Oruçsuz Fatih Sokaklarında dolaşılır mı?

Oruçsuz Fatih Sokaklarında dolaşılır mı?
Fatih?te, hem de Çarşamba?da oruçsuz bir gün geçiren yazar, şaşkınlıktan küçük dilini yutacak manzaralarla karşılaştı ve ünlü Ramazan geyiğinin...



Fatih?te, hem de Çarşamba?da oruçsuz bir gün geçiren yazar, şaşkınlıktan küçük dilini yutacak manzaralarla karşılaştı ve ünlü Ramazan geyiğinin iç yüzünü kaleme aldı:

Her Ramazan ayında üç bölgeden ayrı bir haber düşer ajanslara. Bu üç bölgemiz; Erzurum, İstanbul?da Fatih ve Konya?dır. İddia o dur ki, bu illerimizde ramazan ayında oruç tutmayanın vay haline. Açık lokanta bulmak bir tarafa açıkta oruç yemenin cezası da halktan sopa yemektir, diye gösterirler.

Geçtiğimiz hafta Erzurum?dan yine düştü haber? Henüz Konya?dan bir haber düşürülmedi ama bekliyorum.

İstanbul?da Fatih zaten mimlenmiş(!) bir bölge.  Yine derler ki; ?Hepsi bir tarafa Fatih?te zaten oruçsuz dolaşmak, açıktan oruç yemek bir tarafa açık bir cafe, restaurant, lokanta bile bulmak zordur??

Bir Ramazan geyiği olsun diye yazmıyorum bütün bunları.

Maalesef bu ülkede dindarların; kendisi gibi yaşamayan, düşünmeyen, konuşmayanlara; sosyal, psikolojik baskı yaptığı, daha ötesinde şiddet uyguladığı yazıldı, çizildi, hala halkımızın farklı kesimlerinde de bunun böyle olduğuna dair yerleşik bir algı var?

Algı var ama gerçekte durum nedir?

Önceki gün rahatsızlığım nedeniyle Ankara?dan İstanbul?a geldim. Dolayısıyla seferi olma ve rahatsızlığımdan dolayı oruç tutamadım. Serde gazetecilik olunca insan her halden bir sonuç çıkartma gayretine gidiyor?

Ramazan?dasın, oruç tutamamışsın ve İstanbul?dasın!

Ne yapacağım, gidip Eyüp?te, Fatih?te ?sanki oruç tutuyormuş? gibi dolaşacak mıyım? Durumdan vazife çıkartıp gittim Fatih?e, resmen keşfe çıktım? Bakalım oruç tutamayanlara karşı Fatih?te söylendiği gibi bir ?sille-tokat? durumu var mı? Açık bir cafe bir şeyler atıştırabileceğim bir mekan var mı? Yok mu?

Ancak manzara enteresan?

Demek ki Fatih bile dejenere(!) olmuş diyorum?

Öyle ya aziz mübarek Ramazan?da dükkânı açık bu dönerci ne yapmaya çalışıyor?

Peki ya açık cafeler, restaurantlar, büfeler?

AAAaaa adama bak! Elinde sigara tüttürerek gidiyor! Hem de Fatih Cami?nin duvarının kenarından!

Tatlıcılar açık, hayat devam ediyor?

Yaklaşık birkaç saat keşfe çıktığım Fatih?te herhangi bir vukuata da rastlamadım. Hani biri açıktan oruç yiyor, bunu gören Fatihliler, ?vay! Sen misin oruç yiyen? diye pata küte dayağa sarılmış? Yok öyle bir durum.

Hastayım ve seferiyim, oruç değilim?

Gidip bir cafede bir şeyler atıştırıp Fatih?in ?oruç tutmayan/tutamayanlara karşı refleksi? hakkındaki keşfim devam ediyor.

Servisi yapan garsona soruyorum; ?Canım sen oruçmusun?? Garson genç bir delikanlı, ?evet abi orucum? diyor. Bak biz yolcuyuz tutamadık, bize de hizmet ettin ama, hakkını helal et.? Diyorum. Garson, ?Abi tutamayabilirsiniz, sizin tercihiniz. Servis benim görevim, oruçlu olmam bir şeyi değiştirmez? diyor.

Hay Allah!!!

Yine bir kavga hali, huysuzluk, Munzurluk belirtisi göremiyorum?

Hani, ?Ramazanda açığız ama servisimiz yok! paket yapalım evinizde yiyin? gibi bir durum, ya da ?biz oruçsuza servis yapmıyoruz kardeşim!? gibi saygısız bir halde söz konusu değil?

Oruç tutanlara saygımızı koruyarak cafe?den çıkıyorum, arabama geçiyorum. Aracım park halinde yanımdan insanlar gidip geliyor, bende arada bir suyu kaldırıp içiyorum.

Bekliyorum ki biri gelsin, ?kardeşim sen ne yapmaya çalışıyorsun? falan desin?

Kimsenin umurunda bile değilim?

Görünmezlik pelerini falan yok üzerimde, bak üç tane çarşaflı hanım geliyor, yanında birkaç sakallı adam. Belki onlardan bir ima yollu tepki alırım, ama nerde!

Fatih?te, hem de Çarşamba?da oruçsuz bir gün geçirdim. Ne sokakta, ne caddede bir tacize uğradım, ne cafede sataşmaya. Servis yapan oruçlu garson bile ?afiyet olsun, yine bekleriz? dedi.

Ders 1: Demek ki Fatih gösterildiği gibi bağnaz, sokaklarında farklı seslere yasak getiren bir semt değilmiş. Ve oruç tutmasanız bile girip yemek yiyebileceğiniz açık yerler varmış.

Ders 2: Demek ki her zaman gösterilenle asıl arasında fark varmış. Gösterilenin kim tarafından ve hangi niyetle gösterildiğine bakmak lazımmış.

Ve Sonuç: Ramazan bitimi tekrar İstanbul?a geldiğimde aynı cafeye gidip bir de ?muhterika tatlısı? yiyeceğim. Bu da nerden çıktı demeyin. Açıkça uydurma bir tatlı, ?muhteşem?in ?muhte?si, ?harika?nın ?rika?sından müteşekkil ?muhterika tatlısı? işte? Adı uydurma olsa da tadı uydurma değildir inşallah, tadınca göreceğiz?

Tepkisizlik de haberdir!

Fatih?te oruçsuz dolaşınca insan ?herkes bana mı bakıyor? diye düşünüyor. Önce bir genel çekince hali var. Ama zaman geçtikçe herkes ortama alışıyor. Biri bir tepki verse de bende bunu yazayım, diye bekliyorum.

Ama kimseden çıt yok?

Kimsenin umurunda bile değilim?

Bir ima bile göstermiyorlar?

?Buradan haber çıkmaz? diyorum ama asıl haber Fatih?te, hem de Çarşamba da  hem de Ramazan ayında oruç tutmadan elini kolunu salla sallaya dolaşabilmek olduğu gerçeği sarıyor ruhumu?

Demek ki bazen ?tepkisizlik bile haber? oluyormuş.

Tabiî ki sırf tahrik edelim refleksiyle elimize dürüm, kola alıp Fatih sokaklarına da dalmıyoruz. Ben bu halde Nişantaşı?na bile dalmam?

Fatih Bayhan ? Haber7

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.