Özdemir’den Bayraktutar’ın sözlerine sert açıklama
Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar’ın sendika web sitesinden yayınlanan ‘FATİHA’DA BULUŞALIM’ başlıklı yazısına cevap verdi. Sayın Bayraktutar’ın kaleme aldığı yazıda katıldığımız ve katılmadığımız noktalar var. Öncelikle asli görevimiz din görevlisi kimliğimizdir. Bu doğru, katılıyoruz. Ancak sendikal kavramları itibarsızlaştıran yalan, iftira ve ikiyüzlülüktür. Bunu da çok güzel yapıyorlar, diyerek şöyle dedi: “Diyanet İş Kolunda faal sendikalardan hiçbir durup dururken Diyanet-Sen’e saldırmaz. Söylemlerinde din görevlisi kimliğini unutanlar çıkıp utanmadan din görevlisi kimliğinden söz ederek masum görünmeye çalışıyorlar. Öncelikle din görevlisi kimliğine itibar eden Peygamber varisi bir görevli çıkıp ‘Diyanet-Sen, Memur-Sen’in besmelesidir’ demez, diyemez. Yetkili sendika olduğunu unutup, camiamıza verdiği sözleri, söylediği yalanları unutarak masumane bir şekilde Diyanet’in sorunlarından bahsedemez. ‘Samsun’da bir araya geldiğiniz üyelerinize Rotasyon uygulanmayacak’ açıklaması yaptınız.’ ‘İLİTAM’ı hallettik, sıra sınavsız geçişte’ diyen kim? Vekil ve Fahrilere verileceğini duyurduğunuz 10 bin kadro nerede? Yalan söyleyerek camiayı kandırıyorsunuz, sonra çıkıp dürüstlükten söz ediyorsunuz!
‘İLİTAM ALERJİ YAPTI’ diye başlık atan bir sitenin alaylı üslubuyla diğer sendikalara saldırdığını görmediniz mi? Siz, yalanınıza rağmen bu saldırıyı din görevlisi olarak nasıl görmediniz ve nasıl göz yumdunuz? O haberde ne diyordu? Size o haberi hatırlatmakta fayda görüyorum. Zira gördüğüm kadarıyla bugüne kadar sıraladığın yalanları unutmuş görünüyorsun! İşte o haber; ‘Diyanet Personelinin bazılarını ilitam çarptı… Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar'ın Diyanet personeline sınavsız geçiş hakkı tanıyan İlitam müjdesini kaldıramayan muhalif yayamaz tayfayı, İlitam çarptı. Yalnız, İlitam karşıtları her fırsatta yeniliklere olan antipatilerini, tıpkı yayamaz çocuklar gibi banane banane diyerek dile getiriyorlar. İLİTAM'ın oyunbozan çocukları ben oynamıyorum deyip mızıkladı. Bu oyunbozanların yakında İlitam grevine gitmesi bekleniyor. Yayamaz çocukların bünyesine alerji yapan İlitama alışmaları zaman alacak gibi görünüyor. Büyüklerinin sözünü dinlemeyen çocukların bu süreci sorunsuz atlatmaları için sabah akşam diğer kurumlardaki emsal uygulamaları okuyup sakinleşmeleri gerekiyor. Bununla birlikte İlitama geçildiğinde heyecanla yıllarca bu geçişi bekleyen yakınlarına husumet beslememeleri için İlitam severlerin, şimdiden tedbirlerini almaları gerekiyor. İlitamın rafadan tayfası illa da oturup DGS'ye çalışmakta ısrarlı tutumları ile yanlarına sempatizan çekebilmek için şirinlik yapmayı da ihmal etmiyorlar İlitam gargamellerini, Bayraktutar baba da ikna edemiyor. İlitama alışmaları zaman alacak. Yenilikler bünyelere ağır gelse de kabullenmek istemeseler de büyüklerinin sözünü dinlemeleri gerekiyor. Büyüyünce geçer...’ Şimdi söyle Sayın Bayraktutar, bu haberin içeriğinden bir din görevlisi olarak utandın mı? yine bu site, zatıâlinizi ‘İLİTAM’IN KAHRAMANI KONUŞTU!’ diye haber yaparak sizi ‘kahraman’ ilan etti ve yalanlarını sıraladı. Bu haberlerin yapıldığı tarihlerde, kurumlarda sendikaların üyelik tespitlerinin yapılacağı tarih yaklaşıyordu. Yani siz, üyelerin sendikalarından istifa ederek sizin sendikanıza üye olmaları için bu yalanlara göz yumarak sahtekârlığa ortak oldunuz. Şimdi zatıâliniz Samsun’da yaptığı konuşmayı da unutmuştur! Size hatırlatayım; ’Bundan önceki yıllarda din görevlilerini adeta göçebeye çeviren, layıkıyla yaptığı işlere mükâfat verilmesi gerekirken din görevlilerini zorunlu göçe zorlayan rotasyon konusu kapanmıştır. Bundan sonraki süreçlerde durdurulmuş olan rotasyon din görevlilerine zulüm ve üzüntü getirecek şekilde uygulanmayacaktır…’
Yalanda sınır tanımayan yandaş siteniz İLİTAM’la ilgili sizi öyle şişirdi ki, noktasına virgülüne dokunmadan o haberi de size hatırlatayım;‘Şimdi İLİTAM Zamanı Diyanet personeline sınavsız geçiş hakkı tanıyan İlitam, önündeki engelleri birer birer aştı ve zirveyi gördü. Amacı; Din görevlilerine hizmet etmek ve onların yasal haklarını sonuna kadar savunmak olan Diyanet-Sen, Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar ile olmaz denilen şeyleri ters yüz etti ve kararlılıkla bi işin üstesinden geldi. Başkan Bayraktutar, kararlı stratejisi sayesinde, din görevlilerinin çok duasını alacak... Yüzlerce Diyanet Personelinin umutlarını yeşerten yetkili sendika teşkilatın vizyonunu genişletecek bu işin, hem siyasi hem de YÖK ayağını bilgece ve kararlılıkla yaptığı görüşmelerle senkronize etti. Görünen köyün uzağı olmazmış. Diyanet camiası sonunda sağduyulu sendika Diyanet - Sen'in büyük bir kazanımına sahip oldu. Artık yıllarca çekilen DGS çilesi bitti. Adeta uçuk kaçık bir sınav olan ve Din görevlilerinin dersane yollarına düştüğü ve buna rağmen yıllarca her yıl yükselen baraj puanlarını bir türlü aşamıyorlardı. Şimdi artık Diyanet personeli de diğer kurumlara yıllar öncesinden tanınan eğitim ve öğretim hakkını kavuşmuş oldu. Diyanet-Sen'in bu tarihi zaferi hiç bir zaman hafızalardan silinmeyecek.’ Bu yandaş haber siteniz hızını alamayarak hükümet tarafından yapılan Cuma düzenlemesini bile sizin yaptırdığınızı açıkladı! Hatta bu yandaş sendika sizin yalanlarınızı camiaya gerçek diye yutturmada adeta maraton koşusuna çıktı! Diğer sendikalara ahlaksızca yayınlar yaptı. Hatırlatayım: ‘Son günlerde gerek yavru sendika gerekse de onun kucağına oturan kırıntı sendika yetkililerince kafalarına göre basın açıklaması yaparak kararan iç dünyalarındaki zehiri, Diyanet personeline enjekte etmey çalıştılar. Etkisiz ve yetkisiz yavru ve kırıntı sendika yöneticilerinin Fahri ve Vekil Görevlilerin, Rotasyon ve İlitam konusunda ümmete bir faydaları olmadığı gibi Diyanet perosneline de zerre kadar faylaları dokunmamıştır. Ne Diyanet'in ne de Hükümet'in kapısından dahi içeriye giremeyen bu iki kardeş sendika yöneticileri kafalarınca esip gürlüyorlar. ……………. olarak bu iki şer odaklı sendikanın çıkışından dolayı Diyanet-Sen'in görüşlerini aldık...’ Din görevlisi olarak siz, pis koku saçan bu sitenin bu türlü hakaret içeren yazılarına sessiz kalarak seyrettiniz. Neden? Çünkü işinize geliyordu. Bu site bununla da kalmıyor, yazının devamında şöyle diyor: Yine noktasına virgülüne dokunmadan hatırlatıyoruz; ‘Diyanet-Sen Başkan Bayraktutar'dan Dobra Açıklamalar... Ya Elinizi Taşın Altına Koyun, Ya da Gölge Etmeyin! Bayraktutar; "Bizler Diyanet-Sen olarak Fahri ve Vekillerin kadroya alınması hususunda bu arkadaşlara üzerimize düşeni yapmak adına söz verdik. Bu uğurda gereken bütün hassasiyeti göstererek çalışıyoruz. Farklı sendikaların hem söz konusu arkadaşlarımı itibarsızlaştırma, hem de bu arkadaşlar üzerinden sendiklamıza laf söyleme gibi bir lüksü olamaz. Biz bu mücadelenin sonucundan değil, sürecinden sorumluyuz. (‘sonucundan değil, sürecinden sorumluyuz’ diyorsunuz ama İLİTAM’ı hallettik diye açıklama yaparak yalan söylüyorsunuz) Kadronun verilmesi hususunda bizim verdiğimiz mücadeleyi masa başında, oturduğu yerden laf edebiyatı yaparak değil, elini taşın altına koyarak göstersinler ki samimiyetlerini görelim… Biz değerleri daha ileriye taşımaya yeminli erdemli sendikacılığın adıyız. Muhalefet anlayışlarının verdiği at gözlüklerinden kurtulup, din görevlilerinin çıkarları için ya sizler de destek olursunuz, ya da köstekliğinizi bırakıp gölge etmezsiniz.’ Şimdi soruyorum size; bu kadar yalanla mı ‘erdemli sendikacılığın adı’ oluyorsunuz? Bu kadar yalanı bünyenizde nasıl barındırabiliyorsunuz?
17-25 Aralık tarihinden sonra FETÖ/PDY’ye karşı açık tavır alırken, sendikamızın bütün temsilcilerini bu yapıya karşı uyararak içimizden atalım, diyerek dikkatli olmaya davet ederken, üye çoğunluğu endişesi nedeniyle gıkınız çıkmadı. Bizim kadar sert ve açıktan tavır alamadınız. Denizli’de yapılan bir toplantıda sizin yöneticilerinizden birinin, ‘FETÖ hakkında neden açıklama yapmıyorsunuz?’ sorusuna şu cevabı verdiği söyleniyor: ‘Onlar bizim kardeşlerimiz.’ Bugün çıkmış 15 Temmuz ruhundan söz ediyorsunuz.
Katıldığınız toplantılarda ‘Din-Bir-Sen kapandı’ açıklaması yapan kim? Üyelerimize baskı yapan, tayin, soruşturma tehditleri ve idari işlerini aksatarak sendikamızdan istifa etmelerine neden olan davranışları sergileyen kim? Diğer sendika üyelerine mobbing uygulanıyor gıkınız çıkmıyor. Sonra da çıkıp din görevlilerinin hakkından hukukundan, onlara destekten, yardımdan söz ediyorsunuz.
Şimdi de 15 Temmuz ruhundan nemalanmaya çalışıyorsunuz! ‘Din görevlilerini temsil eden sendikalarda kavga söz konusu olamaz.’Bu sözünüze katılıyorum. Yalan, kibir, iftira da söz konusu olamaz. İşinize geldiği gibi söylem geliştiriyorsunuz. Maksat, Allah rızasını kazanmaksa herkesle kucaklaşmak gerek. Diğer sendika üyelerini ötekileştirmeden, onların idari işlerini aksatmadan, büyüklenmeden ve kibir batağına düşmeden davranış sergilemek gerekir. Nitekim bu kadar hatırlatmadan sonra, yandaş sitenizin de yazıp çizdiklerini gösterdikten sonra tekrar şunu sormak istiyorum: Diğer sendikaları temsil edenler size hangi iftiraları attılar? Diğer sendikaları öyle bir suçluyorsunuz ki, size iftira atarak bir yerlere gelme gayretinde olduklarını utanmadan söyleyebiliyorsunuz. Sizin anlayışınızda din görevlisi kimliğini taşımak bu mudur? Din görevlisi kimliğine gereken saygıyı göstermek, ona gereken değeri vermek bu mudur?
