Peşmerge en kısa zamanda geçer
Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Yasal bir engel olmadığına göre, herhalde en kısa ve bizim açımızdan en güvenli olabilecek yoldan belli sayıda peşmergenin Türkiye üzerinden Kobani'ye geçişi mümkün olabilecek'' dedi.
ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Yasal bir engel olmadığına göre, herhalde en kısa ve bizim açımızdan en güvenli olabilecek yoldan belli sayıda peşmergenin Türkiye üzerinden Kobani'ye geçişi mümkün olabilecek'' dedi.
A Haber'de katıldığı bir programda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Arınç, ''Kobani'ye koridorun güzergahı ve kaç kişinin geçeceği belli oldu mu?'' sorusu üzerine, her gün bu konuyla ilgili haberlerin çıktığını, kafa karışıklığı olabileceğini söyledi.
Arınç, Kobani'de yaşananlara işaret ederek, ''Burada biz bir hükümetiz, hukuk devleti olmanın gerekleri içinde hareket etmeye mecburuz. Kim ne söylerse söylesin eğer Kobani'ye bir şekilde olumlu anlamda müdahale edilecekse, yani Türkiye kendisi girmiyor ve girmeyecekse, Türkiye silah vermiyor ve vermeyecekse ki bunlar bizim prensiplerimizin içinde. Başka yardımda bulunmak isteyen ülkelerin silahlı güçleri varsa, bunları acaba Kobani'ye destek olarak gönderebilir mi? Buna şöyle bir yasal imkan var'' diye konuştu.
TBMM'de kabul edilen tezkereyi anımsatan Arınç, şöyle devam etti :
''Şu anda biz PKK'nın, PYD'nin veya YPG'nin bu sıfatlarla Kobani'ye geçişine, Kobani'deki savunmaya yardımda bulunmasına hiçbir zaman destek olmayacağız. Bunu Cumhurbaşkanımız da Başbakanımız da açıklıyor. Bunun sebebi şudur, çünkü bu örgütler Türkiye'ye karşı mücadele vermektedir. Silahlı veya silahsız mücadele. Özellikle bunlardan PKK, bütün ülkeler tarafından da hemen hemen ABD başta olmak üzere terör örgütü listesinde bulunmaktadır.''
-''Türkiye'nin belirleyeceği şartlarda...''
Bülent Arınç, ''Eğer Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetim kendi silahlı güçlerinden Kobani'ye geçişler için bizden izin ve imkan isterlerse bunu karşılamamız mümkündür. Bu çünkü Irak anayasasının kendi hükümleri gereğince de Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin silahlı güçleri, aynı zamanda merkezi hükümetin de silahlı güçleri anlamına gelmektedir. Bunlar Irak ile ilişkilerim fevkalade, eğer bundan sonra da olumlu gidecekse diplomatik düzeyde de mevcuttur. Onların askeri sayılan silahlı güçleri, Türkiye üzerinden belli bir miktarda ve Türkiye'nin belirleyeceği şartlarda Kobani'ye geçişlerine imkan verilebilir'' diye konuştu.
Tezkerenin içeriğine ilişkin bilgi aktaran Arınç, şunları söyledi:
''Bu tezkere ve Irak anayasasının ilgili maddesi birlikte okunduğunda peşmerge kuvvetlerinin ülkemiz üzerinden Kobani'ye geçişinde mevzuatımız bakımından bir sıkıntı yoktur. 200 civarında olacağı söyleniyor. Ağır silahlarla donatılmış olacağı söyleniyor. Hiç şüphesiz oraya savaşmak için gidiyorlarsa, IŞİD'e karşı mücadele etmek için gidiyorlarsa yeterli silahlarının olması gerekir. Ancak bu silahların Türkiye'den geçiş noktasında üzerlerinde bulunmaması, ayrıca bir şekilde o sınır kapısına götürülmesi ama güçlerin silahsız bir şekilde Türkiye üzerinden nakledilmesi düşünülüyor.''
