümlerde yüzde 50’dir. Yani siz bir damla sulama sistemini bile kullanıyor olsanız yüzde 50 civarında bir randıman elde edersiniz. Biz suyu çarçur ediyoruz. ‘Biz çarçur ediyoruz’ derken biz çarçur edilmeye mecbur bırakılıyoruz.”
“Çözüm kapalı sulama sisteminde”
Prof. Dr. Bülent Özekici, bu sorunun çözümünün kapalı ve basınçlı sulama sistemi olduğunu dile getiren bu konuda DSİ’ce hazırlanan 6 milyon TL’lik proje ile fizibilite çalışmalarına başlandığını duyurdu.
Özekici, “Zaten biz bu konuda çaresiziz, artık yapacak hiçbir şeyimiz yok. Çok yakın bir zamanda Yedigöze Barajı’ndan İmamoğlu Ovası’na su bırakılacaktır. Mevcut sulama yöntemi ile tarlayı sulayacak olur isek kimi zamanlar su kavgası yapacak suyu bile bulamayabiliriz. Örneğin bu sene, son 44 yılın geçen en kurak senesi gibi. Bunun 3-5 yıl daha tekrarlanamayacağını nereden bilelim?” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.