Ve şunu gerçekten sormadan geçemeyeceğim; camia, takdir edilecek hizmet verdiğinize gerçekten inanıyor mu? Yoksa üye çoğunluğunu sağlamanızın altında yatan başka gerçekler mi var?
Sayın Bayraktutar, şu cümleleriniz sizi açıkça işaret ediyor. Ancak siz, bu cümlelerin yüklenmiş olduğu anlamı diğer sendikalara yapıştırmaya çalışıyorsunuz ki, pes doğrusu! ‘Olayları körükleyerek, din görevlisi kimliğine aykırı bir dille konuşanlar, Din görevlilerinin değerlerine, duruşlarına ihanet etmekteler. Her hangi bir ilde tercihlerinden dolayı ötekileştirilmeler söz konusu ise, bu aile olamamanın vermiş olduğu bir eksikliktir.’ Ve bu sözlerinize içtenlikle katılıyorum.
Evet, din görevlilerinin bulunduğu her yer bizim için değerlidir. Hz. Peygamber’in varisi din görevlilerinin sırf ifa ettikleri görevleri nedeniyle saygı duymaya hakları var. Bu nedenlerle camiamızda sevgiye ve saygıya ihtiyaç var. Kardeşlik duygularıyla birbirimize sarılmaya ihtiyacımız var. Ancak bu unsurları kendi menfaatine kullanmak için bu duyguların kullanılmasına asla izin vermeyiz. Yalan söyleyerek, iftira atarak, ötekileştirerek din görevlisi olunamaz. Küfürle iman aynı kalpte yer alabilir mi?
Denizli’de görev yapan ve üyemiz olan bir din görevlisine sosyal medyadan ‘Eline düdük verip seni meydanlarda öttüreceğim’ şeklinde bir din görevlisine yakışmayan çirkin ifadelerle saldırdınız!
Sayın Bayraktutar, son zamanlarda sık sık duymaya alıştığımız popüler kültürün önemli bir söylemi olan ‘rol çalmak’ sözünü en iyi uygulayanlardansınız. ‘FATİHA’DA BULUŞMAK’ eyvallah, varız. Ancak diğer sendika liderlerini ve temsilcilerini enayi yerine koyarak, yalancılıkla ve iftira atmakla suçlayarak masum ve dürüst rolünü üstlenmeyi çok iyi beceriyorsunuz. Zira Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılan hizmetleri ve hükümet tarafından camiamızla ilgili icraatlardan pay almakta üstünüze yok. Bunları kendi başarılarınız gibi algı oluşturmakta bir numarasınız.
Sayın Bayraktutar; gülü dikeniyle beraber sunuyorsunuz! Bu bile açıklamanızda samimi olmadığınızı gösteriyor.
Sayın Bayraktutar, hem şiddet unsuru dil kullanmayalım diyorsun, kimseyi kırmayalım, incitmeyelim, kimseyi küçümsemeyelim, din görevlisi kimliğimize aykırı davranışta bulunmayalım diyorsun, hem de aba altından sopa gösterir gibi kendini erdemli, dürüst ve masum göstermeye çalışarak diğer sendikalara yükleniyorsun! Yok öyle şey! Kimse meydanı sana bırakmaz.
Sözlerimi bağlarken şu soruyu sormak istiyorum: ‘Biz hükümetin sendikasıyız’ diyerek cambazlık yapıyorsunuz. Siz, sendikacı mısınız? Yoksa siyasetçi mi? kimlik bunalımı yaşamayın. Önce kimliğinizi net olarak ortaya koyun, sonra başarılarınızdan söz edin.
Yaaa! İşte böyle Sayın Bayraktutar… Ne söylediğine değil, ne duyacağına bakacaksın ki, kamuoyuna yalan-yanlış bilgi aktararak algı oluşturmayacaksın!
Din-Bir-Sen, Diyanet İş Kolundaki sendikal boşluğu doldurmaya aday bir sendikadır. Bunu çok biliyor ve analiz edebiliyorsunuz. Sendikamızın camiamızdaki etkisi ve kamuoyu açıklamalarımız sizi sarsıyor. Dengenizi kaybediyorsunuz. Fakat şunu çok iyi bilmelisiniz ki, KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK!”
Samimi olanlarla ‘FATİHA’DA BULUŞMAYA’ biz varız.
adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.