O Döneme Tanıklık Eden Gazeteciler Anlattı
28 Şubat süreci döneme en yakından tanıklık eden gazetecilerle masaya yatırıldı
Türkiye'nin geçmişini karanlığa mahkum eden darbeler, muhtıralar, ihtilaller bir bir araştırılmaya devam ediyor.
Bu kez 28 Şubat süreci, döneme en yakından tanıklık eden gazetecilerle masaya yatırıldı.
Ortak Şikayet "Baskı"
Meclis'te dinlenen gazetecilerin değerlendirmelerinde öne çıkan nokta ise o dönemde "üzerlerinde hissettikleri baskıydı"
Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, 28 Şubat sürecinde medyanın rolünü mercek altına aldı.
Tankların yürütüldüğü, iktidara gözdağı verildiği o dönemi yaşayan önemli isimler, Meclis'e davet edildi, dinlendi, neler yaşadıkları soruldu.
Ortak cevap, o dönemde yaşadıkları baskıydı.
Köşe yazarı Mehmet Altan şöyle bir anısını paylaştı:
"O dönemin Genelkurmay Genel Sekreterinin, gazetenin yönetimini arayıp, askeri personelle, öğretmenlerin maaşlarını kıyasladığımdan dolayı, beni süngülere takıp cephelerde dolaştıracağını söyledi."
Kadir Çelik'ten İlginç Karşılaştırma
Gazeteci Kadir Çelik?in ise, "Baskı var mıydı? Ben orda bir belge de gösterdim, İstanbul Emniyet Müdürlüğünden gelen, benim 10 gün içinde öldürüleceğim, bulunduğum binanın bombalanacağıyla ilgili. İşimden kovulduğum dönemler oldu, çok uzun süre devlet denetiminde koruma polisleriyle yaşamak durumunda kaldım" dedi.
Dönemin sansasyonel programlarına imza atan gazeteci Kadir Çelik, 28 Şubat süreciyle bugünü şöyle karşılaştırdı:
"28 Şubat süreci içinde en çok eleştirilen şeylerden bir tanesi, devrin Başbakanı rahmetli Erbakan?ın resmi konutunda cemaat liderlerine verdiği iftar yemeğiydi. O yemeğin fotoğrafları günlerce gazetelerin manşetlerinden kalkmamıştı, irticai bir faaliyet olarak nitelendirilmişti. Şimdi o yemeğin bir benzerini 15 yıl sonra geçtiğimiz ramazan ayında sayın Kılıçdaroğlu verdi. O da bir demokratik tavır olarak nitelendirildi"
Akademisyen kimliğiyle ön plana çıkan köşe yazarı Mehmet Altan da darbelerin sebebini dış politikalara bağladı, "Türkiye'de Amerika istemezse darbe olmaz" dedi.
Medya Kullanıldı mı?
28 Şubat'a doğru, medya kullanılarak darbeye bir zemin mi oluşturuldu? sorusu da yöneltildi gazetecilere.
Ali Bayramoğlu bu soruya, "Gözlemim odur ki merkez medya, maalesef 28 Şubat?ın tetikçiliğini yapmıştır. Yani ortamı hazırlamıştır, endişeleri körüklemiştir" şeklinde cevap verdi.
28 Şubat sürecinde üniversitedeki görevinden ayrılmak zorunda kalan Ali Bayramoğlu, o dönemde tutulan fişleme listelerine dikkat çekti.
Gazeteci Yavuz Donat da komisyon tarafından dinlenenler arasındaydı.
Yavuz Donat, siyasilerin, kanaat önderlerinin ve medyanın desteği olmasaydı, darbe yapılmasının mümkün olmayacağını vurguladı.
Donat, ayrıca Türkiye'nin ve dönemin hükümetinin 28 Şubat'ın kendisinden öğrendiğini şu sözlerle komisyona anlattı.
Yavuz Donat, komisyonun çalışmasını önemli bulduğunu belirterek, "Darbe ve muhtıralara kim bulaşmış, onlar teşhir ediliyor. Bir daha kimse bu darbelere teşebbüs edemez" değerlendirmesinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.