Nasıl yani!

Nasıl yani!
 Çok net ve kesin söylüyorum: Bu coğrafyada başta Osmanlı'nın çöküşü olmak üzere son 100 yılda yaşanan her şey dolaylı-dolaysız İsrail ile...


 

Çok net ve kesin söylüyorum: Bu coğrafyada başta Osmanlı'nın çöküşü olmak üzere son 100 yılda yaşanan her şey dolaylı-dolaysız İsrail ile ilgilidir. İsrail'in Filistin toprağı üzerinde kurulma sürecinde ve devletin kurulmasından sonra bölgemizde yaşanan irili-ufaklı tüm savaş ve kargaşalar İsrail'den dolayı yaşanmıştır. Tıpkı şimdi bölgede yaşanan kargaşalarda olduğu gibi.
Mısır bir Arap ülkesi olarak İsrail'in 'düşmanı' olması gerekirken Mübarek zamanında hep dostu oldu. İsrail, Süveyş Kanalı'nı kontrol eden ve kendisine sınırdaş olan Mısır'daki her şey ile ilgilidir. İsrail ayrıca Kızıl Deniz'in güney çıkışını kontrol eden Yemen ve Libya ile Tunus'taki tüm gelişmeleri yakından izler. Ama İsrail ve İsrail'i koruyup kollayan herkesin gerçek anlamda ilgilendiği ülke Suriye'dir.


Peki neden?
Çünkü İsrail'e sınırdaş Mısır ve Ürdün, Amerikan telkinleriyle 'dava'ya ihanet etmiş ve Filistin halkını satmıştır. Bu iki ülke ile işbirliği içindeki tüm Arap ülkeleri ihanetin ortağı olmuştur. Direnen ise yalnızca Suriye ve Lübnan kalmıştır.


Suriye son 40 yıldır İsrail ve onun arkasındaki ABD ve Batı'nın tüm planlarına karşı direnmiştir. Net söylüyorum: İç politikası ve anti-demokratik yapısı ile ilgili söylenecek çok şey olmasına rağmen Suriye'nin bu tavrı olmasaydı bugün Ortadoğu çok farklı bir bölge olurdu. Yani bu bölgede ne göreceli istikrar ne de ONUR olurdu. İşte bu nedenle Suriye cezalandırılmak isteniyor. Yıllardır ABD, İsrail ve müttefik Batılı ülkeler Suriye'ye ''İran, Hizbullah ve Filistin direnişçilerinden vazgeç istediğin her şeyi verelim'' diyorlar. Mübarek dost oldu ama sonu kafeste bitti.


Demek ki; Alevi Suriye yönetimi radikal Sünni Hamas ve Cihat ile Şii Hizbullah'a destek verdiği için cezalandırılmak isteniyor. Demek ki Suriye; ABD ve geleneksel emperyalist-sömürgeci güçlerin coğrafyamızı yeniden köleleştirme plan ve çabalarına karşı direndiği için teslim alınmak isteniyor. Suriye halkının demokrasi ve özgürlük mücadelesi kesinlikle ve yüzde yüz haklıdır.


Ama Suriye'ye yönelik 'Büyük Oyun'u görmeyenler ABD ve yandaşlarının coğrafyamıza yönelik pis oyunlarını yakında mutlaka anlayacaklardır. ABD, müttefik Batılılar ve onların Arap köleleri son kale olarak Suriye'yi ele geçirmeyi hedefliyor. Bu amaçla bu ülke ve güçler Suriye'de bir Alevi-Sünni iç savaşı çıkarmak istiyor. Böylece Suriye ve dolaysıyla İran'ın desteğini kaybedecek olan Sünni Hamas, Cihat ve solcu tüm Filistinli gruplar ile Lübnan'daki Şii Hizbullah zor duruma düşecek ve İsrail'in provokasyonu ile çatışmaların içine çekilecektir.


Bölgedeki en önemli stratejik müttefikinin zor durumda kaldığını görecek olan Şii İran kendine göre yol ve yöntemlere başvurarak bölgedeki tüm gelişmelere taraf olacak ve savuma mekanizmalarını yalnızca Arap coğrafyasında değil aynı zamanda ABD için stratejik öneme sahip Pakistan, Afganistan ve özellikle Irak'ta harekete geçirecektir.


ABD ise Sünni Arap ülkelerini Şii İran'a karşı harekete geçirmek için bildik tüm pis oyunlarına başvuracaktır. Başta bölgesel Kürt hareketlenmesi olmak üzere her türlü farklı sürprizlere açık olan tüm bu beklentiler her aşamada ve tüm veri ve detaylarıyla Türkiye'yi derinden ve yakından ilgilendirmektedir. Çünkü kim ne derse desin Türkiye bu bölgenin en önemli ülkesidir. Bazıları ise bu 'önemi' kendine göre değerlendirip kullanmaya çalışacaktır. Böylece tüm bu gelişmeleri sevinerek izleyecek, ondan dolayı müthiş bir rahatlama ve haz yaşayacak ve bir taşla bölgedeki tüm kuşları vurmuş olacak olan İsrail 'One minute'nin intikamını almış olacak. Çünkü Mavi Marmara'da şehit edilen 9 insan, öldürmeye programlanmış İsrail ideolojisi için asla yeterli olamaz! Olsaydı 2008'in sonunda İsrail Başbakan Erdoğan'ın barış girişimine 'evet' der ve Suriye ile dost olurdu. O zaman da biz bugün yukarıdaki senaryoların hiçbirini konuşmamış olacaktık ve belki de Suriye'de demokrasi kendiliğinden gelecekti.


Hala anlamayanlara ben ne diyebilirim ki!


Akşam

Hüsnü Mahalli


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.