Odunpazarı Modern Müze kapılarını açtı

Odunpazarı Modern Müze kapılarını açtı
Osmanlı ve geleneksel Japon mimarisi ile Odunpazarı sivil mimarisi öğelerinden esinlenerek tasarlanan Odunpazarı Modern Müze, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı törenle açıldı.

Odunpazarı Modern Müze kapılarını açtı

Osmanlı ve geleneksel Japon mimarisi ile Odunpazarı sivil mimarisi öğelerinden esinlenerek tasarlanan Odunpazarı Modern Müze, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı törenle açıldı.

Osmanlı ve geleneksel Japon mimarisi ile Odunpazarı sivil mimarisi öğelerinden esinlenerek tasarlanan Odunpazarı Modern Müze (OMM), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı törenle açıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, Japon ve Osmanlı mimarisinin modern bir yorumu olarak tasarlanan, temelini bizzat attığı bu müzenin açılışında bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi.

Bu müzeyi kültür sanat hayatına kazandıran iş adamı Erol Tabanca ve eşi ile müzenin tasarım ve uygulama süreçlerinde emeği geçen herkesi tebrik eden Erdoğan, özellile Japon dostlara katkıları için teşekkür etti.

"Sergileme ve etkinlik alanları, atölyeleri, diğer bölümleriyle bu müzenin Eskişehir'den dalga dalga ülkemize ve dünyaya yayılan bir sanat ışığı olacağına inanıyorum." ifadesini kullanan Erdoğan, müzeyi sanatseverlerin sahip olduğu koleksiyonları tüm toplumun istifadesine sunma erdeminin bir örneği olarak gördüğünü dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Erol Tabanca, mimar ve müteahhit olarak ülkemizde ve dünyanın çeşitli yerlerinde gösterdiği başarıyı sanat alanında da tekrarlamıştır. Diğer sanatseverlerimizden benzer çabalar ve eserler beklediğimizi burada ifade etmek istiyorum." diye konuştu.

Böyle bir müzenin kuruluşu için Eskişehir'in seçilmiş olmasını isabetli bulduğunu kaydeden Erdoğan, dünyanın ve coğrafyanın tüm kadim medeniyetlerine ev sahipliği yapan, her birinden izler taşıyan Eskişehir'in bugün de eğitimde, kültürde ve sanattaki canlılığıyla böyle bir müze için en ideal şehir olduğunu ifade etti.

Odunpazarı'nın UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'nde yer alan ve korunması gereken bir yer olduğunu belirten Erdoğan, "Bir yandan kadim Eskişehir'in mirasını yaşatan, diğer yandan bugün açılışını yaptığımız müze ve bunun yanında günümüze, geleceğe kucak açan bu bölgenin zenginliklerini dünyaya daha iyi tanıtmalıyız." dedi.

Eski bakanlardan Nabi Avcı'nın da özel gayretleriyle son 17 yılda Eskişehir'e bu doğrultuda pek çok değer kazandırdıklarını aktaran Erdoğan, Eskişehir halkının da bu çabalara sahip çıktığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün Eskişehir, ülkemizde gezilip görülmesi gereken şehirler denildiğinde ilk akla gelenler arasında yer alıyor. Eskişehir, uluslararası tanıtımını da yeterli düzeyde gerçekleştirdiğimizde inanıyorum ki burası yabancı misafirlerimiz için de ana destinasyonlardan biri olacaktır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haneda Havalimanı'ndan Türkiye'ye artık uçak seferlerinin de başlatılmış olmasının Japonya'dan Türkiye'ye gelen turist sayısında ciddi artışa vesile olacağına inandığını belirtti.

"Özgürlüğümüzün sembollerinden biri olarak görüyoruz"

Sık sık hayıflandığı bir tespiti burada bir kez daha paylaşmak istediğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye geçtiğimiz 17 yılda her alanda tarihinin en büyük dönüşümlerine, reformlarına, yatırımlarına, eserlerine, hizmetlerine kavuşmuştur. Ülkemizi demokraside ve ekonomide getirdiğimiz yerin önemini elini vicdanına koyup geçmişten bugüne sağlıklı bir değerlendirme yapan herkes teslim edecektir. Bununla birlikte iki konuda nispeten hedeflerimizin gerisinde kaldık. Bunlardan biri insan yetiştirme olan eğitim, diğeriyse insanı zenginleştirme olan kültür sanattır. Sorun asla kültür sanata bakışımızda, bu alana verdiğimiz önemde değildir. Biz kültürü tıpkı toprak, bayrak, askeri ve ekonomik güç gibi özgürlüğümüzün sembollerinden biri olarak görüyoruz. Dünyadaki güçlü ükelerin paraları ve orduları kadar hatta onlardan daha önce kültür sanat alanındaki hakimiyetleriyle bu sıfatı elde ettiklerini biliyoruz."