Birkaç yoldan buraya ulaşmanın mümkün olduğunu belirten Arınç, geçişlerin henüz başlamadığını ifade ederek, ''Yasal bir engel olmadığına göre herhalde en kısa ve bizim açımızdan en güvenli olabilecek yoldan belli sayıda peşmerge askerini Türkiye üzerinden Kobani'ye geçişi mümkün olabilecek'' diye konuştu.
Bülent Arınç, ''Hangi şartlarda geçilecek? 'Gece geçecekler, bayrak, flamaları olmadan geçecekler ' diye haberler var'' sözü üzerine, ''Olabilir, gece olur, gündüz olur. Silahlarından arındırılmış biçimde olur. Bayrak, flama taşımamaları öngörülmüş olabilir. Onlar tamamen bizim takdirimizde. Ama Kobani'ye geçtikleri takdirde üzerlerindeki teçhizatları kullanma noktasında orada nasıl isterlerse davranabilecekler. Bizim mükellefiyetimiz, sadece meşru saydığımız bir silahlı gücün, Türkiye hükümetinin de ihtiyaç duyduğu şekilde, Türkiye'nin belli bir miktar sınırları içerisinden Kobani'ye ulaştırılması'' dedi.
''Görüşmelerin ne zaman bitmesi öngörülüyor?'' sorusuna karşılık Arınç, ''Görüşmelerin yapıldığını biliyorum ama bu konuda Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin tavrı ne olacaktır, Türkiye bunların ne miktarını karşılayabilecektir? Bunlar sanıyorum, bugün veya yarın netleşecektir'' yanıtını verdi.
Arınç, ''Bu kadar kısa sürede mi?'' sorusunu, ''Öyle olması lazım çünkü Kobani'den gelen haberler bombalamaların devam ettiği, neredeyse Kobani'ye girmek üzere oldukları haberlerde yayınlanıyor. Aksi haberler de var. Kobani bir bilmece şeklinde'' diye yanıtladı.
-''Türkiye etkin bir ülke''
Başbakan Yardımcısı Arınç, ABD'nin arzu ettiği, Irak'taki Kürt Bölgesel Yönetimi'nin de talep ettiği şekilde, Türkiye'nin tezkerede kendisine verilen yetkiyi kullanacağını belirtti.
''Bu bir kereye mi mahsus, yoksa peşmergeler birkaç defa bu geçişi yapacaklar mı?'' sorusuna Arınç, bunun hükümetin belirleyeceği esaslara bağlı olduğu karşılığını verdi.
Arınç, ''Şimdilik bir 200 kişilik grup, daha sonra diyelim 200 kişilik grup da olabilir, bir defaya mahsus da olabilir. Bu ihtiyaç ne şekilde öngörülmüşse ve Türkiye kendi milli çıkarları bakımından bunu ne kadar kısıtlamak istiyorsa o şekilde olacaktır'' dedi.
Bu noktada, Türkiye'nin etkin bir ülke olduğunu vurgulayan Arınç, ''Onların taleplerini kendi çıkarlarımız doğrultusunda planlamak durumundayız. Türkiye olarak bundan en az zarar görmeyi veya hiç görmemeyi önceliyoruz. Milli çıkarlarımız bunu gerektiriyor'' şeklinde konuştu.
Kobani'ye yapılan yardımlara değinen Arınç, ''Havadan silah ve mühimmat yardımı da yapıldı. Ama bunun ne kadar riskli olduğu da ortaya çıktı. Çünkü nakliye uçaklarından atılan silah ve mühimmatın IŞİD'in eline geçtiği, sandıkların açıldığı, içindeki mühimmat gösterildi. Bu şekilde Amerika'nın yardımı büyük ölçüde gölgelendi. Çok riskli bir iş yaptılar. Bu riskin de sonuçlarını görüyorlar'' ifadelerini kullandı.
