'Operasyonlar 1 Kasım'dan sonra da sürecek'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "1 Kasım'a kadar da 1 Kasım'dan sonra da aynen bu operasyonlarımız devam edecektir ve tüm terör örgütlerine karşı devam edecektir" dedi.
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütünün zulmüne en çok maruz kalan, en çok can kaybedenlerin bölgedeki Kürtler olduğunu belirterek, "Bölgedeki Kürt kardeşlerim de bu terör örgütüne karşı tavrını koymalıdır. Öleceksek bir kere ölelim ama adam gibi ölelim, bunu yapalım" dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki "Muhtarlar Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, herkesin; vakti, saati, günü geldiğinde terör karşısındaki tutumunun hesabını hem vicdanlara hem hukuka hem de tarihe vereceğini belirtti. Erdoğan, "Bu hesaptan kaçış yok. Bu dünyada kaçsanız bile ebedi alemde kaçış yok" ifadesini kullandı.
Ziyaret ettiği illerdeki vatandaşlar ve muhtarların haklı olarak, "Ne olacak bu terörün sonu?" diye sorduğuna işaret eden Erdoğan, "Her şeyden önce Türkiye'nin bugün yaşadığı bu sorun etnik ve mezhep kökenli bir sorun değildir. Sorunumuz terör sorunudur. Terör örgütünün zulmüne en çok maruz kalan, en çok can kaybeden, en çok sıkıntı çeken, hiç şüphesiz bölgedeki Kürt kardeşlerimdir. Terör sorunun çözümü bu kardeşlerimin önündeki en büyük sorundur. Bu da terör sorununun çözümünden geçmektedir. Bölgedeki benim Kürt kardeşlerim de bu terör örgütüne karşı tavrını koymalıdır. Öleceksek bir kere ölelim ama adam gibi ölelim, bunu yapalım" diye konuştu.
Bölgede terör örgütüne destek verenler olduğuna da dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu teröristleri evlerinde saklayanlar yok mu? Var ama bunların sayısı çok az. Üstelik hem terör örgütünün içinde faaliyet gösteren hem de destekçileri arasında her etnik kökenden insan bulunuyor, yurt içi, yurt dışı. Dolayısıyla terör örgütünü bölge insanıyla özdeş hale getirmek kadar yanlış bir davranış olamaz. Tam tersine bölge insanı bu süreçte gösterdiği vakur tavırla, tercihinin birlikten, beraberlikten, ortak bir gelecekten yana olduğunu göstermiştir. Son dönemde yaşadığımız bu hadiselerin ülkemize en büyük kazanımı, işte bu birlikte yaşama iradesinin bir kez daha ve güçlü şekilde ortaya çıkmış olmasıdır. Bundan sonra işimiz Allah'ın izniyle daha kolaydır. Şimdi yapmamız gereken, terör karşısında ilkeli duruşumuzu, kararlı ve dirayetli bir şekilde devam ettirmektir.
Ne diyoruz? Terör örgütü tüm silahlarını bırakana, bırakmak da yetmez, toprağa gömüp üzerine beton dökene, tüm elemanlarını topraklarımız dışına çıkartana kadar bu mücadele sürecektir. Kimse bizden rehavet beklemesin, kimse bizden buna ara vereceğimizi beklemesin. Kesinlikle, hedef sadece 1 Kasım da değil ha, onu biliniz. 1 Kasım'a kadar da 1 Kasım'dan sonra da aynen bu operasyonlarımız devam edecektir ve tüm terör örgütlerine karşı devam edecektir. Bu sabah DAEŞ terör örgütüne karşı Diyarbakır'da yapılan operasyonlarımız. Bizim için PKK farklı, DAEŞ farklı, DHKP-C farklı, YPG farklı, PYD farklı değil, hepsi aynı bunların. Garın önünde olan terör eylemini de bunlar ortaklaşa yapmışlardır, bunu da böyle biliniz. Fakat terör örgütünü arkasına alan siyasi partinin kalkıp da daha ilk anda 'katil devlet' demesini anlıyorsunuz değil mi? Güya bu, Parlamentoda olan bir siyasi parti. Ne diyor, 'bunu devlet yaptı, katil devlet' diyor. 'Bunu saray yaptı' diyor. Faturayı buraya kesmeye kalkıyor. Niye? Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış, bunlar yavuz hırsız. Biz de diyoruz ki, biz hep beraber el ele vereceğiz. Allah'ın izniyle hiç bir zaman bunların bu iftiralarına prim vermeyecek. Bunların bedelini de ağır ödeyecekler, zaten ödüyorlar."
