Öfkeyi bastırmak..
Her canlı organizma, varlığını tehdit adlında hissettiği vakit, doğal olarak tepki gösterir. Öfke doğal sınırlar içinde yaşandığında böyle bir şeydir. Yani kişi hayatını tehdit eden bir durumla karşılaştığında maddi ya da manevi olarak varlığını korumak için tepki gösterir. Bu gibi durumlarda kişi öfke uygusuyla başa çıkmak için bilinçli ya da bilinçsiz bazı yöntemler kullanır. Bu yöntemlerin büyük bir kısmı kontrolsüzdür ve kişiye zarar verir. Oysa öfkeye neden olan durumu ve o anki duygularımızı sözel olarak ifade ettiğimizde, karşımızdaki kişiyi empati yapmaya davet etmiş oluruz.
Toplum olarak çevremizdeki insanların duygularını yaşamalarını pek istemeyiz. Mesela kişi bir yakınını kaybetmiştir ve doğal olarak ağlamak, duygularını göz yaşlarıyla ifade etmek istemektedir. Ancak çevresindeki insanlar buna fırsat vermezler. "Ağlama boş ver, üzülme üzülürsen yakının azap çeker, takma kafana... vb. derler ve kişinin yasına tutmasına acısını atmasına fırsat vermezler. Ya da haksızlığa uğrayan biri hakkını savunmak ve duygularını doğal yollardan ifade etmek ister ama boş ver sus der ve önünü keseriz. Oysa duygular doğal yollardan ifade edilmedir. Bu pek yapılmadığından, kişi kızdığında duygularını içinde tutuyor, olayın üzerine yoğunlaşmamaya mümkün olduğunda kaçmaya ve dikkatini başka şeylere yönlendirmeye çalışıyor. Bu kimi zaman işe yarayabilir ancak bazen zararlı hale de gelebilir. Bir de öfke doğal yollardan ifade edilmediğinde, bir süre sonra kişinin kendine dönebilir ve çeşitli tahribatlara yol açabilir.
Öfkeyi kontrol edebilirsiniz
Öfke anında, bulunduğunuz ortamı kısa süreliğine terk edip sakin bir odaya geçebilir ve burada sakinleştirici bir ortam canlandırabilirsiniz.
Küçük nefes egzersizleri yapabilir ve sakinleşebilirsiniz. Öfkelendiğinizde, duygularınızı tetikleyen düşüncelerinizi değiştirebilir ve yerine daha mantıklı olanı getirebilirsiniz. Mesela, size söz verdiği halde ziyaretinize gelemeyen arkadaşınıza, sözünde durmadı, bana haksızlık yaptı diye düşünmek yerine, sanırım bir mazereti vardı diye düşünebilirsiniz.
Öfkenizin hangi durumlarda arttığını hangi durumlarda azaldığını anlamaya çalışarak duygularınızı kontrol edebilirsiniz.
Hayatınızdan asla ve hiçbir zaman sözcüklerini çıkararak, hayatta her şeyin olabileceğini kabullenebilirsiniz.
Öfkenizin sonuna odaklanabilir, bunun size hiçbir fayda getirmediği gibi, karşınızdaki kişiyle aranızı daha fazla bozacağını ve ilişkilerinizi zedeleyeceğini düşünebilirsiniz.
Öfkenin sizden zayıf olduğunu ve kontrolün kendi elinizde olduğunu aklınıza getirebilirsiniz.
Öfkeli insanlar her şeyi talepkar bir şekilde isterler, kendilerini haklı görürler. Kişi burada haksızlığa uğradığını ve değersiz olduğunu hisseder. Oysa, ben değerliyim duygusunu insanlarla iyi ilişkiler kurarak doğal yollardan sağlayabilir.
