Prof. Dr. Nevzat Tarhan’dan “Eğitim Üniversiteleri” önerisi
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Eğitim Öğretim Sürecinde 21.Yüzyıl Becerilerinin Yeri ve Önemi” başlıklı programa konuşmacı olarak katıldı. Konuşmasında öğrencilere değer içerikli eğitimin önemine dikkat çeken Tarhan; “Sayısız ilişkilerin olduğu, fakat sevginin sıfır olduğunu görüyoruz. Daha az saygı, daha çok ego var. Daha yüksek zekâ, daha az duygu var. Sosyal medya arkadaşlıkları var, birebir iletişim yok. Bir de Covid-19’la karşılaşınca düzen bozuldu. Dünya, dijital döneme girdi ve dijital diktatörlük oluştu.” dedi. Tarhan, Eğitim Üniversiteleri kurulması gerektiğinin de altını çizdi.
“Eğitim sistemi de bir ekosistemdir”
Eğitim sisteminde, ekosistemin orta kısmında öğrencinin bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tarhan; “Eğitimin tam ortasında önce öğrenci vardır. Daha sonra öğretmen, sonra aile gelir. En son büyük toplum vardır. Öğrenci odaklı eğitim olması gerekiyor. Öğrenci merkezci eğitimden kastım öğrencinin her dediğini yapmak değil, ‘Öğrenciye nasıl eğitim verilir? Nasıl öğretilir?’ demek. Bu konuda da genel bir görüşüm var. İstanbul’daki bütün eğitim fakülteleri bir araya gelmeli ve eğitim üniversitesi kurmalıdır. Zeki ama tembel insanlarla süreç yürümez. Yeni bir eğitim üniversitelerine ihtiyacımız var. Sistemin, geleceği gören kişilerle yürümesi şart. Bu şekilde gerçekleşen hiçbir süreçten verim alıp, yol alınmaz. Eğitim konusunda bir devrim gerekiyor. Eğitim sistemi de bir ekosistemdir.” diye konuştu.
“21. yüzyıl tüm gerçekleriyle karşımızda”
Günümüz gerçeklerine geniş bir bakış açısıyla bakılması gerektiğini belirten Tarhan; “21.yüzyıl gerçeklerine değinmek istiyorum. Sayısız ilişkilerin olduğu, fakat sevginin sıfır olduğunu görüyoruz. Daha az saygı, daha çok ego var. Oldukça fazla ilaç var ama yetersiz sağlık hâkim. Daha yüksek zekâ, daha az duygu var. Sosyal medya arkadaşlıkları var, birebir iletişim yok. Böyle daha sayamayacağım kadar çok durum var. Bir de Covid-19’la karşılaşınca düzen bozuldu. Dünya, dijital döneme girdi ve dijital diktatörlük oluştu. Endüstri 4.0’da dijital platformlar var. Mesela robotlar var, siber güvenlik var, arttırılmış gerçeklik var. Ama asıl önemli olan büyük veri, data var. Şu anda big dataya hâkim olan, evrene hâkim demektir. Para hareketliliği, sosyal hareketlik ve ekonomik hareketlilik gibi her şeyi yönetecektir. Sanayi, güç, küresel eğilimler buradan devam eder. 21. yüzyıl tüm gerçekleriyle karşımızda.” ifadelerini kaydetti.
“Sosyal ve duygusal beceriler çok önemli”
Sosyal ve duygusal becerilerin önemine ve otizm motor becerilerine değinen Tarhan; “Sosyal ve duygusal becerilerin önemini Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk çok iyi biliyor. Test ve ölçeklerin önemini bilen biri ve yapıldığını kendisi belirtmiştir. Covid-19 döneminde şu gözlemlendi, eve kapanınca herkesin ilgi alanı bilgisayar oldu. Otizmin 6 ölçekte alt boyutu var. Bunlar; ince motor becerileri, kaba motor becerileri, sosyal, duygusal, duyusal ve mantıksal becerilerdir. Biz eğitim sisteminde ise sadece mantıksal ve matematik beceriler üzerinde duruyoruz. Akademik başarı odaklı olunca sosyal beceriler gelişemiyor. Özellikle 6 yaş grubu için sosyal, kaba ve duygusal beceriler çok önemli. Ölçerek ve test ederek gidilmesi gerekiyor. Çocuk, bir yerin resmini çizebilir evet ama sosyal ilişkilere girmekte zorlanır, espriyi anlamaz, konuşulan sohbete dâhil olamaz. Özel eğitimle düzelecek bir otizmli kitle var ve düzelme potansiyeli yüksektir. Bu çağda eğitimi geliştirirsek her şey birbirine bağlı ve mümkün olur. Çünkü sosyal ve duygusal beceriler çok önemli.” dedi.
“Vizyonu olmayan insan, zihinsel esnekliğe sahip olamaz”
Değerler eğitiminin öğrencilere öğretilmesi gerektiğine vurgu yapan Tarhan; “Değer içeriklerini öğretmek gerekiyor. Fizik, kimya, matematiğin içinde değerler öğretilmeli. İyi insan olmayı, dürüst ve çalışkan olmayı öğretmek gerekiyor. Bunlar öğretilmezse bedeli çok ağır olur. Zeki ve tembel insanlarla Türkiye ilerleyemez. Lider sahibi ve vizyon sahibi olamaz. Böyle bireyler gelecek nesilde de olmamalı. Vizyon sahibi bireylere ihtiyacımız var. Vizyonu olmayan insan, zihinsel esnekliğe sahip olamaz. Vizyon insanın hayatta olabileceği şeyleri yazmasıdır. Ama misyon yapabileceği şeyleri yazmasıdır. Bunlar olmazsa kendi çıkarına göre hareket edilir. Evrenin adalete ihtiyacı var. Eğitimde sadece akademik anlamda eğitim verilmemeli. Bu da ancak adalet algısı ile oluşur. Eğitim içinde değerler içeriklerini öğretmek gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“Mutluluğu küresel sistem öğretmiyor”
21. yüzyılda empati ve mutluluğun azaldığını belirten Tarhan; “Narsizim bu çağda arttı. Empati duyguları azaldı. Bu kişiler vermeyi sevmez, almaya meyillidir. Mutsuzluk artınca depresyon meydana geliyor daha sonra sonuç intihar oluyor. Covid döneminde de tüm duyguların azaldığını görebiliyoruz. Krizler zayıf halkaları kıracak. Bu çağda küresel bir mücadele devam ediyor. Sosyal sorunlar, depresyon arttı. Bununla birlikte gelir adaletsizliği de arttı. İntiharların sebebi iç mutluluğun azalmasıdır. Hedonizm bütün dünyanın küresel sorunu. Tüm kötülüklerin anası empati yoksunluğudur. Çünkü mutluluğu küresel sistem öğretmiyor.” diye konuştu.
“Kadına yönelik şiddette ataerkil kültürün önü açılmamalı”
Türkiye’deki kadına yönelik şiddet oranlarına da değinen Prof. Dr. Tarhan; “2019 yılında bu konuda birinciydik. Şiddetten beslenen bir toplum olmayı bırakmalıyız. Bizim dinimizde şiddete yer yoktur. Bu, İslam’la barışık bir ahlak değildir. Kadına yönelik şiddet konusunda kaybımız ve ayıbımız büyük. İyi insan olmayı, kültürümüzü, değerlerimizi bilmemiz gerekiyor ve yeni gelen nesillere de bu değerleri aşılamak gerekiyor. Değerler eğitimi önemlidir. Kadına yönelik şiddette, ataerkil kültürün önü açılmamalıdır.” ifadelerini kaydetti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.