Arınç, ''IŞİD'in eline geçen silahların belki ileride PKK'nın da eline geçmesi söz konusu olabilir. Siz beyle bir riski görüyor musunuz?'' sorusunu şöyle yanıtladı:
''Her türlü ihtimal var. Bu şekilde ele geçen silahların başka örgütlerin de eline, bir kısmı taşeron olabilir, bir kısmı asli unsurlar olabilir, zaman içerisinde geçebileceği ve bunlar tarafından kullanılabileceğini söyleyebiliriz. Kaldı ki o bölgede başka unsurların da mevcudiyetini bilmeliyiz. Mesela Amerika ilk bombaladığı zaman 'Horosan grubu' diye bir gruba da zarar verildiği söylenmişti ki Türkiye'de ben dahil, 'Horosan grubu' diye 20 tane sayılan ismin içinde bir grubun varlığından haberdar değildim.''
-''Bu konuda Amerika'nın tavrı önemli''
Bülent Arınç, ''PYD'nin konumu, niteliği hakkında ABD ile Türkiye arasında çok net bir görüş ayrılığı dikkati çekiyor. Bütün bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna şu cevabı verdi:
"Olabilir, buradaki görüş ayrılığımızı ben aslında çok büyütmüyorum. Bize göre, PKK için düşündüklerimiz bellidir, Amerika'nın, Avrupa Birliği'nin pek çok ülkesinin düşünceleri de bellidir. Kaldı ki şu anda PKK'nın örgüt listesinden çıkarılması, artık terör örgütü tanımlamasından uzaklaştırılması için Avrupa Birliği nezdinde, başka büyük ülkelerde çok ciddi çalışma da var. Ancak Türkiye'nin de görüşleri doğrultusunda bu ülkeler henüz böyle bir karar almış değil.''
Türkiye'nin, PYD'ye her zaman mesafeli yaklaştığını vurgulayan Arınç, ''Şunu bilelim ki PYD'nin de eş başkanlarından biri olduğu söylenen Salih Müslim, bu olaylar öncesinde Türkiye'ye gelmişti, olaylar kızıştığı zaman da Türkiye'ye geldi ve sadece Dışişleri Müsteşarımız ile görüştü'' dedi.
Arınç, ''Doğrudan 'terör örgütüdür' yaftası ile PDY'yi konuşabilmek belki zor ama YPG için aynı şeyi söyleyemem. YPG'nin doğrudan silahlı bir unsur olarak esasen bu kapsamın içinde olduğunu söyleyebiliriz'' değerlendirmesinde bulundu.
''Tampon bölge ile ilgili bir gelişme var mı?'' sorusuna da Arınç, ''Herhangi bir gelişme yok. Bazı ülkeler Türkiye'nin bu talebine sıcak baktıklarını ifade ettiler. Ancak şüphesiz bu konuda Amerika'nın tavrı önemli. Amerika'da, Dışişleri Bakanı Kerry'nin ve zaman zaman Biden ve Obama ile yapılan görüşmelerde 'Evet, bu olabilir, bunun üzerinde çalışmalıyız' şeklinde bir görüş var'' karşılığını verdi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Abdullah Öcalan'nın bir mesajı var, 'Ölen süreci dirilttik' diye. Nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine ise ''Çözüm sürecini hükümet bütün risklerine rağmen cesaretle takip ediyor. Silahın bırakılması, şiddet olaylarının terk edilmesi, silahlı güçlerin artık eylem yapmaktan vazgeçmesi ve silahlarından arındırılması...'' dedi.
Sürecin başarısızı olmasını isteyen çok büyük etkenlerin olduğuna dikkati çeken Arınç, ''Hem dikkatli hem de kararlılıkla bu işi götürmeliyiz ve götürüyoruz. Hükümete en çok yöneltilen eleştiriler budur, bunları göğüslüyoruz. Yasal altyapısını da gerçekleştirdik'' diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.