Kültür endüstrisinin dünyada girmedik ev, dokunmadık gönül bırakmadığı bir devirde aksini iddia etmenin gerçeklere göz kapamakla eş değer olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hangi kıtaya ve hangi ülkeye giderseniz gidin insanların ne giyeceklerinden hangi müziği dinleyeceklerine, kullandıkları teknolojik aletlerden evlerinin mimarisi ve dizaynına kadar hayatlarının her anı bu dev kültür endüstrisi tarafından biçimlendirilmektedir. Bu devasa çarkın insanlığın binlerce yıllık birikiminden geriye kalanları tamamen yok etmemesi için farklılıkları zenginlik olarak gören anlayışa sıkı bir şekilde sahip çıkmamız gerekiyor. Kendi tarihine, kültürüne, sanatına, değerlerine sahip çıkamayan, yeni nesillerin eğitimini bu bilinçle veremeyen ülkenin ve toplumun bir süre sonra kimliğini kaybetmesi kaçınılmazdır. Eğitimi ve kültürü, özellikle güçlendirmenin yolu ise bu alanda gayret gösteren, mücadele eden, emeğini ve birikimini ortaya koyan insanları desteklemekten geçiyor."

Devlet olarak bu çerçevede tüm imkanları seferber ettiklerini bildiren Erdoğan, "Ülkemizdeki her bir evladımızın eğitime erişimini sağlamak için 309 bin yeni derslik inşa ettik ve içlerini en modern şekilde donattık. Her derslikte öğrencilerimizin eğitim öğretimi için 632 bin yeni öğretmeni göreve başlattık. Müfredatın yenilenmesinden eğitim öğretim kademeleri arasındaki geçişin düzenlenmesine kadar pek çok reformu hayata geçirdik. Buna rağmen hala eksiklerimiz olduğunun farkındayız ve tamamlamak için tüm gücümüzle çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Tarihimizden beslenen içerik üretimine ağırlık veriyoruz"

Erdoğan, kültür ve sanat alanında Türkiye'nin hak ettiği yere gelmesini sağlamanın mücadelesi içerisinde olduklarını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içinde ülkemizin en büyük kütüphanesini inşa ettik. İnşallah 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda şu anda kitap yerleştirme işlemleri süren bu kütüphaneyi, resmen hizmete açmayı planlıyoruz." diye konuştu. 

İstanbul'da da şehrin en büyük tarihi eserlerinden biri olan Rami Kışlası'nı kütüphaneye çevireceklerini anlatan Erdoğan, "Rami Kışlası'ndaki çalışmalar bittiğinde burası sadece ülkemizin değil dünyanın en önemli kütüphaneleri arasında yerini alacaktır. Çocuklara ve gençlere en etkili şekilde ulaşmak için televizyondan sinemaya, müzikten bilgisayar oyunlarına kadar popüler kültürün tüm alanlarında kendi tarihimizden beslenen içerik üretimine ağırlık veriyoruz." ifadelerini kullandı. 

Erdoğan, her yıl takdim ettikleri Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri ile Türkiye'nin kültür sanat erbaplarına desteklerini gösterdiklerine de işaret ederek, "Ülkemizi diğer alanlarla birlikte kültür sanatta da dünyanın en büyükleri arasına çıkarana kadar mücadeleye devam edeceğiz." dedi. 

"Kimliğimizi kaybettiğimizde geriye hiçbir şeyimiz kalmaz"

"Medeniyet" demenin her şey gibi kültür ve sanatı da sürekli olarak "yeniden ve yeniden inşa" anlamına geldiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti: 

"Tarihimizle elbette kıvanç duyacağız. Bu topraklarda üretilmiş her türlü kültür eseriyle sanat birikimiyle her dönemden kalma mimari eserlerle topluma rengini vermiş, tüm güzel hasletlerimizle elbette iftihar edeceğiz ama daha önemlisi biz bunların üzerine ne koyduğumuza da bakacağız. Şayet geçmişimize dahi doğru dürüst sahip çıkamıyor, günümüzde özgün bir üretim gerçekleştiremiyorsak şapkamızı önümüze koyup, düşünmemiz gerekir. Türkiye'nin son iki asırdır siyasi, sosyal ve askeri her alanda yaşadığı büyük savrulmaların en tehlikeli fay hattı işte bu noktadır. Kimliğimizi kaybettiğimizde geriye hiçbir şeyimiz kalmaz."