- "Şehitlerimiz bizim hüznümüzdür"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ana kadar dağ taş demeden bütün operasyonları sürdürdüklerini söyledi.
Şehir içi operasyonların da devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, "Tabi üzüntümüz yok mu? Var. Şehitlerimiz bizim hüznümüzdür. Ama ben tüm şehit ailelerimi telefonla ararken kendilerine şunu söylüyorum. Peygamberlerden sonra en büyük makamın sahibi olan evladınız, kardeşiniz, beyiniz; işte siz de onlarla iftihar edeceksiniz" dedi.
Erdoğan, şehitliğin gelip geçici olmadığına değinerek, "Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz şehitlerle ilgili ayetleri ortaya koyarken, ne diyor? 'Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler' demeyiniz, onlar diridirler ama siz anlamazsınız, bilmezsiniz.' Bu, orada bu şekilde yer aldığına göre, kıyamete kadar bu makam, bu uğurda şehadet şerbetini içmek ne olacaktır? Devam edecektir. Onun için de herkese nasip olmayan bu makam, nasip olanları da Allah'ın izniyle belki bir süre üzecektir ama inanıyorum ki onlar o şerefle yaşayacaklardır. Bu devlet onların hizmetkarıdır" diye konuştu.
Recep Tayyip Erdoğan, iktidarları döneminde şehitlerin aileleri için tüm imkanları seferber ettiklerini ve bundan sonra da edeceklerini ifade etti.
"Bölgedeki kardeşlerimden yalanlarla, çeşitli vaatlerle kandırılarak göz göre göre ölüme yollanan, gelecekleri karartılan evlatlarına sahip çıkmalarını istiyorum, dağa giden evlatlarına sahip çıkmalarını istiyorum" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Dikkat etsinler, bölge insanının evlatlarını ölüme gönderenlerden bir tekinin bile çocuğu orada değildir. Bölgede terör örgütü adına yağma düzeni tesis edenler, bunun üzerinden rant devşirenler ilk fırsatta gidip kendilerine ülkemizin batısında hatta Avrupa'da bir hayat sürüyorlar. Bunlar çocuklarını oralarda okutuyorlar, oralarda yetiştiriyorlar. Ama benim Kürt kardeşim köyündeki, ilçesindeki mahallesindeki evinde yaşamaya devam ediyor. Çünkü onun gidecek bir yeri yok. Hiç birimizin bu vatandan başka gidecek bir yeri yok, biz bunu biliyoruz. Onun için ülkemize dört elle sarılmak zorundayız. Türkiye hepimize yetecek kadar büyük, hepimiz için güvenli, hepimiz için müreffeh bir gelecek kuracak kadar güçlü bir ülkedir. Bölgede kurulan suni devletlerin hiç birinin halkı yüzyıldır huzura kavuşamadı, oysa biz Cumhuriyetimizin 92. yıl dönümüne ulaştık, tüm eksiklerine ve aksaklıklarına rağmen istiklalimizi koruyarak, istikbalimizi olan güvenimizi muhafaza ederek bugünlere ulaştık."
Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın perşembe günü kutlanacağını hatırlatarak, şunları söyledi:
"Ülkemizde Cumhuriyet bayramları bugüne kadar genellikle içinde cumhurun yer almadığı, kuru devlet törenleri şeklinde cereyan etmiştir. Biz, 28 Ekim günü öğle vakti, yine burada Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde sadece ve sadece 81 vilayetimizden cumhurun yani milletimizin, halkımızın katılacağı bir resepsiyon veriyoruz. 81 ilin her birinden, herhangi bir unvanı, resmi görevi olmayan 10'ar vatandaşımızı burada ağırlayacağız. Böylece Cumhuriyet Bayramı'nı milletin evinde, milletle birlikte kutlama geleneğini başlatmış olacağız. Bu bir ilk olacak. İnşallah yeni yerimizi yaptığımızda bu sayı daha da artacak.
29 Ekim günü de yine mutat törenlerimizi yapacağız. Bu yıl, 29 Ekim törenlerinde de köklü değişiklikler yaptık. Bu törenleri yıllardır yasak savma kabilinden süregelen formatından çıkartıp, ülkemizin tarihini, kültürünü, cumhuriyetimizin kazanımlarını, 2023 hedeflerimizi ifade eden bir yapıya büründürüyoruz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.