Netanyahu: Tarihi ödün vermeye hazırız
Netanyahu'nun, İsrail'in, Filistin'le olan ihtilafı kalıcı biçimde sona erdirmek için tarihi nitelikte bir ödün vermeye hazır olduğunu açıkladı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Sözcüsü Mark Regev,Türkiye-İsrail ilişkilerinin ABD Başkanı Barack Obama'nın Kudüs ziyareti sırasında gündeme gelebileceğini belirterek, ''İsrail, Türkiye ile ilişkilerini iyileştirmeye hazır. Umarız, sürecin akışını değiştirme imkanımız olur'' dedi.
Başbakan Netanyahu'nun, ''İsrail'in, Filistin'le olan ihtilafı kalıcı biçimde sona erdirmek için tarihi nitelikte bir ödün vermeye hazır olduğunu'' açıkladığını hatırlatan Regev, ABD ile bu sürecin nasıl ileriye götürülebileceğini ele alacaklarını belirtti.
''Kalıcı, doğrulanabilir ve güvenliği ön planda tutan'' bir barış sürecinden yana olduklarına değinen Regev, Netanyahu'nun, ödün vermeye hazır olduğunu söylerken bunun karşılıklı bir hareket olması gerektiğini de vurguladığını kaydetti.
Regev, ''Barış sürecinde bir atılım yapacaksak, her iki taraf da esneklik ve liderlik göstermeli'' diye konuştu.
''ABD ile bu süreci tekrar harekete geçirmek için çalışıyoruz'' diyen Regev, İsrail'in ön koşulu olmadığını vurgulayarak, Filistin tarafının da barışa olan bağlılığını dile getirmesi gerektiğini söyledi.
''Doğrudan, yüz yüze görüşmelere geri dönmenin bir yolunu bulmalıyız'' ifadesini kullanan Regev, Filistin'den, İsrail devletinin meşruiyetini kabul etmesini beklediklerini de sözlerine ekledi.
TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİ İYİLEŞTİRMEYE HAZIRIZ
Regev, AA muhabirinin Obama'yla görüşmelerde Türkiye-İsrail ilişkilerinin ele alınıp alınmayacağına ilişkin sorusu üzerine, ''Gündeme gelebilir'' yanıtını verdi.
Sözcü Regev, ''İsrail, Türkiye ile ilişkilerini iyileştirmeye hazır. Ankara ve Kudüs arasındaki iyi ilişkilerin, her iki ülkenin de yararına olacağına inanıyoruz. Umarız, sürecin akışını değiştirme imkanımız olur'' diye konuştu.
ABD'de tutuklu MOSSAD ajanı Pollard
Regev, bir soru üzerine, Netanyahu'nun Obama ile görüşmesinde masaya gelecek konulardan bir tanesinin de ABD'de 1987 yılından beri tutuklu bulunan İsrailli casus Jonathan Pollard konusu olduğunu söyledi. Regev, ''Pollard'ın serbest bırakılması insani bir konudur'' dedi.
Başbakan Netanyahu, bu ay başında Pollard'ın eşi Esther Pollard ile Kudüs'te bir araya gelmiş, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, ''artık Jonathan'ın serbest kalma zamanı geldi'' demişti.
OBAMA'NIN ZİYARETİ
Sözcü Regev, ABD Başkanı Barack Obama'nın yarın başlayacak üç günlük ziyaretinin ayrıntılarına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Ziyaretten ötürü İsrail hükümetinin ve halkının son derece heyecanlı olduğunu ifade eden Regev, ''Bu ziyareti başarılı kılmak için elimizden geleni yapıyoruz'' dedi.
Ziyaretin ABD ve İsrail arasındaki özel ilişkiyi sergilemek için fırsat teşkil edeceğini belirten Regev, İsraillilerin de ABD'nin devletlerine verdiği destekten ötürü duydukları minnet ve memnuniyeti dile getirme fırsatı bulacaklarını söyledi.
Regev, Obama'nın temasları sırasında İran'ın nükleer faaliyetleri, Suriye'deki durum ve İsrail-Filistin barış süreci olmak üzere üç ana konunun ağırlıklı olarak ele alınacağını kaydetti.
''Nükleer silah tarihin gidişatını değiştirir''
İran'ın hiç kuşkusuz görüşmelerin merkezindeki bir konu olduğunu söyleyen Regev, ''İran rejimi nükleer silah edinme konusunda kararlı ve bu hedefe doğru ilerliyor. Uluslararası çabalara, diplomatik baskıya ve ekonomik yaptırımlara rağmen, İran girişimlerini sürdürüyor ve uranyum zenginleştirme faaliyetlerine devam ediyor, hatta bu faaliyetlere hız kazandırdı'' dedi.
Diplomasinin şimdiye kadar sorunu çözmediğini, aksine İran'a faaliyetleri için zaman kazandırdığını ifade eden Regev, ''Diplomasi, şu ana kadar İran'ın bu çok tehlikeli nükleer programına devam etmesini engellemedi'' diye konuştu.
Regev, ''Baskıyı artırmamız gerekiyor. Ancak biz diplomatik, siyasi ve ekonomik baskının askeri müdahaleyle birleştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İran rejimi, nükleer silah yolunda devam ederse, kritik ve gerçek bir askeri seçenek olduğunu görmeli. Biz, askeri seçeneğin, diplomasinin işe yaramasını da sağlayacağına inanıyoruz'' ifadesini kullandı.
Regev, İran'ın nükleer silaha sahip olmasının yalnızca İsrail'e değil, tüm bölgeye ve dünyaya yönelik bir tehdit olduğunu, tarihin gidişatını değiştireceğini söyledi.
Bir soru üzerine Regev, ''Önemli olan, İran'ın nükleer bombaya sahip olmasını engelleyemeyeceğimiz günü beklememek. Bu bizim kırmızı çizgimiz'' dedi.
''Suriye, stratejik kriz haline gelebilir''
Suriye'ye ilişkin de değerlendirmede bulunan Regev, ülkede korkunç bir insani kriz yaşandığına işaret etti.
Regev, ''Suriye devleti başarısızlığa uğramıştır. Ancak son 10 yılda Esed rejimi, içinde kimyasal silahları ve başka gelişmiş silah sistemlerini de barındıran ürkütücü boyutta bir askeri cephane oluşturmuştur'' dedi.
Suriye bölünürken ülkede çeşitli aşırıcı grupların da ortaya çıktığını ifade eden Regev, ''Bu gelişmiş silahların, ülkedeki aşırıcı gruplardan herhangi birinin eline geçebileceği endişesini taşıyoruz. Buna izin veremeyiz. Suriye'deki durum insani bir kriz, ama stratejik bir kriz haline gelme potansiyeli var'' diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.