Problemi çözme
Öfke, yaşamımızdaki gerçek ve kaçınılmaz sorunlardan kaynaklanıyor olabilir. Kızgınlık duyguları böyle zamanlarda yaşanan doğal ve beklenen duygulardır. Burada kişi öncelikle kendisine " öfkeme neden olan durumu değiştirebilir miyim yoksa değiştiremez miyim? Sorusunu sormalı ve çözüme odaklanmalıdır. Şu bir gerçek ki, kişi isterse kendini değiştirebilir, öfkeyi tetikleyen duygularını kontrol edebilir, bu nedenle sorunla uğraşmak yerine çözüm üzerine eğilmeli, sorunla yüzleşmelidir.
İletişim kurmak
İnsanoğlu ilişkilerinde önyargılıdır. Bu da çoğu zaman insani ilişkilerin rengini değiştirir. Oysa kişi karşısındaki insanı önce anlamaya ve tanımaya çalışmalıdır. Daha sonra da söylemek istediği sözü tartmalı, zihninin süzgecinden geçirmeli ondan sonra söylemelidir.
Öfkeye maruz kalan kişi tepki vermeden önce öfkenin altında yatan nedeni anlamaya çalışmalıdır. Acaba kişi eleştiriye karşı hassas mı? Eğer böyle bir durum varsa, burada saldırıya geçmek yerine, karşımızdaki kişiyi anlamak daha doğru olur diye düşünüyorum. Düşünceyi değiştirmek: Bilindiği üzere düşüncelerimiz duygu ve davranışlarımızı doğrudan etkiler. Mesela, zaten kader yüzüme hiç gülmedi, neye elimi atsam kopup geliyor.." diye düşünen birisi küçük bir sorun yaşadığında kendini çok kötü hisseder. Oysa, bugün başıma böyle bir şey geldi ama bu geçici bir şey diye düşünerek çözüme odaklandığımızda kendimizi daha rahat hissederiz. Öfke ile ilgili duygularımızda da aynı şey geçerlidir. Burada, öfkeyi tetikleyen düşüncemizi değiştirebilir ve öfkeyi iyileştirebiliriz.
Öfkesini kontrol eden kişi güçlüdür
Cenab-I Hak takva sahiplerinin özelliklerini sayarken şöyle buyurur: "Onlar, bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler ve insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever." (Âl-i İmran, 134.) Allah Rasulü de bir hadislerinde, ayette yer alan "kezame" (engelledi, hapsetti) fiilini kullanarak, "Hiçbir kul, Allah katında, O'nun rızasını gözeterek öfkesini yutmasından daha faziletli bir lokma yutmuş değildir." (Ahmed b. Hanbel, 2, 128.) buyurmuştur.
Rivayet edilir ki, bir gün İmam Cafer Sadık'ın, hizmetini gören kölesi, içi çorba dolu bir kâseyi yanlışlıkla imamın üzerine devirmiş. Üstü başı çorba olan İmam öfke ile kölenin yüzüne bakınca köle, "Efendim, Kur'ân'da "öfkelerini yenenler" övülüyor demiş ve " Onlar bullukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler ve insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever" ( Ali İmran, 134) ayetini okumuş. Cafer Sadık, "öfkemi yendim!" deyince de . Köle tekrar Kur'ân'da "İnsanların kusurlarını bağışlayanlar" da övülüyor diyerek ayetin devamınını da okuyucunda, İmam Cafer, "Haydi bağışladım seni" demiş. Köle,"Kur'ân'da " Allah, iyilik eden kimseleri sever!" buyruluyor diyerek ayetin son kısmını da okuyunca Cafer Sadık, "Haydi git, artık hürsün, seni Allah için azat ettim." demiş.
Hz. Peygamber, kendisinden tekrar tekrar öğüt isteyen kişiye, muhtemelen onun bu konudaki durumunu dikkate alarak, her defasında, "öfkelenme" tavsiyesinde bulunmuştur.
Unutmayın, güçlü kişi karşısındaki rakibini alt eden kişi değildir, öfkesini kontrol eden ve insanlarla ilişkilerinde empati kurabilen kişidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.