Erdoğan, insanları diğer canlılardan ayıran özelliğin, doğruyu ve yanlışı ayırt etme, buna göre irade ortaya koyabilme kabiliyeti olduğunu vurgulayarak, "Öyle ise toplumları birbirinden farklı kılan da kendi medeniyet, tarih, kültür ve sanat mirasıdır. Hangi medeniyetin kodlarına göre oturuyor, kalkıyor, çalışıyor, eğleniyor, ilişkilerinizi düzenliyorsanız, oraya aitsiniz demektir. Diğer medeniyetlerin birikimlerinden faydalanmakla bizatihi onun bir parçası haline gelmek farklı şeylerdir. Biz özgürlüğümüzü koruyarak dünya ile bütünleşmenin peşindeyiz." ifadelerini kullandı.

Dünyanın son bir asırdır çok fazla acı yaşadığına ve örselendiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mayıs'ta Japonya'da idim. Şimdi Ekimin 21-22'sinde tekrar Japonya'daki imparatorun devir teslimi ile alakalı resmi törenine inşallah katılacağız. Dünya büyük ama artık ilişkiler, küçükleşen bu dünyada daha da artıyor." dedi.

Erdoğan, geleceği daha huzurlu, güvenli, müreffeh yapmak, hep birlikte daha adil bir dünyada yaşayabilmek için farklılıklara saygıyı, insanlığın ortak mirasına sahip çıkmayı hayatın merkezine yerleştirmek gerektiğini söyledi.

Açılışını yaptıkları müzeyi böyle bir çabanın sembolü olarak gördüğünü belirten Erdoğan, eserin kente ve ülkeye kazandırılmasında emeği geçen mimarından mühendisine, işçisine kadar herkesi tebrik etti.

Müzenin ilk sergisi "Vuslat"

Açılış töreninde bir konuşma yapan Polimeks Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve müzenin kurucusu Erol Tabanca, müzenin inşaat aşamasında bile çevre esnafından ve vatandaşlardan destek gördüklerini ifade ederek, şunları belirtti:

"Bizimle birlikte yakın çevremiz de heyecan duymaya başladı. Benim kızım uzun yıllar Amerika'da okudu, orada çalışmalarını sürdürüyordu. Ne zaman müzenin belli bir aşamaya geldiğini gördüğünde, 'Türkiye'ye gelmek ve müzenin başında olmak istiyorum.' dedi. Gurur duydum, başka ülkelerde ekmeğini kazanmaya çalışan bir insandan, ülkemize gelip vatanına, köklerine dönen bir evlada sahip olduğumu hissettim."

Müzelerin kültürler arası bağları güçlendirdiğini dile getiren Tabanca, müzenin yapım aşamasında güzel hatıralar edindiklerini dile getirdi.

Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Akio Miyajima da Türkiye'de olmaktan mutlu olduğunu, birçok şehri gezdiğini söyledi.

Odunpazarı Modern Müze'nin Eskişehir'in cazibesini daha da arttıracağına inandığını belirten Miyajima, Japonya ile Türkiye arasındaki bağın güçlenerek devam edeceğini aktardı.

Konuşmaların ardından müzenin açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirildi. 

Temeli geçen yıl şubat ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atılan ve ünlü Japon mimarlık ofisi Kengo Kuma and Associates'ın (KKAA) tasarladığı müzede farklı büyüklüklerdeki sergileme alanlarının yanı sıra kafe, satış mağazası ve atölye alanları bulunuyor.

Osmanlı kubbe mimarisi, geleneksel Japon mimarisi ile Odunpazarı sivil mimarisinden esinlenerek inşa edilen 4 bin 500 metrekarelik çağdaş sanat alanına sahip OMM'nin, bulunduğu bölgeye ahşap yapı sistemi ve etkileyici mimarisiyle, gündüz olduğu kadar gece de canlılık getirmesi bekleniyor.

OMM'de gerçekleştirilecek eğitim programları, seminerler, sanatçı buluşmaları, atölye çalışmaları ve dinamik sergi programlarıyla kültürel gelişimin artırılması ve gençlerin sanatsal birikiminin güçlendirilmesi hedefleniyor.

Ünlü Japon bambu ustası Tanabe Chikuunsai'nin özel olarak tasarladığı enstelasyon (yerleştirme sanatı) çalışmalarını gerçekleştirdiği OMM'de dünyanın önde gelen dijital sanat kolektifi Marshmallow Laser Feast'in teknoloji, data bilim ve sanatı bir araya getiren, sanal gerçekliğin sınırlarını zorlayan eseri de yer alacak.

Müzede, küratörlüğünü Haldun Dostoğlu'nun yaptığı ve Erol Tabanca Koleksiyonu'ndan özel seçkilerin yer aldığı "Vuslat" adlı sergi ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.